20 Aralık 2016

Kar Beklerken



Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Ben, annem ve Misi iyiyiz. Hafta sonu annemdeydim. Pazar akşamı eve döndüm. Sokak kapısından içeri girdiğim gibi Misi ortalığı yıktı. Daha merdivenleri çıkmaya başlamadan nereden duyuyor sesimi, hiç bilemiyorum doğrusu. Yaş mama yiyeceğini de çok iyi biliyor. Hem kavuştuğumuz için hem de yaş mama nedeniyle mutlu oldu. Mırıl mırıldı.
Bu hafta kar bekleniyor. İnşallah lapa lapa yağar, okullar tatil olur. Ne de güzel olur. Mutfağa girip kurabiye yapmak istiyorum. Gerçi hafta sonu da yapabilirim de yine de kar tatili şahane olur. Bugün annemle, Aytül ablamın yeni yıl hediyeleri geldi bana. Beyazlı, mavili sallanan sandalye. Kar yağsın da ben de oturup kar manzarası seyredeyim.  Ama önümüzdeki hafta kar fazla yağmasın da yılbaşında anneme gidebileyim. Bugüne dek yılbaşında hiç yalnız kalmadım. Allah ta annemden, ailemden beni ayırmaz inşallah!



Misi şu anda annemin kaloriferin önüne getirdiği yatağında keyif yapıyor. Anne aşkı, kedi aşkı, kitap aşkı. Hepsi birbirinden güzel! Bende durum bu. Sevgili dostlarım yeniden ve dilerim yeni bir tarifle görüşmeyi diliyorum. Sevgiyle kalın!


14 Aralık 2016

Sen, Ben Ve Onca Yıl


Bazı aşklar ne kadar acıtırsa acıtsın yaşanmaya değer...
Nicole Blake çocukken deliler gibi âşık olduğu Julian Symonds'la bir yılbaşı gecesi yakınlaşsa da kısa süre sonra genç adamla ilgili hayalleri sonsuza dek suya düşer. Ama Julian sayesinde hayatına değişmeyen üç şey girmiştir: dünyanın en iyi arkadaşı, seyahat tutkusu ve kalbini durmadan kırsa da sevmekten vazgeçemediği çok yakışıklı bir serseri; Aidan Symonds...

Güzeller güzeli Alex de üniversite yıllarında aralarına katılınca grup tamamlanır ve zaman geçtikçe yılbaşı gecelerini birlikte geçirmek gelenek haline gelir. Onlar birbirlerinin her şeyidirler; dost, kardeş, tutunacak birer dal… Fakat Nicole ile Aidan'ın arasındaki bağ hep çok kırılgandır. Aşkları pervane böceği ile mumun aşkından farksızdır.

Hayatında yeni bir sayfa açması gerektiğini anlayan Nicole, Aidan'ın tam tersi özelliklere sahip olan Dom'la hayatına devam etme kararı alır. Fakat zamansız bir acı ve affı olmayan çift taraflı bir ihanet, Nicole'ün kararlarını sorgulamasına ve geride bırakamadığı şeylere duyduğu özlemin gün yüzüne çıkmasına neden olur.

"Sıcacık karakterlerin bir solukta okunan hüzünlü hikâyesi… Değişime ve kişinin kendi mutluluğunun sorumluluğunu üstlenmesinin önemine dair muhteşem bir roman."
-Daily Mail-

"Bu hüzünlü hikâye dostluk, aşk ve hayat üzerine kurulmuş."
-Laura-

"Elinizden bırakamayacağınız kadar etkileyici!"
-Lea-

"Aşka ve hayati kararlara dair muhteşem bir roman…"
-Elle-

"Hayatın dönüm noktalarına dair dokunaklı bir hikâye…"
-Daily Mail-

"Amy Silver'ın zor konuları eğlenceli ve hafif bir dille kaleme alabilme becerisi, kitaplarını tam bir şölene çeviriyor."
-Sun-

"Tavsiye: Okurken nefes almayı unutmayın!"
-Westfälische Nachrichten-
(Tanıtım Bülteninden)

Mandalina Ve Umut


Sadakat ve mutluluk arasında seçim yapmak zorunda kalan bir kadının ikilemi. Hannah, boşanmak istediğini söyleyeceği gece, eşi aniden felç geçirir. Tom henüz 32 yaşındadır. Artık telefon kullanmak ve Hannah'ya sarılmak bir yana; ne yürüyebilir ne de kendi yemeğini yiyebilir hâldedir. Hannah, kendini kapana kısılmış hisseder. Eşiyle ilgilenmek zorunda olduğunun farkındadır, her ne kadar onu terk etmeye hazır olsa da. Ancak Tom, hayatın ona kazandırdığı yeni bakış açısı ve artık sahip olduğu bolca zaman sayesinde hayatını yeniden gözden geçirir ve evliliğini kurtarmaya kararlıdır. Tekrar eşinin âşık olduğu adam olabilecek midir, yoksa bunun için çok mu geç kalmıştır?

"Mandalina ve Umut", elinizden bırakamayacağınız bir çıkış romanı. Sizi bazen gözyaşlarına, bazen kahkahalara boğacak, bazen de durup hayatta asıl önemli olan şeyin ne olduğunu düşünmenize sebep olacak.

Hayatı altüst eden bir hastalığın, duygusal ve gerçekçi portresi. Ustaca kaleme alınmış bu kitap; sizi aşk, kayıp ve ikinci şanslardan geçen ilham verici bir yolculuğa çıkaracak.
-Sunday Express-
(Tanıtım Bülteninden)

7 Aralık 2016

Aeden



Geri dönmüyorlardı!
Artık niye Dünya'da olduklarını biliyorlardı.
Yaşam enerjisinin bu şekilde yağmalanmasına izin vermeyeceklerdi, ne pahasına olursa olsun ona sahip çıkacaklardı.
Evrende hata yoktu, tesadüf yoktu!
Nihayet anlamışlardı.
İnsan doğulmaz, insan olunurdu.
Masalla gerçeği ayırt edebilecek okurlara...
(Tanıtım Bülteninden)

Azra Kohen'in yeni kitabını elime almayı sabırsızlıkla bekliyorum. Sevgiyle kalın dostlarım!

1 Aralık 2016

Umut Geçidi


Sana bir sır vereceğim. Sanırım kocam Dave'in hayatında başka biri var. Ceketinin cebinde bir çift pırlanta küpe buldum. Ne acıdır ki onları yıldönümümüzde bana hediye etmedi. Ayrıca Dave'in sık sık ziyarete gittiği Martha'nın, kaybolan diğer mücevherleriyle ilgili de endişeleniyorum. Biliyorsun Dave bir papaz ve çok iyi bir adam. Onun herhangi bir konuda suçlu olduğuna inanmak istemiyorum. Peki, eve geç gelmelerinin sebebini bana neden açıklamıyor dersin?

Evet sevgili okur, gerçekten ne düşündüğünü merak ediyorum. Bu arada, Cedar Cove'un diğer sakinlerinin hayatlarında neler olup bittiğine dair yeni haberler var. Mesela Şerif Troy Davis'in yıllar önceki büyük aşkı Faith Beckwith buraya taşındı! Taşınır taşınmaz da Troy'un kızıyla arkadaş oldu, bu cephede işler gitgide kızışıyor.

Cedar Cove'un samimi hikâyeleri kaldığı yerden devam ediyor. Gelişmeleri öğrenmek için bizimle bir bardak çay içmeye ne dersin?
-Emily Flemming-
(Tanıtım Bülteninden)

*Debbie Macomber Cedar Cove serisinin devamı ile yine döktürmüş.

17 Kasım 2016

Adam


Kadın'ı okudunuz.
Bu da Adam.

Diyebilirsiniz ki...
Kadının karşılığı erkek değil mi?
Bence değil.

Çünkü, her kadın kadın ama...
Her erkek adam değil.

Herifleri yazmamayı tercih ettim!

Elbette memleketin tüm adamlarını sıralayıp, bir kitaba sığdırabilmek imkânsızdır...
Peki nedir?
Farklı zamanlarda, farklı ortamlarda yaşayan, hatta birbirleriyle hiç tanışmamalarına rağmen,
ortak zihniyetin, ortak karakterin, ortak paydasıdır Adam.

Yıkılsın diye karşıdevrim kazmalarıyla kolonlarına kolonlarına vurulan Türkiye, bugün hâlâ ayakta duruyorsa... İşte bu adamların ortak karakteri, ortak zihniyetinin sırtında duruyor.
(Tanıtım Bülteninden)

Kanadı Kırık Kuşlar


"Kendi vatanında bile yabancıdır kanadı kırık kuşlar"
1930'ların Almanyası... Nazilerin baskısından bunalan Yahudi asıllı tıp doktoru Gerhard Schlimann, çemberin yeterince daraldığını, kendisi ve ailesi için tek çarenin kaldığını hisseder: Kaçmak...

Ancak işsizliğin, savaşın habercisi toplumsal karmaşaların ve her yere yayılan ayrımcılığın cenderesindeki bir dünyada insanca yaşanacak bir yer bulmak hiç de kolay değildir. Zira Gerhard Schlimann ve diğer Yahudilere sözümona gelişmiş ülkeler bir bir sırt çevirirken, bir tek Avrupa'nın kıyısındaki genç bir Müslüman ülke kucak açar: Türkiye Cumhuriyeti...

Ayşe Kulin, Kanadı Kırık Kuşlar'da 1930'ların Almanya'sından 2000'lerin Türkiye'sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlatıyor bizlere. Sıradışı, güçlü, coşkulu, inançlı kadınların hikâyesi bu aynı zamanda. Elsa, Suzan, Sude ve Esra kendi sancıları ve değişimlerini vatanlarının çalkantıları ile iç içe yaşıyorlar. Kanadı Kırık Kuşlar, vatanı sevgi olan herkesin kalbine değecek...
(Tanıtım Bülteninden)