Bu kitabı ilk olarak annem okudu, çok beğendi ve bana önerdi. Ben de elime alıp okumaya başladım! Mutlaka alıp okumanızı öneririm!
"Tarık bin Ziyad, 19
Temmuz 711’de, 12 bin kişilik ordusuyla İspanya’ya geçti. Askerlerini
indirdikten sonra, bütün gemileri ateşe verip yaktırdı. Bu arada İspanya
Kralı Rodrik’in 100 bin kişilik ordusuyla üzerine geldiğinin haberini
aldı. Askerlerine şu tarihi sözleri söyledi: “Arkanızda düşman gibi
deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Nereye kaçacaksınız? Vallahi sizin
için ancak sadakat ve sabır kalmıştır. Düşmanın silahı, teçhizatı ve
erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da
düşmanın elinden sahip olabileceğiniz vardır.”
Tarık Bin Ziyad,
düşman asker sayısının kendi ordusundan sekiz kattan fazla olduğu bu
savaşı, kesin bir zaferle kazandı. Endülüs Emevileri’nin temelini attı.
Batılı tarihçilerin de dediği gibi o topraklarda 800 yıl süren Rönesans
ve Reform’un fikir olarak temelinde Endülüs Emevileri’nden çevrilen
kitaplar vardır."
“Gemileri Yakmak” deyiminin böyle önemli bir tarihi
olaya işaret ettiğini birçoğumuz biliyoruz. Fakat bilip de
uygulamadığımız birçok doğru gibi hayatımızda gemileri hiç yakamıyoruz.
Hiç düşündük mü kaç yerde gemilerimizi yakmamız gerekirken yakmadık?
Bu
kitap, eğitimini ve kişisel gelişimini en güzel şekilde gerçekleştirmek
isteyen genç beyinlere başarının kıyısında gemileri yakmak adına önemli
bir kaynak eser…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder