Serenad fırtınasından sonra Livaneliden nefes kesen bir
roman
Sakin bir balıkçı köyünde genç bir
kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş
emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da
bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en
kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece
başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez
Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın
mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet
eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman.
Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında
dolaşacaksınız.
Mantıksız gibi geliyor ama o
sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert
dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı
olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık
rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama
galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi
alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan
çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak
yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder