30 Ekim 2018

Son


“Ben seni hiç unutmayacağım, sen beni hiç hatırlamayacaksın…”
Ayşe Kulin’in heyecan verici kaleminin, sürükleyici anlatımının doruk noktalarından biri SON!
Kulin’in daha önceki romanlarından tanıdığımız kahramanların sona eren hikâyeleri...
SON, içinde tuhaf bir sıkıntısı olanların, memleketin hallerine dertlenenlerin, birini hep son gördüğü haliyle hatırlayacağını bilenlerin, ülkeden ülkeye savrulanların, üstüne gidildiğinde gözü hiçbir şeyi görmeyenlerin, aşk yerine umutla yetinmek zorunda kalanların hikâyesi.
Denize doğru akarken birbirine karışan nehirlerin, tesadüflerin,
denk gelişlerin, kesişmelerin, hiç unutmayanların, kördüğümleri çözmeyi dileyenlerin romanı
SON!

(Tanıtım Bülteninden)

29 Ekim 2018

Mustafa Kemal


“Ey Türk gençliği! Birinci vazifen...”
Yılmaz Özdil’in “Türkiye'nin kurtuluş reçetesi Mustafa Kemal'in hayat hikâyesidir,” diyerek kaleme aldığı Mustafa Kemal, Kırmızı Kedi etiketiyle buluşuyor. Özdil’in kaleminden, Modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatı aynı zamanda Kırmızı Kedi Yayınları’nın 1000’inci kitabı.
Yılmaz Özdil yeni kitabında, Mustafa Kemal’in Osmanlı ordusunda görevli bir askerken -bilhassa 1.Dünya Savaşı’nda görev aldığı Çanakkale cephesinde- çeşitli cephelerde ve daha sonra Türk Kurtuluş Savaşı’nda emperyalist güçlere karşı kazandığı başarıları, kurduğu yeni cumhuriyetle gerçekleştirdiği “çağdaş” demokratik cumhuriyet idealini, kadın hakları başta olmak üzere sosyal hayatta gerçekleştirdiği reformları, eğitim-kültür-sanat-ekonomi-tarım-sanayi-gündelik yaşam ve diğer başka alanda hayata geçirdiği, dönemi için emsalsiz denebilecek başarıları kaleme alırken, gündelik hayatından da kesitler sunuyor. 
Ayrıca Mustafa Kemal’in, sanatsever ve entelektüel kimliğini, hayvanseverliğini, doğa bilincini, çocuk sevgisini, kadın hakları konusunda sergilediği vizyonerliğini ve diğer sıra dışı özelliklerini sebep sonuç ilişkisi içinde ele alıyor.      
Onun, ailesiyle, arkadaşlarıyla, çocuklarıyla ve çocuklarla, hayatına giren kadınlarla olan ilişkisini; cephede askeri veya diplomatik temasta bulunduğu kişilere karşı “insan sevgisi” etrafında şekillenen barışçı tutumunu; ülkede gerçekleştirdiği kültür reformunun önemini; tüm dünyada “ezilen toplumlar” tarafından örnek alınan askeri ve siyasi başarılarını; bunların yanında en sevdiği yemekten en çok dinlediği şarkılara, giyim tarzından sevdiği hayvanlara, hatta Türkiye’nin “çağdaş” ülkeler seviyesine geçebilmesi için gündelik yaşamda yaptığı ve yapılmasını arzuladığı davranışlara kadar eksiksiz ve insani yönleriyle bütüncül bir Mustafa Kemal portresi ortaya koyuyor. 

Bu kitapta, Mustafa Kemal’in çocukluğundan Kuvayı Milliye ruhuna, idam fermanından Kurtuluş Savaşı’na, Cumhuriyet’in kuruluşundan Mustafa Kemal’in kişisel özelliklerine, hizmetlileri ile olan diyaloglarından gece hayatına ve hayatında iz bırakan yakınlarına kadar pek çok detayı bulacaksınız. 
Bugüne kadar hep Atatürk’ü okudunuz Yılmaz Özdil’in kaleminden Mustafa Kemal’i okuyacaksınız!
(Tanıtım Bülteninden)

29 Ekim


11 Ekim 2018

Karabuğday Salatası


Sevgili dostlarım merhaba nasılsınız? Dilerim iyisinizdir, biz de iyiyiz. Dostlarım, bugün çok kolay bir tarifle karşınızdayım.. Karabuğday (greçka) salatası. 1 küçük kupa kara buğdayı 15 dk kadar az suda pişiriyoruz. Sonra da istediğiniz yeşillikleri ekleyip sızma yağ, nar ekşisi, tuz koyuyoruz. Annem bir de yeşil zeytin koydu. Domatesle süsleyince  daha güzel  oluyor. Afiyetle yiyoruz.
Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

2 Ekim 2018

Çocuklarda Aşırı Kaygı


Sevecen bir dille ve bilgelikle yazılmış kılavuz niteliğindeki bu kitap kaygının çocukları nasıl etkilediğine yönelik açıklamalar sunuyor; yetişkinlerin, kaygı ve korkularının üstesinden gelmelerinde çocuklara nasıl yardım edebileceklerine dair ayrıntılı öneriler getiriyor. Farklı yaşlara ve öğrenme tarzına sahip çocuklar için uyarlanabilecek çarpıcı vaka örnekleri ve zengin çeşitlilikte stratejiler içeren bu kitabın anne babalar ve öğretmenleri için benzersiz bir kaynak olacağına inanıyoruz.

İpsala'daki ilk yılımda birlikte çalıştığım arkadaşım instagramda paylaşmış, önermiş. D&R'a baktım, orada da öneriliyor. İlk fırsatta alacağım.  Bu arada bu kitabı öneren arkadaşım çok başarılı, müdür olarak görev yapıyor, seminerlerde eğitim veriyor. Sevgili arkadaşım başarılarının devamını dilerim. 

Sonbahar Geldi


Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Biz de iyiyiz. Birkaç gündür sonbahar gelmişti, havalar soğuktu. Bugün yine hava ısındı. Kırbaç kasırgası yön değiştirdi, kurtulduk bu seferlik. Allah kasırgaya yakalananlara kolaylık versin.
Bu arada yavaş yavaş okula alışmaya başladım. Sabahları 06.00'da kalkıp 07.00'da evden çıkıyorum ki 08.00 dolayısıyla okulda olabileyim diye. Sağolsun annem beni yalnız bırakmıyor, o da kalkıyor.
Yeniden görüşünceye dek dostça  kalın.

19 Eylül 2018

Paris'ten Çiçeklerle


Bu kitabı yazarken, karakterlerimin peşinden en etkileyici kafelere, güzel balkonlara ve canım Paris manzaralarına gittim. Bu seyahatte Montmartre’nin basamaklarına tırmandım, Rue de Cler pazarındaki renkli görüntülere hayranlıkla baktım, küçük ara sokaklardaki gizli kafelerde espresso yudumladım. Hepsi unutulmazdı.

Ama bu hikâye, çikolatalı kruvasanlardan ve bir bahar günündeki Eyfel Kulesi’nden daha derinlere iniyor. Bu hikâyenin sayfaları, 1940’lı yılların savaşla yıpranmış Paris’inde, gönül yaralarını ve travmaları ele alıyor. Günümüzde ise direnmeyi, affetmeyi ve sevmeyi becerebilen veya beceremeyen karakterleri.

Bu kitap, benim Paris’e yazdığım aşk mektubum. Ve belki bir gün, bir mektup daha yazarım. Şimdilik, hayal ettiğim bu hikâyenin, karakterlerin, Paris’in her şeyinin en ince detayına kadar keyfini çıkarmanızı umuyorum.

Nilüfer çiçekleri yürek parçalayıcı yolculuklardan geçer. Tohumları toprakla, artıklarla ve birbirine giren köklerle kaplı bulanık bataklık suyunda filizlenir. Çiçek açmaları için bu korkunç karanlıkta yolunu bulması gerekir, suyun üstünde bir yerde güneş ışığının olduğunu içten içe bilmeli ya da en azından bunu umut etmeli. Böylelikle bu yolculuktan zarar görmeden çıkar ve zafer kazanmış bir şekilde
 çiçek açar.

1940’ların işgal altındaki Paris’inde Paris’in tüm çiçeklerini beklerken Paris’in tüm acılarını kendinde bulan bir kadın… 2000’lerde Işığın Şehri Paris’in nostaljik havasında ve aydınlığında kendi acılarıyla ve geçmişiyle yüzleşebilmek için başka bir kadının geçmişinin peşinde iz süren başka bir kadın… 

Kendine özgü sürükleyici tarzıyla Sarah Jio bu romanında bulanık sularda derinlere batmış iki nilüfer olan güçlü kadın karakterlerle geçmiş ve bugün arasında köprü kurarak hayatta önemli olan şeyleri hatırlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
* Bu kitap en kısa zamanda alınıp okunacak.