11 Temmuz 2006

Sunay Akın, Beceriksiz ve Kediş


Merhaba Arkadaşlar
bugün ileti adresime gönderilen şiiri çok beğendim ve sizlerle paylaşmak istedim!
Şiirle kalın, günleriniz şiir tadında geçsin! Bu arada çok sevdiğim bir manevi ablamdan, arkadaşımdan, meralciğimden "Selanik Gevreği" tarifi aldım, yapınca tarifini sizlerle paylaşacağım! Bu arada da iki gün içinde çok çok beğenilen elmalı kekimi sert şeftaliler ile yapacağım, yakışacağına eminim. Onun da tarifini bloguma koyacağım!
Şimdi arkamıza yaslanalım ve şiirimizi okuyalım, zaman zaman yine bu tür paylaşımlarımız olacak! Bir tek mutfak keyfini değil hayatı paylaşmak dileğiyle diye belitmiştim blogumun amacını! Şiirimiz çok sevdiğim şarimiz Sunay Akın'dan:

Beceriksiz

Kabuğunu koparmadan
ne bir elmayı soyabildim
ne de iyileştirebildim bir yaramı
ama karşıma çıkınca kızmadım
hiç elma kurduna
bendim çünkü bıçağı saplayan
onun yurduna.

Şair diyorlar benim için
bilmiyorum oysa
her şiire konmalı mı uyak
her yere nedense
konamıyor tayyare
hay dilimi arı Türkçe soksun; uçak

Kaptan olmak isterdim
aynanın karşısında
eski bir sinema yıldızı
gibi ağlayan
İstanbul hatlarinda
bir firça hafifligiyle
gidip gelen vapurlara.

Eskimo bir şair dokunuyor omuzuma
ve Kız Kulesi'ni göstererek
bırak artık diyor üzülmeyi
yedi tepeli bu şehirde
şiir okunacak tek yer
elbette denizin ortasindaki
şu küçük buz dağı.

Terzi olsa da babam
sökük dikmesini beceremem
beni yalnizca sen anlarsın
iğnenin deliğinden geçsin
diye ipliklerin
bir anlık ıslatıldığı dudaklara
takılıp kalan annem.

Sunay Akın

Hiç yorum yok: