Bütün evliliklerde bir kırılma noktası vardır.
Bütün aileler yara alır.Bütün savaşların bir bedeli olur...
Yirmi yıllık evlilikleri bitme noktasına sürüklenirken birçok çift gibi Michael ve Jolene de çocuklar, kariyer, fatura, ev işleri gibi günlük yaşamın sıkıntılarıyla uğraşmak zorundadırlar. Ancak hayatları beklenmedik bir biçimde değişir, ailenin direği olan Jolene tehlikeli bir savaşa doğru ilerlerken, kızlarına tek başına nasıl ebeveynlik yapacağına dair en ufak bir fikri olmayan Michael evde kalır. Bir anne olarak ailesinden uzak kalmak Jolene için çok ıstırap vericidir ancak bir asker olarak da sorumlulukları vardır. Savaş Jolene'i hiç kimsenin öngöremediği biçimde değiştirecek, Michael ve Jolene'in en büyük korkularıyla yüzleşmelerini sağlayacaktır.
Kristin Hannah bu duygusal kitabında, âşık ve birbiriyle savaş halinde bir karı kocanın ilişkisine yoğunlaşarak sıkıntılı bir evliliğin mahrem topraklarında geziniyor...
Seni artık sevmiyorum. Dev bir dalga gibiydi o cümle, hiç umulmadık bir anda gelen, binaları temelinden yıkıp evleri un ufak eden bir dalga gibi...
"Cesur, gerçekçi ve düşündürücü bir roman.
Kristin Hannah tüm kalbiyle yazan şefkatli ve inandırıcı bir yazar."
Luanne Rice
"Evden Çok Uzakta önce kalbinizi kıracak, sonra da sizi iyileştirecek."
Janis Owens
"Bu kitap beni çok derinden etkiledi, herkese şiddetle tavsiye ediyorum."
Francine Mara
Ailevi problemlerinden kaçmak için hayal gücüne ve yaratıcılığına sığınan Alexa, tatil için her yaz halasının yaşadığı Sand Harbor kasabasına gider. Kasabada yaşayan ve en yakın arkadaşı olan Braden'la yaz tatilinde bütün zamanlarını birlikte geçirir, hatta ilk aşkı birbirlerinde tadarlar.
Ancak hayat onlar için pek de tozpembe gitmez; bu iki âşığın arasına zaman ve uzun yollar girer. Alexa, on beş yıl sonra halasının sert bir saldırıya uğraması sonucu kasabaya döndüğünde artık bambaşka bir kadındır. Braden'ı da içine kapanık, mutsuzbir adam olarak bulur. İki eski dost ve âşığın hayata yeniden tutunmaları için, küçükken sahilde buldukları cam şişeye fısıldadıkları dileklerin yardımına ihtiyaçları var gibidir.
"Barbara Freethy'yi diğer yazarlardan ayıran büyüleyici üslubu, her sayfanın ardından daha fazlasını okuma isteği uyandırıyor."
-Barnes&Noble-
"İlk aşkın unutulmaz büyüleyiciliğine dokunan bu kitap, okurun keşkelerine ayna tutuyor."
-Book&Kisses-
"Bir Dilek Kadar Yakın, elinizden bırakmadan okuyacağınız şahane bir tatil kitabı."
-Booktrib-
"Ana karakterlerin hikâyesi oldukça dokunaklı, içinde barındırdığı gizem ise okurun dikkatini baştan sona canlı tutuyor."
-Amazon-
(Tanıtım Bülteninden)
İlgi eksikliğinden kendini yaramazlığıa vuran bir çocuk ve en az onun kadar yaramaz olan köpeğinin başlarına gelenlerle uslu olmayı öğrenmeleri; annesini kaybetmiş bir çocuğun özlemi; en iyi dostu için sevdiği şeylerden vazgeçmeyi öğrenen bir kızın öyküsü; cinler, periler, kedicikler, çocuksu şımarıklıklar, küçük hırsızlıklar, ilk aşklar, ilk kaybedişler, ilk cep harçlıkları, horoz şekerleri, prensler, prensesler..
Otuz ayrı kalemden değişik zaman ve mekanlarda oluşturulan bu öykü dünyasının içindeki renk adacıkları arasında yapacağınız bu keyifli yolculuğun her noktasında bir başka çocuğun macerasına ortak olacaksınız; "büyük çocuk"lardansanız çocukların dünyasının her zaman herkese açık olan kapısından içeri girip misafir olacaksınız..." çocuksu gerçekliklere" dokunacak ve çocukların gözünden onların dünyasını keşfedeceksiniz.
"Bize, aşık olmanın ne kadar müthiş, büyüleyici bir şey olduğunu hatırlatan bir hikâye… Karakterler öylesine canlı; yaşadıkları sıkıntılar öylesine sahici ki, kitabın sonunda onlardan ayrılmak çok zor geliyor." The Oakland Press
Zengin, tehlikeli, yakışıklı, geçmişi sırlar ve çalkantılarla dolu bir adam…
Yaşadığı bütün felaketlere rağmen dimdik ayakta kalmaya kararlı, genç, güzel bir kadın…
Düşmanca başlayıp karşı konulmaz tutkulara dönüşen bir aşk hikâyesi…
Bir düelloda kaybettiği dostunun şerefini temizlemek ve ona olan vefa borcunu ödemek için hem evinden hem de kalbini paramparça eden kadından uzaklara gitmeye karar veren Sutherland Dükü'nün oğlu Arthur Christian, kendini bekleyen sürprizlerden habersiz, İskoçya'ya doğru yola çıkar.
Ölen kocasından zorluklarla dolu bir hayat miras kalan genç ve güzel Kerry McKinnon, borçlarını ödemek ve ayakta kalabilmek için mücadele verirken, evine el koymak için kapısına dayanan yakışıklı yabancıyla aralarında hemen o anda güçlü bir kıvılcım doğar. Ama onlarınki imkânsız bir aşktır ve çok geçmeden bunun için bütün dünyayı karşılarına almak zorunda kalacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder