3 Ağustos 2014

Sadece Bir Gün


Bazen bulunmak için kaybolmak gerekir 

Allyson Healey’nin hayatı da tıpkı bavulu gibidir; hazır, planlı, düzenli. Lise mezuniyetinden sonra çıktığı üç haftalık Avrupa turunun son gününde Willem’le tanışır. Özgür ruhlu, gezgin bir aktör olan Willem, Allyson’dan çok farklı bir hayat sürmektedir ve ondan planlarını iptal edip kendisiyle birlikte Paris’e gelmesini teklif ettiğinde Allyson bu teklife karşı koyamaz. Böylece tehlike, romantizm ve özgürlükle geçecek bir gün başlar: Allyson’ın hayatını tamamen değiştirecek yirmi dört saat. 

Aşk, kalp kırıklıkları, yolculuk, kendini bulma ve hayatın karşımıza çıkardığı tesadüfler üzerine kurulu Sadece Bir Gün, bazen hiç beklenmedik anda açılan bir kapının hayatımızı değiştirdiğini ve aradığımız kişilerin aslında çok yakınımızda olduğunu gösteriyor... 

Forman tesadüflerin bizi ne kadar çabuk değiştirebileceğini çok iyi anlatıyor. 
New York Times Book Review 

Romantik okurlar bu hikâyeye bayılacak; içinde her şey var: gerçek aşk, Paris, Shakespeare ve evet, ‘bir günde her şey olabilir’ fikri. 
Booklist

1 Ağustos 2014

Kumsalda Kaybolan İzler


Huzur kokan sokakların uzandığı, dostluğun nefes almakla eşdeğer olduğu, sakin ve bir o kadar keyifli bir kasabada hayat, ansızın ortaya çıkan davetsiz bir misafirle bozulur. Herkesin hikâyesini merak ettiği bu yabancının gelişiyle, sanat camiasının önde gelen isimleri tuhaf bir şekilde peş peşe cinayete kurban gitmeye başlamış; kasaba halkının bir liman gibi sığındığı dinginlik artık yerini korku ve endişeye bırakmıştır...

İlk romanı Kıyıya Vuran Hayatlar'la dikkatleri üzerine çekmeyi başaran Sally Goldenbaum, serinin ikinci kitabı Kumsalda Kaybolan İzler ile okurlara heyecanın, gizemin ve entrikanın harmanlandığı doyumsuz bir roman daha armağan ediyor.

"Sally Goldenbaum'un keyifli ve bir o kadar da heyecanlı dünyası okuyucularını bir kez daha içine çekiyor."
-Carolyn Hart-

"Büyüleyici... Goldenbaum serinin ikinci kitabında muhteşem bir desenle karşımıza çıkıyor. Izzy ve örgücü arkadaşları bir ilmeği dahi kaçırmadan, bilinmez bir düğümü çözmek için yeniden işbaşındalar."
-Publishers Weekly-

"Kumsalda Kaybolan İzler, muhteşem karakterleri ve merakı canlı tutan anlatımıyla okuyucularını yeniden o güzel kasabanın kıyılarına götürüyor. Roman bittiğinde bu uzak kasabada yaşama isteğiyle dolup taşacaksınız."
-Nancy Pickard-
(Tanıtım Bülteninden)

Kırık Kalpler Tamircisi


Kırık Kalpler Tamircisi, size kaybettiklerinizi geri kazandırmak için var...

Beklenmedik bir anda çok sevdiğiniz ve değer verdiğiniz kişinin fısıldadığı bir sır, hayatınızın akışını değiştirip altüst edebilir. Ancak öyle sırlar vardır ki, sizi uzun süren uykunuzdan uyandırır ve gerçeğin içine çekip kurtarabilir. İşte bu kitabın kahramanları, gizli kalmış olayların yaşamlarını mahvetmesine izin vermeyenler...

Rebecca, Joy ve umuda sığınmak isteyen kalbi kırık insanlar, çıktıkları birbirinden ilginç yolculuklarda, kimsenin bilmediği hayal kırıklıklarını birbirleriyle paylaşarak sevgi, sadakat ve özgürlüğe açılan bir dünyanın var olduğunu gösteriyor. Geçmişin gölgesinde kalmak yerine, umudun peşinden giden bu yolculuğa katılmamak imkânsız!

Bazı Mutluluklar Yolculuklarla Başlar...

"İnsanı sıcaklığıyla sımsıkı saran, zekice yazılmış, eğlenceli ve hayat dolu bir roman…"
Publishers Weekly

"Kırık Kalpler Tamircisi, doğru noktalara değinen sımsıcak bir roman. Senate etkileyici kalemiyle okuyucuyu kendine hayran bırakmaya devam ediyor."
Booklist

"Kırık Kalpler Tamircisi, uzun zamandır hayalini kurduğunuz yolculuğa çıkmanızı ve hiç farkında olmadan ceplerinizde hayat kurtaran derslerle dönmenizi sağlayacak keyifli bir kitap."
Caprice Crane

Zamanın Rengi Aşktır


Aşk için ne kadar sabredebilirsin?

Küçük yaşta yaşadığı zorluklara rağmen yeteneğine tutunarak zaman içinde başarılı bir sporcu olan Anthony, ailesini kaybeden Dany'de gördüğü ışığın peşinden gider ve onun sorumluluğunu üzerine alır. Duygusuz ve içine kapanık Anthony için bu karar bir dönüm noktasıdır. Çünkü hayatına dahil ettiği bu kız ya onun için bir hayal kırıklığı olacak ya da sert bir kabuğun içine sığınmış bu adamı ödüllerin en büyüğüyle taçlandıracaktır...

Iris Johansen'ın neredeyse aynı kaderi yaşayan ancak birbirinden oldukça farklı karaktere sahip iki insanın hayata aşkla tutunuşlarını anlattığı bu roman, dolu dolu bir romantizm sunuyor.

"Harikulade bir hikâye… Zamanın Rengi Aşktır, güçlüklerin ortasında kalan ve birbirine tamamen zıt iki âşığı önyargıların merkezine alan bir roman."
-BookPage-

"İnsanların birbirlerini keşfedişleri bu kadar gerçekçi anlatılamazdı. İnsan ilişkileri oldukça karmaşık bir tema ve Iris Johansen, iki âşığın gözünden bu karmaşık temayı başarıyla işliyor."
-Romantic Times-

"Iris Johansen'ın aşkın büyüleyici dokunuşlarıyla yazdığı bu romanını okurken, romantizme teslim olduğunuzu fark edeceksiniz."
-Woman's Day-
(Tanıtım Bülteninden)

Aşkın Baharına Uyanmak


Mutlu olmanın hayalini kuran iki insanın imkânsız aşkı...

Hayatın zorluklarıyla erken yaşta tanışan Lauren, ailesini kaybettikten sonra sorumsuz amcasının baskısıyla zengin bir kontla evlenir. Kontun ölümüyle kendisine kalan mirasa bile dokunmayan Lauren her şeyi bırakarak evine döner, ancak geride bıraktıkları ona huzur vermemekte kararlıdır.

Kardeşinin ölümü üzerine dük olan Alex, kendi gibi olamadığı bir hayatı yaşamaya mecbur kalır. Ancak benimseyemediği bu hayata daha fazla dayanamayan Alex oyunun kurallarını bozmanın peşine düşer, bir de imkânsız aşkının...

Julia London hayranlık uyandıran üslubuyla âşık olmanın ne denli müthiş,büyüleyici aynı zamanda acı olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor.

"Bu kitabı okuduktan sonra yaşadığınız yoğun duygusallığın üstesinden gelmek için kendinize zaman vermelisiniz! Julia London'ın güçlü kalemi sizlere daha önce hiç hissetmediğiniz duyguları yaşatacak."
Publishers Weekly

"Çok farklı iki insanı buluşturan tek neden, aşkın karşı konulmaz gücüdür. Aşkın Baharına Uyanmak bu gerçeği anlaşılabilir kılan etkileyici bir roman."
Booklist

"Julia London'ın gerçeğe bürünen karakterleri, hayatlarındaki seçimleriyle okuyucuları kimi zaman hüzünlendirirken kimi zaman da gülümsetmeyi başarıyor."
Romantic Times

30 Temmuz 2014

Aşka Düşünce



Aşk kaybettiğinde değil,ondan vazgeçtiğinde biter...

Joe kendini bildi bileli Janey'e âşıktır fakat genç kadın bundanbihaberdir. Nişanlı olan ve ilişkisinin mükemmel bir seyirde yol aldığını zanneden Janey evlilik hazırlıkları devam ederken nişanlısının kendisini aldattığına şahit olur. Bu sarsıcı olayı atlatmak için birkaç günlüğüne ağabeyi olarak gördüğü Joe'nun yanında kalmanın iyi olacağını düşünür. Genç adamın önünde artık iki yol vardır. Bu fırsatı değerlendirerek, beraber olmalarının getireceği güzellikleri Janey'e kanıtlamayı mı yoksa ondan uzak durmayı mı tercih edecektir?

"Bir Aşk Çarpıntısı'yla romantik tür yazmakta ne kadar yetenekli olduğunu gösteren Marie Force, ikinci kitabı Aşka Düşünce ile bunu bir kez daha kanıtlıyor. Unutulmaz bir aşk hikâyesiyle karşı karşıyasınız."
-Kirkus Reviews-

"Dolu dolu bir aşk hikâyesini eğlenceli bir anlatımla sunan Marie Force, Aşka Düşünce romanıyla harika bir iş çıkarmış."
-Amazon-

"Aradığınız şeyin aslında tam da gözünüzün önünde olabileceğini ispatlayanbir roman."
-Booklist-
(Tanıtım Bülteninden)

Ön Sipariş Tarihi: 04 Ağustos 2014

Erken Rüya Zamanlar


Yarım kalan aşklar, tamamlanmamış cümleler gibidir. Bir hıçkırığa düğümlenmiş itiraflar, bastırılmak zorunda kalınan hevesler, gönderilmemiş, hatta kaleme dahi alınmamış, yürekten yüreğe yazılan mektuplar, saklanmış duygular, beklenmedik bir veda, zor anlar, zor yıllar…

Ayrılık…
Oysa, söylenecek ve yaşanacak ne çok şey vardı daha. Aradan geçen yıllar, onların aşklarını güçlendirmekten başka bir işe yaramamıştı. Birbirini kıyamete kadar sevmek için yaratılmış olan Eser ve Nehir için de, cümle tamamlanmamıştı henüz.

Sağ elimle kalbimin üzerine dokundum. Sanki gerçekten de var olan bir yaraya değiyordum. Yavaşça, usulca, aşkla… Ah, kalbim! Bedenimin en iflah olmaz, en söz dinlemez, en laf anlamaz yeriydi. Başkasına dilsizdi, kördü, sağırdı. Sadece Eser oturmuştu oraya ve bir dağ kadar yüksek, bir dağ kadar ağırdı. 

Sen hep oradaydın Nehir. Gittim sandığında bile ben seni bırakmadım. Yumdum avuçlarımı, sakladım sıcaklığını… Kader bu, biliyorum. Bu, elinde değil insanın. Sevdaların her biri birbirinden farklı. İçerikleri, derinlikleri, hissetme şiddetiyle doğru orantılı. Benimki bir depremdi, bir iç sarsıntısı. Bir vurgun, bir kalp yarılması. Seni gördüğüm gün başladı. Her yaşımda, her yılımda azalır sandım, umdum ama olmadı.
(Tanıtım Bülteninden)