28 Ocak 2015

Sevginin Bağladıkları


Pamuk İpliğinden Hayaller'in sahibi Evelyn Dixion'ın hayatı artık yoluna girmiştir. Ta ki iki küçük çocuklu genç bir kadın kasabalarına gelene kadar. Sığınma evine yerleşen bu kadına yardım elini uzatırken, bir yandan da bu gizemli genç kadının ardındaki hikâyeyi merak etmektedir. Evelyn Dixion, Abigail Burgess, Liza ve Margot'nun kırkyama yapmaları gibi işlemeleri gereken yeni bir motif vardır önlerinde...

Yirmi yedi yaşındaki Ivy Peterman, aile içi şiddete maruz kalan genç bir annedir ve kaçarak yaşamaya çalışmaktan bıkmıştır. Tek isteği iki küçük çocuğuyla birlikte huzurlu ve mutlu bir hayat sürmektir. New Bern, Connecticut'a gelip cadde üzerinde beyaz badanası, kırmızı kapısıyla ona gülümseyen evi görünce kararını vermiştir. Ne olursa olsun çocuklarına istediği hayatı verecektir. "Gülen ev" onun umut kapısı olacaktır. Öte yandan geçmişindeki hayaletten kurtulmak o kadar kolay olmasa da bu yolda yalnız değildir artık. Geçmişini gizlese bile onu koruyup kollayan dört meleği vardır… 

Pamuk İpliğinden Hayaller'le birlikte başlanan kırkyama yolculuğu bu kez Sevginin Bağladıkları ile devam ediyor. Bir iğne, bir parça hüzünle anı kumaşı ve biraz umut ipliğiyle hayallerindeki evi işleyecek olan bu beş kadının birbirlerine olan desteğini okurken, gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız. 

"Bostwick serinin ilk kitabı Pamuk İpliğinden Hayaller'deki gibi yine önemli bir konuya parmak basıyor. Kadına şiddeti içeren bu kitapta yine dostluğun ve inancın kırılmaz bağını bir kez daha görüyoruz. " 
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)

Öteki Bahçe


Ali Kırca'nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü…

Ama o gece, parmaklarımla piyanonun tuşlarına dokunduğum o ilk anın, ruhumu kavuracak, hayatımı sonsuz bir ıstıraba sevk edecek bir şarkının ilk notası olduğunu bilemezdim.Yanı başımda, imkânsız bir aşkın girdabında savrulan çaresiz bir genci derin bir kıskançlık acısının denizine fırlatıp attığımı, ama öte yandan kendimi de sonu olmayan yasak bir aşkın felaketine sürüklediğimi bilemezdim.Bilsem kanatır mıydım yüreğimi? 1967 sonbaharında Heybeliada… Özgürlük rüzgârlarıyla dünyayı değiştirmeye yelken açmış, bahriye öğrencisi dört genç, adalı bir Rum olan arkadaşları Niko ve onun güzeller güzeli kuzeni Leyla… "Öteki Bahçe"nin insanları… üreklerindeki sarsıntı, ülkenin içinde bulunduğu çalkantılara karışırken, Türkiye olası bir savaşa sürüklenirken; sokaklar kan gölüne dönmüş, hayatlar paramparça, akıl yerle yeksan olmuşken; susanların da, susturanların da birer kelimeyle konuşacağı darbe günlerinin ayak sesleri duyulurken, artık kimse kimseye âşık olamaz, hatta sevemez bile denirken, tam da bu imkânsızlıkların ortasında filizlenen masalsı bir aşk. Ali Kırca'nın kaleminden on üç yıllık bir öykü… Hayatları roman olabilecek insanların, şehirlerin ve adaların öyküsü…Roman mı, gerçek mi olduğuna okurun karar vereceği, sarsıcı olduğu kadar sırlarla dolu sımsıcak bir ilk roman.
(Tanıtım Bülteninden)

Brokoli Çorbası


Yeniden merhaba dostlarım! Çok güzel bir saatte Akçay'da oldum, sabah 06.00'da geldim, anneme ve kızıma kavuştum. Misicik çok mutlu oldu, koltukların tepelerine çıktı, ordan oraya koştu yavrum benim. 
Annemle kahvaltımızı erkenden yaptık, kahvemizi içtiğimizde saat henüz sekizdi. Daha sonra dışarı çıktık, deniz kenarında yürüyüş yaptık, alışverişimizi ettik, eve döndük. Çayımızı içtik, Hande ablam geldi, çok güzel sohbet ettik. 
Annem akşam yemeği olarak benim çok sevdiğimi bildiği brokoli çorbası, köfte ve Ali Nazik yaptı. 
Ali Nazik'in tarifini çok daha önce vermiştim. Bugün brokoli çorbasının tarifini vereceğim sizlere!
Tarife geçiyorum.
½  kg brokoli
1 paket krema
1 bardak süt
3 bardak su
Karabiber, pulbiber, tuz
2 çorba kaşığı becel
1 çorba kaşığı un

Yapılışı
 Brokolilerin çiçekleri ayrılır, sirkeli suda bekletilir. Daha sonra yarım bardak suyla kısık ateşte haşlanır. Blendırdan geçirilir. Un ,yağ ile kavrulur. Üstüne süt, su, tuz, karabiber ve pul biber eklenir. Krema koyulur. Brokoliler de üzerine eklenip kaynamaya bırakılır.
Afiyetle yenir. 
Dostlarım yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!

Yollarda...


Sevgili dostlarım merhaba! Sizler uyurken ben Akçay'a gidiyorum, ilk kez evimizi göreceğim. Hem de anneme ve Misi'me kavuşacağım hayırlısıyla! Gece yolculuğunu çok seviyorum, uykusuz kalıyorum evet ama günün ışımasını görmek benim için mutluluk verici! Deniz kenarında bol bol yürüyüş yapmayı planlıyorum annişimle! Benden şimdilik bu kadar, yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın dostlarım!







23 Ocak 2015

Yoğurt Yapımı


Merhaba dostlarım nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Ben de iyiyim. Bugün okullar tatile girdi, 15 gün evdeyiz. Annemle Misi yarın sabah yola çıkıyorlar, Akçay'a gidiyorlar. Ben de Pazar günü İstanbul'a gidiyorum, doktor kontrollerim var. Sonra Salı gecesi yola çıkıyorum, Akçay'a gidiyorum.
Yoğurt yapımını mutlaka çok iyi biliyorsunuzdur. Ama aramızda denemeyenler de olabilir.
Ben markette probiyotik yoğurt mayası buldum, aldım. Annemle yoğurt yaptık. Malzemeleri veriyorum.
2 kilo süt
2 paket probiyotik yoğurt mayası
Yapımı
Süt 15-20 dk. kaynatılır. Ilınınca 1 çay bardağından 1 parmak eksik ılık sütle maya karıştırılır. Sütün içine eklenir. Süt tenceresi battaniye ya da havlu ile iyice sarılır, 12 saat kadar bekletilir. Sonra buzdolabına konur, 24 saat bekletilir. Sonra da afiyetle yenir.

Not: 1 paket maya ile 1-3 litre arası süt mayalanabilirmiş ama anneme az göründü, 2 paket maya kullandı. yoğurt çok ta lezzetli oldu. Çok severek yedim, bitirdim. Şimdi annem mayaları Akçay'a götürüyor, orada da yapacağız. İlkini hazır sütten yaptık. İkincisini köylülerden alacağımız sütle yapacağız.

Sevgili dostlarım benden şimdilik bu kadar yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!










18 Ocak 2015

Dalya


Sevgili dostlarım pastanın nedeni blogumda yazdığım 1000'ci yazı olması. 1000'ci yazı olması dolayısıyla dalya diyorum.  Ve siz sevgili dostlarımla nice 1000'ci paylaşımlar diliyorum! 1000'ci yazıya ulaşmak benim için çok anlamlı. Yeniden görüşünceye dek sevgiyle, dostça kalın!

Kalbin Anahtarı


Kendine Bir Söz Ver

Hayatın hızlı temposu içinde isteklerimiz, hayallerimiz, planlarımız günbegün erteleniyor,hepsi aklımızın bir köşesinde kalıp gizli, saklı dualara dönüşüyor. Hiçbir şeye yetişemiyoruz, hiçbir şeye yetemiyoruz. Kendimiz olmaktan bile uzaklaşıyoruz. Uzaklaşma, bir dur ve kendine bir söz ver!

Önce sadece kendin için bir şeyler yapmaya ne dersin? Gülümse, aynaya bak, konuş, yazı yaz, daha çok oku, inan… Kalbinin anahtarına ulaşınca açamayacağın kapı kalmayacak. Çünkü Kalbin Anahtarı, mutluluğun anahtarıdır…
(Tanıtım Bülteninden)