10 Kasım 2014

Annemden Kalan


En sevdiklerinizi ne kadar yakından tanıyorsunuz? Dışarıdan görünen mi yoksa sizin anlattığınız kadarı mı gerçek 'siz'siniz? Kız kardeşleri kendi sorunları ile boğuşurken Beryl, annelerinin Alzheimer olduğunu ve bu süreçte neler yaşadıklarını onlara nasıl anlatabilirdi? 

Bir cenaze için buluşan kız kardeşler, sadece bir törenden fazlasıyla yüzleşmek zorunda kaldılar: Annelerinin yıllar önce onlar için yazmış olduğu mektuplar... Geçmişin izleriyle fena halde sarsılmış olan Beryl, Isak ve Rumer bir yandan da kendi problemlerini çözmekle uğraşıyordu. Çocukluklarının geçtiği evde buldukları bu mektuplar, annelerinin geçmişiyle ilgili önemli bir ayrıntıyı gözler önüne seriyordu. Peki bu durum anneleriyle ilgili düşüncelerini değiştirecek miydi? Sevgi, hayal kırıklığının gölgesinde kaldığında umutsuzluğa kapılıp her şeyden vazgeçmek kolaydır. Beryl ve ablaları için durum böyle olmadı ve onlar, her şeyi öğrenmek için heyecanlı ve neşe dolu bir yolculuğa çıktılar. Gelin, bu yolculuğa siz de eşlik edin.
(Tanıtım Bülteninden)

Okyanuslar Arasındaki Işık



Indie Avustralya En İyi İlk Roman Ödülü ve En İyi Roman Ödülü Yılın En İyi Yeni Çıkan Kitabı, En İyi Edebiyat Kitabı ve En İyi Kitabı dallarında ABIA Ödülü GoodReads 2012'nin En İyi Tarihî Romanı 2013 En İyi Kadın Roman Ödülü 

Tom Sherbourne, Çanakkale Savaşı'nda acı dolu dört yıl geçirdikten sonra Avustralya'ya döner ve kıyıdan yarım gün uzaklıktaki Janus Kayası'ndaki deniz fenerinde bakıcı olarak çalışmaya başlar. Genç, cesur ve sevgi dolu karısı Isabel'le evlilikleri ikisinin de kafasındaki gürültüyü susturup yıldızlar, dalgalar ve rüzgârın sesinden başka hiçbir şeyin olmadığı iki kişilik dünyalarında huzur bulmalarını sağlar. 

Bir gün, üç yılın ve üç düşüğün ardından, karısı bir bebeğin ağlamalarını duyar. Dalgalar, içinde genç bir adamın cesedi ile birkaç aylık bir bebeğin olduğu bir tekne getirmiştir. Çocuk özlemiyle dolu Isabel dualarının Tanrı tarafından kabul edildiğini düşünür. Yüreklerinin sesini dinleyip bebeği sahiplenmeye ve bundan kimseye bahsetmemeye karar verirler. Yıllar sonra gerçekler ortaya çıkmaya başlayınca aldıkları kararın hiç beklemedikleri sonuçları olduğunu anlarlar.

"Okyanuslar Arasındaki Işık inanılmaz büyük bir kayıp karşısındaki yalnızlık ve cesarete dair çok güzel bir roman. Okurken başımı kitaptan kaldıramadım ancak satırları da gözyaşlarımın arasından göremiyordum." 
-Maile Meloy-

"Karşı konulamaz ve çekici bir roman. İlk sayfasından bağlanacağınız özgün bir hikâye." 
-Sara Nelson, O, the Oprah magazine-

"M. L. Stedman beni neredeyse yüz yıl öncesinin ıssız bir adasına götürecek kadar iyi bir yazar. Bu romanda karakterlerden birinin acısının dinmesi diğerinin acısına sebep oluyor." 
-Monica Ali-

"Herkes tarafından okunmayı hak eden muhteşem bir roman." 
-Karen Brooks-

"İyi insanlar, trajik kararlar ve her ikisinde de bulunan güzellikler üzerine muhteşem ve yürek parçalayıcı bir hikâye." Markus Zusak, The Book Thief yazarı
"Dokunaklı bir öykü… Ağlamaya hazır olun." 
-New York Times-

"Aklınızdan çıkmayacak… Stedman daha en başından okuru duygu dolu kurgunun içine sürüklüyor. Olağanüstü ve unutulmayacak bir çıkış romanı." 
-Booklist-

"Sevgi ile kayba, doğru ile yanlışa ve en sevdiklerimizin mutluluğu için neler yapabileceğimize dair harika anlatılmış bir hikâye." 
-The Boston Globe-

"Birkaç ailenin kaderini ve büyük bir aşk hikâyesini konu edinen harika bir kitap. Stedman kırık kalplerle ilgili hikâyeyi gözyaşlarıyla yoğurmuş." 
-Ruhr Nachrichten-

"M. L. Stedman'ın sevgi ve suçluluk duygularını bir araya getiren yürek parçalayıcı kitabı çok başarılı." -Für Sie-

"Duygu yüklü bir roman. Stedman'ın çıkış romanı ileride pek çok başarılı romana imza atacağının bir işareti." 
-People-
(Tanıtım Bülteninden)

*Ön Sipariş Tarihi: 12 Kasım 2014

Saygıyla Anıyoruz



1 Kasım 2014

Aslında Hiç Unutmadım


William için hayat mükemmel gidiyordu. Kalp krizi geçirmese öyle olmaya da devam edecekti. Hastane yatağında uyanınca, kızlarının eskisi kadar muhteşem, hayatının da mükemmel olmadığını fark etti. Üstelik nesiller boyu gözbebeği gibi baktıkları 'antika ev' yıkılmak üzereydi.

Babalarını memnun etmek için kendi hayallerinden vazgeçip, büyük birer tenis yıldızı olmak için çabalayan üç kız kardeş, William'ın geçirdiği kalp krizinin ardından hayatlarını ve hayallerini sorgulamaya başladılar. Babalarının yarattığı sırça köşk yıkılmış, annelerinin hatıralarında soluk bir iz bile bırakamayan kız kardeşler, evlerinde yaşayan yabancı kadını anneleri yerine koymak zorunda kalmışlardı.

William, Elizabeth, Diana, Isabelle ve tüm ev halkı için antika evi kurtarmak hayata tutunma mücadelesi anlamına geliyordu. Bu sayede her biri geçmişiyle barışacak ve hayatında beyaz bir sayfa açabilecekti…
(Tanıtım Bülteninden)

Hafta Sonu Keyfi

 
Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Ben mi? Ben de iyiyim. Bugün hafta sonu keyfi yaptım, gazetelerimi aldım, okudum. Çayımı içtim. Şu anda da Trt 1'de yayınlanan "Hayat Ağacı" adlı diziyi izliyorum. Çok güzel bir aile dizisi. Sizler de seyretseniz inanın hiç pişman olmazsınız!
Beni yarın da gazete ve dergi keyfi bekliyor. Benden şimdilik bu kadar, yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

30 Ekim 2014

Yoksa Hala Bekar mısın?


Sadece 10.000 kişinin yaşadığı Lovett kasabasında, düğün büyük bir olaydır. Büyük şehirlerden düğüne gelen uzaktaki akrabalar ise dedikodu malzemesi olmaktan kaçamazlar.

Sadie Hallowell, kendisinden küçük kuzeninin düğünü için yıllar sonra doğduğu kasabayı ziyaret eder. Kasabadakiler için klasik bir fiskos malzemesi olacakken işler değişir; çünkü Sadie otuz üç yaşındadır ve hâlâ BEKÂRDIR. Bu, kasabalılar için dedikodu değil, çok fazla dedikodu demektir.

Ancak bilmedikleri bir şey vardır. Sadie, işleri Lovett sakinlerinin bile yetişemeyeceği bir hızda karıştırmaya yetecek potansiyele sahiptir.
(Tanıtım Bülteninden)

*Ön Sipariş Tarihi: 03 Kasım 2014

Kendi Gecesinde


"Dinle Kara; sana sahilimi, sahillerimi, hayaletlerimi anlatacağım. Bir Doğu şehrinin soğuk hastanesindeki gece nöbetlerini, dağ eteklerindeki pusulardan getirilen parçalanmış genç bedenleri, narin sevgilim Dilda'yı. Aşklarımı, aşksız kalmalarımı, bütün mahrem, muhteşem ya da sefil, yıkım ve umut dolu anlarımı ve zamanla nasıl kirlenip çürüyerek kötü birine dönüşmüş olduğumu."

Aşkı ve düşüşü seçmiş ve uzak kalınmış bir anne, sevgi-nefret ekseninde dokunaklı bir baba oğul ilişkisi. Çocukluğun, ilk gençliğin ve cinselliğin arka bahçeleri. Zoraki kaçakçı Hayali, Londra'daki sürgününde geçmişini sorgularken genç moda tasarımcısı Reyan'la tanışır. Bu iki yaralı ve zor insan rüzgârlı, gölgeli, ama incelikli bir aşka yelken açarlar. İnci Aral bu kez, tanımak istemediğimiz, yakınında, hatta belki içindeyken bile kolay kabul edemediğimiz dünyalara eğiliyor. Reddedilmiş ilişkilerin ve aşkın ayrımsız halinin kendi içinde ne kadar doğal ve derin olabileceğini gösteriyor. Önyargı, tutuculuk ve genel geçer ahlakın köşeye kıstırdığı insanların özel yaşam alanları ve gecelere sığınarak hayaletlere dönüşmelerini anlatıyor. 

Kendi Gecesinde, Doğudan Batıya tüm çelişkileriyle bir Türkiye resmi çizerken kirlenme ve ayrışmalar sürecinde, yaşamın anlamı, mutluluk arayışı ve aşk üzerine okuru derin düşüncelere götüren bir roman. Siyasi ve toplumsal olguları mizahla harmanlayan geleneksel gölge oyunumuz Karagöz-Hacivat ise hikâyenin mozaiği.
(Tanıtım Bülteninden)

* Ön Sipariş Tarihi: 03 Kasım 2014