1 Kasım 2015
Sakızlı-Lorlu Kurabiye
Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Ben ve Misi iyiyiz. Misi canı istedikçe koşturuyor, oyun oynuyoruz. Bugün oyumuzu kullandık, hayırlı uğurlu olsun!
Ben bugün sakızlı-lorlu kurabiye yaptım, tadı çok güzel oldu.Ev sahibime de bu güzelim kurabiyelerden verdim. Özellikle kahvenin yanına çok yakışır.
Tarifi veriyorum.
Malzemeler
1/4 su bard. zeytinyağı
250 gr tatlı lor peyniri
1 su bard. toz şeker
2 yumurta (birinin beyazı ayrılacak)
1/4 limonun suyu
1 çay kaşığı karbonat
2 su bard. un (yaklaşık)
2 küçük parça damla sakızı
1 kase susam
Yapılışı:
1- Zeytinyağını, loru, şekeri ve yumurtaları yoğurma kabınıza alıp karıştırın.
2-Karbonatı limon suyunda eritin. Un ile birlikte karışımınıza ekleyin, hepsini iyice yoğurun.
3- Damla sakızını havanda toz haline getirin, hamura ekleyin, bir kez daha yoğurun.
4-Tepsinize yağlı kağıt koyun. Fırını 180 C'ye getirin.
5- Hamurdan parçalar koparıp yuvarlayın. Hafif çırptığınız yumurta akına ve susama batırın, tepsiye dizin.
6- Tepsiyi fırına koyun, 30-35 dk. pişirin. Piştiğinde oldukça yumuşak olacak. O nedenle tepsiden
almak ve servis etmek için soğumasını bekleyin.
Afiyetle yiyin!
Dostlarım yeniden görüşünceye dek sevgiyle, dostça kalın!
31 Ekim 2015
Annem Annem Canım Annem
Bugün oldu ve saat 15.00'da annemle çıktık, onu yolcu ettim. Yurtiçi Kargo'ya gittim, ısmarladığım kitaplar gelmiş, onları aldım.
Çarşıdaki işlerimi hallettim ve eve döndüm. Eve girdim ve içim bir tuhaf oldu, kendimi bir anda yapayalnız hissettim. Misi ile yine başbaşa kaldık.
Bu arada önceki hafta okulun orada zeytin ağaçları varmış, Zeytinler toplandı, biz üç öğretmene eşit olarak dağıtıldı. Annem zeytinlerin nasıl yapılacağını öğrendi, hazırladı. Yaklaşık 20-25 gün öyle kalacaklar sonra tatlandırılacakmış. Annem bir sürü yemek yaptı, bana bıraktı. Bana çok yardımcı oldu, sabah birlikte temizlik yaptık.
Buluşmalar, kavuşmalar çok güzel ama vedalar insana çok feci koyuyor doğrusu. Benden şimdilik bu kadar dostlarım. Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!
24 Ekim 2015
Bir Hayat Bir Hayata Değer
Büyük eserler yaratmış olanların ve uzaktan küçücük gözüken dünyalarında derin sarsıntılar yaşayan sıradan kadınların aşkları ve acıları var bu kitapta. Bu kitabı okuduğunuzda sadece sanat ve bilim dünyasının görünmeyen yüzünü değil, kendinizden bile sakladığınız duyguları bulacaksınız. Beethoven tek bir kadını çok sevdi hayatında. Ona mektuplar yazdı, onun için besteler yaptı. Adını hiç kimseye söylemedi. Kimse bilmedi onun sevdiği kadının adını. Juan Ramon Jimenez, karısı Zenobia'ya âşıktı. Karısı hastalandı, ölüm döşeğine düştü. Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldığını, sırf Zenobia ölmeden öğrenebilsin diye Nobel Komitesi zamanından önce açıkladı. Zenobia öldü sonra. Jimenez bir daha tek satır yazmadı.
Oğul Alexander Dumas, pahalı bir fahişeye âşık olmuştu. Aslında bütün Paris bu veremli genç kadının peşindeydi. O kadın ise sadece Lizst'i sevdi. Onu terk eden tek erkek de Lizst oldu. Oğul Dumas, sevdiği kadın ölünce Kamelyalı Kadın'ı yazdı. Verebileceği en büyük armağanı verdi ona. Dünyanın en ünlü mimarlarından Louis Kahn, bencil ve çirkin bir erkekti. Bir tren istasyonunun tuvaletinde 74 yaşında ölü bulunduğunda, arkasında kendisine âşık üç kadın bıraktı. Oğlu, babası gibi birisini onların neden sevdiklerini merak edip o kadınları tek tek dolaştı.
(Tanıtım Bülteninden)
20 Ekim 2015
Ay Bahçesi

Aşk, masumiyet, fedakârlık ve inançla örülmüş bir peri masalı…
Kim olduğunu ve ıssız Maine sahillerine nereden geldiğini bilmeyen Selena kendini yabancı yüzlerin arasında kaybolmuş hisseder. Bu tanımadığı dünyada sadece tek bir kişi ona huzur verir; kendisi gibi yalnız olduğunu gözlerinden okuyabildiği Ian Carrick…
Eskiden son derece başarılı bir doktor olan Ian, insanları iyileştirme arzusundan vazgeçmesine neden olan telepati yeteneği yüzünden toplumdan uzak bir yaşam sürdürmeye karar vermiştir. Ancak Ian bu doğaüstü yeteneğini Selena'nın üzerinde kullanamaz. Genç kadın, masumiyeti ve güzelliğiyle Ian'ın aklını başından almakla kalmayıp karanlığı ışıkla, sessizliği kahkahalarla yok eder. Onun sayesinde Ian hayata ve kendine yeniden inanmaya başlar. Fakat geçmişten çıkagelen gizemli bir gölge, bu büyük aşkı ve Selena ile Ian'ın kurduğu hayalleri yıkmakla tehdit edecektir.
"Kristin Hannah'nın aşk romanları değerli mücevherlerden farksız!"
-Romantic Times-
"Ateşböceği Yolu'nun yazarı Hannah aşkı sevgi ve inançla kaleme alıyor."
-Luanne Rice-
"Hikâye dokunaklı bir sonla bitiyor fakat Hannah'nın o muhteşem dili, merak uyandıran karakterleri ve okuyucuyu olayların içine çekebilme becerisi, üstüne bir tutam da doğaüstü yetenek eklenince kitabı gerçekten okunmaya değer kılmış."
-Library Journal-
"Kristin Hannah tam anlamıyla müthiş bir hikâye anlatıcısı."
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteninden)
Düğün Dansı-Düğün Şarkısı
Düğün Dansı Kilitli bir kalbi, hangi anahtar açabilir?
Rose'un Köşkü'nde sular durulmuyor… Aşk bu kez de mekânın çiçekçisi Phoebe Davis'in peşinde. Ancak tıpkı çok sevdiği çiçekleri gibi hayatta her şeyin geçici olduğunu düşünen Phoebe, kalbinin kapılarını aşka sonsuza dek kapatmaya kararlı. Öte yandan sadece tek bir dansla Phoebe'nin başını döndüren yakışıklı mimar Patrick Knight'ın ondan vazgeçmeye hiç niyeti yok. Phoebe, doğru olduğuna inandığı her şeyden vazgeçmek pahasına aşkın kazanmasına izin verecek mi?
Düğün Şarkısı Kaderinden kaç kez kaçabilirsin?
Whitney Banning teyzesinin düğünü için Rose'un Köşkü'ne geldiğinde kaderin onun için hazırladığı sürprizlerden habersizdir. İlk dansın ardından karşısına dikilen mekânın müzik yönetmeni, yıllar önce ardında sadece ismini bırakarak terk ettiği adamdan başkası değildir. Yani bu zamana dek öptüğü en yakışıklı adam… Tyce Smith. Daha da kötüsü Whitney birkaç ay sonra başkasıyla evlenecektir, hem de Tyce'ın çalıştığı mekânda.
Whitney onu terk ettiği günden beri tek bir şarkı yazamayan Tyce ise, onu terk eden kadını asla kalbinden silememiştir. Şimdi kader onu ikinci kez karşısına çıkarmışken, bir başkasıyla nişanlı olması onu büyük aşkından vazgeçirmeye yetecek midir? Yoksa bu kez sonsuza dek çalınacak olan o aşk şarkısını yazmayı başarabilecek midir?
(Tanıtım Bülteninden)
*Daha önce de burada aynı yazarın "Düğün Hediyesi" adlı kitabını paylaşmıştım. Bu kitabı görünce hemen aldım ve sizlerle paylaşmak istedim.
Erik Reçeli
Merhaba dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben de iyiyim. Pazar akşamı Akçay'dan Bigadiç'e döndüm. Okula gidip geliyorum. Bugün öğrenciler için seçtiğim kitaplar geldi, onları yerleştirdim, zamanımı aldı tabii ki. Bende durum bu. Bugün sizlere annemin daha önce de yaptığı erik reçeli tarifini vereceğim. Tarifini daha önce burada paylaşmıştım ama üzerinden epey bir zaman geçti. Tarife geçiyorum.
Malzemeler
1 kg mürdüm eriği
700 gr toz şeker
1 kabuk tarçın ya da 1 çay kaşığı toz tarçın
2 adet karanfil
1 tatlı kaşığı limon suyu
Yapılışı: Erikler suyu biraz azalana3-5 dk. dek pişirilir. Toz şeker eklenir. Sonra kabuk tarçın ve karanfil eklenir. Yaklaşık 45 dk. pişirilir, İndirmeden önce limon suyu eklenir. Koyulaşınca ocağın altı kapatılır. Afiyetle yenir.
Yeniden görüşünceye dek sevgiyle, dostça kalın!
14 Ekim 2015
Tutsak Güneş
"Güneşimizle aramızda kara kedi gibi duran o Gökcisim, bir gün çekip gidecekti elbette. Belki çok yakındı çözüm. Kapıdaydı. O an gelene kadar bize düşen, sanki güneş gökte parlıyormuşçasına yaşamayı sürdürmekti. Hayata tutunmaktı. "
Yakın gelecekte, yeryüzünde bir ülke… Tiran ölmüş ve oğlu başa geçmiştir. Ülke, din ulemaları ve polisler ordusundan oluşan bir demir yumrukla yönetilmektedir. Katı yasalarla sınıflara ayrılan halksa, yoğun denetim ve gözetim altında yaşamaktadır. Güneşse, kimselerin nasıl, neden olduğunu hatırlamadığı bir dönemden bu yana, "Gökcisim" denilen dev bir kütlenin ardındadır. Her yer buz tutmuş, yaşam sevinci tüm canlılardan el ayak çekmiştir. Gelgelelim yıpratıcı uykusuzluğuna çare arayan bilim kadını Yuna, geçmişine, kaderine ve en önemlisi de, bir kadın olarak tutkularına sahip çıkarak, beklenmedik bir şekilde gerçekleri sorgulamaya başlar. Topluma dayatılan kuralların, değişmez varsayılan yasaların, sonu gelmez sansürün mutlak olmadığını fark eden Yuna, sorumluluğunu üstlenip, deyim yerindeyse, güneşe açılan kapıyı aralamayı göze alacaktır.
Geçmişle hesaplaşmalar, düzenle çatışan tutkular ve insanı dönüştüren aşklar… Ayşe Kulin, okurlarını sarsıcı bir gelecek hayal etmeye davet ettiği Tutsak Güneş'te, genç bir kadının unutulmaz uyanış hikâyesini anlatıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)