27 Haziran 2016
Havva'nın Üç Kızı
İnanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuk... Ben ne annem gibi dindarım, ne babam gibi kâinatın, beş duyumla kavradığım şeylerden ibaret olduğuna kaniyim. Öyleyse ben neredeyim? Ne mutlak dindarlığa, ne de mutlak akılcılığa dahil olmak isteyenler için bir başka yaklaşım, yeni bir varoluş şekli yok mu acaba? Bir üçüncü yol mesela? Kim bilir?
Şirin, Mona ve Peri… Günahkâr, İnanan ve Şaşkın. Münkir, Mümin ve Mütereddit… Böylesine farklı üç genç kadın nasıl bir araya gelebilir? Arkadaş olabilirler mi sahi? Hatta kız kardeş?
Tanrı, bilim, kimlik, aidiyet, Doğu-Batı tartışmalarının tam ortasında hiç kimselere benzemeyen, karizmatik bir adam, sarsıcı bir skandal ve sıra dışı bir aşk... yarım kalan... seneler sonra yeniden canlanan...
Elif Şafak büyüleyici dili ve sağlam olay örgüsüyle inanca, inançsızlığa, arayışa, farklı kadınlara ve aşka dair baş döndürücü bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.
Havva'nın Üç Kızı Türkiye ile Avrupa, dün ve bugün arasında gidip gelen güncel bir hikâye anlatıyor.
Yüzyılımızın en çok tartışılacak konularından birini kışkırtıcı kahramanlar aracılığıyla ele alan, temposu hiç düşmeyen, kolay kolay unutamayacağınız bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
* Çok ilginç bir kitap, dün Ayşe Arman'ın Elif Şafak ile olan röportajını okudum. En kısa zamanda bulup alacağım.
18 Haziran 2016
Esmer Ramazan Pidesi

Merhaba sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Biz de iyiyiz. Beyaz un ile yapılan Ramazan Pidesi'ni yiyemiyorum. Bir bulasşsam bir daha bırakamam diye korkuyorum. bu nedenle ben de Beyaz Unsuz Şekersiz Hamur İşleri kitabından esmer ramazan pidesi tarifini denemeye karar verdim. Kitap yeni çıktığında almıştım, bir heves birkaç tarif uygulamıştım. Bundan sonra kitabıma daha sık bakmaya karar verdim. Tarife geçiyorum.

4 su bard tam buğday unu
2 su bard. ılık süt
1 yemek kaşığı zeytinyağ
1 yemek kaşığı bal
1 çay kaşığı deniz tuzu
1/2 yemek kaşığı kuru maya ya da 1/2 paket yaş maya
1 tatlı kaşığı yoğurt
1'er yemek kaşığı susam ve çörekotu
Yapılışı: Yoğurt dışındaki tüm malzemeyi karıştırın, yoğurun. 1 saat kadar dinlendirin.
Hamuru tepsiye yerleştirip yayın. Yoğurdu 1 yemek kaşığı su ile sulandırıp üzerine sürün. Susam ve çörekotunu serpiştirin (ben yalnızca çörekotu serpiştirdim).
Ilık bir yerde 15 dk. dinlendirdikten sonra sıcak fırının orta rafında 20-30 dk. pişirin.
Üzeri hafifçe renk almış olacak.
* Pide hamuru cıvık oluyor, sakın un eklemeye kalkmayın. Tarif doğru olarak verilmiştir.
Afiyetle yiyin!
17 Haziran 2016
Çocuğunuza Sınır Koyma
Çocuklarınız kurallarınıza uymuyor, yanlış davranışlarda mı bulunuyorlar? Doğru davranmaları konusundaki önerilerinizi önemsemiyor ya da ret mi ediyorlar? Yumuşak ve otoriter eğitim modelleri arasında kararsız mı kalıyorsunuz?
Oysa bu modellerden daha eğitici ve daha az çaba gerektiren bir yöntem var. Çocuğunuza Sınır Koyma, çocuklarınızın daha nazik ve saygılı olması için altyapı oluşturmanıza yardımcı olur.
Robert MacKenzie tarafından yazılmış ve tekrar gözden geçirilerek genişletilmiş bu baskı ile kanıtlanmış teknik ve yöntemleri öğrenecek ve çocuğunuzun sizinle işbirliği yapmasını sağlayacaksınız.
Bu kitap anne-babalara şu özellikleri kazandırıyor:
Oysa bu modellerden daha eğitici ve daha az çaba gerektiren bir yöntem var. Çocuğunuza Sınır Koyma, çocuklarınızın daha nazik ve saygılı olması için altyapı oluşturmanıza yardımcı olur.
Robert MacKenzie tarafından yazılmış ve tekrar gözden geçirilerek genişletilmiş bu baskı ile kanıtlanmış teknik ve yöntemleri öğrenecek ve çocuğunuzun sizinle işbirliği yapmasını sağlayacaksınız.
Bu kitap anne-babalara şu özellikleri kazandırıyor:
Çocukların, gelişimlerini yönlendirecek sınırlara ihtiyaçları vardır. MacKenzie'nin rehberliğinde sizler de mutlu ve tatminkâr bir aile hayatı için gerekli olan eğitici sınırları oluşturmayı öğreneceksiniz.
(Tanıtım Bülteninden)
* Ben, kitaba başladım, örnekler içeriyor, anlaşılır bir dille yazılmış, çok çok güzel. Şiddetle öneririm!
Okullar Tatil Oldu
Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok çok iyisinizdir. Misi ve ben çok iyiyiz. Annem Pazartesi günü geldi, dün sabah Akçay'a geri döndü. İnşallah ay sonu Misi ile ben de Akçay'a gideceğiz. Evet okullar tatil oldu, bugün gelişim raporlarını dağıttım çocuklara, kucaklaştık, vedalaştık. Ay sonuna dek seminerlerimiz var, plan hazırlamak yok. Bu da büyük ayrıcalık doğrusu.
Aslında seminerler olmasa da okullar olsa, seminer dönemi hiçbir şey yapmıyoruz, çok sıkılıyorum.
Ama tabii yazın çocukları tutmak çok zor oluyor. Artık Akçay'a gitmek, denize girmek istiyorum. Denizi çok özledim. Ay sonunu iple çekiyorum. Önceki yıllarda birleştirilmiş sınıf olan okullardaki öğretmenler seminer dönemini istedikleri okullarda geçiriyorlardı. Bu sene önce ilk hafta herkes kendi okulunda seminere katılacak dendi. Bugün öğrendim ki iki haftayı da kendi okulumuzda geçirecekmişiz. Ne kadar mutlu oldum anlatamam. İki adım ötemde okul varken biz köye gideceğiz, yol parası vermeye devam edeceğiz. Bayıldım doğrusu!!! Benden şimdilik bu kadar, yeniden görüşünceye, yeni tariflerle buluşuncaya dek dostça kalın. Sizi çok seviyorum!
10 Haziran 2016
Blogum 10 Yaşında
Merhaba sevgili dostlarım bugün bloğum 10 yaşına girdi. Çok çok mutluyum. Keyifle, sağlıkla, mutlulukla nice 10 yıllara, nice paylaşımlara. İyi ki bu bloğu oluşturmuşum. Blogum sayesinde siz dostlarımı kazandım. İyi ki varsınız! Sizleri çok seviyorum.
6 Haziran 2016
Baharın Peşinde
Ben Lilah Calloway. Blackwater, Teksas'ı sonsuza dek arkamda bıraktığıma inanacak kadar safmışım ve ne yazık ki babam da kolumdan tutup beni geri getirecek kadar kararlıymış. Bu da yetmezmiş gibi, patlamaya hazır bombayı kucağıma koymaktan da çekinmemiş: Chase Matthews bize taşınıyor. Eski en yakın arkadaşım ve okulun altın çocuğu Chase her sabah gözümü açtığımda görmek istediğim son insan. Onun varlığı kasabayla beraber toprağa gömmeye çalıştığım her şeyi suratıma çarpıyor.
Ben Chase Matthews. Lilah Calloway benim için gece birlikte evden kaçmak, altın sarısı saçları rüzgârı okşarken sahillerde kafayı bulmak demektir. Buraları terk edene dek en yakın arkadaşımdı ve bir daha geri dönmeyeceğine herkes kadar emindim. Ancak aniden lisenin son yılını okumak için küçük kasabamıza teşrif etti. O kısacık kesilip siyaha boyanmış saçlar ile şeytani bakışlar herkesin gözünü korkutabilir ama beni değil. Ben o kılığın altındaki kaybolmuş kızı bulabilirim.
(Tanıtım Bülteninden)
17 Mayıs 2016
Adı Soyadı: Çocuklarının Annesi
Biriktirilmiş öyküler bunlar. Sevsen Aslantepe kendi sessiz köşesinde yıllarca emek verip örmüş, dokumuş öykü kozasını. Birbirinden farklı yaşam alanlarına küçük, tedirgin dokunuşlarla zengin duygu dünyalarını bize kolayca aktarması bundan…
Hemen söylenivermiş gibi görünen sözün arkasında meyvesini vermiş bu sabır var. Bildiğiniz bir dünyaya ayna tuttuğunda da tümden yabancısı olduğunuz bir yaşamı anlattığında da yüreğinize dokunuyor anlatımı. Gözünüze sokmuyor, allayıp pullamıyor, doğallıkla, sadelikle aktarıyor ve "Evet," dedirtiyor. "Gerçekten de böyledir."
"Yoksulluk çevrede kanıksanmış bir eksiklik olmakla hiçbir hanede sorun olmazdı. Gece yatağa girdiklerinde okudukları dualarda yaşanan gün için şükredilir ertesi gün için sadece sağlık ve aş istenirdi. Fakirliğin mutlulukla çok iyi geçindiği zamanlardı. Bu nedenle ufak bir sorun çıksa sofra örtüsünün altında kalan bir nohut tanesi gibi kendini belli ederdi."
-Feyza Hepçilingirler-
"Sevsen Aslantepe TV programımıza "Kurt Cobain Cinayeti" çevirisiyle katıldığı gün, kendisini akıcı Türkçe kullanımı, artı renkli anlatımı açısından kutlamıştık. Hatta "Siz neden yazmıyorsunuz?" diye sormuştum. Bugün yanılmadığımı görmekle mutluyum. Kendisini kutlarım. Kitabın okuru alıp götürecek duygularını bugün hatırlamaya ihtiyacımız var."
-Okan BAYÜLGEN-
"Sevsen Aslantepe yeteneğini yoğun duygularla süsleyip keyifle okunacak bir öykü kitabı hazırlamış. Okur kitabı kapattığında yakın geçmişte dünyanın, özellikle ülkemizin, yaşanabilir duygusallıkta, masum ve mutlu bir yer olduğunu hatırlayıp hüzünlenecek. Ben bu kanıdayım. Dilerim çok sayıda okura ulaşabilir, bir "Küçük Prens" gibi etkiler insanımızı. Devamını dilerim, hatta kendisine bu güzel hatırlatma için teşekkür ederim."
-Ayşegül ATİK-
(Tanıtım Bülteninden)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)