5 Haziran 2015

Benden Mutlusu Yok


Merhaba sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben de çok iyiyim. Bir aksilik olmazsa 
Pazartesi akşamı anneme kavuşuyorum hem de 10 gün kadar kalacak. Dolayısıyla benden mutlusu yok. Çarşamba günü de il dışı atamalar için başvuruda bulunacağım. Çok heyecanlıyım. Cuma günü malum okullar tatil olacak. Pazartesi'den itibaren de  eski okuluma seminere gideceğim, arkadaşlarımı çok özledim. Ondan sonra 18 Haziran'da atama sonuçları açıklanacak. 
Ben bugün seçtiğimiz yerlerdeki okulları aradım. Balıkesir Havran'da epeyce bir boşluk var. 
Çanakkale Ayvacık'ta ise hiç boşluk yok. Pazartesi günü de Balıkesir İvrindi'yi arayacağım. Bakalım atama sonucu ne olacak? Bakalım istediğimiz yerlerden birine atanabilecek miyim? Hayırlısı olsun. 
Benden şimdilik bu kadar, yeniden görüşünceye dek dostça, sevgiyle kalın!








Kızılcık Burnu



Geçmiş, ondan kaçsak bile bugünümüzü yakalamanın bir yolunu mutlaka bulur...

Beni hatırlıyor olmalısınız; Cedar Cove kasabasından Peggy Beldon... Burada yaşamayı seviyorum ama otelimizde işlenen cinayet nedeniyle hiçbir şey eskisi gibi değil. Öldürülenin, Max Russell adında biri olduğu ortaya çıktı. Neden buraya geldiği ve onu kimin öldürdüğü hakkında hâlâ bir fikrimiz yok. Sadece, katilin bir an önce bulunmasını umuyoruz.

Russell cinayeti bir yana, sizinle paylaşmayı istediğim çok fazla dedikodu birikti. Dinlemek isterseniz, bir fincan çay ve yabanmersinli çörek eşliğinde size hepsini seve seve anlatırım. Ama önce derin bir nefes alın!

Macomber'ın hayat verdiği samimi ve bir o kadar yaşamın içinden karakterler sayesinde Cedar Cove'u tekrar ziyaret etmek için can atacaksınız."
-Booklist-

"Cevar Cove sakinlerinin inişli çıkışlı hayatlarını okumaya kaldığınız yerden devam ederken, onları ne kadar özlediğinizin farkına varacaksınız."
-BookPage-

"Cedar Cove kasabasında neler döndüğünü merak etmekte haklısınız. Macomber'dan beklediğinize değecek türde bir roman daha."
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)

Ön Sipariş Tarihi: 08 Haziran 2015

Yeni kitabını büyük bir sabırsızlıkla beklediğim yazarlardan. Öğrenince çok sevindim, havalara uçtum.


Elveda Haziran



Bir varmış, bir yokmuş, hâlâ içindeki masala kulak veren küçük bir kadın varmış…

Büyük yeşil bir odada bir telefon, kırmızı bir balon ve aydedenin üzerinden zıplayan bir ineğin resmi varmış… İyi geceler aydede, iyi geceler kırmızı balon, iyi geceler yıldızlar, size de iyi geceler yeryüzündeki tüm sesler.

June Andersen, her akşam yatmadan önce teyzesinin ona ve kız kardeşine okuduğu bu masalla büyümüştür. Ancak zaman acımasızdır ve maalesef hayat, çocukluklarındaki o masumiyeti yok etmiştir. Artık güçlü bir kadın olarak tek başına yol alan June, yıllardır yüzünü görmediği teyzesinin ölüm haberiyle çocukluğunu geçirdiği Mavi Kuş Kitabevi'ne yeniden adımını atacaktır. Hatıralarını süsleyen bu masal diyarı June'un içindeki karanlıklara ışık tutarken, June kendini yeniden keşfedecektir. 

Elveda Haziran, bugününüzü sorgulayıp geçmişinize merhaba diyeceğiniz, ne kadar imkânsız gibi görünse de çıkış yollarının çok yakınımızda olduğunu gösteren bir Sarah Jio romanı. 

"Elveda Haziran… Aile bağlarına ve bağışlamaya dair son derece ilgi çekici bir hikâye." 
-Booklist-
(Tanıtım Bülteninden)

Ön Sipariş Tarihi: 15 Haziran 2015

Yeni kitabını büyük bir sabırsızlıkla beklediğim yazarlardan dolayısıyla çok sevindim, coşkuya kapıldım.

3 Haziran 2015

Aşkın İkinci Yarısı



Mutluluk kahrolası bir şanstı. Ya yolunuza kendi çıkardı ya da çıkmazdı…

İki çocuklu bir anne olarak tek istediğim sadece huzur. Ortalıkta gezen çıtırlar yüzünden aldatılmış biri olarak bu kadarını hak ettiğimi düşünüyorum. Ancak çılgın bir teyzeniz ve çatlak kuzenleriniz varsa bu biraz zor. 

Yalnızlar Ekspresi'yle Yalnızlar Kasabası'na gittiğim bu huzur yolculuğunda yeniden âşık olmak aklımda yoktu. Ta ki Bay Koşan Adam karşıma çıkana kadar. Yani yanık tenli, bol kaslı bir doktordan kim etkilenmez ki…? Aşk hayatımın ilk yarısı maalesef bol gözyaşı ve hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Ara fragmandan sonra şimdi filmin ikinci yarısı başlıyor. Kim bilir, belki de bu sefer sırtımı güven içinde yaslayabileceğim biri çıkmıştır karşıma… Haydi, koltuklarınıza kurulun, Aşkın İkinci Yarısı başlıyor.

Ödüllü yazar Tracy Brogan, Aşkın İkinci Yarısı ile hayatın bizi sınadıktan sonra mucizelerle kucakladığını mizah dolu bir dille anlatıyor. Her sayfasında güleceğiniz bu kitap sizi umudun kapılarına götürecek…
(Tanıtım Bülteninden)

Ünlü Aşk


O bir Türk. O bir kadın. O bir bodyguard. O ünlü film yıldızı Can Taker'ın seksi, havalı, belalı takıntısı...

KAREN YAĞIZ… 25 yaşında. Gençliğinin baharında. Ve hep yapmak istediği işi yapıyor, çünkü bu işte iyi! Ancak işinde hareketi sevse de, özel hayatı içler acısı derecede sıradan, rutin ve sıkıcı... Aslında Karen, bu sıkıcı ve rutin hayatından da memnun. Fakat her şeyin bir kırılma noktası var. Karen bir anda kendisini iki yakışıklı erkek tarafından kuşatılmış olarak buluyor!

CAN TAKER… O bir dünya starı. Kadınlar onunla birlikte olmak için yarışıyor ama onun peşinde olduğu tek bir kadın var; şımarık bodyguardı.

TOPRAK ise Karen'in en yakın arkadaşı, dostu... O olmadan geçen bir günü bile olmadı.

İki erkek, iki aşk, üstüne bir de suikastçı bir psikopat!
Karen için hayat bundan sonra diken üstünde bir maceradan ibaret…
(Tanıtım Bülteninden)

Aşk Herşeye Rağmen


Roberta Rich'in Venedik'te Bir Yahudi kitabının aşk dolu kahramanları Hanna ve Isaac Levy, Venedik'ten sürgün edilince Kostantiniyye'de yeni bir hayat kurarlar. Isaac ipek kumaşlar üretirken Hanna'nın ebelik konusundaki namı Sultan III. Murad'ın görkemli haremine kadar ulaşır. Ancak güzel kızlar kadar entrikalarla da dolu bu haremde yaşanacaklar, Hanna'nın hayatını ya kurtaracak ya da söndürecektir.

Ansızın saraya çağrılarak padişahın yeni gözdesini muayene etmesi istenen Hanna, masum bir genç kızın hayatıyla kendi hayatı arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. Hanna, kocasının aşkı sayesinde her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünürken Venedik'ten gelen sürpriz bir misafir, saray entrikalarını aratmayacak sinsi planlarıyla ortaya çıkar. 

Roma'daki Yahudi mahallesinden Kostantiniyye'nin gürültülü sokaklarına ve Sultan III. Murad'ın şatafatlı haremine uzanan bu baharat kokulu yolculukta, Hanna ve Isaac'ın yaşadıklarını bir solukta okuyacaksınız. "Zengin ayrıntılara sahip bir tarihi roman."
(Tanıtım Bülteninden)

Seni Bana Getiren Mektup


Bir mektup her şeyi değiştirir... Seni bana getirir...

Briony küçük kızıyla birlikte, İspanyada yaşayan annesi Valerieyi ziyarete gider. Masmavi Akdeniz sularına karşı oturmuş fotoğraf albümüne bakarken sayfaların arasında kendisine yazılmış bir mektup bulur. Mektup, Brionynin kendisiyle görüşmek istemediğini düşündüğü büyükannesi Tessadandır.

Briony bu mektupla sadece büyükannesiyle ilgili gerçeği öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda annesi ve kaybettiği babasıyla ilgili sırları da gün yüzüne çıkarır. Briony, Valerie ve Tessanın hesaplaşmalarla, aşkla, pişmanlıkla, her şeyden önemlisi sevgiyle örülü hikâyesi hem duygulandırıyor hem de tatlı bir tebessüme dönüşüyor.

"Seni Bana Getiren Mektup, duygu dolu ve samimi bir kitap."
-Daily Mail-

"Maeve Bincyyi sevdiyseniz bu kitabı da seveceksiniz. Güçlü kurgusu ve sahici karakterleriyle hoşunuza gidecek bir hikâye."
-The Mirror-

"Patricia Scanlan, İrlanda popüler romanının en üretken kraliçesi."
-Sunday Times-
(Tanıtım Bülteninden)