9 Nisan 2014

Aşkın Gölgesi



Geçmişin peşini bırakmadığı bir kadın ve zamana direnen bir aşk…

Edebiyat profesörü ve yazar olan Esma, kocası öldükten sonra kızı Ece ile birlikte Berlinde yaşamaya başlar. Sürekli annesiyle sorunlar yaşayan on yedi yaşındaki kızı Ece, bir gün bodrumda bir kitap bulur ve o kitapla birlikte annesini hiç tanımadığını fark eder. Bu kitabı bulmasının ardından Ece ve annesi Esmanın hayatı hiç beklemedikleri şekilde değişecektir.

Gülşah Elikbankın kaleme aldığı ve dokuz ülkede yayımlanan romanı Aşkın Gölgesi, aile, arkadaşlık ve aşk üzerine yazılmış, insanın içini ısıtan sıcacık ve etkileyici bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)

Sevgili dostlarım, kitabın ön sipariş tarihi 18 Nisan 2014. 


7 Nisan 2014

Bu Cephede Neler Oluyor?



Merhaba dostlarım, nasılsınız? Umarım iyisinizdir, keyfiniz yerindedir. Ben iyiyim. Annem yarın yolcu, İstanbul'a gidiyor, bir hafta kalıp dönecek. Yine de biraz buruğum.
Dört  gündür ipad'im elimde dolaşıyorum, ne mi yapıyorum? Pic collage diye bir program var. Önce pinterest'e giriyorum, istediğim gibi fotoğraflar buluyorum. Sonra da pic collage'de blogum için tasarımlar yapıyorum. Müthiş keyifli bir iş. Pic collage programına sahip olanlar için şiddetle öneririm. Bir de iphone'si olanlarda pic collage programı varmış. Cumartesi, Pazar iki gündür plan hazırlıyorum. Beş günlük planım hazır. Neyse bugüne gelelim. Bugün prova yaparken hiç sinirlenmedim, doğal tepkiler verdim. Ve çocuklarım "Küçük Kız'ı  mendil eşliğinde çok güzel oynadılar. Onlara çok güzel oynadıklarını söyleyince çok mutlu oldular, havalara uçtular, biraz şımarmalarına göz yumdum. Merve ablaları (stajyerim) onlara yıldızlı aferin hazırladı, yakalarına taktı. Yine sevindiler, bugün yavrularım okuldan mutlu ayrıldılar. Veliler de sevindiler.
Eve döndüm, annemle çayımızı içtik, dışarı çıktık, ödemelerimi yaptım, alışveriş ettik, döndük. Yemeğimizi yedik, kahvemizi içtik. Ve ben yine ipad'imi elime aldım, Viber'den İloş ile (yeğenim) konuştum. Sonra da bilgisayarımı açtım ve işte karşınızdayım. Bende durum bu. Karar verdim, çocuklarım her güzel oynayışlarında yıldızlı aferin alacaklar.
Dostlarım benden bugünlük bu kadar, yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!










4 Nisan 2014

On Şey İçin Zaman Ayır


1- Çalışmak için zaman ayır. Bu başarının bedelidir.
2- Düşünmek için zaman ayır. Bu zihnin kudret ve kuvvet kaynağıdır.
3- Eğlenmek için zaman ayır. Bu dinlenmenin ve genç kalmanın sırrıdır.
4- Okumak için zaman ayır. Bu bilginin temelidir.
5- İbadet için zaman ayır. Bu yücelmenin yolu ve ruhun yıkanmasıdır.
6- Başkalarına yardım ve arkadaşlarınla sohbet için zaman ayır.Bu saadetin kaynağıdır.
7- Sevmek için zaman ayır. Bu hayatın neşesidir.
8- Hayal kurmak için zaman ayır.Bu ruhu yıldızlara eriştirir.
9- Gülmek için zaman ayır. Bu hayatın yükünü hafifletir.
10- Plan yapmak için zaman ayır. Bu, ilk dokuz şeyi yapabilmek için zamana sahip olmanın sırrıdır.


* Bu yazıyı facebook'ta gördüm, ilgimi çekti ve okudum. Okumamış olabilirsiniz diye siz dostlarımla paylaşmak istedim. Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

3 Nisan 2014

Arşivden Zeytinyağlı Biber Dolması



Yeniden merhaba sevgili dostlarım. Blogumda sizlerle paylaşıp paylaşmadığımı anmsamayamadığım yazıyı ararken dolma tarifini buldum ve sizlerle yeniden paylaşmak istedim.
Tarife geçelim mi?

Zeytinyağlı Biber Dolması (10 kişilik) 

Malzemeler:
7 adet orta boy kuru soğan
2.5 çay bard. sıvı yağ
1/2 çay bard.  sızma yağ
2 kupa pirinç
1.5 kupa su
3 tatlı kaşığı tuz
2 adet kesme şeker
2 tepeleme tatlı kaşığı yeni bahar
 1.5 tatlı kaşığı kara biber
3 çorba kaşığı yıkanıp süzülmüş kuş üzümü
22 adet orta boy dolmalık biber
3 orta boy domates (kapak olarak kullanmak üzere)

Yapılışı:
Kuru soğanlar yağda kavrulur. Pirinç, tuz, yenibahar, karabiber, kuş üzümü eklenir. Daha sonra 1.5 kupa su  konur, kısık ateşte pişirilir. Dinlenmeye bırakılır. Biberlerin içi doldurulur, domates dilimiyle kapatılır. Kaynayana dek yüksek ateşte daha sonra kısık ateşte  dk. pişirilir.
Afiyetle yenir!

Yeniden görüşünceye dek dostça, sevgiyle kalın!

Arşivden Tiramisu



Sevgili dostlarım yeniden merhaba! Güldal ablamın yaptığı tiramisunun tarifini yeniden veriyorum. Çünkü artık 
sıklıkla kitap tanıtımına yer veriyorum. Mutfağı boşladım. Bu nedenle arşivden tarife yer veriyorum!

Malzemeler:
1 adet kakaolu  kek tabanı
1 paket labne peyniri
½ kg süt
1 yumurta sarısı
1 çay bardağı toz şeker
1 kupa nescafe (keki  ıslatmak için,  4 kesme şeker ile tatlandırılmış)
3 çorba kaşığı un
Üzeri için kakao
Yapılışı:
Kekin iki ayrı parçası bir kupa nescafe ile eşit miktarda ıslatılır, bir kenarda bekletilir. Ayrı bir kapta yumurta sarısı ile süt çırpılır, tencereye un ve toz şekeri koyup karıştırılır, üzerine yumurta karışımlı süt ilave edilir, ağır ateşte krema pişirilir, inmesine yakın labne ilave edilir, piştikten sonra kremanın bir miktarı kekin arasına geri kalanı kekin üzerine yayılır. Biraz soğuduktan sonra kakao serpilir.
Not: 1-Servise sunmadan bir gün öncesinde yayılması tavsiye edilir ( tiramisunun lezzetinin tam olarak oturması için)
2- Damak tadınıza göre  nescafe karışımının içerisine 2 çorba kaşığı baileys  ya da 1 çorba kaşığı konyak konulabilir.
Afiyetle yenir!
Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın!

Menekşe Kokulu Hikayeler


Hayata Bir Bardak Çay Molası

Sevinçlerini Sakın Erteleme
Her Yemekten Sonra Şükret
Biri Seni Kucakladığında
İlk Bırakan Sen Olma...

Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 69 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.

Sevgiyi, dünyadaki tüm kötülüklere karşı bir zırh gibi giy. Bu zırh, hiçbir silahın delemeyeceği tek kalkandır.
(Tanıtım Bülteninden)

1 Nisan 2014

İstanbul Yolları



Merhaba dostlarım, nasılsınız, dilerim çok iyisinizdir. Pazar günü oyumu kullandım ve İstanbul'a gitmek üzere yola çıktım. Yuvaya geldim, annem ve Birgül ablam ile sohbet ederek çayımı içtim. Yorgunluğumu biraz olsun giderince Güldal kuzum geldi, bizi aldı, evlerine götürdü. Akşam onlardaydık. Ablam ve İloşumla bol bol sohbet ettik, seçim sonuçlarını değerlendirdik. Sonra annemle eve döndük, ben hemen yattım. Dün sabah erkenden çıkıp Bahçelievler'e doktora gittim. Hastaneye erken vardığım için sıram öne alındı. Çok mutlu oldum. Doktorum beni kontrol etti,  yine çağırdı. 23 Nisan'da törenden sonra İstanbul'a geleceğim. Ertesi günü yine doktora gideceğim, bu kez tahlil yapılmasını isteyecek sonra da sonuçları değerlendirecek. Doktorumdan çok memnunum, Birgül ablam önerdi. Çok dürüst, yardımsever, anlayışlı, açıklayıcı bir doktor. Mayıs sonunda da ilaçlar düzenlenecek. İşte durum bu! Yani bana yine yollar görünüyor!
Doktordan çıkınca hiç beklemeden otobüse bindim, eve geldim, Dilek'e kahve içmeye çıktık, sohbet ettik.
Annemle eve döndük, bir şeyler atıştırdık, çayımızı içtik ve Uzunköprü'ye gelmek üzere yola çıktık.
İlk olarak Pazar günü İstanbul'a gelirken Metro'nun yaptığı bir değişiklikle karşılaştım. Önceden otobüs Bahçeşehir'den geçiyordu, bizi bırakmadan Otogar'a gidiyordu. Şimdi Selimpaşa'da bırakıyor, servisler gideceğin yere bırakıyorlar. Servisler her saat başı hareket ediyorlar. Sonra dönüşte servis yine Selimpaşa'ya bırakıyor, oradan seni otobüsün alıyor. Pazar günü trafiğe takılmadık, boşuna gerisin geri dönmedik, bir buçuk saat kazandım. Zamandan ve yoldan tasarruf! Otogar'a  gitmedik.  Metro, tüm Trakya'ya bu hizmeti veriyor! Ama dün servis bizi Selimpaşa'ya bırakınca otobüsümüzün gelmesini bir buçuk saat boyunca bekledik. Biz de annişle zorunlu keyif yaptık, o çay içti  ben de kahve. Sonra da oradaki mağazaları gezdik. Orada restoranlar da var, anneme bir gün ablamlarla buraya gelelim dedim. Sonra da otobüsümüz geldi, bizi aldı, Uzunköprü'ye geldik, evimizin önünde indik. 
Eveet annem benimle, onu çok özledim. Misi'yi İstanbul'a gittiğim gün özlemeye başladım, varlığına o kadar alıştım ki anlatamam! Misi de bizi özlemiş. Bende haberler şimdilik bu kadar, yeniden  görüşünceye dek sevgiyle kalın dostlarım!