30 Kasım 2007

İşte Yeniden Kahve Ve Kitap Keyfi'nin Dayanılmaz Hafifliği Etkinliği!


Etkinliğe katılan sevgili dostlarım, arkadaşlarım yeniden merhaba!
Herkes hediyesini gönderebilmiştir, eline alabilmiştir umarım!
Biliyorsunuz ki en geç 20 Kasım'da hediyeler sahiplerini bulmuş olmalıydı!
Ama bir kaç gün önce hala hediyesi eline ulaşmamış arkadaşlar vardı, yoğunluktan dolayı ilgilenemedim!
Ama hala hediyesi eline geçmemiş olanlar varsa haber verirseniz hafta sonu dolayısıyla ilgilenebilirim!

Biliyorsunuz ki 10 Aralık'ta kitap ve kahve dostları, kendilerine gelen hediyeleri sitelerinde yayımlayacaklar!
Beni olumlu-olumsuz tüm gelişmelerden haberdar ederseniz çok mutlu olurum!
Yeniden görüşene dek sevgiyle, keyifle, hoşçakalın!

26 Kasım 2007

ESRA ÖZELLL!

Kevgir Aralık

Biliyorsunuz ki üç gün önce hepimiz sevgili Esra ile vedalaştık. Esra’nın Zerrin ile birlikte hazırladığı, tariflerinin dışında bize en güzel hediyesi Kevgir dergisi oldu. Kevgir Aralık sayısına kavuşmamıza da sayılı gün kaldı. Zerrin’in önerisiyle biz de istedik ki bu yeni sayı Esra’ya hediye gelsin. Onun sevdiği yemekler, onun kendi tarifleri bizim uygulamalarımız ile yeni sayıda yer alsın. Hüzünlü, mutsuz yazılar değil, mutlu, güzel anılarla dolu eğlenceli bir sayı olsun, Esra’yı gülümsetelim ve sevindirelim. Düşünün ki bu ona bir veda değil sürpriz hoş geldin hediyesi. Esra ile tanışmanızdan, komik anılarınızdan, yorumlaşmalarınızdan, paylaştıklarınızdan bahsedin. Fazla bir paylaşımınız olmadıysa da tarifini o kadar lezzetli pişirin ki anısız da olsa ondan bir aferin kapın.Önümüzde sadece 2 gün var. Bu iki gün içinde aşağıdaki listeden seçeceğiniz yemeği pişirip fotoğrafını da çekerek yazınızla birlikte “esraicin@gmail.com” adresine mail atın. Listedeki her kategoriden seçim yapabilirsiniz. Tariflere ulaşmak için başlıklara tıklayabilirsiniz.
Sizden tek ricam seçim yapınca yorum ile tercihinizi iletmeniz. İKİ seçim yapın ki biri sizden önce davrandıysa ikinci tercihiniz size verilsin. Yarın sabah 09.00 itibariyle kişiler ve yemekler listesi hazır olacak. Mail atmak için son gün ve saat de 29.11.2007 Perşembe akşam saat 21.00. Bu tarihten sonra gelecek mailler maalesef kabul edilmeyecek.Lütfen yandaki banner’ı sayfanıza koyarak herkesi bu faaliyetten haberdar edin ve detaylar için banner’a tıklamalarını rica edin.Haydi! Esra’ya yüreğindeki kocaman sevgisine layık olduğumuzu gösterelim.

25 Kasım 2007

#KAYNANA ÇATLATAN TARİFLER# ve BURÇİŞ'İN CHESEECAKESİ



Merhaba Sevgili Dostlarım,
Sevgili Komşumuz
  • Lale
  • 'nin çok esprili, eğlenceli etkinliği sayesinde biraradayız yine! Lale'ye bu güzel etkinliği düzenlediği, nefis tarifler, etkili sunumlar öğrenmemizi sağlayacağı için şimdiden çok çok teşekkür ediyorum!



    Bugün, Lale'nin etkinliği için mutfağa girdim, sitem için de çeşit çeşit tatlılar hazırladım ve çıktım. Tarif,benim uydurmam, okuduklarımdan bir derleme!Cheseecake ile etkinliğe katıldım!
    Soğuk algınlığına yakalandım, kendimi iyi hissettiğim bir anda işe giriştim ama şimdi iyice halsizlik çöktü!
    Şimdi iyiym ve gecikmeli olarak hemen tarifi veriyorum.

    Malzemeler:

    Pandispanya için:


    3 yumurta

    3 kahve fincanı un

    3 kahve fincanı toz şeker

    Kreması İçin:

    200 gr Labne Peynir

    200 gr süt kreması

    1 paket tart jölesi

    2 çorba kaşığı kadar toz şeker

    Dövülmüş Antep Fıstığı ya da arzu ettiğiniz meyveyle, meyve sosuyla da süsleyebilirsiniz. Ben, dışarı çıkmamak evimdeki malzemeleri kullandım.

    Yapılışı:

    1- Yumurtanın sarısı ve beyazı ayrı ayrı çırpılıp karıştırılır.

    2-Elenmiş un, karışıma katılır,yağlı kağıt kaplı kalıba dökülür (ben, silikon kalıpta deneme yaptım, pişman olmadım).

    3- Pandispanya orta ısıdaki fırında yaklaşık 15-20 dk. süteyle pişirilir. Piştikten sonra fırından çıkarılıp soğumaya bırakılır.

    4- Tart jölesi bir buçuk çay bardağı su ile karıştırılarak pişirilir. Kabarmaya başlayınca ocaktan alınır, bir buçuk çay bardağı soğuk su eklenir. Karıştırılır. Soğumaya bırakılır.

    5- Labne peyniri, toz şeker ve krema bir kapta mikserle çırpılır. Soğuyan jöle, karışıma eklenir. Karıştırılır. Pandispanyanın üzerine hazırlanan karışım boşaltılır.
    Cheseecake, istenildiği gibi süslenir. Buzdolabına konur. Dinlendirilir. Daha sonra da afiyetle yenir!

    24 Kasım 2007

    Başöğretmenimizi Saygıyla Anıyoruz!


    Başöğretmenimiz Atatürk'ü bu gün bir kez daha saygıyla anıyorum!
    Ben, Atatürkçü bir ailede yetiştim, büyüdüm! Ben de Atatürkçüyüm!
    Bu yüzden Atatürk'ün bize armağanlarını, kazandırdıklarını dile getirirken, yazıya dökerken itiraz edenleri, onu ilahlaştırdığımızı söyleyenleri, yazanları anlamam mümkün değil! Atatürk sevgimiz, birilerini fena halde rahatsız ediyor,içlerini büyük bir huzursuzluk kaplıyor. Bizleri yermekle, eleştirmekle yetinmek durumunda kalıyorlar! Atatürk sevgimizi yok edemiyorlar çünkü! Kimin buna gücü yeter ki?
    Neyse, ben Atatürk sevgimizi daha da arttıran çok değerli bir öğretmenden söz etmek istiyorum!
    Ortaokulda okurken bir Türkçe Öğretmenimiz vardı, bir daha öyle bir öğretmenim olmadı!
    Çok çok değerli, saygıyla andığım öğretmenlerimden Yücel Caniklioğlu, Atatürk'ten gözleri dolarak söz ederdi!
    Onun Atatürk sevgisi, biz öğrencilerini çok etkiledi, Ata'mızı bir kaç kat daha fazla sevdik!
    Yalnızca bir yıl öğretmenim oldu! Ama o bir yıl on yıla bedel oldu!
    Eminim ki hepimiz saygıyla andığımız, yaşadığımız sürece anmayı sürdüreceğimiz öğretmenlere sahip olduk!
    Başta, Yücel Caniklioğlu üzere tüm öğretmenlerimin ve öğretmen arkadaşlarımın Öğretmenler Günü'nü sevgiyle ve saygıyla kutluyorum!

    18 Kasım 2007

    YE#28 Geleneksel Kış Hazırlıkları Etkinliği



    Bu ay birbirinden güzel iki etkinlik düzenlendi. Biri kış hazırlıklarıyla ilgili, Sevgili
  • mahzunprenses
  • ’in düzenlemiş olduğu YE#28 Geleneksel Kış Hazırlıkları Etkinliği,diğeri de Sevgili
  • Lale
  • ‘nin düzenlemiş olduğu, esprili bir isme sahip olan “Kaynana Çatlatan Tarifler”! Sevgili Komşularıma, bu kadar güzel etkinlikler düzenledikleri için teşekkür ediyorum!
    Sevgili Mahzun Prenses, çok anlamlı, çok zevkli, zahmetli bir etkinlik düzenledin, ellerine sağlık! Kış için ne kadar çok hazırlıklar yapılıyor, salçalar, erişteler, turşular, tarhanalar, tükenmezler, reçeller, pekmezler, pestiller,…
    Biz, annişin iki birbirinden lezzetli tarifiyle etkinliğe katılıyoruz!Karışık Turşu ve Erik Reçeli (Reçel tarifi, Ayvalık
  • kelebek-pension
  • ’un Zarif Sahibesi Çiğdem Hanım’a aittir)
    Aslında, annişim, turşu kurar kurmaz ben resimlerini çekmiştim ama eski bilgisayarımın azizliğine uğradım, her ne kadar kaydetsem de resimlerimin bazıları silindi. Bana da iki kavanoz turşudan birini yayımlamak düştü!



    Karışık Turşu

    Malzemeler:

    5-6 yeşil domates
    4-5 tane acur
    7-8 tane salatalık
    5-6 tane kelek kavun
    5-6 tane kırmızı biber
    8-10 tane sivri biber
    2 baş sarımsak
    1 şişe elma sirkesi
    1 şişe üzüm sirkesi
    Yaklaşık 10 çorba kaşığı tuz

    Hazırlanışı:

    1- Sebzeler yıkanır. İstenildiği biçimde kesilir.
    2- Biberler bıçakla delinir.
    3-Sebzelerin hepsi kavanozlara yerleştirilir.
    4- Sarımsaklar soyulur, ikiye, üçe bölünerek yerleştirilir.
    5- Sirke, tuz, 1 bardak su ilavesiyle tuz iyice eriyene dek karıştırılır. Kavanozlara pay edilir. Kavanozlar sıkıca kapatılır.
    6- Kavanozların en üstüne de kereviz yaprağı konur.
    Annişin Notu:
    Serin yerde 1 ayda,
    Sıcak ortamda 15-20 günde turşunuz hazır olur.




    Kırmızı Erik Reçeli




    Malzemeler:

    1 kg mürdüm eriği
    750 gr toz şeker
    1 kabuk tarçın
    7-8 tane karanfil (Tarçın ve karanfil, reçel piştikten sonra alınır)

    Hazırlanışı:

    Erikler yıkanır, yarım ay biçiminde doğranır. Tencereye konur. Üzerine şeker eklenir. Tarçın ve karanfil konulur. Tencere ocağa yerleştirilir. Kısık ateşte yaklaşık 45 dk. pişirilir. Oluşan köpükler üzerinden alınır.
    45. dk. sonra birkaç damla limon suyu eklenir. Tencere ocaktan alınır.

    Not: Reçel, piştikten sonra tarçın ve karanfil içinden çıkarılır. Reçel soğumaya bırakılır. Daha sonra kavanozlara yerleştirilir.

    Çiğdem Hanım’ın yaptığı Erik Reçeli’ni, kaldığımız süre içersinde annişle her sabah kahvaltıda iştahla yedik. Çiğdem Hanım’a, nefis reçel tarifini bizlerle paylaştığı için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum!



    Sevgili Arkadaşlar, yeniden buluşcuncaya dek şimdilik hoşçakalın!

    17 Kasım 2007

    Yüreğimin İnkar Etmediği Yer, Ayvalık!



    "İnsan, yüreğinin inkar etmediği yere aittir."

    Richard Bach



    Selam Arkadaşlar, bugün sakin, keyifli bir gün geçirdim. Komşum, arkadaşım Dilek, akşamüstü oğluyla kahve içmeye geldi.
    Daha sonra dört gün boyunca kaldığımız Ayvalık'taki Kelebek Pansiyon'un sahibesi Çiğdem Hanım ile konuştuk,ne kadar iyi bir dost kazanmışız! İnsan,dostlarından ne kadar uzak ta olsa konuştuğu, buluştuğu zaman aynı sıcaklıkla bıraktığı yerden devam ediyor!
    Bir çok yenilikten söz etti, yeri geldikçe burada sizlerle bu yenilikleri paylaşacağım!
    Pansiyonu dış cephesini değiştirmekle uğraşıyorlarmış, mavi-beyaz tam tipik, sevimli bir Rum Evi görünümünde olacağını müjdeledi! Şimdiden, pansiyonun yeni halini göreceğim zamanı iple çekiyorum!
    İşte, Ayvalık, benim olmak istediğim yer, bir gün mutlaka buluşacağız Ayvalık,yazın, hem de uzun süreli! Ne kadar özlemişim seni,denizini, martılarını, doğanı, her şeyini!
    Yıllarca denize yakın oturan, deniz kenarında yürüyüşler yapan, denizin kokusunu içine çeken,uçan martıları seyrederek, seslerini dinleyerek dinlenen, yazın gece yarısından önce eve girmeyen biri olarak denizden uzak kalınca ne zorluk çekiyor insan!Yıllarca Yeşilköy'de oturduk! Ayvalık'ı da zaten Yeşilköy'ü andırdığı için çok sevdim. Yeşilköy'ün bozulmamış, sakin, şirin hali! Ege'nin en güzel yeri, bitki, balık cenneti, zeytin, zeytinyağı cenneti Ayvalık'ım benim! Bakarsın düşündüğümden de önce buluşurum seninle, kısa süreliğine de olsa! Belli mi olur?



    Martı

    Gece gündüz bana birdir ah güzelim
    Çünkü gözlerim hep kördür
    Kanatsız kuş olmak zordur ah güzelim
    Denize varmayan ırmak

    Gör beni, gör beni, gör, gel gözüm ol gör beni
    Sar beni, sar beni, sar, gökyüzüm ol
    Uç beni, uç beni, uç, yavru kuş ol uç beni
    Geç beni, geç beni, geç, kanadım ol

    Birak uyusun su deniz kanatlarının altında
    Gel gezmelere gidelim biz bulutların asfaltında
    Hiç yaşamamışız gibi olacak sonunda
    Ben kendi yoluma gideceğim, güneş kendi yoluna

    Takıldım gittim peşinden ah güzelim
    Bir gemiydi benim sevdiğim
    Yelkeninde bir beyaz gül ah güzelim
    Dumanında sevda sözleri

    Ezginin Günlüğü

    15 Kasım 2007

    BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!



    BİRİNCİ ŞİMDİ
    Çocuklukta büyüktüm, oyunlara girmedim..
    O bahçelerde kaldı oynanmamış oyunlar.
    Ben şimdi anlıyorum oyunda çocukları;
    Ne zaman,nerde, baksam, beni de oynuyorlar.
    Özdemir ASAF

    Merhaba Sevgili Arkadaşlar,Dostlar!
    Bugün benim doğum günüm! Pasta, benden, süslemeler annişten!Bir de Hesna'nın bir tarifini uyguladımn, onu da daha sonra paylaşırım!Güzel bir gün geçirdim, öğrencilerimle, okuldaki çalışma arkadaşlarımla doğum günümü kutladım! Sürpriz telefonlar aldım!
    Hele Seblam, ne yapmış, anımsamış, doğum günüm için bana e-kart yollamış, facebook'ta da kutlamasını gördüm, çok mutlu oldum!
    Çok teşekkür ederim
  • Sebla
  • cığım, doğum günümü anımsdaman çok büyük bir incelikti!
    Bir yaş daha kazandım, sağlıkla, keyifle, hep birlikte nice yaşlara!

    ÖĞÜT
    Okulda, anladıkça başaracaksın.
    Yaşamda başardıkça anlayacaksın.
    Gelecek mutlu-mutsuz, inanmasan da;
    Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın.

    YAKI

    Özleyince anlarımdan çalmaktayım,
    Düşlerime çalmaktayım anılarımdan...
    Onlardan bir yakınan yok da,
    Hırsızlar yakınıyor çaldıklarımdan.

    Özdemir ASAF

    10 Kasım 2007

    Ulu Önder Atatürk'ün Milletine Verdiği Armağanlar!



    Dün, yayımladığım yazıda, Atatürk'ün özdeyişlerine,Atatürk ile ilgili yazılan şiirlere yer vermem yetmedi!
    Bir de Ulu Önder Atatürk'ümüzün çok çok sevdiği milletine, Türk halkına verdiği armağanları yazarak hatırlamak gerektiğini düşündüm!



    İşte, Atatürk'ün, Türk Ulusuna verdiği armağanlar, kazandırdıklarından bazıları:

    *Ulusal Egemenlik anlaşına dayalı,modern,laik Türkiye Cumhuriyeti

    *Ulusal bağımsızlık

    *Türk bayrağı

    *İstiklal Marşı

    * Devrimler (Öğretimin birleştirilmesi,dilin Türkçeleştirilmesi,Şapka Kanunu, Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı,....)

    * Akılcılık, bilimcilik,

    *Devletçilik, halkçılık

    *İş Bankası, Atatürk'ün ve 37 kişinin yok paralarından kazandıkları parayı sermaye olarak ortaya koymalarıyla kuruldu.

    *Atatürk Orman Çiftliği

    *Yazmış olduğu bilimsel kitaplar

    Evet, benim şu anda anımsadıklarım bunlar!
    Yalnız şunu da belirtmek gerekir ki, Atatürk, hastalığı sırasında tedavi ücretini, yurt dışından getirttiği ilaçların parasını bile kendi cebinden ödemiştir.
    Bir önderin, bir liderin, mirasını bütünüyle milletine bırakması dünyada, çok ender
    rastlanan bir durumdur!
    Bir önderin, çocukları sevmesi, gençlerden korkmayıp onlara güvenmesi, kurduğu devleti, Cumhuriyeti gençlere emanet etmesi çok rastlanan bir durum değildir!
    Bir önderin, çocukları, gençleri, milletini gerçekten çok sevmesi, onlara Ululsal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,Gençlik ve Spor Bayramı, Cumhuriyet Bayramı armağan etmesi,Cumhuriyet Baloları düzenlemesi, halkıyla birlikte Bayram coşkusunu yaşaması
    hiç te öyle sık rastlanan bir durum değildir!
    Bütün bunları bize armağan eden Atatürk'e bir kez daha teşekkür ediyorum!
    Ata'm, seni içimde yaşatıyorum, biliyorum sen ölmedin!
    Ama bazen ümütsizliğe kapılıyorum o zaman işte seni çok özlüyorum! Daha rahat, huzurlu olman dileğiyle!
    Ata'm, şartlar ne olursa olsun daha çok kazanmak için asla seni de kendimi de satmayacağım! Az kazanıp onurlu,senin izinde bir yaşam sürmeye devam edeceğim!
    Ve, küçük öğrencilerime Atatürk sevgisi aşılamayı ömrüm boyunca sürdüreceğim!
    Ne mutlu Türk'üm diyene!


    Bu fotoğraf, Atatürk'ün Kur'an Kültürü kitabı ve anılarında yer verdikleri onun ne kadar inançlı bir insan olduğunu yeterince ortaya koymuyor mu?
    Atatürk, arkadaşları ile namaz kılmaya gidiyor ama diğerlerinin yanında adı geçmiyor! Çünkü adını çeşitli yöntemlerle karalamaya çalışanlar var!
    Gördüğümüz fotoğrafta da hocanın yanında ellerini açmış dua ediyor, ne kadar gösterişten uzakta!

    Tıklayın lütfen,

    Atatürk'ün, İslama bakış açısı:

    http://deepataturk.blogcu.com/178654

    http://www.türkbilim.net/ataturk/ataislam/dindarligabakisi.htm

    http://www.aa.com.tr/images/stories/ataturk/ataturk.html (125. doğum yılında Atatürk resimleri)

    Bir kez daha Atatürk'ün, Türk Gençliği'ne Hitabesi'ni hep birlikte anımsayalım, derin anlamını düşünelim milletçe!

    Gençliğe Hitabe

    Ey Türk gençliği!
    Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

    Ey Türk İstikbalinin evladı!
    İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
    Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

    20 Ekim 1927


    Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun günümüz Türkçe’sine uyarladığı Gençliğe Hitabe

    "Ey Türk Gençliği!
    Birinci ödevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır.

    Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli (güven) kaynağındır. Gelecek de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyecek kötüler bulunacaktır.
    Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için içinde bulunacağın ortamın olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin!
    Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz olabilir.
    Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir yenginin temsilcisi olabilirler.
    Zorla ya da aldatıcı düzenlerle, sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemi yapım yerleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine eylemli olarak girilmiş olabilir.
    Bütün bu durumlardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık ve üstelik hainlik içinde bulunabilirler.
    Dahası, yönetim başında bulunan böyleleri, kişisel çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan (dış) düşmanların siyasal amaçlarıyla birleştirebilirler.
    Ulus, yoksulluk ve darlık içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.

    Ey Türk geleceğinin genç kuşakları!
    İşte bu ortam ve koşullarda bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve cumhuriyetini kurtarmaktır.
    Gereksindiğin güç, damarlarındaki soylu kanda vardır."

    20 Ekim 1927

    9 Kasım 2007

    Her Yıl Ata'mızı Bir Kaç Kat Daha Hüzünle Anıyoruz, Özlüyoruz!



    "Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur."

    "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar."

    "Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar."

    (Bir banka reklamında Atatürk'ü canlandıran Haluk Bilginer'i seyrettiniz mi? Ben, biraz önce gözyaşları eşliğinde seyrettim, büyük sanatçıyı da, reklamı yapan bankayı da yürekten kutluyorum)



    "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir."

    "Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir."



    Doktorname ATA Takvim


    "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

    "Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim."

    Tıklayın lütfen!

    Sarı Zeybek (Can Dündar'ın duyarlı, eşsiz anlatımıyla)

    "http://www.youtube.com/watch?v=NtsW0dj94gM"

    BENİ SEVMEK DEMEK

    Yaşatıyor musun devrimlerimi,
    Götürebiliyor musun yeni çağlara?
    Yazıyı, kılığı, hür düşünceyi
    Örnek ediyor musun uluslara?
    Atabiliyor musun zihinlerden
    Softalık, gerilik, tüm karanlığı?
    Adın var mı en yeni buluşlarda?
    Köye sokabildin mi aydınlığı?
    Sevebiliyor musun düşmanını?
    Bolluk mu bir uçtan bir uca vatan?
    Derim ki yolumda yürüyorsunuz,
    Büyüğünden küçüğüne o zaman...
    Halim YAĞCIOĞLU

    BÜYÜK TAARRUZ

    Dağlarda tek tek
    ateşler yanıyordu.
    Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
    şayak kalpaklı adam
    nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
    güzel, rahat günlere inanıyordu
    ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
    birden bire beş adım sağında onu gördü.
    Paşalar onun arkasındaydılar.
    O, saati sordu.
    Paşalar `üç' dediler.
    Sarışın bir kurda benziyordu.
    Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
    Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
    eğildi durdu.
    Bıraksalar
    ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
    ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
    Kocatepe'den Afyon Ovası’na atlayacaktı...

    Nazım Hikmet RAN

    MUSTAFA KEMAL'LER TÜKENMEZ


    Tükenir elbet
    Gökte yıldızlar denizde kum tükenir
    Bu vatan bu topraklar cömert
    Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
    İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez ..

    Ben de etten kemiktendim elbet
    Ben de bir gün göçecektim elbet
    İki Mustafa Kemal var iyi bilin
    Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
    Ruh gibi bir şey görünmez
    İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez ..

    Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
    Bilimin yapıcılığın aydınlığında
    Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
    Evrensel yepyeni buluşlarda
    Geriliği kovmuşum ben dönmez
    İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez ..

    Başın mı dertte beni hatırla
    Duy beni en sıkıldığın an
    Baştan sona her şeyiyle bu vatan
    Sakın ağlamasın kasımlarda
    Fatihler, Kanuniler ölmez
    İnanın Mustafa Kemaller tükenmez ...

    Halim YAĞCIOĞLU

    8 Kasım 2007

    Dikkat Dikkat: Kahve Ve Kitap Keyfi'nin Dayanılmaz Hafifliği Etkinliği ile İlgili!



    "Kahve Ve Kitap Keyfi'nin Dayanılmaz Hafifliği Etkinliği'ne katılan canım dostlarım benim merhaba!
    Etkinliğe katıldığınız için bir kez daha teşekükr ederim!
    Kimi arkadaşlar, aldıkları hediyelerin coşkusuyla hemen bilgisayarın başına geçip hediyelerini yayımlamışlar! Hele bir de yakın, kafaca uyuştukları arkadaşlarından gelen hediyeler daha mutlu ediyor!
    Ben de, birinde fark ettim, sevincini, coşkusunu anlıyorum hatta sevincine ortak oldum, çok duygulandım, yorum bıraktım.
    Yaseminim, çok duyarlı davrandı, bana, etkinlik tarihini yanlış bilip bilmediğini sordu! Yasemin, tarihleri doğru biliyor! Yaseminciğim, sana buradan bir kez daha teşekükr ederim tatlım!
    Sevgili Dostlarım, hediyeler, 20 Kasım'a sahiplerine ulaştırılmış olmalı. Yani hediye ler en geç 20 Kasım'da sahiplerini bulmuş olmalı!
    Hediyelerimiz,hangi yakın arkadaşımızdan gelmiş olursa olsun sabırlı davranıp 10 Aralık'ta yayımlıyoruz!Yani 10 Aralık'tan önce hediyeleri sitelerde yayımlamak, oyun bozancılık etmek yok!
    Birazcık sabır!Anlaştık değil mi? Anlayışınız için teşekkürler!
    Sevgiyle Kalın!

    7 Kasım 2007

    Kahve Ve Kitap Keyfi Yeniden!



    Merhaba Sevgili Arkadaşlar, söz verdiğim gibi sizlerle kitap ve kahve keyfi yapmak için buluştuk!
    Kurabiye tarifi Canım arkadaşım
  • Sevda
  • 'dan, Kakaolu Kurabiye. Sevdam, yardımıma yetişti, ben Sevgili arkadaşım
  • Yasemin
  • 'in "Gönül Dostları Etkinliği'nde hediye etmiş olduğu kurabiye kalıplarını kullanmak için gönlüme göre bir kurabiye tarifi bulamazken sitesinde verdiği tarifle imdadıma yetişti(burada Sevdamın güzel etkinliğini yeniden anımsıyorum nutlulukla, keyifle).


    Şimdi kitaplarımıza geçelim mi?




    "Sevdalım Hayat" Zülfü Livaneli'nin çocukluk yıllarından başlayarak ele aldığı bu yapıt önce yazarının sonra da herkesin yaşayışının, yaşanılan olayların anlatısı da denilebilir. Elime aldığımda bırakmak zor oluyor, öyle içten öyle yalın öyle gülerken düşündüren bir kitap ki işte yine bir Zülfü Livaneli kitabı diyor insan! Hüzünleniyorsun kimi yerde gülümsüyorsun!



    Hümeyra, Naşide Gökbudak'ın şiirsel bir dille yazdığı son kitabı. Yazarı, özellikle "Asıl Adı Atiye" adlı kitabından tanıyoruz.
    Hümeyra, asırlık bir ailenin birbirinden farklı kadınlarını ve onların yaşantılarını anlatıyor. Ayvalık'ın o güzelim sahillerinden İstanbul'a uzanan, zaman içerisinde filizlenen bir aşk hikayesi! "Aşk, iki kişiliktir.
    İkiden fazla kişi ile aşk hiç olmaz. Üçüncü kişiler aşkın üzerinde kara birer gölgedir ve aşkın kimyasını, mayasını ve kalitesini bozarlar. Her yerde, her zaman olduğu gibi aşk ta da kalite çok önemlidir".



    Kolay Aslında, Sedef İybar ile Zeynep Bilgin'in hazırlamış olduğu gerçekten çok pratik ve lezzetli tariflerden oluşan bir kitap. Şiddetle öneririm! Hemen hepsi 45 dk. içerisinde hazırlanan tarifler var! Kitabın arka yüzünde şu satır yer alıyor: "İşinden aşını pişirmeye yeterli vakit bulamayanlara".



    Arkadaşlar, yeni aldığım kitapları sizlerle paylaştım.Bir önce aldığım kitapalrı da daha sonra paylaşırım.
    Yeniden buluşncaya dek sevgiyle, sağlıkla, keyifle hoşça kalın!

    2 Kasım 2007

    Linzer Turta


    Merhaba arkadaşlar!
    Dün Linzer turta yaptım, bir kısmı gitti bile! Resmide gördüğünüz turtadan arta kalanlar!
    Tarif Tea Time'dan, Sevgili
  • Mine
  • 'nin tariflerine de daha yapmadan güvenirim zaten! Hamurun kıvamı da çok güzel oldu zaten.




    Aslında geçtiğimiz hafta beni ziyaret eden
  • Sevdam
  • 'a yapmak, ikram etmek isterdim, olmadı maalesef! Sevda'ya yaptıklarımın da şekillerini beğenmediğim için resimlerini yayımlayamadım, üzüldüm!
    Sevdacım, yazarken yansıtıığn gibi çok samimi, dürüst, çok çok şeker! Kaşılıklı oturup konuşmadan güven duyduğum bir kaç kişiden biridir Sevda! Nasıl yani? Düşünün ki ben tanıdığım insanlara bile çok zor güvenirim! İnsanlar, kendilerini bir şekilde ortaya koyuyorlar! Güveniveriyorsun! Ben de şaşırdım bu işe ama haklı çıktım. Haklı çıkacağımı da biliyordum zatennn :)))
    Sevda'yı zaten çok sevmiştim, sevgim, saygım kaç kat arttı inanın bilmiyorum, çok neşeli bir insan! Neşesi bulaşıcı, evimizi şenlendirdi! Cimcime'yi bile!!!
    İyi ki geldin, iyi ki evimizi şenlendirdin canım arkadaşım! Bir daha ki buluşmamızda söz, kendi ellerimle Linzer Turta yapacağım sana!
    Bir daha ki sefere kitap keyfi yapalım sizlerle, olur mu? Keyifli, mutlu,sağlıklı, neşeli bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!



    (Sevda'm, Cimcime'yi çok şımarttığımı söyledi, bu resmi görseydi ne derdi, bilemiyorum artık! Hani pamuklara sarıp sarmalayıp büyüttüm misali. Benim kızım cibinlik severmiş!