27 Aralık 2014

Aşk Engel Tanımaz


Sosyetenin en gözde iki bekârı aynı kadına âşık olduğunda, yalnızca biri onun kalbini kazanabilir...

Ellis Kontu Anthony Keaton ve Baron Sebastian Thorne, çocukluklarından beri rekabet içindeydiler. Şimdi ise ikisi de gözlerini Leydi Gabrielle'e dikmişlerdi.

Gabby, Anthony'e güvendiği için aptal gibi hissetse de tüm gerçeği bilmiyordu. Bu sefer kalbini korumaya kararlı bir şekilde, sadık ve ruhuna dokunabilecek bir adam arıyordu.

Sebastian, Gabby'nin kalbini fethetmek için tek şansının bu olduğunu biliyordu. Ne de olsa, Gabrielle'in aradığı her şeye sahipti. Ama Anthony gerçek hislerini açıkladığında Gabby ikisi arasında nasıl bir seçim yapacaktı?
(Tanıtım Bülteninden)

16 Aralık 2014

Unutmanın Büyüsü


Gerçek mucize aklında değil kalbinin derinliklerindedir.Ailesiyle birlikte geçirdiği trafik kazasında başına aldığı darbeyle hafızasını kaybeden Gibby, bir unutup bir hatırladığı geçmişindeki bilinmeyenleri çözmeye girişir. Aklı karışmış,kelimelerini unutmuş, geçmişi silinmiş olsa da hayatını geri kazanmaya kararlıdır.

Hatırlamasına yardımcı olmak ve kendini kanıtlamak için gazete çıkarmaya başlayan Gibby'nin, masum başlayan bu macerası bir ceset bulmasıyla rayından çıkar. Gelgitli hafızasıyla bu cinayeti aydınlatmaya çalışan Gibby, başını türlü belalara sokarken aşk, arkadaşlık ve küçük mucizeler ona bu yolda eşlik edecektir.

"Lesley Kagen'in bu romanı diğerlerinden daha komik ve acı tatlı esintilerle dolu. Gibby'nin aklı başında olmasa da kocaman bir kalbi var."
-Publishers Weekly-

"Unutmanın Büyüsü sürprizlerle dolu, eğlenceli, sıra dışı bir kitap; güçlü karakterler ve dolu dolu aşk da cabası."
-Lansing City Pulse-

"Şeffaf, cüretkâr ve sımsıcak anlatımıyla Lesley Kagen, kitabın her sayfasında bizi yaratıcı hayal dünyasına çağırıyor."
-Tasha Alexander-
(Tanıtım Bülteninden)

Çirkin Güzel



Melike Çetinoğlu kilolu bir kadındır ve aynı zamanda kocasına delice aşıktır.Kocası tarafından da büyük bir aşkla sevildiğine inanmaktadır.

Ta ki bir iş adamının verdiği davette, aklının ucundan bile geçmeyecek bir gerçekle yüz yüze gelene dek...

Hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmesi sonucu pembe gözlüklerinin arkasından baktığı dünyası bir anda kararmıştır.

Çareyi hem kocasından hem de alışık olduğu ortamdan tümüyle uzaklaşmakta bulur.

Bir yıl sonra tüm planlarını hayata geçirmiş bir şekilde geri döndüğünde ise artık kendine güveni tamdır.

Tek arzusu ise canını yakanın canını yakmaktır.

Çağrı Çetinoğlu ile görülecek son bir hesabı vardır.
(Tanıtım Bülteninden)

15 Aralık 2014

Aşk Çok Yakında


Annabelle'in bir türlü sonuca bağlayamadığı işleri, bozduğu nişanı yüzünden özel hayatı, hatta saçları bile darmadağınıktır! Ama bu durum değişmek üzeredir çünkü büyükannesinin çöpçatanlık işini devralmıştır. Tek yapması gereken şehrin en yakışıklı menajerini müşterisi yapıp kısa sürede en meşhur çöpçatan olmaktır.

Peki zengin, ateşli ve muhteşem spor menajeri Heath Champion neden bir çöpçatana ihtiyaç duymuştur? Özellikle de söz konusu çöpçatan Annabelle Granger gibi kızıl saçlı bir baş belasıysa. Annabelle eğlenceli ve ilgi çekicidir ama Heath mükemmel eşin peşindedir. Ve sıradışı bir eş için sıradışı bir çöpçatana ihtiyacı vardır!

Kısa süre içinde Şikago'daki herkesin kafasında aynı soru belirir: Kararlı çöpçatan, en iyi müşterisini memnun etmek için her şeyi yapacağına söz verdiğinde, gerçekten de her şeyi mi kastetmiştir? 
(Tanıtım Bülteninden)

Aşkım Sana Ait


Etrafındaki dostlarının çoğu evlilik hazırlıklarıyla meşgulken Amber, boşanma sonrası dönemi en az zararla atlatmaya çalışmaktadır. Hayatının kontrolünü elinden kaçırmış, yeni bir başlangıç yapmak için geç bile kalmıştır. Yeni bir işe başlayarak hayatında yepyeni bir sayfa açmak niyetindedir.Ünlü şef Oscar'ın mutfağında çalışmaya başlamak, atacağı ilk adım olacaktır ancak şefin, ağzı bozuk ve sinirli bir adam olduğunu öğrendiğinde iş işten geçmiştir.Bu mutfakta aşk, tutku ve çekişme bir arada…
(Tanıtım Bülteninden)

Melek Öpücüğü


Kaliforniya'da bir kıyı kasabası olan Melekler Koyu'nda anlatılan eski bir efsaneye göre, kendilerine ihtiyaç duyulduğunda eski bir gemi enkazından melekler ortaya çıkar ve iyilik kötülüğe karşı galip gelirmiş.

Ödüllü, en çok satanlar yazarı Barbara Freethy kalbinizi esir alacak bir serinin ilk kitabıyla okuyucularını büyülüyor.

Jenna Davies yedi yaşındaki bir çocukla birlikte Melekler Koyu'na sığınır. Taşıdığı tehlikeli sır ve kırık kalbi yüzünden sakin bir hayat sürmekten başka hiçbir şey istememektedir. Fakat genç bir kızın iskeleden atladığını görünce arkasından suya atlamakta hiç tereddüt etmez. Çaresiz kızın hayatını kurtarması Jenna'yı ilgi odağı yapar ve aniden kasabadaki herkes onun hikâyesini bilmek ister.

Korkunç bir olay her şeyi altüst edene dek başarılı bir muhabir olan Reid Tanner artık hayatına yeni bir yön vermeye çalışmaktadır. Ama Jenna'nın kim olduğunu ve ne sakladığını merak etmeden duramaz. Sorularına cevap ararken gerçeğe ulaşma tutkusu tehlikeleri de beraberinde getirir. Aşkın mucize olduğu söylense de Jenna'nın kollarının arasında güvende olmasını sağlayabilecek midir?


"Bu kitapta her şey var: Sevgi, kasaba hayatı ve okumayı bitirdikten sonra uzun süre aklınızdan çıkmayacak karakterler."
Debbie Macomber

"Dokunaklı, romantik ve merak uyandırıcı... Yetenekli yazar Barbara Freethy karşı konulmaz bir hikâye yaratmış."
Susan Wiggs

"Nora Roberts hayranları bu kitapta benzer bir hava yakalayacaklar."
Contra Costa Times

İç Rahatlığı


Merhaba sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben de çok iyiyim. Bugün öğleye doğru annemi Akçay'a doğru yolcu ettim. Biliyorsunuz annem İstanbul'daki evimizi satmış, Akçay'dan ev almıştı. Ben, evi resimlerden görebildim. İnşallah sömestr tatilinde gidebileceğim.
Yeni yılda annemle Aytül ablamda buluşup o gece kalacağız. Ertesi gün ben Uzunköprü'ye döneceğim. Sonra annem 15 Ocak'ta gelecek, sömestr  tatiline girince beraber Akçay'a gideceğiz.
Dün annemle şunu konuştuk. Ben, artık yalnız yaşamaya alıştığımı söyledim. Annem de evimi, iş yerimi sevdiğim için böyle hissettiğimi belirtti. Ben de hak verdim. Oysa İpsala'da öyle değildi. Evim güvenilirdi ama işyerimde huzur yoktu. İşyerimi hiç mi hiç sevmiyordum. Kısacası İpsala'ya hiç alışamadım. Oysa Uzunköprü o kadar farkli ki. Büyük, kalabalık, aradığını bulabiliyorsun. Çok şükür. Bu yüzden de annem iç rahatlığıyla yola koyuldu. Allah izin verirse, tayin konusunda aksi bir kanun çıkmazsa 2015 yazında atamamı isteyeceğim. Huzurla çalışabileceksem tayinim çıksın. Yoksa hiç çıkmasa da olur. Buradan giderken bir yanımın üzüleceğinden eminim. Müdürüm, öğretmenlerine değer veriyor. Gerektiğinde koruyor. Ve hepsinden önemlisi klasik bir yönetici değil, lider. Allah başımızdan eksik etmesin. Müdür yardımcımız yardım etmek için elinden geleni yapıyor. Daha ne isterim. İş arkadaşım dürüst, iyi niyetli. İpsala'dakiler gibi dedikoducu, ara bozucu, fesat insanlardan değil. Çok şükür! Bende, bizde durum bu sevgili dostlarım. Şimdilik benden bu kadar, yeniden görüşünceye dek dostça kalın!