13 Ekim 2014

Sen Benim Diğer Yarımsın


Dünyada birbiri için yaratılmış kaç insan vardır? 

Ruh ikizleri; yalnızca onlar bu büyüyü taşır. Toprağa düşen yıldırım kadar nadir gelirler dünyaya. Ama bir araya gelip âşık olduklarında... İşte o zaman, toprak ikiye bölünür. Gökyüzü deryaya, derya ateşe hücum eder. Kargaşa yağar evrenin her bir köşesine, sel olur...

Zarlar atılır, yıldızlar kesişir; ardından Poppy ve Noah düşürür toprağa o ilk kıvılcımı. Fakat o şey, iki büyülü ruhun karşısında durmaktadır, sanki görünmez bir duvar gibi. Felaket, kıyamet, ölüm; engelleyebilir mi kucaklaşmasını alacakaranlıkla gecenin?

"Gerçek aşkın karşısında kim durabilir?"

"Korkusuz, taze, ateş kadar sıcak bir roman: Sen Benim Diğer Yarımsın. Kesinlikle soluksuz okuyacaksınız."
-Amazon-

"Herkes hayatında bir defa da olsa ruhunun derinliklerinde gerçek aşkı tatmıştır. İşte bu kitap size o tadı tekrar hatırlatacak." 
-Usbourne Yayın Grubu-

"Evreni kaosa sürükleyen sıradan âşıkların, sıra dışı aşk hikâyesi. Bu roman kalbinizi ateşe verecek. Tıpkı benimkini verdiği gibi." 
-C. J. Skuse-

"Romeo ve Juliet'i bir kenarda tutun ve Poppy ve Noah'la tanışın."
-The Lancashire Evening Post-
(Tanıtım Bülteninden)

Anı Bahçesi


Yıllarca esaret altında kalmış tutkular ve anılarla dolu bir bahçe...

Cornwall'da bulunan muhteşem manzaralı, el değmemiş Lamorna Koyu bir asır önce pek çok sanatçının uğrak noktasıydı. Bugün ise talihsiz bir aşkın ve annesinin ölümünün acısını atlatmak isteyen Mel Pentreath için huzurlu bir sığınak...

Büyüleyici olduğu kadar soğuk ve karanlık olan Merryn Hall'da bir kır evi kiralayan Mel, bir yandan çevresindeki yeni dünyayı kucaklarken bir yandan da ev sahibi Patrick Winterton'a bahçe işlerinde yardım etmeye koyulur. Patrick'in tavan arasında unutulmuş bazı resimler bulmasıyla birlikte kendilerinden çok şey bulacakları gizemli bir tutkunun sıra dışı hikâyesini keşfederler. Mel ve Patrick geçmişteki hayal kırıklıklarının üstesinden gelmeye çalışırken yeni bir aşkın kapısını da aralarlar. Ancak Mel'in bu büyülü dünyası çok geçmeden gerçekler ve tehditlerle sarsılır.

Anı Bahçesi, bir kuşaktan diğerine uzanan hatıralar ile mutlu olma yolunda benzer engellerle karşılaşan, farklı yüz yıllarda yaşamış iki kadının etkileyici öyküsünü anlatıyor. Büyülü bir dünyanın kapılarını aralamaya hazır olun.

"Yasak bir aşkın olağanüstü öyküsü. Muhteşem bir roman!"
-Yours Magazine-

"Rachel Hore yeteneğini konuşturmuş.
Tarihte yaşanmış gizemlerin ustalıkla işlendiği bu roman bir çırpıda okunuyor. Çok zekice." 
-Now Magazine-

"Arzuların saklandığı küçük Lamorna Koyu… Yasak aşkın ve iki büyülü masalın perde arkası…"
-Daily Mirror-
(Tanıtım Bülteninden)

9 Ekim 2014

Limon Kokusu


Julia, amcasının Malibu'da okyanus kenarında, muhteşem bir doğanın içerisinde uzanan malikânesine giderken aklında tek bir şey vardır: huzur bulmak.Yıllardır insanlardan kaçmaktadır. Tam beş yıldır… Kızını kaybettiği o korkunç kazadan beri zamanını sadece, nerede hata yaptığını düşünerek geçirmiş ve içine kapanmıştır. Malikâneye vardığında, limon bahçesini çekip çeviren Roberto dışında arazide kimsenin olmadığını görür. Amcası için çalışan Roberto'yu ilk gördüğü andan itibaren, sanki yıllardır tanıyormuş gibi hisseder. Onları böylesine benzer kılan şeyse, yaşadıkları acıdır. Roberto da tam beş yıl önce, Meksika sınırından kaçak yollarla geçmeye çalışırken çölde kızını kaybetmiştir ve yıllardır haber alamadığı kızının öldüğünü düşünmektedir.Julia bu hikâyeyi öğrendiğinde tek bir şey ister. Roberto'nun kayıp kızı Rosa'nın izini sürmek. Kendini bu işe adar ancak yapılan her şey gibi, iyiliklerin de bir bedeli vardır. Julia bu bedeli ödemeye hazır mıdır?
(Tanıtım Bülteninden)

Küçük Bir Aşk Hikayesi


Keri Daniels, ülkenin en popüler magazin dergilerinden birinde çalışan bir muhabirdir. Yıllardır hayalini kurduğu editörlük koltuğuna ulaşmak için, patronunın ondan istediği çok zor bir işi yapmak zorundadır: ünlü ve münzevi bir yazar olan Joseph Kowalski'yle bir röportaj.Keri için sorunlar tam olarak bu ismi duyduktan sonra başlar. Çünkü Joseph, lise yıllarında, kalbini paramparça ettiği gençlik aşkının ta kendisidir.Keri yıllar önce Joseph'i acımasızca terk ettiğini unutup,bu tanışıklığın röportajı yapmasını kolaylaştıracağını düşünürken, Joseph onunla aynı fikirde değildir.Onca zaman sonra ayağına gelen bu intikam fırsatını en iyi şekilde değerlendirecektir.
(Tanıtım Bülteninden)

Dileğim Sensin


Bazen şans bir dileği gerçeğe, umuduysa aşka dönüştürür...

İki yabancı, farklı dilekler, kesişen hayatlar...

Adrianna ve Wyatt farklı beklentilerle gittikleri dilek çeşmesinin başında tesadüfen karşılaşan iki yabancıdır. Ortak noktaları ise hayatın daha çok acı yüzüyle karşılaşmış olmalarıdır. İkisi de sevdiklerini kaybetmiş, yaşama küsmüş ve insanlara olan güvenini yitirmiştir. Ama belki de hayat en büyük tebessümünü onları bir araya getirerek göstermiştir. Kim bilir, belki o dilekler suyun dibindeki bozuk paralardan mutluluğa evrilecektir.

"Barbara Freethy karmaşık karakterler yaratabilen ender yazarlardan biri."
-Library Journel-

"Geceye Fısıldanan Dilekler ve Bir Dilek Kadar Yakın'dan sonra Barbara Freethy, 
umudunu yitirmeyen ve dilekleri kadar samimi insanların hikâyelerini anlatmaya devam ediyor."
-Booklist-

"Eğlenceli, heyecanlı ve romantizm dolu; birbirinden farklı karakterleriyle ilham verici bir roman."
-Romantic Times-
(Tanıtım Bülteninden)

Aşkın Müziği


Vegas'ta geçireceği gecenin sabahını hiç de böyle planlamamıştı… Evelyn Thomas'ın yirmi birinci doğum gününü Las Vegas'ta kutlamak gibi büyük planları vardı. Ama kesinlikle akşamdan kalma bir halde banyo zemininde uyanmak, otel odasında son derece yakışıklı ve dövmeli yarı çıplak bir adamın varlığı ve parmağında King Kong'u korkutabilecek boyutta bir yüzük bu planlar arasında değildi. Bir de tüm bunların nasıl olduğunu bir hatırlayabilseydi…
(Tanıtım Bülteninden)

Kendi Gecesinde


"Dinle Kara; sana sahilimi, sahillerimi, hayaletlerimi anlatacağım. Bir Doğu şehrinin soğuk hastanesindeki gece nöbetlerini, dağ eteklerindeki pusulardan getirilen parçalanmış genç bedenleri, narin sevgilim Dilda'yı. Aşklarımı, aşksız kalmalarımı, bütün mahrem, muhteşem ya da sefil, yıkım ve umut dolu anlarımı ve zamanla nasıl kirlenip çürüyerek kötü birine dönüşmüş olduğumu."

Aşkı ve düşüşü seçmiş ve uzak kalınmış bir anne, sevgi-nefret ekseninde dokunaklı bir baba oğul ilişkisi. Çocukluğun, ilk gençliğin ve cinselliğin arka bahçeleri. Zoraki kaçakçı Hayali, Londra'daki sürgününde geçmişini sorgularken genç moda tasarımcısı Reyan'la tanışır. Bu iki yaralı ve zor insan rüzgârlı, gölgeli, ama incelikli bir aşka yelken açarlar. İnci Aral bu kez, tanımak istemediğimiz, yakınında, hatta belki içindeyken bile kolay kabul edemediğimiz dünyalara eğiliyor. Reddedilmiş ilişkilerin ve aşkın ayrımsız halinin kendi içinde ne kadar doğal ve derin olabileceğini gösteriyor. Önyargı, tutuculuk ve genel geçer ahlakın köşeye kıstırdığı insanların özel yaşam alanları ve gecelere sığınarak hayaletlere dönüşmelerini anlatıyor. 

Kendi Gecesinde, Doğudan Batıya tüm çelişkileriyle bir Türkiye resmi çizerken kirlenme ve ayrışmalar sürecinde, yaşamın anlamı, mutluluk arayışı ve aşk üzerine okuru derin düşüncelere götüren bir roman. Siyasi ve toplumsal olguları mizahla harmanlayan geleneksel gölge oyunumuz Karagöz-Hacivat ise hikâyenin mozaiği.
(Tanıtım Bülteninden)

* Ön Sipariş Tarihi: 03 Kasım 2014