2 Mayıs 2017

Stres Yönetimi


Hayatı güzelleştirmek ve sağlığımızı korumak için bireysel çabalarımızı hiçbir zaman elden bırakmamamız gerekir. İş hayatından yansıyan stresler o kadar geniştir ki bu stresleri sağlığı tehdit etmeyecek düzeye indirmek kaliteli bir yaşam sürdürebilmemiz için kaçınılmazdır. Arabamıza, evimize, eşyalarımıza gösterdiğimiz aşırı özeni, niçin daha kaliteli, sağlıklı ve verimli bir yaşam sürdürmek için göstermiyoruz? Günümüzde stres, artık yediden yetmişe herkesi ilgilendiren bir problem haline gelmiştir. Kaynağı ne olursa olsun herkes iş hayatında ya da günlük yaşamında strese maruz kalmaktadır. Maruz kalınan bu stres, örgütleri, kurumları, işletmeleri ve ülkeleri ekonomik açıdan, bireyleri ise fiziksel-duygusal-zihinsel açıdan olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Sanayileşme yönünde hızla ilerleyen ve refahı toplumun tüm kesimlerine yayma çabasında olan bizim gibi ülkelerde stres, insan sağlığını, başarısını ve mutluluğunu etkilemekte ne yazık ki onarılamayan ciddi zararlar vermektedir.

Stres ve tükenmişlik bireyleri, aileleri, grupları, örgütleri ve genelde tüm toplumu bir hastalık gibi etkilerken bu fenomenlerle mücadele edebilmenin geçerli ve güvenilir yollarını da üretmek zorundayız.

Bu kitap okuyucuya, hayatını çevreleyen ve çoğunlukla olumsuz olarak atfedilen stres ve tükenmişliğin anlaşılmasında ve yönetilmesinde önemli bir çerçeve çizerken, aynı zamanda stres ve tükenmişlikle mücadelede, güncel literatür bilgileri ışığında temel ipuçları vermektedir.

25 Nisan 2017

Güzel Havalar















Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.

Orhan Veli Kanık


Bahar Şiiri

Bu sabah mutluluğa aç pencereni
Bir güzel arın dünkü kederinden
Bahar geldi bahar geldi güneşin doğduğu yerden
Çocuğum uzat ellerini

Şu güzelim bulut gözlü buzağıyı
Duy böyle koşturan sevinci
Dinle nasıl telaş telaş çarpıyor
Toprak ananın kalbi

Şöyle yanıbaşıma çimenlere uzan
Kulak ver gümbürtüsüne dünyanın
Baharın gençliğin ve aşkın
Türküsünü söyliyelim bir ağızdan.

Ataol Behramoğlu

24 Nisan 2017

Demian


On yaşındaki Latince öğrencisi Emil Sinclair, güvenceli aile ortamının dışında sertv e acımasız bir dünya olduğunu erken fark eder. Kendini bulma yolundaki delikanlı, din ve ahlak gibi artık inanmadığı kalıplarla birlikte baba evinden de kopar. Küçük yalanlar ve hırsızlıklarla beslenen yaşamında, sağlam çocuk dünyasının çöktünü görür. Onu bu acılarından kurtaracak olan kişi, okula yeni gelen bir başka öğrencisi: Max Demian'ıdır. Demian, Sinclai'in yaşamını yönlendiren, etkileyen başkişi olur.

* Okumanızı şiddetle öneririm. Yeniden okuma fırsatı bulabilirim umarım. Yıllar önce okudum, tadı damağımda kaldı.

27 Mart 2017

Yaşasın Hayat


Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben ve Misi de iyiyiz. Hafta sonu annişim bendeydi, bugün eve döndü. Aslında daha uzun bir süre kalmasını isterdim ama buna da şükür. Annem gelince Misi de ben de bayram ettik. Annemle keyif yaptık. Annem mutfağa girdi, bana yemekler yaptı, yaşasın hayat! Ama ben de annem gelecek diye yemek yaptım, Cumartesi günü poğaça yaptım. Annem poğaçayı, yemeği beğendi. Bugün hüzünlenmeden annemle vedalaştım.
Cuma gününü iple çekiyorum çünkü annişime gideceğim. Misafircilik oynuyoruz annemle. Ama en çok ziyaret eden benim. Benden şimdilik bu kadar dostlarım. Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

Simru


Nereden çıktın yine karşıma?

Tamamlayamadığın hangi vicdansızlığın için döndün? Geçmişim olamamıştın, şimdi geleceğimde olmak için mi geldin? Artık benim için sen bir “fark etmez”sin. Fırtınada kaybolmuş bir yelkenli için rüzgârın nereden estiği önemli değildir. Geçti artık o günler… Mezarıma çiçekle gelmen, beni öldürmüş olman gerçeğini değiştirmiyor.

Sessiz çığlıkları vardır kırılan kalbimizin ve onları yalnızca Allah duyar. Senin duymadığın ve hiçbir zaman duyamayacaklarından bahsediyorum. Umarım beni anlıyorsundur. Keşke biraz düşünebilseydin. Düşünmediğin için şimdi kalbin acıyor biliyor musun? Beynin düşünemediği her şeyin cezasını kalp çeker. Düşünmek beyni acıtmaz ama düşünmemek kalbi yorar.

Şu hayatın bize en büyük darbesi beklediklerimizin hiçbir zaman gelmemesi, gelenlerin ise bizi hak etmemesidir. Bazı insanlar hiç başlamayan hayatlarının bitmesinden korkarlar… Neyi biriktirebilmişler ki kaybetsinler? Sen de onlardansın bana göre. Elinde avucunda hiçbir şey kalmamış ama hâlâ yitirmekten korkuyorsun. Kolların boşluğa alışmış ama benimle doldurmaya çalışıyorsun. Bitmişsin ama hiç başlamamış olduğunu anlayamamışsın. Söylenmiş sözleri duymamışsın, şimdi söylenmemişleri dinliyorsun. Göremediğin şey şuydu: Ben sana hayatımı verdim, sen onu başkasının çöpüne attın.

Bana gelince… İyiyim ben. Aşkta özgürlüğün tutsaklıkla başladığını ve aynı zamanda da hayatta aşktan daha önemli şeyler olduğunu öğrendim. Mesela insan olmak…
(Tanıtım Bülteninden)