29 Temmuz 2015

Börülce Salatası



Merhaba dostlarım nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Annem, ben ve Misi iyiyiz. Sıcaklardan kaçıyoruz. Arka odalar ve mutfak çok iyi. Tarife geçiyorum.
Malzemeler
1/2 kg börülce
2 çorba kaşığı sıvıyağ
2 çorba kaşığı sızma yağ
4 iri diş sarımsak
1 çorba kaşığı sirke
1 çorba kaşığı nar ekşisi
tuz
1 büyük boy domates

Yapılışı: ayıklanıp yıkanmış olan börülce yumuşayıncaya dek haşlanır. Sonra süzülür. Sıcakken tuz, sıvıyağ, sızma yağ, sirke, nar ekşisi ve sarımsak eklenir, karıştırılır. Soğumaya bırakılır. Servis etmeden önce domates kesilip eklenir. Servise hazır hale gelir.
Afiyetle yenir.

Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın dostlarım!

Günübirlik Hayatlar



Gerçek Psikoterapi Öyküleri 

Roma İmparatoru ve filozof Marcus Aurelius, "Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok," diye yazmış. İşte ünlü psikiyatr Irvin Yalom da bu sonsuz varoluşun küçük bir parçasını işgal eden günübirlik hayatları, yani bizi yazıyor…

Yalom yıllarca üzerinde çalıştığı bu kısa hikâyelerde hastalarının mücadelelerini konu ettiği kadar kendi sarsıntılarını da anlatıyor ve iki önemli sorunun üzerine gidiyor: Kısa da olsa nasıl anlamlı bir yaşam sürüp her günün tadına varabiliriz? Ve kaçınılmaz son olan ölüm gerçekten ne ifade ediyor? 

Öfke sorunu yaşayan bir kadın, her istediğine sahip ancak bir türlü mutlu olmayı bilmeyen bir iş adamı, insanın bu dünyadaki konumu üzerine düşünen ve bir yandan da kendi acısıyla başa çıkmaya çalışan yeni mezun bir psikolog… Irvin Yalom'un gerçek psikoterapi seanslarından derlediği bu hikâyeler, zorlukları ve tatlı anlarıyla yaşamı bir bütün olarak kabullenmeyi öğretirken aynı sayfaya her baktığınızda farklı şeyler görebileceğiniz bir başucu kitabı olduğunu kanıtlıyor.

"Hepimiz bu hayatta bizi anlayacak birilerine ihtiyaç duyuyoruz, ancak öncesinde farkına varmamız gereken birçok şey var. Günübirlik Hayatlar kendimizi, insanları ve dünyayı anlamamız için bize lekesiz bir ayna tutuyor."
-George Vaillant, Harvard Üniversitesi Psikiyatri Profesörü-

"Bu kitabı okumak, kendi zihninizi önünüze koyup sayfalarını çevirmek gibi… En derinlerde sakladığımız soruları öyle delici bir güçle bulup çıkarıyor ki!" 
-Steven Pinker, Psikolog ve Yazar-

"İnsan olmanın ne anlama geldiği sorusuna ışık tutan, maddi ve manevi güçlüklerle dolu bu yolda bize ihtiyaç duyduğumuz yardım elini uzatan hikâyeler…" 
-Daniel Menaker, Yazar-

"Bilge bir terapistin kaleminden çıkan dokunaklı ve hepimizi ilgilendiren gerçek deneyimler… Irvin Yalom'dan öğrenecek çok şey var."
- Abraham Verghese, Tıp Doktoru-

"Irvin Yalom'a hayran olmamak elde değil. İnsanlığın kederini ve neşesini usta bir romancı gibi işlerken hayatlarımızdaki küçük detayların önemini fark etmemizi sağlıyor."
-Jay Parini, Yazar ve Akademisyen-
(Tanıtım Bülteninden)

*İrvin Yalom'un yeni kitabı çıkacak ta ben de almayacağım. Öğrenir öğrenmez aldım. Elimdeki kitabı bitirmeyi bekliyorum. 

25 Temmuz 2015

Kendime Yeni Bir Ben Lazım



'Bir günde hayatınızdaki her şeyi kaybetseydiniz, ne yapardınız?'

Kendime Yeni Bir Ben Lazım 
-Miranda Dickinson-

Nell Sullivan, otuz üç yaşında, başarılı, iş odaklı yaşayan, bir barışıp bir ayrıldığı sevgilisiyle aynı işyerinde çalışan kontrol manyağı bir kadındır. Fakat bir gün içinde kendisini hem evsiz hem işsiz hem de sevgilisinden ayrılmış olarak bulur. Hayatındaki her şey kontrolünden çıkmıştır. 

Nell Sullivan bu durumla baş etmek için bir çılgınlık yapmaya karar verir: San Francisco'da yaşayan kuzeni Lizzie'yi ziyaret etmek. Nell'in tamamen kontrolü dışında gerçekleşen bu gezi sayesinde Nell, daha önceleri hayal bile edemeyeceği tamamen başka bir dünyanın kapılarını aralar. 

Kendime Yeni Bir Ben Lazım, kimi zaman güldüren kimi zaman da duygulandıran hikâyesiyle bazen "her şey bitti" dediğimiz anlarda bile aslında hayatın sürprizlerle dolu olduğunu gösteriyor okura. 


"İyimser, samimi ve eğlenceli bir hikâye... sanki benimle konuşuluyormuş gibi hissettim."
-Hanna Insyirah-

"Uzun süredir okuduğum en iyi kitap. Gerçek bir romans."
-Joy Jones-

"Zekice, zekice, zekice! İhtiyacım olan her şey bu kitaptaydı."
-Jayne Simmons-

"Fantastik. Heyecan verici, romantik ve yenileyici."
-Liz Stead-
(Tanıtım Bülteninden)

Kuru Meyveli Kek


Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben de iyiyim, tatile devam. Denize giriyorum, kitap okuyorum. Anneme işlerde yardımcı oluyorum. Misi hanımın keyfi de yerinde annemin keyfi de.  Sizinle tarif paylaşacağım için benden mutlusu yok. Blogum uzun zamandır yalnızca kitap blogu haline gelmişti doğrusu. Tabii ki kitap paylaşımında da bulunacağım.
Canım kaç gündür kuru meyveli kek çekiyordu. En sonunda A101'de buldum kuru meyve kokteylini.
Aldım. Sonra Bim'e baktım. Meğerse orada da varmış. Marka farklı, ürün adeta aynı.
Her neyse geçen gün mutfağa girdim ve kekimi yaptım. Tarifini  de sizlerle paylaşmak istedim.

Malzemeler:
3 yumurta
1 bardak süt
1/2 bardak toz şeker
Vanilya
Kabartma tozu
1 bardak sıvıyağ
3 su bardağı un
1/2 paket kuru meyve kokteyli

Yapılışı: Yumurtalar iyice çırpılır. Süt, sıvıyağ, şeker, vanilya eklenir, çırpılır. Un ve kabartma tozu eklenir. Çırpılır. Bir yanda kuru meyveler 2 çorba kaşığı kadar unla karıştırılır. Bütün malzemeler çırpılır. Kek fırına konur. 180C 'de 45 dk. kadar pişirilir.
Afiyetle yenir.
Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!


21 Temmuz 2015

Lavanta Odası


Hayatı yaşamaya değer kılan şey, özünde var olan güzelliktir ve acılar da bunun ayrılmaz bir parçasıdır…

Parisli kitapçı Jean Perdu hangi kitabın hangi acıyı çeken ruha iyi geleceğini anlama yeteneğine sahiptir. Bu nedenle "Edebiyat Eczanesi" adını verdiği kitap gemisinden ziyaretçileri hiç eksik olmaz. Ancak ne yazık ki kendi yaralarını kitaplarla saramamaktadır. Aradan yirmi bir yıl geçmiş olmasına rağmen, bir gece yarısı arkasında yalnızca bir mektup bırakarak ortadan kaybolan güzel sevgilisi Manon'u hâlâ özlemektedir. Fakat Perdu o mektubu okumaya hiçbir zaman cesaret edememiştir.

Beklenmedik bir şekilde hayatına giren bir yabancı, Perdu'nün yirmi yıllık uykusundan uyanarak gemisinin halatlarını çözmesine ve Fransa'nın güneyine, lavanta kokulu Provence'a doğru yola çıkmasına neden olur. Bu yolculukta ona son anda katılan genç bir yazar ve aşk acısı çeken Napolili bir aşçı eşlik edecektir. Perdu, Provence'a varınca kayıp aşkının hikâyesinin peşine düşerek geçmişinin gölgeleriyle savaşmaya başlayacak, mateme ve acılarına veda edip yeni bir aşka yelken açabilmesi için tırmanması gereken basamakları keşfedecektir. Hikâyelerin insanların hayatını değiştirebileceğine inanan herkes bu kitabı okumalı…

"Kumsalda okumak için muhteşem bir kitap… Son sayfaya geldiğimde yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. Keşke kapakta şöyle bir uyarı olsaydı diye düşündüm: 'Dikkat: Gözyaşlarınızı tutamayabilirsiniz.' Yine de iyi ki uyarı yapılmamış çünkü o zaman bu kitabı okumayabilirdim. Onu görmezden gelip harika bir hikâyeyi kaçırmış olabilirdim. Hayatı yaşamaya değer kılan şey, özünde var olan güzelliktir ve acılar da bunun ayrılmaz bir parçasıdır." Frauen-coaching.de

"Son derece sürükleyici ve çekici! Bütün duyularınızı baştan çıkaracak. Lavanta Odası'nı okuduktan sonra siz de gökyüzünde kendi yıldızınızı aramaya başlayacaksınız." Literaturmarkt.info

"Hayata ve aşkın gücüne dair muhteşem bir roman."
-Lebe-liebe-lache-

"Kalplere iyi gelen bir hikâye…"
-Grazia-

"Hayata, aşka, umutsuzluğa ama hepsinden çok da umuda dair, büyüleyici bir hikâye!"
-Who Weekly-

"Nina George'un anlatım tarzı bütün duyuları harekete geçiriyor. Sonuç: Şiir etkisi yaratan büyüleyici bir aşk hikâyesi."
-Schweriner Zeitung-

"İnsanın ruhuna işleyen bir kitap olduğu için acele etmeden okunmalı. Uzun zamandır bu kadar güzel bir sürprizle karşılaşmamıştım! Bu kitabı kesinlikle okumalısınız!"
-Blog Literatur-diskussion-
(Tanıtım Bülteninden)

Fasulye Salatası


Merhaba sevgili dostlarım görüşmeyeli nasılsınız? Ben iyiyim. Tatilim iyi geçiyor. Bugün sizinle fasulye salatası tarifini paylaşacağım. Malzemelere geçiyorum.

1/2 kg fasulye
250 gr hindi eti
1 soğan
kiraz domates
dondurulmuş mısır
2 diş sarımsak
sivri biber
sızma yağ
nar ekşisi
1/2 limon suyu
Tuz

Yapılışı: Ayıklanıp verev kesilen fasulyeler ve hindi eti ayrı tencerelerde haşlanır. Daha sonra sarımsak, sivri biber, sızma yağ, nar ekşisi, limon suyu,tuz,  mısır, hindi eti ve fasulye karıştırılır.
Soğan ve domates salata sofraya çıkarılmadan hemen önce eklenir. Böylece daha lezzetli olur.
Afiyetle yenir.
Sevgili dostlarım yeni tariflerle buluşmak üzere şimdilik hoşçakalın!







12 Temmuz 2015

Değişen Hayatlar


Merhaba sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerm çok iyisinizdir. Bloguma uğramayalı çok uzun zaman oldu, neredeyse bir aydır yazmadığımı fark ettim. Bu benim için çok uzun bir zaman dilimi, alışık değilim doğrusu. Ama mazeretim var, benim hayatım değişti. 10 Haziran'da il dışı atamalar için tercihlerimi yapmıştım. Annemin uğuruna inandığım için sağolsun beni kırmadı, geldi yanıma. Sonra ayın 18'ine kadar beklememiz gerekti. Sonuçları beklemek zorlu bir süreçti. Veee 18 Haziran geldi, sonuçlar açıklandı, benim tayinimin Balıkesir/Bigadiç'e çıktığını gördük. Sevinçten havalara uçtuk, beşinci tercihimdi. artık her hafta sonu anneme gidebilirim, annem de bana günü birlik gelebilir, isterse kalabilir. Artık altı buçuk saatlik mesafeler ortadan kalktı biz en çok buna sevindik. Çünkü annemde vertigo var, sağlığı o kadar uzun saatler yolculuk yapmaya müsait değil. Her neyse sonra bir anda her şey değişiverdi. Annemle Akçay'a döndük. Bigadiç'e gidip ev aradık, bulduk. Yeniden Uzunköprü'ye geldik, okulla, Milli Eğitim ile ilgili işleri hallettik. Güldal ablam da geldi, eşyalar toparlandı. En çok ta kitaplar ve dergiler yer tuttu tahmin edersiniz. Annemle ablamın eşyaların toparlanmasındaki rolleri çok büyüktü.
Pazar günü nakliyeciler geldiler, eşyalar taşındı. Misi'ye gelince odamdaki eşyalar taşınmadan hemen önce kutusuna koydum, yavrum akşama kadar kutusunda kaldı, akşam çok rahatladı ama. Eğer kutusunda tutmasaydım hem o hem biz tedirgin olacaktık. Eve gelen ustalardan çok korkuyor.
Her neyse o gün dolayısıyla Bigadiç'e taşındım. Akşam Akçay'a döndük. Çünkü elektrik ve su yoktu, üzerime almam gerekiyor.
Ertesi gün Bigadiç'teki İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile, bankada hesap açmak ile, nüfus idaresine
gidip kaydımı yaptırmakla ilgili işleri hallettim.  Resmi dairelerle ilgili işleri hallettikten sonra Akçay'a döndük. Ve tatilimiz başladı. Ablam da geçtğimiz Çarşamba gününe kadar yanımızda kaldı. Gırgır şamatayla günler geçti ve ablamın evine dönme zamanı geldi. Hala üzgünüm çünkü ablam evimizin neşe kaynağıydı, her eve lazım.
Ve ben şimdi bu yazıyı yazabiliyorum ancak. Ablam buradayken her gün başka bir yere gittik, denize girdik, gezdik. Çok güzel yerler keşfettik.
Bu arada ben il dışı atamalar için tercihi yapıp okula onaylattığımda müdür yardımcımız çok olumsuz yaklaştı, hiçbiri çıkmaz dedi. Ama bir mucize oldu ve tayinim çıktı. Çok dua ettim, Allah dualarımı kabul etti. Çok şükür!
Sevgili dostlarım benden şimdilik bu kadar, en kısa zamanda yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!





Yıldızlı Gece



Aşk, davet beklemez... 

Çalıştığı gazetedeki görevinden hiç memnun olmayan Carrie için iki seçenek vardı. Ya doğup büyüdüğü yere, ailesinin yanına geri dönecek ya da kariyerinde farklı bir yol çizmek için fırsat arayacaktı. Kendisine, kimsenin ulaşamadığı ve herkesin çok merak ettiği çok satan yazar Finn ile röportaj yapması önerildiğinde bunu hiç düşünmeden kabul eden Carrie, ne kadar zor bir seçimle karşı karşıya kalacağını henüz bilmiyordu. O güne kadar herkesten, özellikle kadınlardan uzak durmak konusunda başarılı olan Finn ise, bu davetsiz misafirin hayatını nasıl değiştireceğinden habersizdi.
(Tanıtım Bülteninden)