2 Mart 2014

Mutluluk Böyle Bir Şey





















Var olduğuna inanırsan, aradığın şeyi bulabilirsin.

G: Mutluluk nasıl bir şey?

E: Limanın üzerinden doğan güneş gibi. Sıcak bir günde yenen bir dondurma, sokağın aşağısından gelen dalga sesleri, köpeğimin kanepede yanıma kıvrılıvermesi gibi. Ya da akşam yürüyüşleri, muhteşem filmler, gök gürültülü fırtınalar, güzel bir peynirli hamburger gibi. Cuma günleri, cumartesi günleri, hatta çarşambalar gibi. Parmaklarını suya değdirmek, pijama altları, parmak arası terlikler, yüzmek, bir şiir ya da e-postalarda gülen suratlar olmaması gibi... Peki ya senin için mutluluk nasıl bir şey?

Bambaşka dünyalara ait, isimlerini dahi bilmeyen iki insan birbirlerine mutluluğun ne anlama geldiğini öğretebilir mi? Onların hikâyesini okurken, yaşadığımız her şeyin bir sebebi olduğunu ve bu sebeplerin ortaya çıkışında yalnızca kaderin değil bizim de payımız olduğunu göreceksiniz.


"İlk sayfasından itibaren sizi içine çeken, keyifle okuyacağınız bir roman."
Publishers Weekly-

"Eğlenceli bir dille kaleme alınmış, hayat dolu bu romanı okurken harika vakit geçireceksiniz."
-The New York Times-

"Aşkın ve kaderin karşı konulmaz gücünü hatırlatan muhteşem bir kitap."
-Booklist-

"Ellie ve Grahamın kalpleri ısıtan hikâyesini okuduktan sonra, mutlu tesadüflerin var olduğuna inanmaya başlayacaksınız."
-Romantic Times-

"Samimi ve sıcacık bir aşkın hikâyesi."
-Washington Post-
(Tanıtım Bülteninden)

Boş Yere Süslenme


Aşk politika gibidir...
Nerede, nasıl davranman gerektiğini bilmelisin...

Hollywoodun en ünlü aktörlerinden birinin asistanı olan Charlie aşkla ilgili tüm soruları çözdüğüne inanmakta ve doğacak akrabalarını uyaracak bir aşk günlüğü hazırlamaktadır!

Oysa aşk, politikaysa her an bir devrim de olabilirdi! Hatta bu devrimin adı bile olabilirdi: Jordan gibi...

"Aşk dolu, komik ve... tek kelimeyle enfes..."
-Kirkus Reviews-
(Tanıtım Bülteninden)

25 Şubat 2014

Yamalı Hayaller Sahnesi



Bazı hayallerin rengi pembedir, bazılarının ise puslu bir gri...

Annesi tarafından küçük yaşta terk edilen Trixie, kaderini baştan yazma hayaliyle yaşadığı yeri, ilk aşkını, hatta ismini bile geride bırakarak yeni bir hayata adım atar. Ünlü bir oyuncu olmak uğruna pek çok şeyden vazgeçen Trixienin yıllar sonra yolu tekrar doğduğu yere düştüğünde ise, o artık bambaşka biridir. Ancak geçen zamana rağmen ilk aşkın tadı hep canlı, hep akılda kalandır.

Genç kadın, çok istediği fakat birini seçmek zorunda olduğu iki tercih arasında sıkışıp kalır: Bir yanda şöhret olma hayalini gerçekleştirebileceği, göz kamaştıran, lüks bir hayat; diğer yanda yorgun kalbine iyi gelecek, huzur dolu gerçek bir aşk vardır. Şimdi bu zor kararı verme vaktidir.


"Sevimli karakterleri, iç açıcı hikâyesi ve büyüleyici romantizmiyle Yamalı Hayaller Sahnesi, keyif dolu bir okuma sunuyor."
-Las Vegas Journal-

"İkinci şanslar, yenilenmiş bir aşk ve hassas diyaloglarla bezenmiş duygusal sahneler kalbinize dokunacak. Yazarın içten hissedilen romans yaratma yeteneğine hayran kalacaksınız."
-My Overstuffed Bookshelf-

" Lori Wildeın duygusal hikâyesi, yıllar sonra yeniden bir araya gelen âşıklara ışık tutuyor. Tatmin edici şekilde ana karakterlere odaklanılmış olsa da, diğer karakterler de rollerini layıkıyla yerine getiriyor."
-Romantic Times-

"Zengin mizah gücü ile tatmin eden diyalogların dengeli birleşimi, kitaba diğer romanslarda bulamadığımız bir derinlik katıyor. Kesinlikle okunmalı."
-Romance Novel News-
(Tanıtım Bülteninden)

Hatırla Beni


Başka birinin hayatını yaşar gibi geçirdi ömrünü. Önce Patsy,
sonra Lillian veya prenses, güzellik, kızılcık ve en son da Winnie... İsim değiştirir gibi
mekan değiştirmesi de onun kaderiydi. Her yerde farklı bir isimde ve farklı bir kişilikte yaşaması ondan beklenmişti.
Sahi kimdi o? Bir hayalet miydi, yoksa hayata bir yerinden tutunmaya
çalışan sahipsiz miydi? Evet öyle demişti marketteki bir kadın ona: "Sahipsiz...

İlk Son Öpücük




Avuçlarınızdan kayıp giden bir aşka nasıl tutunabilirsiniz?

Bana bir iyilik yapın ve bugün bir kuralı yıkın.

Kendinizden geçin ve anı yaşayın!

Yüreğinizi açın. Şimdi lütfen biraz daha açın. Çok sevin, hiç sevmediğiniz kadar çok hem de. Dimdik ayakta durup aşkınızı haykırmaktan ve sesinizin duyulmasından korkmayın. SENİ SEVİYORUM diye bağırın.

Aşkın hakkını verin. Ve sokakta, herkesin önünde nefesiniz tükenene kadar sevdiğinizle öpüşün, sanki her biri son defaymış gibi...

Molly ile Ryan ilk öpüştüklerinde sonsuza kadar birlikte olacaklarını biliyorlardı, ta ki gelecek onlara hiç ummadıkları bir sürpriz hazırlayana kadar...

"İlk Son Öpücükü okuduktan sonra ne geçmişin ne de geleceğin, sadece şimdinin önemli olduğunu hatırlayacaksınız. Kahvenizi hazırlayın ve kendinizi aşkın, mutluluğun, hüznün ve şu anın kollarına bırakın."
-Independent-

"Elinizde, aşksız bir hayatın ölümden farksız olduğunu sıcacık bir anlatımla sunan, yüreğinize dokunacak bir roman tutuyorsunuz. Modern çağın aşksızlığında yaşarken nefes almanızı sağlayacak bir kitap okumak hakkınız."
-Marie Claire-

"Sevdiğinizle yapmak isteyip de ertelediğiniz planlarınız var mı? O zaman bu kitabı mutlaka okuyun."
-Daily Mirror-

"Hayat dolu, sıcacık, ilham veren bir roman."
-Cosmopolitan-

Kayan bir yıldız yerine, bir öpücükle dilek tuttunuz mu hiç...?
(Tanıtım Bülteninden)

24 Şubat 2014

Yeniden Yağmur Sonrası



II. Dünya Savaşının tam ortasında yaşanan yasak aşk ve işlenen korkunç bir cinayet...

Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır... Ya yoksa?

Anne Calloway ne kadar çabalasa da yetmiş yıldır peşinden gelen anıları bir türlü aklından silemiyordur. Bora Bora Adasından adına gelen gizemli bir mektup ise adeta kapanan yarasını yeniden açar.

1942 yazında, II. Dünya Savaşının en hararetli zamanında Bora Bora Adasında görev almak için orduya hemşire olarak katılan Anne, genç, güzel ve nişanlı bir kadındır. Ancak orada hiç hesap etmediği bir durumla karşılaşır. Aşk… Kalbini tutkuyla dolduran, yakışıklı asker Westry Greene karşı koyamaz. Kısa sürede aşkları, adadaki amber çiçekleri gibi filizlenirken, sazdan çatısı olan bir bungalovun altında gizli bir dünyayı paylaşırlar. Ta ki bir gece tüyler ürperten bir cinayete şahit olana kadar... Savaş rüzgârıyla ayrı yerlere savrulan çift, bir daha asla bir araya gelemez. Peki Anne, onca sene sonra çıkagelen bu mektubun izinden gidip taşıdığı vicdan azabını sonlandırabilecek midir?

Ya siz, araya zaman, mekân, kişiler girse de gerçek aşkın peşinden gitmeye cesaret edebilir misiniz?
Mart Menekşeleri ile gönüllere taht kuran Sarah Jiodan muhteşem bir başyapıt... Yağmur Sonrası ile tutkunun zaman tanımayan öyküsünü okurken, gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız.

"II. Dünya Savaşında Pasifikin tam ortasında kalan, yürek burkan muhteşem bir aşk hikâyesi."
Kristin Hannah

Sevgili dostlarım, ben blogumda sıklıkla kitap tanıtımları yapıyorum. Bu kitabı şimdiye dek okumadıysanız mutlaka alıp okuyun, pişman olmayacaksınız, uzunca bir süredir insanı böylesine sürükleyen bir kitap okumadım. Çok etkileyici bir kitap, hayatın içinden. İkinci dünya savaşı, yaşanan zorluklar ve harika bir aşk öyküsü. Beni çok sardı, derinden etkiledi. Ayşe Kulin'in "Adı Aylin" kitabından beri böyle bir kitap okumadım.
Sevgiyle kalın!








Düğüne Beş Kala


Hangisi daha değerlidir? İlk aşkın tutku ve eğlence dolu günleri mi yoksa uzun ve istikrarlı bir ilişkinin sunduğu güvenli gelecek mi? Eğlencenin doruklarda olduğu bu serüveni okurken, seçim yapmakta siz bile zorlanacaksınız!

Emily McKellipsin, sevgilisi Doktor Grant ile evlenmesine bir hafta kala başına geleceklerden henüz haberi yoktur. Grantın ailesi geleneklere uygun bir düğün yapmakta ısrarcıdır. Emily sadece bir an için, hazırlıkların telaşlı ve yoğun dünyasından dışarı adım atar ve işte o an, her şeyin değişeceği andır. Şimdilerde Hollywoodun aranılan isimlerinden biri haline gelmiş olan ilk aşkı Ryan, tam da karşısında durmaktadır.
(Tanıtım Bülteninden)