25 Aralık 2006

Yılbaşı Menümüzden Seçmeler ve Soframız (YE#OZEL YILBASI VE BAYRAM MENUSU)


Merhaba Arkadaşlar, bir Pazartesi gününü daha devirdik, Pazartesi sendromu olanlarımızın içi rahatladı!
Yeni yıl için günler sayılı artııık, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Yeni yılla birlikte bir yaş daha kazanıyoruz, vatana millete hayırlı olsun!
Burçiş, dün yeni yıl için ne hazırlıklar yaptı Çin Kurabiyesi olarak ta adlandırılan içine niyet kartlarından konulan kalp formunda çikolata parçacıklı cevizli kurabiye yaptı, afiyetle yendi, bugün öğleyin çay saati dolayısıyla bitti.
Anniş te Ispanaklı Börek yaptı, parmaklarımı ısırarak yedim vallahi,tarif için annişten lezzetler başlıklı yazılarıma bakabilirsiniz, pazı yerine ıspanak konacak, tarifte hiç bir değişiklik yok bunun dışında.

Hemen size çikolata parçalı kurabiyemin tarifini veriyorum arkadaşlar!

Çikolata Parçalı Kurabiye

Malzemeler:

125 gr margarin,

120 gr şeker,

1 paket vanilya,

1 yumurta,

250 gr un,

180 gr damla çikolata ya da doğranmış çikolata,

60 gr ceviz,

5 çay kaşığı karbonat.

Yapılışı:

1- Margarin ve şeker birlikte ezilir.

2- Karışıma yumurta ve vanilya eklenir.

3- Un ve karbonat ta eklenerek karıştırılır.

4- Çikolata ve ceviz eklenir, yağlanmış tepsilere istenilen büyüklükte parçalar halinde dizilerek 180 C fırında 10-15 dk. pişirilir. Ya da bir kalıba konularak yine 180 C fırında 20-25 dk. pişirilir.

Bu kurabiyelerin içine niyet kağıtları konulabilir, ben 3 tane koydum, çok eğlenceli oldu. Güldalımın işyerine götürdüm, ona, yardımcısına ve çiçekçi komşusuna çıktı, çok heyecanlandılar, eğlendiler. Sürprizlerden hoşlanıyorsanız iyi bir fikir, deneyin bence!
Çin Kurabiyemi uzun süredir yapmamı isteyen yeğenim İlayda da şansına oradaydı, sevinçle elimden aldı, onu orda görünce mutlu oldum, İloş orada olmasa eve gönderecektim hakkını zaten ama böylesi daha iyi oldu.

Niyet kartlarını anniş hazırladı, oldukça muzur olmuş değil mi?



(Sonia,yılbaşı, bayram yemekleri dışında bir de masa dizaynı oluşturmamı önerdi, bakalım ilk kez böyle bir etkinliğe katılacağım, sonuç ne olacak? Tüm katılan arkadaşlara başarılar diliyorum)

Beğendiğim kitapları sizlerle son iki yazımda paylaşamadım,beni bağışlayın, bakalım bugün neler varmış:

Birincisi Danielle Steel'in Müzmin bekarlar adlı kitabı, kitapta ideal aşkı arayan üç samimi arkadaşın bir tekne yolculuğuna çıkışı, yaşadıkları olaylar sonucunda da
aşkın bir macera olduğunu kavrayışlarıanlatılmış, şiddetle öneririm.

İkinci kitap ise Babil'in Kervan Taciri, bu kitabı ben çok daha önce okudum, çarpıldım, isteyen her insanın zenginliğe ulaşabileceği Babilli zengin bilgeler tarafından bize bildiriliyor, mucizevi yöntemler yok, tutumlu olmayı o kadar güzel öğütlüyor ki siz bir masal okurken hayatınızla ilgili yeni kararlar alıyorsunuz! Bu zengin insanlar da köleymiş eskiden! Okumanızı çok çok şiddetle öneriyorum!
Zengin Arkad, yoksul olanlara, kendisiyle aynı durumda olmayan arkadaşlarına asla sırt çevirmiyor, kibirli davranmıyor, onlar istedikleri zaman öğüt veriyor, hakikaten bugüne dek okumadıysanız mutlaka okuyun!

Evet, bugün Cemal Süreya'nın Sevgilim Bir Günün şiiri ile birlikte kahvemizin son yudumlarını alıyoruz,yeniden buluşuncaya dek sevgiyle, umutla, neşeyle kalıyoruz!

Sevgilim, Bir Günün...

Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
Izinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
Istanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor.

Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgâhtan çıkmıs bir su sayacı gibi
Aşki anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.

Günümüz ekmeğimiz, türkümüz
Çoluğumuz çocuğumuz
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Trenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri.

Her şey biliyor her sey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrediğimi?

Geldiğimi?
Gittiğimi

Hadi!

Cemal Süreya

23 Aralık 2006

Anneannemin Yıldönümü



Bugün anneannemi yitirişimizin ikinci yıldönümü!
Size biraz anneannem ve dedemden söz etmek istiyorum, anneannem Bulgaristan göçmeni dedem ise Selanik kökenli.
Annem Bulgaristan’da doğduktan sonra Türkiye’ye dönmüşler, 14 yıl burada kalmışlar sonra ver elini Avusturya, İsviçre!
Yıllar sonra yurda döndüklerinde İzmit, Tütünçiftlik’te çok güzel, İsviçre dağ evi modelinde müstakil bir ev yaptırmışlar, nefis bir bahçesi var, bahçede anneannemin zevki kocaman, mükemmel ortancalar ve torunlar geldiklerinde sallansınlar diye çok güzel bir salıncak! Bahçenin arka tarafında ev halkının gereksinimlerini karşılayacak kadar sebze yetiştirilmekte.
Bizler Mecidiyeköy’de oturan apartman çocukları anneannemlerin evi daha doğrusu bahçesi bize cennet gibi gelmekte, biz çocukluğumuzun önemli bir kısmını orada geçirdik.
Teyzem, yeğenlerim de Tütünçiftlik’te oturmaktalar, bir tek biricik aşkım, Efto dayım, Hatice yengem, biricik yeğenlerim Cem ve Atilla İsviçre’deler.
Dayımlar izne gelince bütün ailenin bir arada olduğunu düşünün! Gece yarılarına dek süren yakar toplar, sabahları aile büyükleri (annniş, mutfağı devralırdı anneannemden) sosisli sandviçler hazırlar, çaylar termosa konulur, hep birlikte Bayramoğlu’na denize girmeye gidilir. Dayımların nefis kamp koltukları eşliğinde yemekler yenilir, aile büyükleri kağıt oynarlar, sohbet ederler, biz yeğenlere de bol bol denize girmek, eğlenmek, büyüklerimiz çağırınca itirazlar eşliğinde yanlarına gitmek düşerdi!
Bütün bu güzellikleri yaşamamızı sağlayan, mutlu, doya doya bir çocukluk geçirmemizde bize büyük katkıları olan anneanneme ve dedeme buradan teşekkür ediyor ve Allahtan rahmet diliyorum!
Ne tesadüftür ki dedemi de 1997 yılının Aralık ayında kaybetmiştik!
Bazen bazı ölümlere hiç inanamazsın, bilirsin ki deden ya da anneannen hep oradadır! Dedem rahatsızdı ama anneannemin ölümü çok ani oldu, bir gün yataktan kalkıyor, dengesini yitirip düşüyor ve beyin kanaması geçiriyor.
Beşinci gününde kaybettik onu!
Anneannemlere gittiğimiz zaman ortamın değişikliğinden sanırım daha da erken kalkardık, anneannem sabahları hepimize nefis moka, sucuklu uzun ekmekli tosttan oluşan kahvaltılar hazırlardı, çok lezzetli olurdu. Bir de turşu lahanadan fırında pişirdiği lahana dolması unutulmazdı, kapuskası çok güzel olurdu!
Bir de evlerinde çok güzel bir koku olurdu, çok değişik, anneannene ve dedene özgü olan bir koku! Anneannemi son kez ziyaret ettiğimde yaşlılığına, yaşadığı zorluklara, onu yitirmemize neden olmayacak sağlık problemleri yaşamasına karşın mis gibi sabun kokan dolabına hayran kalmıştım. Çok çok titiz bir insandı, temizlik hastasıydı adeta. Namaz başörtüsünü annem aldı, kokusu hala duruyor.
Annem bugün anneannem için de dedem için de aşure yaptı, helvayı da kavurduk. İkisi için de yeniden Allahtan rahmet diliyorum!



Annişin aşuresinin tarifini “İyi Bayramlar, Gözlerin İstanbul Oluyor Birden” başlıklı yazımda bulabilirsiniz.
Helvayı ise annem, Sabah Gazetesi’nin geçen hafta sonu verdiği Sofra Özel Hamurişleri ve Tatlılar adlı dergide buldu, ilginç geldi yaptı. Hiç su yokmuş tarifte aslında ama anniş 1 bardak su kullanmak zorunda kaldı yoksa özdeşleşmiyor, tarifi vereyim, kararı siz verin, olur mu?

Kaşık Helvası

Malzemeler (25-30 adet için)

250 gr margarin,

½ kg un,

150 gr iri dövülmüş fındık,

250 gr pudra şekeri,

Yapılışı:

1-Margarini tencereye alın. İyice eriyince üzerine ½ kg unu ilave edip orta ateşte en az 20-25 dk. kavurun. Unun rengi değişince fındık içini ilave edip kavurmaya devam edin. 20-25 dk. daha kavurup ateşin altını kapatın ve pudra şekerini yavaş yavaş ekleyerek tahta kaşıkla karıştırarak iyice yedirin. Dinlenmeye bırakın.

2- Elinizin dayanacağı sıcaklığa gelince helva şekil vermeye hazır demektir.
Mutfak tezgahına folyo ya da yağlı kağıt yayın. Kaşık yardımıyla aldığınız helvayı sağ avuç içinde iyice sıkıştırın. Kaşığı sol elinizin avuç içine ters çevirin. Sol elinizin parmakları yardımıyla helvayı yavaşça çekin. Folyonun üzerine koyun. İyice soğuyup dinlenince servis yapın.

Afiyetle yiyin!

Ben helvayı beğenerek yedim, un ile yapılan helvayı hiç sevmem ama bunu severek yedim hatta yazımı yazarken atıştırıyorum, su ilavesi ile çok güzel oldu.



Arkadaşlar, ben bu aralar kurabiye hastası oldum, özellikle akşamları nescafenin yanında arıyorum, dün akşam da yoğun bir gün geçirdiğim halde dayanamadım ve okulda yaptığımız kurabiyenin (portakal kabuklu - fındıklı kurabiye) nin limon kabuklu olanını yaptım, fındık koydum yine, yumurta olmayışı bile beni engelleyemedi, çıtır çıtır, dişimize göre kurabiyelerimiz oldu, afiyetle yedik ve Burçiş doyuma ulaştı! Anaokulunda kurabiye yapımına ilk fırsatta fotoğraflar ve tarifimizle yer vereceğim!

Dün bir de tarifini Maison Française Dergisi’nin Yılbaşı Önerileri kitapçığında gördüğüm Bretzel Ekmekleri’nden yaptım, resimde görünen çıtır çıtır bir sandviç ekmeği ama benimki öyle olmadı, yumuşacık, lezzetli oldular. Hani marketlerde uzun sandviç ekmeklerinden satılır da yumuşaklığına hayran olur, alırız, ben de hep öyle bir ekmek yapabilmeyi arzuluyordum, evet bunu başarabildim! Şekillerin çok beğenmedim yalnız,
Resimdekiyle fırından çıkan arasında dağlar kadar fark olunca yaşadığım düş kırıklığı sonucu kendi yaptığımın resmini çekmeme ve yayınlamama kararı aldım! Tarifini mi elbette vereceğim!

Bretzel Ekmeği

Malzemeler:

0,5 kg un,

10 gr tuz,

5 gr şeker,

50 gr tereyağı (ben margarini kurabiyede kullandığım için biraz sıvıyağ kullandım ama dinlendirdikten sonra yoğurunca margarinden farksız olduğunu fark ettim, mutlu oldum),

10 gr maya,

1 büyük su bardağı su,

karbonat.

Yapılışı:

1-Mayayı suda eritin. Fırında da kullanabileceğiniz bir kaba un, tuz, şeker, tereyağ ve suyu koyun, hepsini karıştırın.

2-10 dk. düz bir yüzeyde yoğurun. Daha sonra bu karışımı tekrar aynı kaba koyup strech film ile üzerini kapatın, fırının orta bölmesine yerleştirip 40 C’de 45 dk. mayalayın ( Experience ankastre fırının mayalama programı varmış, bizde yok tabii)hatta ben dışarıda mayaladım.
Mayalanmış hamuru çıkarıp 1 dk. daha yoğurduktan sonra 6 porsiyona bölün, oval forma sokun, fırın tepsisine koyun, 10 dk. dinlendirin.

3- Ekmeği tepsiye yerleştirirken altına yağlı kağıt koyun. Karbonatı biraz suyla karıştırın, ekmeklerin üzerine fırça ile sürün. Bir bıçak ile ekmeklerin üzerine çizikler atın. Ekmeklerin üzerine kalın tuz serpiştirin.

4- Tepsiyi fırının orta katına yerleştirin, tepsinin içerisine 100 gr soğuk su dökün, ekmek programına getirin. Pişen ekmekleri fırından çıkarıp soğumaya bırakın.

Burçiş’in Önerisi: Sandviç yapıp afiyetle yiyin, normal olarak yiyince de çok lezzetli ama sandviç yapınca ekmekler bir başka lezzette oluyor!
Bugün, ben ne yaptım, üçlü, kelepçeli kek kalıbı aldım, biri klasik kek kalıbı, biri yuvarlak, altı pütürlü diğeri de kalp formunda.
Kızıma mama bulmakta zorluk çektik son zamanlarda, maması ithal edildiği için zaman zaman zor bulunuyor, gümrükte takılıyor, doktoru Bülent Ağabeyinin tavsiyesi ile yavru kedi maması aldım. Çünkü bir kedi bir mamaya alışırsa ondan vazgeçmiyor, ne yazık ki kediler çok seçici oluyorlar, bu hem iyi hem kötü, yeni mama daha iyisi olsa bile yüz çevirebiliyorlar!
Burçiş bugün aynı zamanda kendini dinlenceye çekmiş, yeniden nükseden soğuk algınlığı için ilaçlarını düzenli olarak almayı sürdürmüş (iyileştim diye ilaçalrı günde ikiye indirmiştim, dün sabah içmeyi unutmuştum),biraz daha toparlanmış, şimdi kendini daha iyi hissediyormuş.
Neymiş, Burçiş, bugün mama yapmamış, ama yarın boş durmayıp yeni mamalar yapacakmış, sizleri de fazla merakta bırakmadan yaptıklarını dostları ile paylaşacakmış!
Vedalaşma zamanı geldi, bugün sizlerle Ataol Behramoğlu’nun Gece Vakti Kimdir Kapıyı çalıp gelen adlı şiirini paylaşacağız.
Yeniden buluşana dek keyifle, sağlıkla, sevgiyle, mutlulukla kalın! Hoşçakalın!


Gece Vakti Kimdir Kapıyı çalıp gelen

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

Yitirdiğim bir mutluluk mu

Habercisi mi gelecekteki bir mutluluğun

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

İçimde bağıran acılar mı

Serseri, başıbos bir rüzgar mı

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

Ansızın çıkıp gelen bahar mı

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

Yüreğim mi,damarlarımda hışırdayan kan mı

Bağırarak bu kansız evlerin suratına

Bağırarak bu kansız sokakların suratına

Bağırarak bu kansız insanların suratına
Bağırarak yüreğimdeki kanı

Gece vakti kimdir kapıyı çalıp gelen

Ataol Behramoğlu

20 Aralık 2006

Paylaşılan Lezzetler 2

Annişimin nefis Ayva Tatlısı

Arkadaşlar, Burçiş bir yaklaşık bir haftadır neler çekiyor bir bilseniz, yine bilgisayarı çöktü, üç ayda bir düzenli olarak çöker bu kez arası iki ay oldu, en sonunda bilgisayarımı değiştirme kararı aldım, zamansız bir masrafa girmiş oldum ama iyi oldu, bilgisayarcımdan bugün aldım, o da geldi, neyi merak ediyorsam gösterdi, iki yıl dayanır mı sorumu gülerek "evet" diyerek yanıtladı, içim rahatladı! En kısa zamanda görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın, sizi durumum hakkında bilgilendirmek istedim, aslında bu yazıyı Pazar ya da en geç Pazartesi yazmak isterdim, elimde olmayan nedenlerden dolayı olamadı! Söz bir daha ki yazım da bu kadar gecikmeyecek!
Sevgiyle Kalın!


Evet, geçtiğimiz hafta sonunu soğuk algınlığına yakalanmış bir halde karşılamıştım, Cumartesi günü Sevincimin geleceğini öğrenince Cuma gününden Fındıklı ekmek ve de Sibelim’in Sakızlı ve Lor Peynirli Kurabiyesi’nden yaptım.

(Fındıklı ekmeği, temel ekmek yapımı tarifine sadık kalarak yalnızca zeytinyağı ve fındık ilavesiyle yaptım)

Tarifini Sibelimin arşiv safasına bakarak bulabilirsiniz! Hatta birkaç gün önce dayanamayıp yeniden yaptım, fırında biraz fazla kaldığı halde yumuşacık oldular yine afiyetle yedik!
Sevincim çok çok beğendi, tarifini aldı, tatlı lor peyniri de aldı, evde yapacak.
Ceylan, yumuşak kıvamdaki kurabiyeleri çok çok seviyormuş, işe giderken yolda bu tür yiyecekleri tercih ediyormuş, bizde de yedi, ertesi günü yanına götürmek üzere benden kurabiye istedi ki zaten verecektim!


Canım benim, zavallı kızcağızın staj yaptığı, şimdi de okulundan arta kalan zamanda çalıştığı Dünya Göz Hastanesi fuara katılmış, bizim kız da orada bulunduğu için pestili çıkmış!
Ceylanım, Marmara Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler ve Pazarlama okuyor.Bu son yılı, bitirince kadrolu olarak Dünya Göz Hastanesi’nde çalışmayı sürdürmeyi hedeflemiş durumda! Pırıl pırıl, aklı başında, çok yönlü, tarihe, yakın tarihe çok meraklı, takı tasarımı, ahşap boyama konularında yeteneği olan, derin bir müzik kültürüne sahip gencecik bir kız, 22 yaşında, kültürlü, sohbet etmekten zevk alabileceğin, kesinlikle yeni bir şeyler öğrenebileceğin bir insan,
Sevincimin olgun kızı! Allah, ailesine ve bizlere bağışlasın!

Yaptıklarımıza gelelim, bir de Portakal Ağacı’ndan Hatice’nin forum sayfasında Asya’nın minik poğaçalarının tarifi yer alıyordu, onu yaptım, lezzeti çok güzel oldu. Tarifi forum sayfasında bulabilirsiniz. Biz zaman yetersizliğinden biraz büyük şekillendirdik, anniş yardım etti bana!

Anniş te nefis Mantı Çorbası yaptı o gün, parmaklarımızı ısıracak kıvama geldik!

Annişin Nefisss Mantı Çorbası

Malzemeler:

1 su bardağı nohut,

1 tavuk göğsü,

250 gr soya kıymalı mantı,

2 diş sarımsak,

7 su bardağı su (gerekirse ilave edilir),

2 su bardağı yoğurt,

2 tatlı kaşığı pul biber,

2 tatlı kaşığı kuru nane,

2 çorba kaşığı Becel margarin,

Tuz.

Yapılışı:

1-Akşamdan ıslatılmış nohut haşlanır. İçine ince kıyılmış tavuk eti konur ve 10 dk. daha haşlanır.

2- Mantılar ilave edilir, mantıların iyice pişmesi sağlanır.

3- Başka bir kaba 2 çorba kaşığı Becel konur, içine rendelenmiş sarımsak, nane, pul biber ve tuz konur, hafifçe kızdırılır, karışım çorbanın içine dökülür, çorba bir taşım daha kaynatılır, altı kapatılır.

Servis yapılır!

Afiyetle Yenir!

Ceylan, fuar dönüşü bize gelmek istedi, birbirimizi özlemiştik, görüştük, iyi oldu! Babası, aldı, birlikte geldiler, yemek yedik, sohbet ettik, çok güzel zaman geçirdik! Gelecekleri kesinleşince ben hemen hamur mayaladım, tarifini daha önceki yazılarımdan ya da Arzu ve Ülfet Aygen'in Beyaz Unsuz ve Şekersiz Hamur işleri Kitabı'ndan bulabileceğiniz Esmer Ramazan Pidesi'ni yalnızca beyaz un ile yaptım, Ceylanım meğerse pideyi de çok severmiş, beğenerek yedi geçekten de!

Pidemin pişmeden önceki hali

Pişmemiş pideme yakından bir bakış


Pidem yanmadı vallahi!

Annişim birkaç gün önce evde duran ayvaları Ayva Tatlısı yaparak değerlendirdi, ben ayvayı öyle olduğu gibi pek yiyemiyorum,boğazıma takılıyor, hoşlanmıyorum ya reçel ya da tatlı halinde severek yiyebiliyorum!

Annişin Enfes Ayva Tatlısı

Malzemeler:

3 orta boy ayva,

1 ekşi elma,

2 bardak toz şeker,

2 bardak su,

½ lohusa şekeri,

2-3 tane karanfil,

Yeterince kaymak ya da kaymaklı tatlı lor peyniri,

Yapılışı:

1- Ayvaların kabukları soyulur, ikiye bölünür, orta çekirdekleri alınır, yayvan bir tencereye dizilir.

2- Ekşi elmanın kabukları soyulur, rendelenir, ayvaların oyuk kısımlarına yerleştirilir.

3- Ayvaların üzerine 2 su bardağı toz şeker, 2 su bardağı su, karanfil ve loğusa şekerinin yarısı konur. Kısık ateşte yaklaşık 45 dk. pişirilir.

4- Bir fırın tepsisine yerleştirilerek 20 dk. kadar fırınlanır.

5- Soğuduktan sonra üzerine kaymak ya da kaymaklı tatlı lor peyniri konularak servis edilir!

Afiyet Olsun!

Arkadaşlar, sizlerle Edip Cansever'in Yerçekimli Kranfil adlı şiirini bir kahve keyfi süresince paylaşıyor ve şimdilik hoşçakalın diyorum, sevgiyle kalın!

Yerçekimli Karanfil

Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde,

Oysaki seninle güzel olmak var,

Örneğin rakı içiyoruz,

İçimize bir karanfil düşüyor gibi.

Bir ağaç isliyor tıkır tıkır yanımızda,

Midemdi, aklımdı, şu kadarcık kalıyor.

Sen o karanfile eğilimlisin,

Alıp sana veriyorum işte,

Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel,

O başkası yok mu bir yanındakine veriyor,

Derken karanfil elden ele.

Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle,

Sana değiniyorum, sana ısınıyorum,

Bu o değil,

Bak nasıl,

Beyaza keser gibisine yedi renk.

Edip Cansever

(Not: Sibelim, resimlerimi bulanık görmüş biraz, haklı vallahi ayva tatlısının resimlerini ekleyince anladım ne demek istediğini, bundan sonraki resimler işte böyle daha net çıkacak)











14 Aralık 2006

Paylaşılan Lezzetler

Anniş mutfakta, aaaaa ne yapıyor?

Merhaba, günler nasıl geçiyor, keyfimiz yerinde değil mi arkadaşlar? Benim keyfim mi nasıl bir öyle bir böyle, hepimiz bir takım olaylar yaşıyoruz, öyle değil mi ama?Ben, ne yaptım, anneme Perşembe günü üst kat komşumuz sevgili arkadaşım Dilek’i kahveye çağırmak istediğimi söyledim, oda başka bir gün çaya çağırırız dedi. Ertesi günü okuldan bir döndüm ki ne göreyim, anniş, çaylık nefis mamalar yapmamış mı, Dilek’i de çağırmış, Burçiş, o gün neler yaşadığını unuttu, sevindirik oldu.Anniş, neler mi yapmış, her zamanki gibi hünerini konuşturmuş, çiğ börek, patates köftesi yapmış.Dilekimi beklerken tarafımızdan bir böreğin yarısı ile bir patatesli köfte kaçamağı yapıldı tabii ki! Arkadaşım gelince çay sofrasına oturduk, keyifli sohbetler yaptık. Kahveyle de sohbeti iyice taçlandırdık.

Dilekimi beklerken tarafımızdan bir böreğin yarısı ile bir patatesli köfte kaçamağı yapıldı tabii ki! Arkadaşım gelince çay sofrasına oturduk, keyifli sohbetler yaptık. Kahveyle de sohbeti iyice tatlandırdık.

Dilek, jest yapmış, eli boş gelmemiş, ciciş hediyeler almış, çok tatlı bir havlu takım ile bir de meyvelik almış (ev hediyesi olarak).Yediğimiz mamaların tarifini de sizi daha fazla bekletmeden veriyorum!Annişim, çiğ böreği her zaman kendi tarifine göre yapar ama bu kez Sofra dergisi’nin Aralık ayı sayısından almış, yapmış.

Çiğ Börek

Malzemeler (15 adet için)

½ çay bardağı sıvıyağ,

1 çorba kaşığı sirke,

2,5 su bardağı un,

1 çay bardağı su.

İçi İçin:

250 gr yağsız kıyma (biz sıfır kolesterol olduğu için hindi kıyması kullanıyoruz),

1 adet soğan,

Tuz, karabiber,

!/2 çay bardağı su.

Kızartmak için:

Sıvıyağ

Yapılışı:

1- Sıvıyağ, sirke, un ve suyu karıştırıp iyice yoğurun.

2- Hazırladığınız hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparıp her birini merdane ile pasta tabağı büyüklüğünde açın.

3- İçi için kıyma, ince kıyılmış soğan, sıvıyağ ve suyu karıştırıp yoğurun.

4- Hamurun bir kenarına kıymalı harçtan koyup diğer tarafını üzerine kapatıp elinizle bastırın. Hamur ve iç harç bitene kadar işleme devam edin.

5- Çiğ börekleri kızgın yağda arkalı önlü kızartın. Kağıt havlunun üzerinde fazla yağı süzüldükten sonra servis tabağına alın.

Sıcak olarak servis yapın ve afiyetle yiyin!

Patates Köftesi

Malzemeler:

1,5 su bardağı çiğ köftelik esmer bulgur,

3 orta boy patates,

2 orta boy kuru soğan,

1 demet maydanoz,

4-5 dal taze soğan,

1 çorba kaşığı domates salçası,

1 çorba kaşığı biber salçası,

Kimyon, tuz, karabiber,

1 tatlı kaşığı reyhan,

1 çay bardağı sıvıyağ.

Yapılışı:

1- Patatesler haşlanır, iyice yumuşayınca ateşten alınır, kabukları soyulur, püre haline getirilir.

2- Sıcak suyla yıkanan bulgur karıştırılarak patateslere eklenir. Üzeri 15 dk. bekletilir.

3- Diğer bir kapta ince kıyılmış kuru soğan sıvıyağda iyice öldürülür. Üzerine biber ve domates salçası, baharatlar, tuz eklenir. Karışım, bulgurlu patatesin üzerine dökülür, iyice yoğrulur, incecik kıyılmış maydanoz ve taze soğan ilave edilir. Şekillendirilir. Sıcak olarak servis edilir.
Afiyetle yenir!

Ben de boş durmadım, Beyaz Unsuz ve Şekersiz Tarifler Kitabı’ndan Biberiyeli Pide (Focaccia) yaptım, biliyorsunuz kitaptan birkaç tarifi burada verdiğim için uzunca bir süre veremeyeceğim. Ben ,biberiye kullanmadım, sarımsak, kekik ve zeytinyağ karışımını pidemin üzerine döktüm, çok güzel oldu tadı ,annem ve Pazar günü tesadüfen uğrayan vefalı ve kadim dostum(4 ay sonra tanışalı tam 11 yıl olacak) Fikriyem beğendiler.Yalnız benden bir eleştiri kendi yaptığım tarife, maya, ılık su ve pekmez ile karıştırılıp bekletiliyor bu da hamurun fazla kabarmasını önlüyor, bir dahaki sefere pekmezi hamura katacağım. Böylece sonuçtan daha memnun kalacağım, ince olması gerekiyorsa da bu çok çok ince oldu, ben tam kabartayım da büyük tepsi kullanırım, önemli değil, yeter ki paramparça egom onarılsın, değil mi ama? Ama onun resmini çekmedim, içime sinmedi, bir dahaki sefere artık.İki hafta önce Pazar günü Sibelin, sitemde yayınladığım pekmezli ,kepekli ve de sağlıklı kurabiyesini yaptım, tadı çok farklı oldu, içime sinmedi, Sibelim daha güzel yapmıştı ama arada yedim, gelin görün ki anniş Cuma günü onu da ısıtmış bulundu, fırında fazlaca bekletmiş, biscotti kıvamında olmuş mu, yedirdi kendini vallahi, geçen akşam da bitirdim, ne bayatladı, ne de küflendi, yaptığım günden beri hiç bozulmadı, mutlu oldum ziyan olmadı diye!Bugün de, öğrencilerimle birlikte sınıfta tarifini Ya-Pa Yayınları’nın yayınladığı “Yapıyorum, Eğleniyorum, Öğreniyorum” adlı kitaptan aldığım “Fındıklı Kurabiye’yi yaptık. Çocuklar evden toz haline getirilmiş fındık ile portakal getirdiler, portakalın kabuğu tarafımdan rendelendi, fındık yalnızca kurabiyenin üstünü süslemede kullanılacakken içine de koyduk. Hamur kalıpları ile hamuru şekillendirdiler, herkes kendi yaptığı şekildeki kurabiyeden yedi sonra diğer şekillere yüz verildi. Bazı öğrenciler de harcı hazırlarken istediğim malzemeleri verdiler. Çocuklar, fırından çıkarılıp getirilince 3’er 4’er tane yediler, çok beğendiler. Çocuklar bu etkinliği çoook sevdiler ve eğlendiler. Anasınıfı’nda bu etkinlik ilk kez bizim tarafımızdan yapılmış ,Türkan Abla öyle söyledi, eeee öğretmen mutluluğun sırrının mutfakta gizli olduğuna inanınca böyle oluyor demek ki!Tarif ve etkinlikten resimler daha sonra ilk fırsatta sizlerle paylaşılacak.Kitap paylaşımı zamanı geldiii (Burçiş’in reklam kuşağı programına hoş geldiniz gibi oldu sanki)


Bu kitap, Sibelcim'den, nice zamandır paylaşacağım sizlerle, bugüne kımetmiş, çok çok güzel tarifler var içinde, bize karadeniz'den bolca fındık gelecek, Songül teyzem getirince artık hemen her tarifi fındıklı yaparım ki fındıklı ekmek te zaten! Yapılıp sizlerle paylaşılmayı bekliyor, şimdilik mutsuz suratla duruyor sonra değerlendirilince kendini işe yarıyor duyumsayıp mutlu olacak yaa!

İkinci kitabımız Etkili insanların 7 Alışkanlığı, edilgen değil aktif olmayı öğütlüyor, iletişim kurmak için çok güzel ve etkili çözümler sunuyor, bireyler arası şu aralar Sayın Başbakanımız Tayip Erdoğan’dan sıkça duyduğumuz kazan-kazan ilişkisinin en iyi ilişki biçimi olduğunu vurguluyor. Karşılıklı kazanmak iki tarafın da eşit halklara sahip olmasını sağlıyor, çok güzel, çok yalın bir kitap, okumaya başlayınca sürüklüyor insanı!

Üçüncü kitabımıza gelince o da Etkili Ailelerin 7 alışkanlığı, aynı felsefeden yola çıkılarak hazırlanmış, bireyler arası demokratik, karşılıklı kazanıma dayanan aile içi iletişim için çok ideal bir kitap! Konu aileler olunca yazar, konuları daha detaylı ele almış, diğerinden bayağı kalın bir kitap olmuş, ellerine sağlık Stephan Covey’in! Bana soracak olursanız, beğenmediğim bir kitabı sizlerle paylaşmak söz konusu dahi olamaz, almanızı şiddetle öneririm!Victor Hugo’nun “Kadına” adlı nefis şiiriyle sizlerle vedalaşıyor, yeniden buluşana dek hoşçakalın diyorum! Aynı Kayahan’ın “E bebeğime” şarkısında olduğu gibi günlerin getirdiği mutluluk olsun sevgili arkadaşlarım!

Kadına

Eğer kral olsaydım!Çiğneyerek tahtımı

Memleketin halkını dizlerine sererdim.

O kuvvetli hükmümle bütün tacı tahtımı

Bir tek bakışın için sana feda ederdim.

Eğer Allah olsaydım.! O heybetli, o derin Kainatın,

semanın, denizlerin, her yerin

İrademin önünde eğilen meleklerin

Sevgilim bir busene hepsi senindir derim!

Victor Hugo

















Yaptıklarımız-Paylaştıklarımız

(Arkadaşlar, özür dilerek elimde kalan son kandil simidi ve keki yazıma ekliyorum, bir daha ki sefere tepsiyle resimlerini çekeceğim, söz)

Merhaba Arkadaşlar biliyor musunuz, her yazdığım yazıdan sonra en kısa zamanda yeniden buluşmayı diliyorum ama mutlaka araya bir şeyler giriyor, kameramdı, yazıcımdı, programları yeniden yüklemekti, site ayarlarımı (sayfama yeni linkler eklerken ayarları bozuldu)yeniden yüklemekti derken zaman geçiyor, sizlerle buluşmak erteleniyor, üzülüyorum ben de tabii ki!Ama şimdi keyfim yerinde terslikler giderildi de sizlerle buluşabildik!11 Kasım’dan beri yazacağım her yazıya eklemeyi kafama koyuyorum ama her seferinde de unutuyorum, o gün ne oldu, ablamlar, bize yemeğe geldiler, benim büyük çılgın bediş yeğenim mutfak sayfam olduğunu biliyor ya bana takıldı,“sizin sitede fotoğrafınızı eklemek zorunlu oluyormuş, dört ayda bir de resmi güncellemek zorunda kalıyormuşsunuz, sen de siten için yaptıklarından dolayı zayıfken kilo almaya başlıyormuşsun, yavaş yavaş şişiyormuşsun, önceden yüzün görünürken zamanla sadece burnun, burun deliklerin görünüyormuş" deyince ben başta olmak üzere masadaki herkes koptu tabii ki!Düşünebiliyor musunuz sitem için yaptıklarım yüzünden ileride fil gibi olduğumu, Allah korusun!Ama şu var ki Mart ayında yaptığım 8 günlük detoks nedeniyle -ki vücudumu, cildimi toksinlerden arındırmak için yapmıştım- verdiğim kiloları geri aldım, çok dikkatli olmak zorundayım, Yılbaşı, Kurban Bayramı derken bayağı kilo alacak gibi görünüyorum, şimdiden 10 günlük bir sebze kürü şart oldu! Çünkü Bayram nedeniyle baklava yapma kararı aldım, ilk ve son olarak iki yıl önce yapmıştım! Bir de Kurban Bayramı'ndan sonra işi sıkı tutmam lazım ama kendi tatlımdan başkasını yemem ben de değil mi ama tabii benim yaptığım da kilo aldırmaya yeter ama ben bir şekilde dengelerim artık ne yapalım!Eveeeeet, yukarıda gördüğünüz kandil simidini ve keki ben yaptım, tarifini hemen veriyorum yalnız şöyle bir aksilik oldu, fotoğraf makinem bilgisayarcıdaydı, cep telefonumla çektim bu sefer de öğe çok büyük olduğu için gönderemedim msn adresime, bir sürü simitten mahrum kaldık, siz şimdilik bir tane kek ve simit ile yetinirseniz kısa bir süre sonra yeniden yapar resmini kameramda çeker, yazıya eklerim, söz!Aslında Brownie ama ben kek olarak yaptım, tarifi Bosch ev aletleri'nden, bir daha ki sefere sosunu da yaparım.
Çikolata Soslu Brownie

Malzemeler:

100 gr ceviz,
3 adet yumurta,

100 gr un,

150 gr toz şeker (isteğe göre biraz daha az koyabilirsiniz),

30 gr kakao,

120 gr tereyağı ya da margarin(ben Becel zeytinyağlı kullandım),

100 gr bitter çikolata,

100 ml krema,

1 paket şekerli vanilin (ben bu kez görünce merak edip aldığım Dr. Oetker Premium'u aldım, kullandım, beni ve annişimi iten bir kokusu ve tadı var, Brownie'min bütün tadı değişti, sonuç hayal kırıklığı, yenmez değil ama bizim damak tadımıza uygun değildi),

1 paket kabartma tozu,

Yapılışı:

:) Fırınınızı 200 C'de ısıtın (her zaman belitttiğim gibi ısı ayarını siz kendi fırınınıza göre yapacaksınız).

:) Karıştırma kabına yumurta ve toz şekeri koyun.Beyazlaşana dek çırpın.

:)Ardından 100 gr yağı eritin, ve un, kakao, şekerli vanilin ve kabartma tozu ile yumurtlara ekleyip karıştırarak yumuşak kıvamlı bir hamur elde edin.

:) Kalan yağ ile kek kalıbınızı yağlayın, karışımı boşaltın, 40-45 dk. pişirin.

:) Çikolatayı benmaride eritin, kremayı ilave edin (ben bunları kullanmıyorum, daha hafif olması için Dr. OetkerÇikolata Sosu kullanıyorum, ama bir daha ki sefere bu tarife sadık kalacağım).

:) Ilınan brownie'nin üzerine dökün, cevizle süsleyip servis yapın.

Afiyet Olsun!

Kandil Simidi tarifi de Ülfet ve Arzu Aygen'in Beyaz Unsuz ve Şekersiz Tarifler adlı kitabından, ben ard arda bir kaç kez oradaki tariflere yer verdiğim için bir süreliğine kitaptaki tariflere yer vermemem gerektiğini düşünüyorum, affınıza sığınarak tarifi oradan bulmanızı öneriyorum!



Anniş, Aytülüm ve ben mantar ızgarayı çok çok seviyoruz, çok hafif ve lezzetli ve pratik bu arada mantarların üzeri yanmadı, görünümünde pul biberin etkisi var! Yapılışına gelince:
Mantar Izgara

Malzemeler:

500 gr iri mantar,

Tuz,

Karabiber,

İsteğe bağlı olarak pul biber,

100 gr kadar küçük kesilmiş kaşar peyniri,

İsteğe göre küçük küçük kesilmiş kırmızı biber.

Yapılışı:

1- Mantarların kabukları soyulur, yarım saat kadar limonlu suda bekletilir (1/2 limonun suyu kullanılarak su hazırlanır),

2- Mantarların sapları kesilir, şapka kısmı alta gelecek biçimde fırın tepsisine dizilir.

3- İnce ince kesilmiş oaln sap kısımları ve isteğe bağlı olarak kırmızı biberler mantarların göbek kısmına yerleştirilir, tuz konur, kaşar peyiniri eklenir, karabiber ve pul biber de serpildikten sonra ısısı orta dereceye ayarlanmış fırının ızgara kısmında 15-20 dk. pişirilir. Kaşar peyinir iiyice eridikten sonra fırından çıkarılır, sıcak olarak servis edilir. İyi bir garnitürdür ama biz ana yemekmiş gibi yemeyi çok severiz!

Afiyetle Yenir!

Pazar akşamı annişim, pide yaptı, canımız uzun süredir çekiyordu ama her zaman yapmamaya özen gösteriyoruz. Ben temel ekmek yapımına uygun olarak hamur hazırladım, yarısını ekmek için ayırdım. Burçiş, çiçek ekmek denemesi yaptı, başarılı da oldu! Bundan aldığım cesaretle dün de 1 bardak yulaf unu kullanarak yine çiçek ekmek yaptım, iki tane küçük çiçek ekmeğim oldu! Aklınızda bulunsun yulaf unu suyu diğer unlardan daha çok seviyor, iki bardağa yakın su kullanıyorum! Aninişin pidesinin yapılışına gelince:

Annemin Muhteşem Pidesi

Malzemeler:
1 ekmek hamuru,
Yeniden yoğurmak için un,
Kaşar peyniri,
Sucuk,
1-2 domates,
İsteğe bağlı olarak sivri biber,
Üzerine sürmek için tereyağ ya da margarin,
İsteğe göre karabiber.

Yapılışı:

1-Hamuru kendiniz hazırladıysanız dinlenme süresi sona erdikten sonra (satın aldıysanız hemen) hamuru un ile yeniden yoğurun.

2- 10-15 dk. beklettikten sonra merdane ya da oklava ile açın, sucuğu, sivri biberi, domatesi, en üste de kaşar peynirini koyun, hamuru kenarlardan kıvırarak şeklini verdikten sonra yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin.

3- Önceden ısıtılmış (ısı ayarı kendi fırınınza göre ayarlanmış olmalı)orta derecedeki fırında 20-25 dk. pişirin. Fırından çıkardığınız pidenin üzerine tereyağı ya da margarin sürün, sıcak olarak servis yapın!

Afiyetle yiyin!

Ekmeğim de pide için hazırladığım hamurun yarısından yapıldı (pidenin de resmini eklemiştim ama rengi çok soluk geldiği için içime sinmedi, resmi silmek isterken sayfa ayarları değişti, 07.12.06 tarighinde yazdığım yazıyı silip yeniden yazdım, düzenledim!


Arkadaşlar, hiç içinizde izleyen oldu mu bilemiyorum ama TRT 1'de Ademler ve Havvalar adlı bir program var, Ayşenur Yazıcıoğlu hazırlıyor, sunuyor, çok güzel bir program, geliştirici, bilgilendirici, ben her zaman seyretmiyoum, arada sırada açıyorum, dün son yarım saatini yakaladım, bugünkü konunu da empati olduğunu öğrenince televizyon saat 13.30'da açıldı, program izlendi. Konuk psikolog hemen her programda olması gerekenleri belirtiyor, bugün Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan'da konuktu, ne kadar güzel, ne kadar dolu dolu bir insan,suçlululara bile empatiyle yaklaşıyor, 2 tane kitap yazmış, işin en güzel yanı kitapları ücretsiz olarak internette okuyabiliyorsunuz! Esprili bir dille yazmış, yapmanız gereken tek şey google'den Feyzullah Arslan'ı bulmanız ya da Antalya Emniyet Müdürlüğü'nün sitesini tıklamanız. Şiddetle öneriririm! Keyif kahvesi ya da çay eşliğinde okumak daha da güzel olur! Gelelim diğer kitap önerilerimize!

Büyü Dükkanı'nı ilk olarak 4 yıl önce çalıştığım okulun kütüphanesinden almıştım, çok sürükleyici ve çok çok güzel bir kitap, dayanamayıp satın aldım, kim okuduysa çok beğendi, neyse sadede gelelim. Kitpata yaşlı bir eskici var, dağ tepesinde, nefis manzarası olan bir klübede yaşıyor, oraya gelen müşterilerle sıkı pazarlık yapıyor, satın almak yok. Bir kişi gidiyor, mutluluğunu satın almak istiyor, bir diğeri gençliğini ,bir diğeri zenginliği, bir diğeri de şansı diyelim. Pazarlık yapılıyor, sen mutlu olmak için, istediklerini elde etmek için nelerden vazgeçersin, neleri göze alırsın? İnsanın kendisini, yaşadıklarını sorgulamasına yardımcı olan çok nefiss bir kitap!Yazar Yeşim Türköz, çok büyüleyici ,etkileyici ,masal gibi bir kitap yazmış, keşke Büyü Dükkanı 2,3,4 olsaymış dedik annişle! Psikodrama öyküleri bu kadar mı güzel kaleme alınır? Ellerine sağlık Yeşim Türköz'ün! Kaçırmayın alın, okuyun, okumazsanız eksiklik olur!


Evet, ikinci kitabımız da gördüğünüz gibi aynı yazarın, bu kitap ta çok çok güzel! Bu kitapta duygulara kişilik kazandırılmış, özelliklerine göre bedenlenmişler, giysilere bürünmüşler, gergin geçen günlerden sonra rahatlamak için bir haftalığına tatile çıkmışlar, tatili organize eden de akıl, her duygu kendine yakışan biçimde hareket ediyor.Kendilerini ifade etmek, karşılarındakilerin duygularını ,ddüşüncelerini öğrenmek için çeşitli oyunlara başvuruyorlar, kendilerini, yaşadıklarını sorguluyorlar, birbirleriyle hesaplaşıyorlar ve tanıdığımız güzel bir oyunu Büyü Dükkanı'ndaki pazarlık oyununu oynuyorlar. Kendi yaşadıklarınızı sorgularken buluyorsunuz kendinizi! Çok güzel bir kitap, alırsanız pişman olmazsınız ama Büyü Dükkanı bambaşka güzel, büyüleyici, etkileyici ve sürükleyici! Okuduysanız düşüncelerinizi,duygularınızı benimle paylaşın, almadıysanız da hemen alın, okuyun, düşüncelerinizi yine benimle paylaşın, mutlu olurum o zaman! Bu ay dayanamayıp Sofra ve Maison Française dergilerini aldım, ikisi de müthiş, özel hazırlanmışlar bu ay! Sofra Dergisi bu ay, Boyut Yayınları'nın hazırlamış olduğu Dünya Mutfakları'ndan Sağlıklı Yemek Yemek Tarfileri kitapçığı vermiş iki tane, bir de klasörleri var ki çok çok güzel, 4 ayda tamamlanacak bir set!

Maison Française Dergisi'ni de kaçırmayın derim, o da çok güzel, bir de geçen sene bir aksilik nedeniyle veremediklerini düşündüğüm çok şık ajandalarını da armaağn etmişler, ajandanın içinde bilmemiz gerekenler, yemek tarifleri, yer önerileri, kültür, sanat, doğa her şey var!

Sıra şiir paylaşımımıza geldi, bugün şair Metin Köse'den Ay Tutuldu adlı şiiri okuyacağız! Yeniden görüşenceye dek sevgiyle,sağlıkla, keyifle kalın, hoşçakalın!

Ay tutuldu

Bu gece ay tutuldu,
Kime tutuldu bilmiyorum,
Ben tutulmuştum ya,
İşte öyle tutuldu,
Ben gördüm,
Şahitim ay tutuldu,
Ben tutuldum,
Kimse görmedi,
Ay kime tutuldu bilmiyorum,
Ben sana tutuldum,
Sonra ay kurtuldu,
Ben kurtulamadım.

Metin Köse















1 Aralık 2006

ANNİŞİMİN SAĞLIKLI MUTFAĞI-PAYLAŞILAN KEYİFLER


Yemek kitapları ve dergileri mutfakta olmalı, öyle değil mi?
Mutfağımızdan severek kullandığımız iki köşe

Merhaba Sevgili Arkadaşlar, uzun bir süredir görüşemiyoruz değil mi, son görüşmemizin ardından 10 gün geçmiş, inanamadım.
Çok yoğundum, bilgisayarımım ayarları bozuldu, dijital fotoğraf makinem lie henüz anlaşamadık, resim çekebiliyorum, bilgisayarımda görebiliyorum ama kaydettiğim zaman açamıyorum, bir dosya gerekiyormuş, o da bende yok şimdilik (nihayet sorunu bir şekilde çözebildim). Offf her an bir terslik çıkıyor inanın, yazıcım da arızalı, şimdi bilgisayarcıda. Şimdi neden uzun bir süredir yazamadığımı anladınız değil mi dostlarım! Bu arada isimsiz bir okuyucun Gözyaşı Çetesi ve Hırsız Polis dizileri ile ilgili yazı yazılması gerektiğini belirttti, yazmak farz oldu, geçen hafta Hırsız Polis dizisi yayınlandı mı? Dizi yayından kaldırıldı mı bilmiyorum. Eğer öyleyse yazık! Gözyaşı Çetesi de çok çok güzeldi, müdavimi olmuştuk, düzeyli bir diziydi, izlenmiyor diye yayından kaldırdılar, çok yazık ettiler, hiç izleyiciyi düşünmüyorlar umarım yeniden yayınlanır her iki dizi de! Bir diziyi yayınlamaya başlamadan önce iyice bir düşünmeleri lazım tutar mı tutmaz mı diye, ya sonuna kadar götürün işi ya da hiç yayınlamayın bile değil mi ama? Bir de şöyle bir şey oluyor, diziler tutunca iki yıldır yayınlananlar üçüncü yılda da yayınlanıyorlar, ilk yıl tutan diziler de ikinci yıl yeniden yayınlanıyorlar ama gereksiz uzatmalar yapılarak, ne gerek var, tadında bırakın ama değil mi? Ne gerek var Gümüş'ün 3. yılına, Kırık Kanatlar'ın 2. yılına ki ben de ikinci yıl yayınlanmasını çok arzu etmiştim, Yüzbaşı Cemal geçen sezon vurulduğunda ölseydi, Nazlı'nın ölüm biçimi de saçmaydı, hadi diyelim şoka girdi! Yine de saçma oldu! Bitişi en anlamlı olan, bir sezon yayınlanan Çemberimde Gül Oya dizisiydi! Gülbeyaz da sevimli, sıcak bir diziydi, şimdi İki Aile dizisi yayınlanıyor, İclal Aydın ile Emre Kınay ne kadar güzel oynuyorlar, değil mi ama? Eda'nın arkadaşı Oya da çok iyi bir arkadaş, Allah herkese öyle düşünceli bir arkadaş versin! Dizi filmler hakkındaki düşüncelerim işmidilik bu kadar, sizler de düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum! Size, son yazımda Brownie tarifi vereceğime dair söz vermiştim ama resmini beğenmediğim için yer vermedim,bu yüzden başka bir zaman tarifini resmiyle birlikte sizlerle paylaşacağım!
Annişimin nefis Hamsi Buğulaması’nı fotoğraf makinemde çektim, sorun yaşadım ama bugün yüklemeyi başarabildim! Ayrıca nefis lezzette Hamsi Salatası ve Lahana Dolması tariflerini de bulacaksınız!
Annişimin sağlıklı mutfağına hoş geldiniz!

Hamsi Buğulama

Malzemeler:

1 kg kılçıkları ayıklanmış, yıkanmış, kevgirde süzülmüş hamsi,

4 büyük boy kuru soğan,

1 limon,

1 limonun suyu,

1 demet maydanoz,

2 domates,

4-5 diş sarımsak,

1 çay bardağı sıvı yağ,

1 çay bardağı su,

Tuz, karabiber.

Yapılışı:

1-Soğanlar halka biçiminde ince ince doğranır.

2- Tepsiye bir sıra soğan, bir sıra balık dizilir. Balıklar bitene dek aynı işlem sürdürülür. Araya limon dilimleri ve domates konur.

3- En üste ince doğranmış sarımsak, ince kıyılmış maydanoz, tuz, karabiber, kalan limon ve domatesler konur. Son olarak sıvıyağ ve su da konur.

4- Kısık ateşte 20 dk. pişirilir. 20 dk. sonra limon suyu eklenir. 15-20 dk. daha pişirilir.
Afiyetle Yenir!
Annişin Hamsi Salatası nasıl görünüyor ama?

Hamsi Salatası

Malzemeler:

1 kg kılçıkları ayıklanmış, yıkanmış, kevgirde süzülmüş hamsi,

Tuz,

1 çay bardağı sirke,

2 limonun suyu,

1 çay bardağı zeytinyağı.

Yapılışı:

1-Hamsiler, bir borcama iç kısımları üste gelecek biçimde düzgün olarak dizilir, bolca tuzlanır. İkinci sıra balık dizilir, tuzlanır. Balıklar bitene dek işlem sürdürülür.

2- Üstüne 1 çay bardağı sirke konur, 3-4 saat bekletilir.

3- Bekletme süresinin ardından balıklar az açılmış musluğun altında tek tek yıkanır. Sonra yeniden borcama dizilir.

4- 2 Limonun suyu, 1 çay bardağı zeytinyağı dökülür.

5- 1 saat bekletildikten sonra yenilebilir kıvama gelir. Üzerine arzuya göre karabiber, dereotu, maydanoz ya da ince halkalar biçiminde kesilmiş kırmızı biber konularak servis edilebilir.
Afiyetle Yenir!


Cimişimin Hamsi Salatası Keyfi

Annişimin Nefiss Lahana Dolması

Malzemeler:

1 Orta büyüklükte sarmalık lahana,

1 su bardağı pirinç,

300 gr hindi kıyması,

1 çay bardağı sıvı yağ,

1 su bardağı su,

1 çorba kaşığı domates salçası, 1 çorba kaşığı biber salçası,

2 orta boy ince kıyılmış kuru soğan,

1 tatlı kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karabiber.

Yapılışı:

1- Lahanalar sarmaya hazır hale getirilir.

2- Soğan, domates ve biber salçası , tuz, karabiber, sıvıyağ, hindi kıyması, pirinç bir kapta karıştırılır.

3- Dolma sarılır. Yayvan bir tencereye dizilir, 1 su bardağı su konur, üzerine tabak yerleştirilir, 15-20 dk. orta ateşte pişirilir.

4- 15-20 dk. sonra 4-5 diş dövülmüş sarımsak, sumak, 1 çay kaşığı limon tuzu eklenir, kısık ateşte 45 dk. daha pişirilir, altı kapatılır, 15-20 dk. dinlenmeye bırakılır.
Afiyetle Yenir!

Arkadaşlar, Söke Un, yeni bir ürün çıkarmış, Yulaf Unlu Ekmek Harcı, Çarşamba günü annişleCarrefour'a gittik,
orada gördük, ilgimizi çekti ,aldık, ertesi günü yaptım, hamur yoğurmak istedim, o zaman insanda stres diye bir şey kalmıyor. çok güzel oldu da yulaf unu biraz daha fazla su istiyor, 2 bardağa yakın su kullanılıyor, ben önce 1,5 su bardağı su kullandım sonra su ilave ettim yine de çok güzel oldu. Ekmeklerim tam somun kıvamında oldu.
Burçiş te mutlu oldu!
Arkadaşlar, şimdi sıra çok beğenerek aldığım kitaplarımdan bazılarını paylaşmaya geldi!


“Çocuğumuz ve Biz- Çocuklar Hakkında En Çok Sorulan Sorular” adlı kitapta anne-babaların çocuk yetiştirirken en çok gereksinim duydukları bilgileri ele almış, çocuğuma sağlıklı uyku alışkanlığını nasıl kazandırabilirim, çocuğum için güvenli ortamı nasıl oluşturabilirim, çocuğumla birlikte daha iyi zaman geçirmek istiyorum, neler yapabiliriz, çocuğum nasıl sağlıklı arkadaşlık ilişkileri kurabilir, çocuğumuzu sosyal hayata nasıl hazırlamalıyız, sık sık seyahat eden anne-babayız, suçluluk duyuyoruz, çocuğuma harçlık vermeli miyim, bebekken severek yıkana çocuk şimdi suya girmek istemiyor, ne yapmalıyım, çocuğumla alışverişe gitmeyi kabus olmaktan nasıl çıkarabilirim, çevre, doğa ve çocuk. Çok çok güzel ve etkili bir rehber, şiddetle öneririm!

Bir Aile Olmak- Anne- Baba Olmanın Altın Kuralları


Ancak tutarlı, istikrarlı davranışlar sergileyerek çocuklarımıza sevgimizi ifade edebiliriz, iyi bir eğitim verebiliriz, bu yolla dengeli bireyler olmalarını sağlayabiliriz! Bunun yolları kitapta çok güzel bir biçimde anlatılmış.
İçinde yer alan konuların başlıcaları şunlar:
Bir şey karşılığında vaat etmeyin, çocuğunuza karşı dürüst olun, çocuğa karşı sözleriniz ve davranışlarınız tutarlı olsun, çocuğunuza otoriter tutum sergilemeyin, çocuğunuza reddedici tutum sergilemeyin, çocuğunuzu kendi işini yapabilecek düzeyde bilinçlendirin, çocuğunuza karşı aşırı hoşgörülü tutum sergilemeyin, çocuğunuza demokratik tutum sergileyin, sonunda evet diyeceğiniz hayırlar söylemeyin, çocuğunuza hayır demek yerine seçenekler sunun, haftalık iş bölümü yapın, çocuğunuz işe yaradığını hissetsin, çocuğunuz özel eşyasına ve odasına saygı gösterin,… daha bir çok konuda çok güzel bilgiler verilmiş, bu kitabı da şiddetle öneriyorum.


Karamela Sepeti ise çok güzel ve değişik çocuk şarkılarını içeriyor, kitap ve cd bir arada, kitapta yapılabilecek etkinliklere de yer verilmiş.
Bugün sizlerle Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun çok beğenerek okuduğum “Pulsuz Dilekçe” adlı çocukların anne-babalarına yönelik beklentilerini ifade eden çok çok güzel yazısını paylaşmak istedim, elinize bir keyif kahvesi ya da çayı almadıysanız hemen şimdi hazırlayın yazımızı birlikte okuyalım!
Yeniden buluşana dek sevgiyle, keyifle, sağlıkla kalın! Mutlu ve keyifli bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!

Sevgili Anneciğim, Babacığım;
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
:)Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.
:)Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.
:)Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
:) Öğütlerinizden çok, davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
:) Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. ” Ben senin yaşında iken………” diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım…
:)…Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
:) Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabamı övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
:) Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana süre tanıyın. :) Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim. :)Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi ve daha değerli görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
:) …Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler, Çocuğunuz. . Prof. Dr.Atalay Yörükoğlu

Annişimle kahve keyfimiz (ilginçtir, hiç bir evde bu kadar çok fincan seti hediye edilmedi bize, anniş duruma şöyle bir açıklama getiriyor, "bu evimiz çok keyifli onun için bu evde bu kadar çok fincan hediye ediliyor!"

Cumbamızda kahve keyfi bir başka güzel hele de lapa lapa kar yağıyorsa! Kar manzaramız çok güzeldir, bazen İsviçre'de olduğumu zannediyorum, çam ağaçalrı çok güzel oluyor bembeyaz giysilere bürününce! Burada kar yağmaması mümkün değil, sizlerle kar manzaramızı da paylaşacağım yağdığı ve tuttuğu zaman!