24 Nisan 2025

Dostluklar Bitmez

Dostluk dediğin güzel bir kitap Hava gibi Su gibi Ekmek gibi Vazgeçilmez bir tad Sonuna kadar dayanmak şart Dostluk dediğin eşsiz bir kitap Sevmediğin sayfaları varsa atla Sayfayı kökünden yırtmak şart mı Bedri Rahmi Eyüboğlu Merhaba Sevgili Dostlarım, nasılsınız? Önceki yazımda kitap paylaşımı yaptım. Ardından yazdıklarım yanlış anlaşılmış olabilir diye kendimi ifade etmek istedim. Kimi dostlarımızla iletişimimiz devam eder kimileri ile aramıza mesafeler girer ama biraraya gelince kaldığımız yerden devam eder. Bazen ise dostluğa başka duygular da eşlik eder hem de yıllarca. İşte önümüze bakabilmek için diğer duygulara veda edip dostlukla yetinmeyi bilmek gerekir. Ve benim buna, bu kitaba çok ihtiyacım var. Şu an' da okumakta olduğum kitabı bir yana bırakıp bu kitaba başladım. Dostluk baki diyorum ve yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalmanızı diliyorum. Dostça kalın!

Birini mi Özlüyorsun?

Elini uzat. Kırık ya da soluk bir ilişkiyi yeniden canlandır ya da bu ilişkiye uygun bir dille hoşça kal de! Herkesin faydalanması için anlaşılması kolay, yol gösterici ve önemli bir kitap. Line Crump Horsted Özlediğin fakat artık görmek istemediğin bir aile üyesi veya arkadaşın var mı? Yoksa hâlâ görüşüyor ancak eskiden sahip olduğun açıklığı ve duygusal bağı artık hissedemiyor musun? Bu kitap; yeniden bir ilişki kurmak, geliştirmek veya sonlandırmak istediğinde yardımcı olabilecek çeşitli yollar sunuyor ve birçok farklı duruma uyarlayabileceğin stratejileri aktarıyor. Kitabın sonunda, eski iletişimini özlediğin kişiye karşı adım atmak için ne kadar istekli olduğunu ölçen bir test bulacaksın. Ilse Sand; uluslararası Bestseller olan “Sevmeye Kendinden Başla” kitabının yazarıdır ve psikoterapist olarak görevini sürdürmektedir. Çok çok özlediğim ve görüşemediğim dostlarla sağlıklı bir biçimde vedalaşabilmek aldım bu kitabı. Çünkü vedalaşma gereken ilişkiler de var, kabullenmek ve yeniye yer vermek gerekiyor.

10 Nisan 2025

Dağınık Zihinler

Çocuklarımızı sevgi dolu bir güven ortamında yetiştirmek için elimizden geleni yapan ebeveynler olarak halihazırda hissettiğimizden daha suçlu hissetmemizin hiç lüzumu yok. İhtiyacımız olan şey daha az suçluluk. Bir de ebeveynçocuk ilişkisindeki kalitenin çocuklarımızın gelişimi için nasıl kullanılabileceğine dair farkındalığımızın artması. Dağınık Zihinler bu tür bir farkındalığı cesaretlendirmek için yazıldı. Modern psikoterapi deyince dünyada akla gelen ilk isimlerden biri olan Gabor Maté, bu defa dikkat eksikliği bozukluğunu (DEB) odağına alıyor. Kendisi de dikkat eksikliği bozukluğu teşhisi konmuş biri olarak bu konuyu çevreleyen mitin doğrularını ve yanlışlarını ortaya koyuyor. Çocuk gelişiminde ilişki ve güven temelli bir yaklaşımın inceliklerini anlatarak sadece DEB’li çocuğu olan ebeveynlerin ve DEB’li yetişkinlerin değil, her ebeveynin faydalanacağı bir rehber sunuyor.

Vücudunuz Hayır Diyorsa

Hastalık, rahatsız edici bir durumdur. İnsanın sağlıklıyken çok da farkında olmadığı yaşamsal önemdeki fizyolojik ve psikolojik süreçlerine ciddi bir darbe vurur. Özellikle de kronik hastalığı olan biri, vücudunun sınırlarını bu hastalık yoluyla fark etmeye başlar. Eskilerin bilgeliğine dayanan sezgiler ve öğretiler, fiziksel rahatsızlıkları kişinin kişilik yapısıyla, psikolojik durumuyla, özellikle de stresle ilişkilendirir. Oysa modern tıp, söz konusu zihin ve beden olduğunda, kişinin hastalık başlamadan önceki duygusal şartlarını veya bunların hastalığın seyrini ve nihai durumunu nasıl etkilediğini gözden kaçırabilmektedir. Bu kitap stresin, özellikle de çocukluk yıllarımızdan gelen ve özbenliğimizin bir parçası zannedilebilecek kadar derin ve ustaca yerleştirilmiş şartlanmalar sonucunda bilinçsizce yarattığımız gizli streslerin sağlığımız üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Peki stres hastalığa nasıl dönüşür? Duygusal stresin bedelleri nelerdir? Duygularımızı bastırmak bize neler kaybettirir? İçimizdeki bastırma dinamikleri nasıl çalışır? İnsanların yaşamlarını şartlandırma biçimleri hastalıklarına nasıl katkı sağlar? Dr. Gabor Maté zihin ile bedenin aslında nasıl bir bütün oluşturduğunu, hastalarının yaşamöyküleri aracılığıyla ve herkesin anlayabileceği bilimsel veriler ışığında açıklıyor. Zihin ile bedenin etkileşimine, yaşam boyu hastalıkta ve sağlıkta duygularla fizyolojinin ayrılmaz bütünlüğüne dikkat çekerken, multipl skleroz, romatizma, kanser, Alzheimer vaka analizlerinden çarpıcı örnekler sunuyor. Sağlığını geri kazanmak ve korumak isteyen herkes için vazgeçilmez bir okuma.

9 Nisan 2025

Bir Özür

Merhaba Sevgili Dostlarım, nasılsınız? Biz iyiyiz. Annemin ağrıları var ama dayanılmaz değil. Annem de ağrım var deyip yatmıyor, dayanıklı. Ben de yardımcı olmaya çalışıyorum. Sevgili Dostlarım, sizlerle bayramda blogumda buluşamadım, çok üzgünüm. İnşallah Kurban Bayramı' nda blogumda kutlama yapabileceğim. Önceden mesaj tasarlamaya başlayacağım. Whatsapp mesajları için ayrı kolaj; insta ve facebook için ayrı kolaj hazırladım. Blog kolajına enerjim kalamadı.:( Bayramın 2. günü annemin Akçay' daki komşuları geldiler. Serpil abla ile Şeref abi yanlarında oğulları Alper Can ile geldiler. Alper Can, Budapeşte' de okudu, çalışma hayatına başladı. Şu an' da da Köln' de yaşıyor ve çalışıyor. Çok olgun, aklı başında, her şeyi dikkatle-merakla-ilgiyle gözlemleyen sıcacık, çok mütevazi bir genç adam. Bana, kitaplıkta duran "Seninle Başlamadı" (aile dizimiyle ilgili) kitabını sordu. Kitapla ilgili olarak konuşmaya başladık, bana Dr. Gabor Mate' den söz etti. Biliyorsunuzdur diye de ekledi.Araştırdık, gerçekten de bende kitabı varmış (dağınık zihinler). Ona da bir daha ki paylaşımımda yer veririm. Ona, ilgilendiği kitabı hediye ettim, içimden geldi. Sonra yeniden kendime alacağımı biliyordum. Alper Can ve annesi büyük bir jest yapıp bana "Normal Efsanesi" kitabını hediye ettiler. Ben, karşılık beklemiyordum, mahçup oldum. Ama Alper Can ile aramızda güzel bir kitap dostluğu başladı. Alper Can, Köln' e döndü. Annesiyle de Alper Can ile de konuştum. Çok teşekkür ettim. Veee, kitaba göz atar atmaz çok beğendim. Hemen sonra yine Dr. Gabor Mate' nin "Vücudunuz Hayır Diyorsa" kitabının özetini okuyup ısmarladım. Kitabım geldi. Eveeet, şimdilik benden bu kadar, yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın dostlarım.

Normal Efsanesi

Sağlık söz konusu olduğunda “normal” dediğimiz şey nedir? Ya da normalleştirmek? Önceden anormal olan bir şey radarımıza yakalanmasın diye türettiğimiz bir şey midir normalleştirmek? Bu durumda normal, “burada görülecek bir şey yok, tüm sistemler sağlıklı bir şekilde çalışıyor, daha fazla araştırmaya gerek yok” anlamına geliyor. Oysa modern psikoterapi deyince tüm dünyada akla gelen ilk isimlerden biri olan Dr. Gabor Maté için durum hiç de böyle değil. Maté hâkim “normal” algısının yanlış olduğunu, bu algının travma ve stresi, modern hayatın bedenlerimiz üzerindeki etkisini tamamen göz ardı ettiğini söylüyor. Tüm uzmanlığına ve teknolojik gelişmelere rağmen Batı tıbbı insanı bütünlüklü bir şekilde ele almada sık sık başarısızlığa uğruyor; bugünün kültürünün, bedeni nasıl strese soktuğunu görmezden geliyor, duygusal dengeyi hakir görüp bütün sorumluluğu bağışıklık sistemine yüklüyor. Gabor Maté, oğlu Daniel Maté ile yazdığı bu kitapta; karşılanmayan gelişimsel ihtiyaçların, stresin ve travmanın fizyolojik etkilerinin izini sürüyor, bizi hasta eden şeylerle ilgili efsaneleri çürütüyor, bireylerin marazları ile toplumun gittikçe azalan refahı arasındaki noktaları birleştiriyor, böylece ortaya sağlık ve iyileşme üzerine şefkatli bir rehber çıkıyor.

14 Mart 2025

İyileştiren Alışkanlıklar

Yenidem merhaba sevgili dostlarım. Bugün, size bir kitap bir de kitabın günlüğünü önereceğim. Evet, kitabın adı "İyileştiren Alışkanlıklar". Günlüğün adı da iyileştiren alışkanlıklar günlüğü. Önce onu okumaya gereksinmem olduğunu fark ettim. Her şey rata duran kitabıma ve günlüğüme göz atmakla başladı, okumaya başladım. Siz dostlarıma da öneriyorum, mutlaka alıp okuyun pişman olmayacaksınız. Olumlu alışkanlıkları kazanmanıza yardımcı olduğu gibi olumsuz alışkanlıkları da bırakmanızı sağlıyor. Kitap çok güzel, günlük te istikrarlı bir biçimde alışkanlıklarınızı yönetmenizi sağlıyor. Ben, set olarak almıştım. İyiki de öyle almışım. Çok çok güzel gerçekten.
Sevgili dostlarım yeni paylaşımlarda bulunmak dileğiyle, sevgiyle kalın.

Biz Hasta Olduk

Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dileğim iyi olmanız, olmamız yönünde. Annemle ben, Pazartesi günü bir hastalandık, annemin öncesinden ense ve sağ omzu ağrıyordu. Ağrı şiddetlendi. İlaç, krem, termal bant, sıcak su torbası derken denemediğimiz yol kalmadı. Pazartesi sabahı okula gittim ama çok halsizdim ve çokça öksürüyordum. Arkadaşlar, "bizi de hasta edeceksin" dediler. Duyarlı bir birey olarak müdürümden izin aldım, hastaneye oradan da aile sağlığı merkezine gittim. Hastanenin acil servsi soğuk algınlığı için rapor yazmıyor. Zaman kaybına mı acıyayım yoksa gereksiz yere yol kartımı kullandığıma mı bilemedim, ikisi birden. Her neyse aile sağlığı merkezinde aile hrekimimiz beni muayene etti, bronşit başlangıcı olduğumu söyledi. Üç günlük rapor aldım. Ama üç günlük rapoer yetmedi çünkü iyileşemedim. Çarşamba günü öğle molasının ardından personelden sorumlu müdür yardımcımız Özlem hocayı arayıp iyileşemediğimi, raporu uzattıracağımı söyledim. Sesimden belli olduğunu söyledi. Dün sabah yeniden rapor aldım ve Özlem hoocama yolladım. Geçmiş oldun dileklerini iletti bana, ben de teşekkür ettim. Bu sabah yine halsizdim, kahvaltıdan sonra yine yattım. Sonra daha iyi oldum, şimdi yine halsizim ama öksürüğüm azaldı. Doktorum Öznur hanımın yazmış olduğu ilaçlarımı düzenli olarak kullanıyorum. Annerm de daha iyi olacak inşallah. Yukarıda da değindiğim gibi ağrısı için her yolu deniyoruz. Bu arada annemin de öksürüğü azaldı. Annemin öksürüğü çok daha önceden başlamıştı (tiroid ameliyatının ardından sesi kısıldı ve öksürük başladı). Aman Allahım, öksürük ne kadar inatçı bir şeymiş, kolay kolay geçmiyor. Bizde durum bu. Yeniden görüşünceye dek dostça, sevgiyle kalın.

5 Mart 2025

Tanrıça Kadınlar

Bir Tanrıça Kadın olmanın tüm sırlarını okumaya hazır mısın? Gerçek bir Rahim Kadın olursan, efor sarf etmeden, hayatındaki ilişkini düzeltme gücüne sahip olursun. Erkekler senin için yarışırlar. Sen uğraşmazsın. O erkek, senin yanındayken, doğal olarak evrilir, şifalanır. O erkek tarafından adanmışlıkla sevilirsin. Işıltın kendiliğinden artar, etrafında dikkat çekersin. Hem de doğal olarak, özel bir şey yapmadan. Sadece bedenin için değil, ruhun için de beğenilirsin. Erkekler, seni yok etmek, küçültmek, batırmaya çalışmak yerine, seninle birlikte yücelebilmek için uğraşmaya başlar. Her Tanrıça Kadın gibi gençleşirsin. Bu dünyada geçirdiğin yıllar, basit bir rakamdan ibaret olur. Cinsellikte ise hazların en yükseğini yakalamaya başlarsın. Böylece, bu hazzı sana verebilecek erkekler, sana doğru mıknatıs gibi çekilmeye başlarlar. Sıradan, alışılmış ilişki problemleri ile alakan kalmaz. Aldatılmak, kandırılmak, kullanılmak, çok gerilerde kalır. Bu kitapta, şu anda Tanrıça Kadın olmayı başarmış olanların gerçek öyküsünü, kendi kalemlerinden bulacaksın. Rahim Gücünü kullanabilmen için gerekli adımları öğreneceksin. Ve en önemlisi, İlahi Koruma altına girebilmenin yollarını bulacaksın. Bir Tanrıça Kadın olmak ve Rahim Gücünü eline almak ister misin? Öyleyse bu kitapta bulacağın tüm uygulamaları yapmaya başlayabilirsin. * Kuaförüm Duygu' da gördüm, göz atmak için aldım, ısmarladım. Kitabı iade ettim. altı çizilmesi gereken çok güzel yazılar var. Bugün okulda, öğle molasında keyif alarak okumaya başladım. Bu arada biz Duygu ile okumakta olduğumuz kitaplar hakkında konuşmayı, birbirimize önerilerde bulunmayı çok seviyoruz.

26 Şubat 2025

Hobiler-Huzur ve Başarı

Merhabalar Sevgili Dostlarım nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Biz de iyiyiz. Neler yapıyorsunuz, bana yazsanız, yorumlarda buluşsak çok mutlu olurum. Biz neler yapıyoruz? Ben, işe gidip geliyorum. Bende bir değişiklik yok. Aslında var. Keçe yapımını öğreniyorum. Keçeden şekiller yapıp sevdiğim bir giysime monte etmek gibi. Öğretmenimiz, çok yaratıcı, çok yetenekli, içi-dışı çok güzel bir hanım. Ve sınıfa girdiğimde huzur buldum. Keçe çok zevkli bir uğraş, yeni hobim keçeden objeler yapıp önü delinen kazaklarımı, tişörtlerimi yeniden kazanmak.Bir de sabunu keçe ile kaplayıp süsleyip peeling yapıyorlar. Onu da sıra gelecek inşallah. Çalışırken yeni bir hobim olmaz diye düşünüyordum. Bakıyorum da ben yeni bir şeyler denediğimde ilk başarısızlıkta, yenilgide hemen havlu atmışım. Annem, sabırsız olduğumu söylüyor oysa sevdiğim bir şeylerle uğraşırken başarısızlığa uğrayınca çok mutsuz oluyordum. İlk denemede başarısız olmak hep öyle olacağı anlamına gelmemeli. Bir daha böyle sohbetleştiğimizde yaptığım işin fotoğrafını çekip paylaşırım. Ama beni istemeden annem baltalamış, bunu fark ediyorum. Çok perfeksiyonist bir annem varmış, o beğenmeyince yeniden denemek için cesaretim kalmıyordu. Oysa annem beni hep sabırsızlıkla, çabucak yapıp bitirme çabasında olduğumu söyleyerek suçlamış. İşte durum bundan ibaret. Demek ki sevdiğin uğraşılarda cesaretini yitirmemek gerekiyormuş. Sevgili dostlarım yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın. Not: Fotoğraf pinterestten, ben dün ilk kez derse girdim, yaptıklarımdan içime sinenleri siz dostlarımla paylaşırım.

20 Şubat 2025

Mavi Gozlu Dev

O mavi gozlu bir devdi Minnacik bir kadin sevdi Kadinin hayali minnacik bir evdi Bahcesinde ebrulii Hanimeli Acan bir ev Bir dev gibi seviyordu dev Ve elleri oyle buyuk isler icin Hazirlanmisti ki devin Yapamazdi yapisini Calamazdi kapisini Bahcesinde ebrulii Hanimeli Acan evin O mavi gozlu bir devdi Minnacik bir kadin sevdi Miniminnacikti kadin Rahata acikti kadin Yoruldu devin buyuk yolunda Ve "Elveda" deyip mavi gozlu dev'e Girdi zengin bir cucenin kolunda Bahcesinde ebrulii Hanimeli Acan eve Simdi anliyor ki mavi gozlu dev Dev gibi sevdalara mezar bile olamaz Bahcesinde ebrulii Hanimeli Acan ev Nazım HİKMET

Sevebilme İhtimali

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam... Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim. İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman özlemeye başladım herkesi... Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra.. Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı... Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı... Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık.. Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla... Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle... Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi.. Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu. Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri. Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben. Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim.. Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak.. Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu.. Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri. Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum. Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum. Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini Otobüs oluyordum bir süre Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde Otobüs oluyordum Bir ülkeden bir iç ülkeye Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum. Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin Korkuyordum Sonra iniyordum otobüsten Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum. Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda.. Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği bir yol üstü lokantasında Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim! Yılmaz ERDOĞAN

19 Şubat 2025

Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vakit olmadı

16 Ocak 2025

Özdeğer Günlüğü



 Benimle bir farkındalık yolculuğuna çıkmaya ne dersiniz?

  Özdeğer Günlüğü aslında benim kişisel gelişim serüvenimin bir ürünü. İçinde göreceğiniz her derleme, benim uyguladığım rutinlerden doğdu. Bu günlük, sadece sayfalar ve satırlar değil; benim hayatımda deneyimlediğim, bana değer katan anların bir yansıması.

 
 Kendimize olan bakışımız, hayatımızın yönünü belirleyen en önemli pusula.
 
Bu günlükle, gerçek değerinizi keşfedin, kendinize olan inancınızı tazeleyin ve hayatınızı, her gün biraz daha, kendi istediğiniz şekle sokun. Özdeğer Günlüğü sadece bir organizasyon aracı değil; aynı zamanda hayatınıza yön veren, sizi motive eden ve her gün biraz daha iyi bir versiyonunuz olmanız için yanınızda olan bir dost.
 
Farkındalık yolculuğuna atılan her adım, kişisel bir evrimin ve cesaretin yansımasıdır. Özdeğer Günlüğü’nü elinize aldığınızda, benimle birlikte kendi içsel yolculuğunuzda da bir adım atmış olacaksınız. Sizinle aynı yolda yürüdüğüm için ve bu özel deneyimi benimle paylaştığınız için kalbimin en derin yerlerinden teşekkür ederim.

 (Tanıtım Bülteninden)

*Okumakta olduğum kitaplardan, şiddetle önerilir. 

 

15 Ocak 2025

Özgüvenin Kilidi...

 

Kendinizden şüphe duymayı nasıl bir kenara bırakacağınızı öğrenin ve aklınıza koyduğunuz her şeyi başarma yolunda adımlar atın. 

 
 ÖZ GÜVENSİZLİĞİ AŞMAK 
KENDİNİZE İNANMAK 
İÇİNİZDEKİ ELEŞTİRMENE MEYDAN OKUMAK 
HAREKETE GEÇMEK 
GÜÇLÜ YÖNLERİNİZİ ÖN PLANA ÇIKARMAK 
KENDİNDEN EMİN GÖRÜNMEK 
 
 
Herkes hayatın çeşitli evrelerinde öz güvensizlik yaşar; bu doğaldır. Ancak öz güven eksikliği sizi istediğinizi yapmaktan ve hedeflediğiniz başarılara ulaşmaktan alıkoyduğunda, harekete geçme zamanı gelmiştir. 
 
Dr. Jessamy Hibberd ve Jo Usmar, kendinize daha fazla inanmanızı ve en son bilişsel davranışçı terapi araştırmalarından faydalanılarak geliştirilmiş egzersizlerle tüm potansiyelinizi ortaya çıkarmanızı sağlayacak araçlar sunuyor. Dostane ve sonuç odaklı yaklaşımları, başarılarınızla gurur duymanıza, içgüdülerinize güvenmenize ve sezgileriniz doğrultusunda çalışmanıza olanak tanıyarak daha mutlu ve tatmin edici bir yaşam sürmenizi sağlayacak. 

* Sevgili dostlarım, ben şu an' da bu kitabı okuyorum. Çok çok güzel. Doktorum da okumakta olduğum kitapların arasında buna öncelik vermemi önerdi. 

14 Ocak 2025

Gerçekleşmesini Dilediğim Hayallerim


 Merhabalar Sevgili dostlarım. Nasılsınız, her şey yolunda mı? Bir fincan kahve eşliğinde sohbetimize başlayalım mı? Hayallerimi siz dostlarımla paylaşıyorum. Psikoloji ya da pdr okumak, yazar olmak istiyorum. Aslında blog yazmak ta yazarlık bir ölçüde. Emekli olmayı, sabah düzenli olarak  kahve eşliğinde  kitap çalışması yapıp yürüyüşe çıkmayı hayal ediyorum. İstanbul' da ev sahibi olup özledikçe oraya gidip 15-20 gün kalmayı hayal ediyorum. Yılbaşı' nda İstanbul' da olmayı diliyorum. Saffet Emre Tonguç ve Serda Büyükkoyuncu ile Laponya'ya, Noel Pazarlarına gitmek, gezmek istiyorum. Uzakdoğu' ya, Prag' a, Paris' e gitmek istiyorum.  Gemiyle Akdeniz ülkelerini, Karayipleri, Bali'yi görmek istiyorum. Çin' deki kırtasiye  fuarına katılmak istiyorum. Tegv' e bağlı  Eğitim Parkı açıp dezavantajlı çocuklara eğitim, kişisel gelişim, spor fırsatları sağlamak istiyorum. İstiyorum da istiyorum. Vee bu isteklerin hepsini evrene yolluyorum. Ömrüm yeterse hangilerini gerçekleştirebildiğimi görebilmeyi diliyorum. Paylaşımımız şimdilik bu kadar. Siz de kendi hayallerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum.                                                                                                             Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle, dostça kalın. 




Keşke' den İyiki' ye...


 İnsanların senin yüzüne bakıp içinde kopan fırtınaları anlamalarını çaresizce beklemekten vazgeçmeye ne dersin? Ne istediğini, neye ihtiyaç duyduğunu birinci ağızdan söylemeye ve kendi kalbi kırık haklılığının derin yalnızlığından azade olup “meğer yanılmışım” diyebilmeye var mısın? “İyi ki”leri huzurla kabul eden bir mutluluğa yelken açmaya hazır mısın? Çatık karşılığının onayı mı, güler yüzünün yanılgısı mı tercihin? Seni gerçekten mutlu edecek olan hangisi? Yalnızlık bazen dış dünyadan istediğini alamayanın kibirli geri çekilişi, bazen daha fazla örselenmekten korkanın sığınağı, bazen varlığı şaibeli bir efendinin talebi, bazen de yaratıcı eylemlerin ön koşulu olan bir tek başınalık halidir. Yani yalnızlık kiminin yarası, kiminin yara bandı, kiminin de yara merhemidir. Ancak ve ancak seni terk edebilme gücünü verdiğin birini gerçekten sevebilir, ancak ve ancak sana sadakatsizlik etme iradesini verdiğin birine gerçekten güvenebilirsin. “Bir terapist, danışanını dinlerken zihninden neler geçirir, o dünyada nasıl gezinir? Sevgili meslektaşım Erkin, öykülerinde terapinin nasıl sanat gibi icra edildiğini ve terapistin bir sanatçı edasıyla danışanlarına nasıl yaklaştığını sıcacık üslubuyla dört farklı öyküyle bizlerle paylaşmış. Bir solukta okuyacaksınız.” Klinik Psikolog Ceyla Taner