19 Nisan 2018

23 Nisan Hazırlıkları


Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Ben iyiyim. Mart ayının başından beri çocukları 23 Nisan için çalıştırıyorum. Her gün defalarca prova. Çocuklar yoruluyor. Ben mükemmeliyetçi bir öğretmenim.
İlk oynayacakları oyun "dik dur kardeşim". Şarkının sözleri zaten ne yapmaları gerektiğini söylüyor.
İkinci oyun da "küçük kız" rondu. Kızlar onu henüz yapmayı başaramıyorlar. Bugüne dek törenlerde çocuklar ufak hatırlatmalarla kendileri oynarlardı. Ama bu kez prova yaptırır gibi olacak. Son beş yılda üçüncü kez bu oyunu oynatıyorum. Bu yılki kızlar niye bu oyunu beceremiyorlar anlamıyorum. Hepsi de zeki üstelik. Provalarda sinirleniyorum. Yarın son prova. Pazartesi günü 23 Nisan. İnşallah üstesinden geliriz. Yarın öğleden sonra anneme gidiyorum. Moral depolayıp dönerim. Neredeyse bir aydır blogdan kopmuşum, sizleri özledim. Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!

Sanma ki Yalnızsın


Sana kelimelerden kaleler yaptım. Hendekli, balkonlu, eflatun bayraklı, girişi saklı kocaman kaleler. Bir odasında bıraktım yüreğimi. Merasimsiz, habersiz, tantanasız ve beklentisiz usulca düşürüverdim elimden, olur da bulursan belki sevinirsin diye, öylesine.
Sana harflerden sarmaşıklar ördüm; geceleri gözlerini kapadığında, uyku ile uyanıklık arası o tekinsiz aralıkta durduğunda, cinlerin meşveret alanında yapayalnız kaldığında koklarsın belki, hatırlarsın diye.
Sana alfabeden kaftan diktim; azametle giyesin ve hiç üşümeyesin diye, kalın kadifeden, sırma ipliklerle. İşledim üzerine isminin baş harflerini, sessiz ve derinden, kimse bilmeden, sadece Yaradan’ın duyduğu bir yemin gibi.
Sana noktalardan güller, virgüllerden bülbüller, ünlemlerden yaylalar, noktalı virgüllerden dağlar ve ovalar yaptım. Her bir imla işaretini özenle ekledim isminin büyüsüne. Çünkü sevmek, yeni bir dil inşa etmek demek. İki kişilik bir dil. Çünkü aşkın olduğu yerde muhakkak kelam vardır, sessizlik değil. 

* Elif Şafak'ın kitabı çıkmışsa ilk fırsatta alınıp okunur.