29 Ağustos 2008

Ustalara Veda İlhan Berk ve Orhan Günşiray


Uyuyamaz bir halde internette dolaşırken çok büyük ve değerli şairimiz İlhan Berk'i kaybettiğimiz öğrendim. Çok çok üzüldüm.
Aynı gün değerli oyuncumuz, emektar Orhan Günşiray'ı da yitirmiş bulunuyoruz! Üzüntüm bir kat daha arttı! Aslında onları yitirmedik yalnızca bir başka boyutta bir yolculuğa çıkıyor oluşlarına tanıklık ediyoruz ve üzülüyoruz! Allah'tan rahmet diliyorum!Henüz ayakta olan sağlam çınarların da yıkılmamasını diliyorum!


Aşk
sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk
mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu
sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
nicedir bir pencereden deniz güzel değil
nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden
sen gel bizi yeni vakitlere çıkar


Ben Senin Krallığın Ülkene Yetiştim


Ben senin krallığın ülkene yetiştim
Kaldım gölge tanımayan güzelliğinle.
Her sabah büyüten denizimizi böyle
Gülüşlerindi o ülkede bilmez miyim.
Sen o çıktığım sularsın, zencim benim
Denize bakan evler gibiydim seninle.
Dur, geliyorum ellerin ne güzel öyle
Beni şey et gülüşlerini bekleyeyim.
Sen gittiğim o ülkesin varılmıyorsun
Vurmuş sonrasız nasıl en güzel sulara
Güzelliğin balıkları gibi İstanbul'un.
Şimdi her yerde ne güzeldiniz o kalmış
Yankımış denizlere öbür kadınlara
Dünyada sizinle İstanbul olmak varmış.

Son Yerine

Zulmün her türlüsü
Kötü kardeşler
Hiçbiri
İnsana göre değil
Ağaç dikmek sabahları uyanmak iyi
İyi hayvanlara bakmak çiçekleri sulamak
Rahatsalar uyuyan insanların soluğunu dinlemek iyi
İyi hürlüğü düşünmek
Yaşamak onun için
Bütün gün çalışmak onun için iyi
Bütün çocukların uyuyuşu uyanışı iyi
Zulmün her türlüsü kötü.

Ne Böyle Sevdalar Gördüm, Ne Ayrılıklar

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları

Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım

Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğun üstümde duydum.
Eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.

İlhan Berk

28 Ağustos 2008

Enerji [D]evrimi'nde 6. Adım


Arkadaşlar, dostlar yeniden merhaba!
Bugün, Enerji [D]evrimi'nin 6.adımına gelmiş bulunuyoruz. Önümüzdeki hafta 7. ve son adımı paylaşacağız.
Adım 6: Hükümeti de israf ampüllerine karşı harekete geçirelim


Bizimle bunca yolu katettiğiniz için teşekkürler. Bu adım israf ampüllerinin yasal olarak yasaklanmasıyla ilgili. Hükümeti bu yasal düzenlemeyi gerçekleştirmesi konusunda harekete geçirmeliyiz. Hep birlikte çalışırsak büyük bir fark yaratabiliriz.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan ’ı “2009 yılına kadar tüm israf ampüllerinin ithal ve üretimini yasaklamaya ve tasarruf ampüllerini teşvik etmeye” davet edin. Bu Greenpeace’in Türkiye’de yürüttüğü iklim kampanyasına büyük katkıda bulunacak.

Türkiye’de israf ampüllerinin kullanımdan kaldırılması pek çok kömür santralinin yarattığı kirliliği engelleyebilir. Elektrik kesintilerinin engellenmesinde “nükleer santral” yapmaktan daha etkili ve çevreci bir çözüm olacaktır. Ayrıca, liderlere enerji verimliliğine verdiğiniz önemi gösterecektir.

Dilekçeye adınızı eklemek için lütfen tıklayın
  • greenpeace




  • En kısa zamanda yeniden görüşmek dileğiyle! Sevgiyle kalın!

    23 Ağustos 2008

    ADAPTATİON ÜZERİNE



    "Çevrelerine uymak icin kendilerini yontanlar, tükenip giderler."
    R.HULL


    22 Ağustos 2008

    Biraz da Şiir ve Nahit Ulvi Akgün


    Birisi

    Birşey var aramızda,
    Senin bakışından belli,
    Benim yanan yüzümden.
    Dalıveriyoruz arada bir,
    İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belli,
    Gülüşerek başlıyoruz söze.

    Birşey var aramızda
    Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek,
    Fakat ne kadar saklasak nafile,
    Birşey var aramızda senin gözlerinde ışıldıyor,
    Benim dilimin ucunda


    Melahat'a

    Saadetten mi bu şaşkınlığım
    Paltomu tutuşundan
    Elimi alıp hatırımı soruşundan
    Ortak oluşundan mı sıkıntıma

    Böyle durma karşımda
    Böyle söyleme
    Göğsünde sıkma başımı
    İlgilenme her halimle

    Ben dayanamam bu sevince
    Ben dayanamam
    Ya ağlamak geliyor içimden
    Ya bağırmak sokak ortasında

    Nahit Ulvi Akgün

    Depodan Meyveli Hafif Bir Yaz Pastası Lütfen


    Selam arkadaşlar, yazdıklarımla artık blogumun adının anlamından uzaklaştığımı fark ettim! Aslında tariflere yer vermek istiyordum. En sonunda bugün içim sıkıldı, patladım ve paylaşmaya karar verdim!
    Aslında bu tarif "Yazlık Lezzetler" etkinliği için düşünülmüştü ama o günlerde evde olmadığım için planlar suya düştü! Canım çok istemedikçe ya da misafir gelmedikçe de tatlıdan uzak durmaya çalışıyorum! Bir ara her akşam kahvemin eşlikçisi bir tatlı olurdu şimdi biraz soğuk duruyorum,canım da çok çekmiyor doğrusu! "O kadar kitap ne için alındı Burçak" diyorsunuz değil mi? Güzel tarifler uygulamak için elbette ama ölçüyü kaçırmadan,sapıtmadan!


    Tarifine gelince cheseecake tariflerinden hemen hiçbir fark yok, süzme yoğurt ve krema yerine 750 gr normal yoğurt kullanıldı ama bana sorarsanız süzme yoğurt ve krema ikilisi daha çok yakışıyor! Bu çok çok hafif,lezzetli bir yaz pastası oldu! Yoğurt tadı baskın oldu!

    Meyveli Hafif Bir Yaz Pastası

    Malzemeler:

    2 paket Eti burçak

    100 gr Becel margarin

    500 gr süzme yoğurt

    2 yumurta

    1 paket vanilya

    100 gr krema

    1 paket labne peynir

    1 paket tart jölesi

    Yapılışı:

    Bisküviler, rondoya konur, toz haline getirilir. Margarin eritilir, toz haline getirilmiş bisküvilere yedirilir. Bisküviler, 18-20 cm çapında bir kelepçeli kalıbın tabanına sıkıca yayılır. 30 dk. boyunca buzdolabında tutulur.
    Labne peyniri mikserle çırpılır daha sonra çırpılmış olan krema eklenir. Yumurtalar eklenir, karıştırmaya devam edilir. Dilerseniz bu aşamada vanilya da ekleyebilirsiniz. Süzme yoğurdu kattım. Karıştırdım.Fırında yaklaşık bir saat kadar pişirdim.
    Piştikten ve soğuduktan sonra meyve dilimlerinipastanın üzerine dizdim.
    Hazırlamış olduğum tart jölesiyle de (tart jölesi bir buçuk çay bardağı su karıştırılarak pişirilir. Kabarmaya başlayınca ocaktan alınır, bir buçuk çay bardağı soğuk su eklenir. Karıştırılır. Soğumaya bırakılır) üzerini kapladım.
    Soğuyunca buzdolabına koydum, bir gün boyunca dinlenmiş oldu.

    Enerji [D]evrimi'nde 5. Adım


    Yeniden Merhaba!


    Adım 5: Perakendecileri zorlayın
    Geçen hafta israf ampülü üreticileriyle bağlantıya geçtiniz. Birlikte iyi iş çıkardık. Teşekkürler! Ancak üreticiler işin yalnızca yarısını oluşturuyorlar. Perakendeciler ise diğer yarısını. Etrafınızda israf ampülü satan perakendecilerle konuşun. Onlardan tasarruf (enerji verimli) ampülü satmalarını talep edin ve israf (akkor) ampüllerini raflarından indirmelerini isteyin.

    Kullanabileceğiniz ikna ipuçları ve bilgiler için lütfen
  • greenpeace
  • tıklayın.

    14 Ağustos 2008

    Enerji [D]evrimi'nde Dördüncü Adım


    Merhaba arkadaşlar, bugün Enerji [D]evrimi'nde 4. adıma geçtik!

    Adım 4: Ampül üreticilerini zorlayın.

    Greenpeace dünyanın en büyük ampül üreticilerinden bazılarıyla üst düzey görüşmeler yürüterek, onlardan 2010 yılına kadar israf (akkor) ampülü üretmeyi durdurmalarını talep ediyor. Ne kadar çok insan onları zorlarsa, o kadar çok dinlerler.
    Toplu dilekçeye adınızı eklemek için lütfen
  • greenpeace
  • tıklayın!
    Not: Arkadaşlar, sevindirici bir haber! Bu çabalarımızla yolu yarılamışız bile! Ama çabalarımızı, emeklerimizi yarı yolda bırakmıyoruz değil mi?


    Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!

    7 Ağustos 2008

    Enerji [D]evrimi'nde Üçüncü Adım-Kamusallaşın








    Arkadaşlar, yeniden merhaba! Bugün, Enerji Devrimi'mimizin 3. adımını paylaşıyoruz, birlikte gerçekleştiriyoruz!

    Adım 3: "İsraf ampülünü yasaklayın! (Ben kullanmıyorum)" ibaresini pencerenize yapıştırın ya da internette yayınlayın.

    Adım 3 kampanyanızı yaşadığınız yerde yaymakla ilgili. Bu eviniz, işiniz veya vakit geçirdiğiniz yerler olabilir.

    Enerji [D]evrimini aileniz ve arkadaşlarınız dışındaki insanlara da yayın. Ne kadar çok insan harekete geçerse, gezegenimiz açısından o kadar iyi olacak. Unutmayın ki, az vaktimiz var. Bir an önce kitlesel anlamda harekete geçmek gerekiyor. Çevrenize gerçek çözümler olduğunu gösterin.

    İhtiyacınız olan poster ve web pankartı gibi malzemeleri indirmek için buraya tıklayın:
    "http://www.greenpeace.org/turkey/banners-and-buttons"

    Ev aktivitesi: Posterleri evinizde görünen bir yere yapıştırın.

    Online aktivite: Bannerlarımızı (web pankartlarımızı) MySpace, Facebook, e-posta imzanız gibi online görünebilecek yerlere yerleştirin. Böylece, internet ortamından milyonlara ulaşın.

    Önümüzdeki bir kaç hafta boyunca israf ampülü üreticilerini, satıcılarını ve politikacıları verimli ampüle geçmeleri için zorlayacağız.

    "http://www.greenpeace.org/turkey/banners-and-buttons"

    Kampanyaya katıldığınız için teşekkür ederiz. En kısa zamanda yeniden görüşmek dileğiyle şimdilik hoşçakalın!


    5 Ağustos 2008

    Cimcime'den Haberler Getirdim Size!


    Merhaba dostlarım,arkadaşlarım!
    Kızım ve ben, hastalığımız dolayısıyla ilgilenen, iletiler, yorumlar gönderen dostlarımıza, arkadaşlarımıza çok çok teşekkür ediyoruz! :))
    Dün,kızımın Bülent ağabeyine gittik, boynundan kan alındı,yaramaz kızım yaygarayı kopardı tabii ki! Tahlil sonucunu aldık.Doktorun, bir hastalıktan şüphelenmesi başka şey,insanın sevdiklerinin o hastalığa yakalanmış olması başka şey!
    Bülent Bey, karaciğer, böbrek yetmezliği olabileceğini söylüyordu, dün "Burçak, senin kedinde karaciğer yetmezliği var" dedi! İnanamadım,dehşete düştüm, dondum kaldım!
    Sanki bu sözler başka bir kedi için söyleniyor, benim Cimcime'm için böyle bir hastalık söz konusu değil!İnanamadım!
    Diyet mamamız değişti,beş gün sabah akşam olmak üzere dokuz gün boyunca antibiyotik ve kortizon iğnemiz var!İlk iğneyi bu akşam yedi,hiç gıkı çıkmadı!
    Bugün, Bülent Bey ile bir kaç kez telefonda konuştuk,Cimcime'yi bu tedaviyle ne kadar süre yaşatabileceğimizi sordum. Bu şekilde uzun süre yaşayabileceğini söyledi. Bu hastalığa sahip olup ta yıllarca yaşayan kediler varmış, içimi rahatlattı bu sözler!
    İleri yaşta bir kedim olduğunu biliyorum, yaşlandığını kabullenme zorlanıyorum. Bir gün onu kaybedeceğimi ve çok çok acı çekeceğimi, içimde kocaman bir boşluk hissedeceğimi biliyorum! Ama Cimcime, Bülent Bey'in tedavisi altındayken ölürse bu duyguları yaşayacak olmakla birlikte içimde en ufak bir soru işareti, en ufacık bir şüphe olmayacağını da çok iyi biliyorum!Gözüm arkada kalmayacak! Çünkü gerekenin fazlasıyla yapıldığını, fazlasıyla çaba harcandığını bileceğim!
    Dün, gözümün önünde durumu çok çok kötü, yaşama ihtimali yalnızca %1 olan bir kediye ameliyat yaptı! Gerisini siz düşünün artık! Doktorluğun % 99,9 vicdan bence! Geri kalan kısım beceri, bilgi!
    İnsan, aile dostuna, kızının doktoruna böylesine koşulsuz güven duyunca katettiği yol, yolda geçirilen zaman gözünde büyümüyor!
    Allah kendisinden razı olsun ve onu önce ailesine sonra hastalarına ve bizlere bağışlasın!
    Yıllar önce doktorumuz çok büyük bir kaza geçirmiş, Allah, işini biliyormuş bence! ;)) Çok önemli bir misyonu olduğu için, hastalarının, dostlarının, sevdiklerinin yardımına koşabilmesi için canını, sağlığını bağışlamış bence!
    Kızımın tedavisine katkıda bulunan Doğan ağabeyine de çok teşekkür ediyorum, Bülent Bey ile koordineli olarak çalışıp tedavisini sürdürecek, her gün kızımın iğnelerini büyük bir titizlikle zamanında yapacak olduğu için!

    3 Ağustos 2008

    Ev Cadısı Hasta!


    Merhaba arkadaşlar, benim ev cadısı çok hasta!Geçtiğimiz Pazar, Sevincim'e gittik, benim arzumla dört gün kaldık.
    Pazartesi günü Boğaz turu yaptık, çok büyük keyif aldık. Paylaşım, kahkaha, neşe dolu dört günün sonunda Perşembe akşamı annemle eve döndük. Cimcime'de olumsuz bir tepki görmedim pek.
    Benim kızım çok hasta, annesi çok çok üzgün! Suçluluk hissediyor. Sanki hasta olan Cimcime değil. Cimcime sanki koşup oynuyor. Koşup oynamamasını, keyif yapmamasını, oyun istememesini, kendisini yakalamamızı istememesini o kadar yadırgıyorum ki, anlatamam!
    Bugün, öğleye doru biraz sakinleşti, sese tepki vermeye başladı,ellenmek, kucağa gelmek istemiyor. En büyük kötülük yerini değiştirmek.

    Ertesi günü çok durgundu,dargın olmasına verdim, yaklaştıkça hırladı, bağırdı. Sık sık yattı, akşamında hasta mı diye korkmaya başladık? Yine küslüğüne verdik. Ama dün çok çok kötüydü benim bebeğim!Müjgan Ablasını ziyaret ettik, Bülent Ağabeyi ile konuştuk. Koordineli çalışılıyor kısacası. Ablası ve ağabeyi ile ik gündür o kadar sık konuşuyoruz ki anlatamam!
    Cimcime'nin geçmişini bilen Bülent ağabeyi, hemen kan tahlilinin yapılmasını istedi.
    Yemek yemiyor, su içiyor, kusuyor. Vücut ısısı bana düşük geliyor! Çok halsiz!Doktoru böbrekte bir sorun olduğunu düşünüyor.


    Karaciğer ile ilgili problem yokmuş. Dudak kenarında, kulakta sarılık varsa akla karaciğer problemi gelirmiş.Bunlar yok.Dünden beri, sürekli kendini yerlere atıyor, taşın, parkenin üstünde yatıyor,Müjgan ablası, buna izin vemememizi söyledi. Dokundurtmuyor kendisine. Artık bugün öğleden sonra yattığı yerden kalkmamaya başladı. Şimdi yanımda, yatağımızda yatıyor bebişim!Başını kaldırmış bana bakıyor tatlım!


    Bülent ağabeyine danışıp yaş mama aldım, biraz verdim, çok az da olsa yiyor!Yani mücadelecilik var! Yarın, Bülent ağabeyine tahlil,teşhis, tedavi için gideceğiz!
    İnşallah, kızım iyileşir, inşallah yarın çok geç olmaz!
    Şimdi bilgisayarı kapatıp kızımla birlikte yatacağım! Bu, bugün ikinci birlikte uyuyuşumuz olacak, dün gece çok uykusuz kaldık, kısa aralıklarla uyuduk!
    Size iyi haberler verme dileğiyle, şimdilik hoşçakalın!

    AŞK' A DAİR


    Aşk, hiç bir şey vermez, kendinden gayrı ve hiç bir şey almaz, kendinden gayrı.
    Aşk, sahip olmaz,ne de sahip olunabilir.
    Zira aşk kafidir aşka.

    Aşkın, hiç bir arzusu yoktur, kendini gerçekleştirmekten gayrı.
    Fakat aşık olursanız ve muhakkak arzulara sahip olmanız gerekiyorsa arzularınız şunlar olsun:
    Erimek ve akan bir dere misali olmak, ezgisini geceye mırıldanan.
    Aşırı hassasiyetin ıstırabını tanımak. Kendi aşk anlayışınız tarafından yaralanmak.

    Ve kanamak, teşne ve pür neşe.
    Şafakta kanatlanmış bir gönülle uyanmak ve şükran duymak bir başka aşk gününe.
    Öğleyin dinlenmek ve tefekkür etmek aşkın vecdini.
    Akşamleyin eve dönmek minettarlıkla.
    Ve sonra uyumak; yüreğinizde sevgiliye dair bir dua ve dudaklarınızda bir şükür ilahisiyle!

    Halil Cibran

    Aşk'a Dair