22 Eylül 2014

Öksüzler Treni


Bazen içinizdeki çocuk geçmişinizde hapsolur ve siz o çocuğu kurtarmak için tüm umutlara sımsıkı sarılırsınız…

Binlerce çocuk düşünün, ya ailesini hiç tanımamış ya da ailesini kaybetmiş. Kimsesiz çocukları düşünün, gülen gözleriyle size bakan. Tek istedikleri sıcak bir yuvayken, tek umutları ise onları bilinmeyen geleceklerine taşıyan Öksüzler Treni'dir.

1929 yılı Amerika'sında Vivian Daly de o trende yolculuk eden çocuklardan sadece biridir. Küçük yaşta hayatın zorluklarıyla karşılaşan Vivian, bir şekilde kaderine yön vermek zorundadır. Bunu gerçekleştirme gücünü de ona nereden geldiğini hatırlatan aile yadigârı kolyesinde bulacaktır…

On yedi yaşındaki Molly Ayer, son şansını da tüketmek üzere olduğunun farkındadır. Ona bakmakla yükümlü olan aileyle arası iyice açılan Molly'nin tek şansı, kamu hizmeti adına doksan bir yaşındaki yaşlı bir kadının çatı katını temizlemeye bağlıdır. Molly bu işi gönülsüzce yapacak olsa da aslında o yaşlı kadınla ne kadar çok ortak yönleri olduğunu yaşayarak öğrenecek ve geçmişte hapsolan ruhlarını özgür bırakma yollarını onunla birlikte keşfedecektir.

Öksüzler Treni ikinci şansları, beklenmedik dostlukları ve bizi kim olduğumuzu keşfetmekten alıkoyan sırları barındıran muhteşem bir roman.

"Sürükleyici… Bir eve ait olma hissini arayan iki kadının yürek burkan hikâyesi."
-Publishers Weekly-
(Tanıtım Bülteninden)

20 Eylül 2014

İstanbul'a Veda


Merhaba dostlarım, nasılsınız? Ben çok iyiyim.  Geçen gece İstanbul'a geldim, dün doktor kontrolüm vardı.
Sevdiklerimi gördüm. Bir ay sonrası için yine doktordan randevu aldım. Şu anda İstanbul'daki son dakikalarım. Bir ay sonra gelmek üzere güzel memleketime İstanbul'uma veda ediyorum. Burayı çok özlüyorum. Neyse karamsarlığa kendimi kaptırmasam iyi olur. Dostlarım yeniden görüşünceye dek sevgiyle, sağlıkla kalın!

Yaz Rüzgarı


Kalbini nerede bıraktıysan evin orasıdır… Ünlü talk show sunucusu Nora Bridgein hayatı, basın ve magazin dünyasını alt üst eden bir skandalla cehenneme döner. Kariyerindeki ani çöküşle birlikte meraklı gözlerden kaçan Nora yıllar önce ailesini terk ettiği Summer Adasındaki evine dönmek zorunda kalır. Noranın, bir komedyen olarak Hollywoodda tutunmaya çalışan küçük kızı Ruby ise annesini yıllardır affetmemiştir ve yaşanan skandalın ardından Noranın gizemli hayat hikâyesini yazması için ünlü bir dergiden servet değerinde bir teklif alır. Fakat bu yazıyı yazmak o kadar kolay bir iş değildir. Annesine yardımcı olma bahanesiyle adadaki eski evlerine gelen ve burada hem acı dolu hem de keyifli hatıraların gün yüzüne çıktığı dopdolu bir hafta geçiren Rubynin intikam ve öfke dolu hisleri yavaş yavaş durulmaya başlar. Çünkü bir anne ve kızı birbirine kenetleyen bağlar, ne kadar büyük bir felaketle yıpranmış olursa olsun asla kopmayacak kadar güçlüdür…

Geçmişle yüzleşmeden asla mutlu olunamayacağını herkese kanıtlayan Yaz Rüzgârı, Kristin Hannahnın insan ruhunu ne kadar iyi tanıdığını özetliyor…

"Karakterlerin iç dünyasına Kristin Hannah kadar nüfuz edebilen başka bir yazar bulabilmek çok zor." 
-Washington Post Book World-

"Yenilenmek ve tekrar sevebilmek mümkün. Yaz Rüzgârı tüm dünyadaki anne ve kızların kalbini çalacak."
-Tulsa World-

"Kalbin en derin sırlarını elinde tutan Kristin Hannah aşkın ve affetmenin gücünü anlatıyor."
-Tami Hoag-
(Tanıtım Bülteninden)

17 Eylül 2014

Yaralı


Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil… Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler. 

"Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin" diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün. İlkinde aşkın ışığından, ikincisinde gözyaşlarımdan… O iki anın arasındaysa hep kapalıydı gözlerim. Aşkına inandığımdan. 

Kör değildim, sadece güvenmiştim!

Not: Bugün seni düşünmeden yaşayabilmeyi başardığım ilk gün. Hadi topla seni benden. Kalbim seni uğurluyor. Al bu yara sende kalsın. Artık beni acıtmıyor.
(Tanıtım Bülteninden)

Bir Kıvılcım Yeter


Hikâyenin nasıl bittiğini anlatmadın?"
"Bitmiyor çünkü."

Sullivan ailesinin cesur ve yakışıklı üyesi Gabe başarılı bir itfaiyecidir; Megan ise yıllar önce pilot eşini iş kazasında kaybetmiş, kızıyla birlikte yaşam mücadelesi veren genç ve güzel bir kadın. Bir gün, bilinmeyen bir nedenle dairesinde yangın çıkar ve onları kurtarmaya gelen kişi itfaiyeci Gabe olur.

Yolları büyük bir felaketle kesişen ve birbirlerini tanıdıkça yakınlaşmaya başlayan bu iki insanın, duygularını dizginlemeleri için geçerli nedenleri vardır. Gabe önceki ilişkisinde yaşadığı sorunlar nedeniyle âşık olmaktan kaçınır. Megan ise tehlikeli mesleği olan bir başka adamı daha sevip kaybetme riskini göze alma cesaretini gösteremez.

Kaçınılmaz ikilemlerle nasıl baş edeceklerini bilemeyen âşıkların önünde iki yol vardır: Tutku kıvılcımlarına teslim olmamak için bu ilişkiden kaçmakla, her türlü riski göze alarak ateşe atılmak arasında bir tercih yapmak zorundadırlar.

"Bu kitap, aşkın zaman ve mekân tanımadan beklenmedik bir anda hayatınıza misafir olabileceğine güzel bir kanıt."
-Cosmopolitan-

"Bella Andre'nin kaleminden çıkan her roman gibi aşkın ve romantizmin hayat verdiği sımsıcak bir hikâyeyle daha tanışmaya hazır olun."
-Romantic Times-

"Sullivan kardeşlerin aşkla tanışan her üyesi gibi Gabe Sullivan da dur durak bilmeden duygularının peşinden gitmeye kararlı."
-Amazon-
(Tanıtım Bülteninden)

14 Eylül 2014

Hayal-Gerçek


"Her gün yüzlerce hayal kurarsın ve hiçbiri gerçek olmaz; ama bir gün bir gerçek yaşarsın hiçbir hayale sığmaz." 
Paul Auster

13 Eylül 2014

Benim Minişlerim


Merhaba sevgili dostlarım, yine çok uzunca bir süredir görüşemiyoruz değil mi? Nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Ben de iyiyim. Bugün evde büyük temizlik vardı, annişle Ayşe kolları sıvadılar. Ben de yıkanan perdeleri  ütüledim. Ve son iki saattir iki haftalık plan hazırlamakla meşgulüm. Önümüzdeki ve ondan sonraki haftaya hazırlık olsun istiyorum doğrusu. Çünkü Cuma günü doktor kontrolüm var, Perşembe günü okuldan sonra İstanbul'a gideceğim. Kolaylık olmasını istiyorum, plan düşünmek istemiyorum açıkçası.
Geçtiğimiz hafta öğrencilerimle tanıştım, hepsi birbirinden şeker minişler. Hele bir tane ufacık, mavi gözlü kızım var ki anlatamam. Annesini seksen gün önce kaybetmişler. Çocukcağız iş arkadaşım Fatmanur ile konuşurken "benim annem öldü" demiş. Babası ona her şeyi anlatmış. Kaza sonucu kaybetmişler. Allah sabır versin. Hepsine kanım kaynadı. Minişlerimle zevkli bir eğitim-öğretim yılı geçirmek dileğiyle. Şimdilik benden bu kadar sevgili dostlarım, yeniden görüşünceye dek dostça kalın.