17 Ekim 2013

Patatesli-Peynirli Börek

 
Merhaba dostlarım! Bugün Güldal ablama çaya geldik, nefisss bir börek yapmış. Yiyince dayanamayıp sizlerle paylaşmak üzere tarifini istedim. Beni kırmadı, verdi. Evet, ben de size tarifi veriyorum!

Malzemeler:
4 haşlanmış patates
½ su bardağı beyaz peynir rendelenmiş
½ su bardağı kaşar peyniri
Arzuya göre pul biber ve karabiber
3 tane yufka
1 su bard. süt
1 yumurta
½ çay bardağı ay çiçek yağı
1 ya da 2 çorba kaşığı ay çiçeği yağı
1 çay bardağı su
Çöre otu
 Yapılışı:
1- Patatesler ezilir, kaşar ve beyaz peynir karabiber, pul biber karıştırılır, iç hazır hale getirilir.
2- Ayrı bir kasede suyla ay çiçek yağı çırpılır. Yufkanın bir tanesi yayılır, yağlı ve sulu (1 ya da 2 çorba kaşığı ay çiçeği yağı, 1 çay bardağı su) karışım sürülür, üzerine ikinci  yufka konur, yine ıslatılır, üçüncü yufka konur, ıslatılır.
3- En sonunda  yufkalar 16 eşit parçaya bölünür. Patatesli karışım geniş kısımlara yayılır, sigara böreği gibi sarılır. 
4-Sonra  börekler yumurtalı, sütlü, ay çiçek yağına batırılıp çıkarılır.   
5- Yağlı kağıt konulmuş  fırın tepsisine dizilir. Üstüne çöre otu serpilir. 180 C de üstleri kızarana dek pişirilir.

Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!





9 Ekim 2013

Kır Çiçeği Tepesi


Bazen kader, hayatımızdaki kişilerle sınar bizi.
Ki hayaller bu sınavı geçmek için yeterli değildir...

1929 yılında Glasgowda yaşayan genç, güzel Beattienin büyük hayalleri vardır, ta ki evli sevgilisi Henryden hamile kalana kadar... Çocuğunu evlatlık vermek üzere dünyaya getirmeden hemen önce Henry karısını terk edip Beattie ile birlikte Londraya kaçmaya karar verir. Orada kendilerine yeni bir hayat kuracaklardır.

Tam seksen sene sonra kader, Beattienin torunu Emmaya oyununu oynayacaktır. Ünlü bir balerin olan Emma, geçirdiği sakatlık nedeniyle kariyerinden vazgeçerek aile bağlarının olduğu Avustralyaya dönmek zorunda kalır. Büyükannesinden ona kalan çiftliğe vardığında, tek amacı oradaki eşyaları düzenlemektir. Ancak dört bir tarafı sararmış fotoğraflar ve eski mektuplarla çevrili olan Emma, geçmişin tozlu sayfalarında kalan bir aile sırrını çözmeye çalışırken bulur kendini. Emma attığı her adımda büyükannesiyle kaderlerinin nasıl da bir örüldüğünü keşfedecektir.

Kır Çiçeği Tepesi, yalnızca iki kadının hikâyesini barındıran yürek burkan bir roman değil, ayrıca insanın elindeki gücü ve bu gücü keşfettiğinde neler yapabileceğini ortaya koyan bir başyapıt.

"Romanın gücü, Freemanın oluşturduğu karakterlerin yanı sıra aşk, nefret ve utancı nasıl işlediğine de dayanıyor. Hem Beattie hem Emma kendilerini yeni bir hayata başlarken buluyor. Okuyucuları kâh neşelendiren kâh üzen de bu kadınların hikâyesidir."
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)

2 Ekim 2013

Ellerinden Kaydı Hayat


Onu gördükçe, bu sırları saklayacağını durmaksızın yineliyordu içinden. O uğursuz güne kadar...
Şüphenin gölgesinde gelişen bir aşk. Herkesi yıkacak, darmadağın edecek bir kumpas. Lüks otellerden, büyük şirketlerin toplantılarından altkültürün cirit attığı gece kulüplerine, meyhanelere, pansiyonlara dolanan dumanlı karakterler. Demlenip tam kıvamında alınan bir intikam...

Sıradan bir hayatın yaşayanıydı Arkan ailesi; bir anda her şeyin değişeceğini ve sürdürdükleri sıradan hayatlarının kumpaslar, saldırılar ve cinayetlerle sarsılacağını bilemezdi. Genç ve güzel bir kadındı Ezgi Derin; paranın, hırsın, acımasızlığın ve pervasızca kurulan tuzakların içerisine sürüklenebileceğini ve salt on günde tüm hayatının değişebileceğini düşünemezdi bile. Ve... Bir anda kayabilir mi hayat bir insanın ellerinden...

"... Hayat anlamaya çalıştığınız, anladığınız, anlatabildiğiniz ve hiçbir zaman alışamadığınız bir sürecin anlamsız, anlaşılmaz anlarından oluşur. Mutlu ve sakin anlarınızın, yağan yağmurların, esen rüzgârların, kopan fırtınaların karşısında yılgınlığa kapılmadan, vakur, dik, dirençli durabildiğiniz anların toplamıdır geçen zaman."
(Tanıtım Bülteninden)

30 Eylül 2013

Bu Bir Sevgi Menüsüdür

 
* Birbirinize bol bol gülümseyin, "sen, gülümsemeye değersin" mesajını verin.
* Ailenize ilgi gösterin. İyi günde, kötü günde birlikte olun.
* Acaba eşinizin ya da çocuklarınızın ilgi alanlarından ne kadarının farkındasınız? Bunu sorun kendinize...
* Eşinize ve çocuklarınıza sevgi mesajı verin: "Seni seviyorum!"
* Evinize zaman zaman küçük hediyeler getirin. Hatırlanmak güzeldir. Bir buket çiçek, birçok mutluluk getirir.
*Ailece birbirinizi dinleyin. "Sen dinlemeye değersin" mesajını verin, birbirinizi rencide etmeyin.
* Birbirinizi takdir ederek teşvik edin.
* Anne-baba olarak kendinize zaman ayırın. Eşinizle en son ne zaman sinemaya gittiniz? En son ne zaman güneşin batışını izlediniz? Eşinize en son ne zaman "seni seviyorum" dediniz? En son ne zaman bir buket çiçekle geldiniz?
* Hiç düşündünüz mü?
* Ailece hayallerinizden vazgeçmeyin!
* Uyumadan çocuğunuza mutlaka zaman ayırın. Onu "iyi ki varsın!" diyerek öpün. Ona bir öykü okuyun.
* Güne pozitif başlayın... Size bakan aynalara gülümseyin... Bu hayat sizin...
                          BAKIN YARINLAR HEP GÜZEL OLACAK...











25 Eylül 2013

Can Dostumun Yolculuğu


Bruce Camerondan bir bestseller daha!

Can Dostumun yolculuğu sürüyor!

New York Times çok satanlar listesinde tam bir yıl kalan Can Dostumun devam kitabı olan Can Dostumun Yolculuğunda, hem keyifli ve eğlenceli hem de son derece düşündürücü olan dostluk öyküsü kaldığı yerden devam ediyor.

Sevecen bir köpeğin, birkaç farklı yaşam boyunca varlığının amacının peşinde koşmasının hikâyesiydi Can Dostum... Bu roman, insanla en iyi dostu arasındaki kopmaz bağa köpeğin bakış açısından bir yorum getiriyor ve yeryüzündeki her varlığın bir amaçla doğduğunu gösteriyordu. Şimdi yeni sürprizlerle süslenen bu sıradışı öyküye devam etme zamanı... Can Dostumun Yolculuğu, tıpkı ilk kitap Can Dostum gibi mizah ve hüzünle dolu.

Köpekler hakkında bir roman, insan hayatının en derin meselesi olan "Neden buradayız?" sorusuna cevap verebilir mi?

"Son derece büyüleyici... Okurlar bu muhteşem romanı bir çırpıda okuyacaklar ve başından sonuna kadar ağlayacaklar."
Publishers Weekly

"Sarsılmaz bir sadakatin ve tüm sınırları aşan bir sevginin dokunaklı öyküsü..."
Book Reporter

"Köpekleri sevmeseniz de, hatta hiç köpek sahibi olmamış olsanız da bu kitabı çok seveceksiniz."
Squidoo.com

 Allah Allah, ben, bir gün içersinde deli gibi kitap tanıtımı yaptım! Adım kitap böcüğüne çıktı!
Dostça kalın, en kısa zamanda kavuşmak dileğiyle!

Orkide Evi


Hayatta herkes mutlu sona ulaşmaz. Yalnızca mutlu anların olmasını umabilir ve yapabildiğimiz sürece o anların tadını çıkarmayı öğrenebiliriz.

Ünlü piyanist Julia Forrester, kocasını ve üç yaşındaki oğlunu acı bir trafik kazasında kaybedince hayata küser. Toparlanabilmek için büyüdüğü kasabaya dönen Julianın yolu, çocukluğunun geçtiği Wharton Park Çiftliğine düşer. Bir zamanlar çok özel orkidelerin yetiştiği bu çiftliğin yeni sahibi Kit Crawfordla tam da yeniden hayata tutunmaya başlayacakken Julia, kuşaklar öncesine dayanan bir aile sırrını keşfeder. Julianın ailesini ve Crawfordları etkileyen bu sır, savaş zamanında dünyanın öbür ucunda yaşanan hayatlara kadar uzanmaktadır.

Bu arada kötü bir sürpriz, Julianın hayatın ona ikinci kez sunduğu mutluluk fırsatına arkasını dönmesine neden olacaktır. Öğrendiği gerçekler karşısında şaşkına dönen genç kadın, sonunda kendisini orkidelerin anavatanı Taylandda bulacak ve geçmişle geleceğin birbirine kenetlendiği bu yerde kafasındaki onca soruya cevap arayacaktır.

"İnsanın içini sızlatan duyguları ve öykünün geçtiği dünyayı bütün zenginliğiyle ortaya koyan bir kitap."
-Lancashire Post-

"Yürek burkan, romantik bir hikâye. Tümüyle o atmosferin içine dalacaksınız."
-Beverley Guardian-
"Tek kelimeyle harika. Her bir detayıyla insanı cezbediyor."
-History and Women-

"Orkide Evi uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan ve kalbimdeki yerini hep koruyacağa benziyor."
-Bibliophilia-

"Bu kitabı iki kelimeyle özetlersek; nefes kesici."
-Faded Parchment-
(Tanıtım Bülteninden)