31 Ağustos 2007

Dört Günlük Bir Kaçamağın Ardından!

Merhaba Dostlarım, dört gündür burada değildim, annişle küçük bir kaçamak yaptık, Ege'ye gittik! Keyifli ve dinlendirici bir tatil oldu! Bu sabah döndük. Resimleri bilgisayarıma henüz aktarmadım. En kısa zamanda neler yaptığımızı sizlerle paylaşacağım.
Bu arada yazdığı yorumlarla beni mutlu eden arkadaşlarıma, dostlarıma çok çok teşekkür ediyorum. Dost siteleri yine ziyaret edeceğim.
Yarın Sevgili Dostum Sevda'nın düzenlemiş olduğu Gönül Dostları Etkinliği nedeniyle bize gelen güzel, anlamlı, düşünülerek gönderilmiş değerli armağanları sitelerimizde yayınlıyoruz! Çok keyif verici!!!
Yarın görüşmek üzere sevgiyle kalın!

20 Ağustos 2007

YE- 25-Kahvaltı


Merhaba, işte yeniden buluşabildik hem de çok güzel bir etkinlik dolayısıyla. Çok sabırsızlanıyorum yeni tarifler öğreneceğim için. Katılan tüm dostların ellerine sağlık! Ve tabii bu etkinliği düzenleyen http://lezize.blogspot.com/2007/07/ye-25-kahvalt.yı düzenleyen İrem'in ellerine sağlık! Böylesi güzel bir etkinliği düzenlediği için de takdiri, teşekkürü fazlasıyla hak ediyor. Çünkü sabah kahvaltısı günün en önemli öğünüyken çoğu kimse tarafından önemsenmiyor. Kahvaltı öğünü atlandığı için yaşanılan rahatsızlıkların da farkında olunmuyor. Arkadaşımız bu yüzden çok çok önemli bir etkinliğe imza atmış durumda!
Etkinlik için tariflerimize geçelim mi?


Etkinlik için pide de yaptım efendim. Bu tarif te Ayşe Tüter’in Mutfağından- İkram Pideleri ve Börekler sayısından. Buna ben miniş pizzalar adını verdim. Tam bir atıştırmalık. Bence çocuklar da çok severler.

Pide Çeşitlemesi- Miniş Pizzalar

Malzemeler:

2 yumurta

1 su bardağı su-süt karışımı (ılık)

1 çay bardağı sıvıyağ

½ çay bardağı toz şeker

Tuz

2 çorba kaşığı yaş maya (ben 1 tatlı kaşığı kadar kuru maya kullandım)
Aldığı kadar un

İçi ve Üstü İçin

200gr dil veya beyaz peynir (ben taze kaşar kullandım)

Sosis

Domates

Maydanoz

Zeytin

Mantar, vs.

Yapılışı:

Unu eleyin, ortasını havuz gibi açın. Ilık sütte mayayı ve şekeri eriterek 10 dk. bekletip unu ortasına dökün. Sıvıyağ, yumurta ve tuz koyup ele yapışmayan bir hamur yapın. Hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar kopartın. İster yuvarlak ister uzun pideler yapın. Yuvarlak pide yaparken hamuru avcunuzda yuvarlayıp top şekli verin, tepsiye koyun. Baş ve işaret parmağınızı birleştirip tam ortasına bastırın ve istediğiniz iç malzemeyi koyun.

Uzun pide açılırken hamuru elinizde poğaça yapar gibi açın. İç koyup iki ucunu karşılıklı olarak sıkıp kenarlarını kaldırın. Tepsiye dizin. Kenarlarına yumurta sarısı sürüp önceden ısıtılmış 180 C fırında hiç bekletmeden pişirin.

Not: Bekletirsek hamur kabarıp pidelerin büyüyeceği belirtiliyor. Hiç bekletmeyip pişirince puf puf oluyor zaten.

İkinci sırada ise Ponçik tarifi var. Tarif, “Dünya Mutfakları-Tatlı Tarifleri” Serisi’nin “İkindi Keyfi” kitapçığından. Tarif Ponçik tarifi ama sonuç puf puf bir ekmek görünümü. Lafı uzatmayıp tarife geçelim, değil mi ama?


Ponçik

Malzemeler:


3 bardak un

2 çorba kaşığı pudra şekeri

100 gr tereyağı

1 su bardağı süt

1 çorba kaşığı maya

½ su bardağı çilek reçeli

1 su bardağı krema

½ çay kaşığı tuz

Üzeri İçin:

1 çorba kaşığı pudra şekeri

Yapılışı:

Hamuru hazırlamak için unu eleyip ortasını havuz gibi yapın. Mayayı 1 çorba kaşığı su ile sulandırın. Unun ortasına maya, oda sıcaklığında tereyağı, pudra şekeri, süt ve tuzu koyup bir mikser yardımı veya el ile yoğurun.

Hamuru 10 eşit parçaya bölüp yuvarlak toplar yaparak fırın tepsisinde 25 dk. ılık ortamda mayalanmaya bırakın. Yeterli büyüklüğe ulaştıklarında fırına atın.
180 C’de ısıtılmış fırında yaklaşık 20 dk. altın sarısı renk alıncaya kadar pişirin.

Kremayı çırpın (tarifte belirtilmemiş ama bana kalırsa kremayı 2-3 çorba kaşığı pudra şekeri ile çırpmakta yarar var, öbür türlü ponçik kremasına benzemiyor çünkü).

Ponçikleri ortalarından ikiye yarın ama tam koparmayın.
Reçeli ponçiklerin arasına bir bıçak yardımıyla sürün. Kremayı bir sıkma torbası ya da krema pompası yardımı ile arasına sıkın.

Afiyet Olsun!

Ne zamandır Dilistan Çilingiroğlu Chipman’ın” Bir Tutkudur Ekmek” adlı kitabındaki fermente metodlarından Sponge’yi denemeye niyetleniyordum, bugün yaptım. Birkaç saat mayalandırdıktan sonra da ekmekte kullandım. Bayağı iyi kabardı bu süre içersinde. Geri kalanını da buzdolabına kaldırdım.
Ekmeğin tarifinden önce Sponge’nin tarifini vermeliyim. Kitapta yer alan diğer fermente yöntemlerinin uygulandığı tarifler var. Zaten onları sizlerle paylaşmıştım. Bir tek Sponge kalmıştı. Onunla yapılan bir tarife rastlayamadım doğrusu. Diğer fermente çeşitlerinin kullanıldığı tariflere baktım, ekmekte tahmini ölçüde kullandım. Ben sizinle Sponge’nin yapılışını, uyguladığım ekmek tarifini yazayım gerisine siz karar verin. Ama çok çıtır çıtır nefis görünümlü ekmeklerim oldu onu da belirtmeliyim.
Sponge Malzemeler:

300 gr un

320 ml süt

6 gr aktif kuru maya

Hazırlanışı:

Tüm malzemeler karıştırılıp en az bir saat bekletilir.

Dilistan Çilingiroğlu Chipman, Pre-fermentlerin ekmekte kullanılmadan önce bir gece bekletmekten yana olduğunu belirtiyor. Böylece tada katkıları daha güçlü oluyormuş. Yine de aynı gün kullanılmak istenirse 5-6 saat bekletmenin sonucun daha iyi olmasını sağlayacağını belirtiyor. Benim Spongemin dört saat oda sıcaklığında beklemesi yeterli oldu. Çok kabardı. Sıcak havanın etkisi var bunda tabii ki!

Ben, Sponge ile yine aynı kitaptaki Kepekli Ekmek tarifini uyguladım ama yalnızca beyaz un kullandım bu kez.

Ekmek:

Malzemeler:

200 gr çok amaçlı un

350 gr kepekli un

200 gr Sponge (aslında Poolish pre-fermente kullanılıyor)

275 ml ılık su

10 gr maya

10 gr tuz

10 gr esmer şeker veya 1 yemek kaşığı bal

Yapılışı:

Maya ve şeker ya da balı oda sıcaklığındaki suyun yarı miktarı ile eritin.
Un ve tuzu karıştırın. Poolish’i (Sponge’yi) una karıştırın ve kalan suyu ekleyip yoğurmaya devam edin. Eğer mikserde yapacaksanız tüm malzemeleri ve suda erittiğiniz mayayı bir araya koyup karıştırın. (Elde 15-20 dk. mikserde 12 dk.)
Eğer hamur elinize yapışır ise ellerinizi unlayarak yoğurmaya devam edin.

Hamuru yuvarlak bir hale getirin ve üstüne biraz un serpiştirdikten sonra hamuru derin bir kaba koyun. Üzerini streç filmle sıkıca kapatın. Nemli, normal ısıda ve hava akımı olmayan bir yerde aşağı yukarı 1,5 saat kabarmaya bırakın.
Hamur, yeterli kabarmaya ulaşınca önce hızlı ve kuvvetli yumruk darbeleriyle hamurun içindeki havayı yok edin (2-3 dk. kadar).

Dilediğiniz şekli verdikten sonra üstünü bir bezle kapatıp tekrar dinlenmeye bırakın (yazarı, bu ekmeği yuvarlak somun şeklinde tercih ediyor).
Kesmek isterseniz dinlenmeye bıraktıktan 30 dk. sonra lame, makas ya da bıçak yardımıyla kesip tekrar üstü kapalı şekilde dinlenmeye bırakın.

Hamurunuz hacim olarak bir kat yükselmişse fırına girmeye hazır demektir.

Önceden ısıtılmış 230 C’deki fırına ekmeğinizi yerleştirin. İlk beş dakika için fırına sprey ya da altına kaynayan su koyma sistemiyle buhar verin (ben küçük bir kasenin içine su koyup tepsinin yanına koyuyorum).

Pişme süresi 30-35 dk. kadardır. Yine de fırından fırına değişen bir durum olduğu için altından tok bir ses gelmeden fırından çıkarmayın.
Pişen ekmeği dışarı çıkardıktan sonra en az 1 saat alt kısmı hava alacak şekilde dinlendirin.
Afiyet Olsun!
İşte, bu etkinlik için en büyük yardımcılarım! Annemin verdiği fikirler de yadsınamaz tabii! O, benim en büyük yardımcım, manevi anlamda!

Arkadaşlar, tarifler bitti, izninizle yeniden buluşana dek şimdilik vedalaşıyoruz. Sevgiyle, keyifle, hoşça kalın! Tatile gidenlere, gideceklere iyi tatiller diliyorum! Kimseye tatili zehir olmasın!

















































19 Ağustos 2007

Dondurmalı Pasta ve Kahve Eşliğinde Kitap-Dergi Keyfi


Merhaba, isteğim dışında yine buluşmamız gecikti değil mi? Nedeni bilgisayarım her zamanki gibi! Bir adım ileri, iki adım geri atarak sahibini çıldırtmayı başarıyor!
Kaç zamandır aldığım kitapları ve dergileri paylaşmaya niyetleniyordum ya işte bugün bilgisayarım buna fırsat vermişken değerlendireyim dedim!
Bir de kitaplarımızın eşlikçisi olarak Dondurmalı Pasta yaptım. Tarif Sofra Özel Dondurmalı Tatlılar Dergisi'nden (hafta sonu Sabah'ın verdiği eklerden). Cuma günü misafirimiz vardı, Ayşenur abla gelmişti, ona özel hazırlandı, sizlerle de paylaşıyorum, dileyen bir porsiyon alabilir, afiyet olsun şimdiden!
Kitaplara göz atarken serinlememiz için tarife geçiyorum!

Mado Dondurmalı Pasta (6 kişilik)

Malzemeler:

1 adet hazır pandispanya keki
(ben pandispanyayı kendim yaptım, yemekbiz grubundan Sivel karakuş adlı arkadaşım Melek Keki tarifi sorduğumda bu tarifi vermişti. Bu pandispanya tarifini Angel Cake'ye benzediğini yani yağsız olduğunu belirtmişti. Nasıl yapıldığına gelince 1 yumurta, 1 kahve fincanı un, bir kahve fincanı toz şeker.
Ölçüler istenildiği gibi katlanabiliyor.
Yumurtanın sarısı ve beyazı ayrı ayrı çırpılıp karıştırılıyor. Kekunla yapılınca harika sonuç alınıyormuş, ben normal un kullandım, ölçüleri iki kat arttırdım. Sonuçtan çok memnun kaldım, bu tarifi verdiği için Sibel Karakuş'a buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum).

250 gr krem şanti

250 gr istenilen çeşitte Mado dondurma (ben Dr. Oetker'in vanilyalı dondurmasının kullandım, içine de meyve şekerlemesi koydum)

150 gr istediğiniz çeşitte Mado dondurma sosu (ben kullanmadım)
Şerbet için:

100 gr su,

100 gr toz şeker

Yapılışı:

Öncelikle şerbet için su ve şekeri karıştırıp kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra 10 dk. daha ocakta tutun. Şerbeti soğumaya bırakın. Pansispanya kekini, taban ıayrılabilir bir kek kalıbına uygun olarak ortadan ikiye kesin. İkiye kestiğiniz pandispanyayı hazırladığınız şerbetle hafifçe ısaltın. Islatılan kekin ilk katına krem şanti sürün ve ikinci katı üstüne kapatın. İkinci kat pandispanyanın üzerini de krem şanti ile kaplayın. Kerem şanti ile süsleyip istediğiniz Mado dondurma sosunu gezdirin.
Bütün bu işlemler tamamlandıktan sonra pastanın en üst katını istenilen çeşitte Mado dondurma ile kaplayın.

Ben, tek kişilik yapmak istediğim için çember kalıplar kullandım. Pandispanyayı çember kalıp yardımıyla altıya böldüm. Her birini çember kalıba yerleştirdim. Pandispanyayı şerbetle ıslattım. Krem şanti sürdüm, şerbetle ıslatılmış diğer pandispanyayı üzerine koydum, krem şanti kullandım yine! Üç porsiyonluk pastam oldu bu şekilde. Buzlukta dinlendirdim.
Sonra çember kalıplardan çıkartıp hepsinin kenarlarına krem şanti sürdüm, sıvadım. Sonra da daha önceden hazırlamış olduğum, dondurduğum dondurmayla üstlerini kapladım. Servise hazır hazır geldiler!

Aşçının Notu: Krem şantiye, şerbete hiç gerek yok aslında! Yani dileyen bu şekilde hazırlayabilir tabii! Ama pandispanya şerbet yerine soğuk süt ya da ılık, az şekerli ya da şekersiz nescafeli suyla ıslatılabilir. Pastada yalnızca dondurma kullanılabilir. Örneğin çikolatalı, karamelli, fıstıklı, tutti fruttili! Ya da dövme sakızlı dondurma ile müthişşş olur! Dilediğiniz şekilde, dilediğiniz çeşitle deneyebilirsiniz!

Afiyet Olsun!

Evet efendim, serinletici pastamızı da yapıp kahve eşliğinde yerken artık kitap-dergi keyfimizi de beraberinde yapabiliriz değil mi?

Maeve Binchy'nin kitaplarını biz kadınlar hepimiz biliriz değil mi? Aşk, macera, çekilen acılar, yaşanılan hüzünler, sevinçler! Ama ne olursa olsun kahramanlar ümitlerini yitirmezler, coşkularını korurlar, ayakta kalmaya çalışırlar! Giderek güçlenirler! Konu ne olursa olsun fark etmez! Mücadelecilik, iyimserlik kahramanların yanlarından ayırmadıkları iksir gibidir (bu ifadeyi ben buldum, ben buldum, çok tuttum)!
Maece Binchy'nin kitaplarının koleksiyonerliğini yaptığımdan da yapacağımdan da emin olabilirsiniz! İnsanda bir müptelalık oluşuyor adeta!

Her Zaman ve Daima'da Maeve Binchy kitapları tadında, sıcacık bir roman! Üç arkadaşın birbirinden hayallerine ulaşmak isterken yaşadıkları anlatılıyor. Hiç bir şey planladıkları gibi gitmiyor. Bu bana daha önce bir yerde okuduğum çok güzel bir özlü sözü anımsattı:
"Hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir (yaşadığınız şeylerdir şeklinde bir ifadeyle geçen haftalarda okumuştum).
Tüm kalpleriyle istedikleri şeyler riske giriyor. Kitapta çok güzel, etkileyici bir mesaj da veriliyor: "Uzak hayaller peşinde koşanlar önce ellerindekinin değerini bilmeli."

Gülünün Solduğu Akşam'ı 12-13 yıl önce okumuştum, yeniden okuyacaklarım listesinde! Çok hüzünlü bir konusu var. Dar ağacına asılan, ülkelerini seven üç fidandan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, yaşadıkları anlatılıyor.
İlk fırsatta da Nihat Behram'ın Darağacında Üç Fidan kitabını alıp okuyacağım. İnsanlar geçmişi, yapılan yanlışları pırıl pırıl, yurdunu seven insanları unutmamalı.
Malum Hatırla Sevgili dizisi bize etkili bir biçimde geçmişimizi anımsatıyor. Hatırla Sevgili dizisi'nden konu açılmışken Adnan Menderes'in yaşadıklarını anlatan Şevket Süreyya Aydemir'in "Menderes'in Dramı" adlı kitap ta okunacaklar arasında!

Osman Aysu kitapları daha önce hiç almamıştım, okumamıştım. Geçen sene Murat Birsel Ntv'deki Tv Programı'na Osman Aysu'yu davet etmiş, kendisiyle keyifli bir söyleşi yapmıştı.
Müthiş bir insan, dolu dolu! Derya gibi ifadesi vardır ya, boşuna denmiyor!
Yazarın kurguları müthiş, çok zekice. Uzun Gece de sizi gerilim ve korku dolu satler bekliyor!

Mutfaklarımızın vazgeçilmez eşlikçisidir yemek dergileri değil mi? Bu özelliklerini de hiç bir zaman yitirecekmiş gibi görünmüyorlar doğrusu! Donduırmalı tarifler, müthiş sunumlar, erikli şeftalili yapılası tariflerle yine mutfak dolaplarımızın, raflarımızın baş köşesinde yer alacaklar!

Miss Çilek'in Sofra'daki sunumlarına, paylaştığı tariflere, sayfa tasarımına, dekoratif önerilerine bayılmamak mümkün değil! Çilek'in müptelasıyım! İnsanın böyle bir komşusu olduğu için gurur duymaması mümkün değil! Verdiği dekoratif öneriler çok çok pratik!


Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında beni Kağıt Vs. dergisiylebu tür konulara ilgi duyan bir velim tanıştırmıştı. Bire kaç etkinli uyguladık. Sevgili annler, 5-6 yaş çocuklarınızla bu etkinlikleri uygulayabilirsiniz ama büyük ihtimalle yardımınıza gereksinim duyacaklardır! Çocuklarınızı sıkılmasından iyidir. Birlikte ortaya güzel ürünler çıkarmak ona değer verdiğinizi anlatmaya yardımcı olur. Daha büyük yaş grubu yardımsız çalışabilir. Derginin en güzel yanlarından biri de her sayısında şablon eki vermesi,resimleri, figürleri kaç kez büyütmek gerektiği de yazıyor.
Yetişkinlere de fikirler veriyor. Kısacası bu konulara ilgi dduyan her yaştaki insanı fena halde cezbediyor. Şiddetle öneririm! Bütün büyük kitapçılarda bulabilirsiniz, iki ayda bir çıkıyor, şimdi
Temmuz sayısı bayilerde, 15 Eylül'de yeni sayısı çıkacak. Geresinim duyacağınız malzemeleri de derginin internet sitesinden sipariş etmek mümkün! İsterseniz dergiyi almadan önce siteyi ziyaret edip fikir edinebilirsiniz. Çok dolu dolu bir dergi. Asla parayı sokağa attığınızı düşünmezsiniz, pişman olmazsınız. Abone olmak ta mümkün. Abone olunduğu takdirde bir sayıya ücretsiz sahip ouyorsunuz. http//www.kagitvs.com


İşte benim vazgeçemediğim dekorasyomn dergilerim. Asla onlarsız yapamam. O kadar güzel fikirler veriyorlar, yol gösteriyorlar ki. Onlara bakmak terapi gibi geliyor insana. Yeni fikirler edinmek müthiş. İnsan kendi evime sahip olup dilediği gibi döşemek istiyor.




İnsanın kitaba, dergiye verdiği paraya acıması mümkün mü? Biliyorum sizler için de bu mümkün değil!

Evim, Ev-Bahçe dergileri çok uygun fiyatta, her bütçeye uygun dekorasyon önerileri var. Çok pratik fikirler yer alıyor. Soframızı süslemek için aklımıza gelmeyen, kolaylıkla uygulayabileceğimiz yapıyoruz ya da yapmayı öğreniyoruz.
Ev-Bahçe dergisiyle, bugüne dek tanımadığım çiçekleri tanıyorum, bakımlarını öğreniyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Güzel bahçeleri görüp içimin açıldığını duyumsuyorum.

Kitaptan, dergiden vazgeçilemeyen bir evin kedisinin de bundan etkilenmemesi düşünülemez.
Ben, yıllar Pedagojik Formasyon Serttifikası almak için kursa giderken Cimcime sırf benim yanımda olabilmek için çalıştığım program kağıtlarının üzerinde yatardı, uyuya kalırdı yavrum benim. Hala gazetenin (buna izin vermiyoruz) kağıdın, derginin üzerinde yatmayı çok sever.
Eveeet, söz verdiğim gibi kiatplarımı-dergilerimi sizlerle paylaştım. Hem de bir aksilik olmadı. Bugünkü buluşmamızı Özdemir Asaf'tan Bildiğim adlı şiirle noktalayalım mı?
Yarın ki 25. yemek etkinliğinde Kahvaltılık yiyeceklerde buluşmak üzere hoşçakalın! Etkinlik hepimize hayırlı olsun!

Bildiğim

Sana bakmaktan
Onu göremiyorum.
Bilmiyorum bunda ne var..

Bunu ben anlamam,
Bir o var,
O anlar.

Özdemir Asaf














































































10 Ağustos 2007

Domatesli Bulgur Köftesi-Patlıcan Paçası-Chasee Cake ve Tiramisu

Selam Arkadaşlar!
Aslında bu yaptıklarımızı geçen hafta yayımlayacaktım ama hafta sonu dostlarımız gelince, Sevincimin doğum günü kutlaması söz konusu olunca bu yazı ertelendi!
Miraç Kandili'niz mübarek olsun!
Dün çok keyifli bir kaç saat geçirdim çünküü Hanife ile görüştük! Sabah buluştuk! Canım arkadaşım benim,
benimle buluşmak için kahvaltı etmeden sokağa çıkmış. Hanife, kahvaltısını ben de ona kahveyle eşlik ettim. Ne güzel sohbet ettik, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Birlikte kitapçıları dolaştık, kitap baktık. Arkadaşım kitap aldı, ben kendi payıma aradığımı bulamadım, arıyorum hala, bulacağım inşallah! Tanıştığımıza, görüştüğümüze çok çok sevindim. Kendi payıma çok mutlu oldum. Arkadaşım, sayılı günlerine, onca yoğunluğuna rağmen bana vakit ayırdı.
Sizi daha fazla bekletmeden tariflere geçiyorum! Söz veriyorum bir daha ki yazımda aldığım dergileri ve kitapları paylaşacağım sizlerle!
Domatesli Bulgur Köftesi ve Limonlu Baked Chasee Cake tarifleri Chef's Dergisi Ağustos sayısından.Ben, bu dergiyi yeni keşfettim ve geç te olsa keşfetmiş olmama çok sevindim.İki ayda bir çıkıyor yalnızca 1 Ytl. Çok çok güzel bir dergi, yalnızca tariflere değil yemek kültürüne de yer veriyor!


Domatesli Bulgur Köftesi

Malzemeler:

1 su bardağı ince köftelik bulgur

½ su bardağı ılık su

200 gr yağsız dana kıyması (biz hindi eti kullandık her zamanki gibi)

1 yumurta

1 tatlı kaşığı kimyon

Tuz, karabiber

Sos İçin:

4-5 domates

6-7 diş sarımsak

1 kahve fincanı zeytinyağı

1/2 demet maydanoz

Tuz

Yapılışı:

1- Bulgur derince bir kaba alınıp yarım su bardağı su ile ıslatılır. Kıyma, yumurta, tuz, karabiber ve kimyon bulgura eklenip yoğrulur. Üzeri örtülüp 15 dk. dinlendirilir.

2- Domatesler soyulup küçük küçük doğranır. Sarımsaklar incecik kıyılır. Karışım bir sos tavasına alınır. Zeytinyağı ve tuz ilave edilip sos kıvamını alana dek orta ateşte pişirilir. Arada bir karıştırılır. Maydanozlar kıyılır.

3- Bir tencerede bol miktarda su kaynatılır, 1 tatlı kaşığı tuz eklenir. Köfte harcı bir kez daha yoğrulup minik parçalar kopartılır ve misket iriliğinde köfteler yapılır. Her birinin ortası parmağımızın ucuyla hafifçe bastırılarak çukurlaştırılır. Köfteler kaynar suya birkaç parti halinde atılarak haşlanır. Köfteler pişince süzerek alınır, domates sosuna eklenir. Kıyılmış maydanoz da eklenerek hepsi karıştırılır. Sıcak olarak servis yapılır.


(Biz ertesi gün çay saatinde annemle soğuk olarak yedik, bu şekilde yemekten de çok zevk aldık)

Afiyetle Yenir!


Patlıcan Paçası (Bu tarif te rahmetli Tuğrul Şavkay'ın Hürriyet Pazar yazılarından)

1- 1,5 kg küçük patlıcan sapı kalmak koşuluyla tamamen soyulur. Ortasından dörde bölünüp limonlu ve unlu suya atılarak bir müddet bekletilir. Daha sonra sıkılır ve tepsiye dizilir.

2- Yarım limon tuza batırılarak tepside dizili bulunan patlıcanlara masaj yapılır. Böylece patlıcanların kararması önlenir.

3- Zeytinyağı, domates, suyu, tuz, toz şeker ve su ilave edilerek tepsinin üzeri ışık almayacak şekilde yağlı kağıt ile kapatılır. Su ilave dilerek 50 dk. kadar pişirilir. Diğer tarafta 2 baş sarımsak havanda dövülür, 2 fincan sirke ile karıştırıldıktan sonra patlıcanlar üzerinde gezdirilerek dökülür.

Tepside bulunan patlıcanların her biri için iki adet kesme şeker atılarak yağlı kağıt tekrar kapatılır ve 15 dk. kadar pişirilmeye devam edilir.

Soğuduktan sonra servis tabağına konularak buzdolabına yerleştirilir.

Afiyetle Yenir!

Limonlu Baked Chaseecake

Taban hamuru (Crumble) İçin:Malzemeler

75 gr tereyağı ya da margarin,

75 gr toz şeker,100 gr un,

50 gr toz badem,

Dolgu Malzemesi:

250-300 gr labne peyniri (ben, yengemin getirdiği son kutu Maskarpone’yi kullandım)

100 gr toz şeker

100 gr süt kreması (krema yerine süzme yoğurt kullandım hem hafif oldu hem de lezzetinden hiç bir şey yitirmedi bize göre. Yalnızca biraz sert bir kıvamı var, karar verdim bir daha ki sefere krema ile deneyeceğim)

2 yumurta

1 çorba kaşığı nişasta

2 çorba kaşığı un

1 paket vanilya

1 limonun rendelenmiş kabuğu

2 yumurtanın beyazı

50 gr toz şeker

Tarifte dilersek soğuduktan sonra üzerini bir kat limonlu jöle ya da limonlu krema ile kaplayabileceğimiz belirtiliyor. (Ben 1 limonun suyu ve suyla tart jölesini kullandım. Sonuçtan memnun kaldık).

Ayrıca chaseecake’imizi buzdolabında muhafaza etmemiz öneriliyor. Ben, uzun süreli saklamak için derin dondurucuda tutuyorum. Bu durumda servisten en az 1 saat kadar önce oda sıcaklığına çıkarmak gerekiyor.

Yapılışı:

1- Taban hamurunu hazırlamak için oda sıcaklığında yumuşatılmış tereyağı, toz şeker, un ve toz badem elimizle bir kapta karıştırılır. Karışım ufalanmış hamur kırıntıları halini alınca 22-24 cm çapında ve 6-7 cm yüksekliğinde kelepçeli kalıbın ya da çemberin tabanına bastırılarak yayılır.

2- Labne peyniri, toz şeker ve krema bir kapta mikser ile çırpılır. Yumurtalar ilave edilip karıştırarak yedirilir. Nişasta, un, vanilya ve limon kabuğu rendesi peynirli karışma eklenir, çırparak yedirilir.

İki yumurta beyazı ile 50 gr toz şeker bir kaba alınıp mikserle kar haline gelene dek çırpılır. Yavaşça hazırlanan karşıma eklenir ve bir spatul ya da tahta kaşıkla

karıştırarak yedirilir.

3- Hazırlanan peynirli karışım taban hamurunun üzerine boşaltılır. Önceden 100 C’ye ayarlanıp ısıtılmış fırında 120 dk (2 saat kadar) pişirilir. Soğuyana dek oda sıcaklığında bekletilir sonra buzdolabına konur.

Afiyetle Yenir!

Tiramisu (Sofra Dergisi'nin önceki aylardaki birinde yer alan tariften esinlenilerek uyarlanmıştır)

½ paket savoyer bisküvisi,

1 paket labne peyniri,

2- 3 çorba kaşığı toz şeker,

½ fincan sıcak su ile hazırlanmış nescafe,

15-20 adet vişne,

Toz çikolata ya da kakao,

Yapılışı:

1- Savoyer bisküvileri kadehe konmadan önce ikiye bölünür, nescafeli karışım ile ıslatılır.

2- Rondoda çırpılan labne peyniri, şeker karışımının yarısı bisküvilerin üzerine dökülür.

3- çekirdekleri çıkarılan vişnelerin bir kısmı kremanın üzerine konur. Yeniden ıslatılmış bisküvi, krema konur.

4- Üzerine toz çikolata ya da kakao serpilir. Geri kalan vişneler sapları ile birlikte kadehin en üstüne konur. Tiramisumuz buzdolabında soğutulur.

En sonunda da afiyetle yenir!

Burçak ta ciddi ciddi sitesinin adını Tiramisulu- Chaseecake’li mutfaklar olarak koymayı düşünür!

En kısa zamanda görüşmek üzere hoşçakalın!

































6 Ağustos 2007

Bir Dilim Pissaladiere Lütfen!

Selam Arkadaşlar!
Cumartesi günü Sevincim, Ceylanım ve Meralim bizdelerdi! Ceylanım, iş çıkışı bize katıldı, çaya yetişti. Kahve, çay sofrası eşliğinde ettiğimiz sohbet çok keyif vericiydi. Sevincimin, doğum gününü de kutladık, ablacıma pasta yaptım. Sevindi. Tarifine daha sonraki yazımda yer vereceğim. Bir kaç gün önce de deneme olarak yapmıştım, acemilik giderdim, tarifle birlikte onun resmine de yer vereceğim. Bu kez yaptığım Chasee cake'nin resmi hiç güzel çıkmadı, içime sinmedi. Bu yüzden resmine yer vermedim.

Bir de çok özel konuklarım için yeni öğrendiğim, pratik bulduğum bir tarif denedim. İşte bu tarifi paylaşmak istiyorum sizlerle! Gerçekten de çok pratik ve lezzetli. Deneyin pişman olmayacaksınız, hamuru da çok güzel, yumuşacık. Hani yarım saat önceden misafir geleceğini haber alırsınız da ne yapacağınıza karar veremediğiniz Pizza ile kiş arası bir tarif bu! Tarif Maison Française Dergisi'nin Ağustos sayısında verdiği Yaz Sofraları ve Menüleri ekinden.


Pissaladiere (6 kişilik)

Provence mutfağının domates, ançüez gibi malzemelerle hazırlanan tuzlu lezzetiymiş, ben domates kullanarak yaptım.

Malzemeler:

300 gr un

50 gr tereyağı

50 gr zeytinyağı

6 ançüez

1 yumurta

Biraz süt

1 paket maya

1 kg beyaz soğan

15 siyah zeytin

tuz

Ya da ançüez yerine domates kullanabilirsiniz, o zaman soğan miktarını azaltırsınız.

Yapılışı:

Mayayı ılık suda sulandırın (ben Dr. Oetker maya kullandığım için ayrıca suda mayalandırmadım).

Bir çanakta un, tuz, yumurta, tereyağı, zeytinyağı ve mayayı karıştırın.

İyice yumuşak bir hamur elde etmek için biraz süt ilave edin. Hamuru bir bezle sarıp ılık bir ortamda bekletin. Bu arada küp halinde doğranmış soğanları zeytinyağıyla bir tavada orta ateşte kırk beş dakika süreyle pişirin ve soğumaya bırakın. (Ben 3 büyük boy soğanı halka halka kestim, tavada biraz yağ ile öldürdüm, üzerine yine halka halka doğradığım domatesleri ilave ettim, domatesler de suyunu çekince ocaktan aldım, soğumaya bıraktım).

Ançüezleri ekleyin, hamurun üzerini hazırladığınız karışımla donatın. Üstüne siyah zeytinleri ve biraz daha ançüez ilave edin. (Ben, domates ve soğan karışımının üzerine siyah zeytin koydum, karabiber serptim ve fırına koydum).

Fırında 220 C'de 1 saat süreyle pişirin.

Bu tarif için yaratıcılığımızı konuşturup değişik malzemeler de kullanabiliriz.

Afiyet Olsun!

Ben, bu aralar ne yapıyorum, kitap okuyorum, son aldığım dergileri büyük bir keyifle gözden geçiriyorum, içim açılıyor, iştahım kabarıyor. Cimcime'ye zaman ayırıyorum, bol bol oyun oynuyoruz. Vee, Hatırla Sevgili'nin tekrar bölümlerini annem birlikte büyük bir keyifle, hüzünle, seyrediyoruz. Seyrettiğimiz diğer diziyle çakıştıkları için kaçırdığımız sahneler oluyordu. Şimdi her şey yerli yerine oturuyor! Allah, herkese Rüya gibi bir evlat versin! Bayılıyorum konuşmalarına!
Okuduğum kitapları, aldığım dergileri ilk fırsatta sizlerle paylaşacağım! Söz veriyorum ve izninizi istiyorum!
En kısa zamanda buluşmak dileğiyle hoşçakalın! Sağlıkla, sevgiyle, keyifle kalın!

1 Ağustos 2007

Susuz Günler!


Merhaba Sevgili Arkadaşlar
hepimizi eninde sonunda ciddi bir susuzluk problemi bekliyor! Hem de hiç ama hiç hak etmediğimiz halde! Bizler bilinçli su kullanırken kimileri arabasını, suyunu yıkamaktan çekinmiyor! Dikkatrli davrana bizler de cezalandırılıyoruz! Bahçelerin, ağaçların, çiçeklerin, çimlerin sulanması lazım, anlıyorum ama saatlerce şakır şakır sular akarken içim acıyor!
Tarımda damlatma tekniğiyle suşlamaya geçildi, bahçesi olan apartmanda yaşayan arkadaşlar,
apartmanda yaşayanlar yöneticinize baskı yapın, imza toplayın pahalı da olsa bu sisteme sahip olun! Sonuçta biz kazançlı çıkacağız! Birilerine de sivil olarak bizim yaptırım uygulamamız, suyu bilinçsizce kullananları bildirmemiz gerekli!
Ankaralı arkadaşlar, susuz günlerinizin en kısa zamanda sona ermesi dileğiyle! Hiç olmazsa su kesintisi en aza indirgenir umarım! Şimdiden bizim için de aynı temennilerde bulunuyorum! Bizi de aynı son bekliyor çünkü!
Umarım altı ya da sekiz saatten fazla bir su kesintisi olmaz!