2 Aralık 2013
Deniz Feneri Yolu
Her kadının bir hikâyesi vardır...
Sevgili Okur.
Henüz beni tanımıyorsun. Fakat bu durum birazdan değişecek çünkü seni evime, yaşadığım yere davet ediyor; ailem, arkadaşlarım ve komşularımla tanışmanı istiyorum. Gel hadi, hikâyelerimizi öğren, hatta belki sırlarımızı da...
Yolunuzun kesiştiği her insanın az veya çok hayatınıza bir şey kattığı gerçeğini bilirsiniz. İnsan ilişkileri üzerine özellikle eğilen, hayatın içinden seçtiği olaylardan yola çıkarak yazdığı romanlarıyla geniş kitlelerin beğenisini kazanan Debbie Macomber, bu kez yeni karakterlerin birbirilerine geçmiş hikâyeleriyle karşınıza çıkıyor. Hiç bilmediğiniz ama tanımaktan büyük keyif alacağınız bu insanların yaşamlarına dahil olurken kimi zaman sevinecek, kimi zaman üzülecek, şaşırtıcı olaylara tanık olurken çoğu zaman heyecanlanacaksınız.
"Debbie Macomberın, büyüleyici kalemiyle duyguları harekete geçirme konusunda özel bir yeteneği var. Cedar Cove serisi bunu bir kez daha doğruluyor."
-Publishers Weekly-
"Debbie Macomberın yeni serisi Cedar Cove için harikulade bir başlangıç. Serinin ilk kitabı Deniz Feneri Yolunda karşınıza çıkan karakterlerle dost olmaya, kendinizi onlardan biri gibi hissetmeye hazır olun."
-Reader to Reader-
"Gerçek hayattan esinlenerek yazdığı romanlarıyla tanınan Macomber, etkileyici karakterlerden oluşan yeni serisi Cedar Coveda insan ilişkilerinde yaşanabilecek her tür sorunu aşk, umut ve hoşgörüyle buluştururken okuru adeta büyülüyor."
-Booklist-
(Tanıtım Bülteninden)
1 Aralık 2013
Minik Canlar
Sevgili dostlarım, minik köpecik öyle mahzun bakıyor ki içim parçalanıyor, ne olur bir heves aldığımız minik canları terk etmeyelim! Bakamayacaksak almayalım, aldıysak ta sorumluluğumuzu bilelim! Onların da ruh sağlıkları var, lütfen sağlıklarından, ömürlerinden çalmayalım!
29 Kasım 2013
Şans Bilekliği
Rüzgarla Gelenin yazarından yüreklerde iz bırakacak yepyeni bir hikâye...
Bu sıcacık, eğlenceli ve içtenlikle anlatılmış öyküde eski yaşamını tamamen bir kenara bırakan ve ilk kez kendini keşfetmeye çalışan unutulmaz bir kadın bulacaksınız.
Uzun zamandır obeziteyle mücadele eden Stevie Barrett, neredeyse hayatını kurtaracak bir operasyon geçirmek üzere, tekerlekli sandalye eşliğinde ameliyathaneye götürülür. Operasyonun ardından hırıldamadan yürümeyi başarabilen, kendi kendini iyileştirmek için bir bahçe yetiştiren ve tahtadan muhteşem sandalyeler yaparak onları boyayan yepyeni bir Stevie doğar.
Fakat hayatında değişen onca şeye rağmen, aynı kalan ufak birkaç detay vardır. Stevienin utangaçlığı, yakasını bırakmaya pek niyetli değildir. Bu nedenle, yakışıklı komşusuna duyduğu ilgiyi gizlemek zorundadır. İşler tıpkı onu küçük bir kızken yanına alan ailesinde olduğu gibi, çalışmakta olduğu hukuk bürosunda da yolunda gitmemektedir. Üstelik bir zamanlar en iyi arkadaşı olan kişi, verdiği kilolar yüzünden kendisine farklı davranmaya başlamıştır.
Stevienin yeni hayatında karşılaştığı en zorlu mücadele kendisini tanımayı öğrenmek olacaktır. Kendisinin aslında kim olduğu, kim olmak istediği ve eski Stevienin bu günlere nasıl geldiği hakkında şaşırtıcı cevaplarla karşılaşmaya başlayacağı bu içten ve eğlenceli yolculuk sizleri bekliyor.
"Sayfaları yeni edindiğim arkadaşlarımla vakit geçirir gibi çevirdim."
-One Book at a Time-
"Kitap hakkında yazılanlar, hatta yazarın kendi betimlemeleri bile, bir kitabın nasıl aynı anda hem hayat dolu ve eğlenceli, hem de ürkütücü olabileceğini açıklamakta yetersiz kalıyor."
-Publishers Weekly-
"Şans Bilekliği, yürek burkan şizofreni gerçekliğinin yanında okuyucusuna sunduğu sevgi ve neşe ile ruhunuzu aydınlatacak."
-The Crowded Leaf-
"Hayatın birçok yönüne değinen, güçlü bir hikâye."
-Fresh Fiction-
(Tanıtım Bülteninden)
Sevgilimden Son Mektup
En azından şunu bil ki bu dünyada seni seven bir adam var.
Seni her zaman seven ve bu ona zarar verse de hep sevecek olan bir adam...
1960. Jennifer Stirling zengin kocasının servetiyle lüks bir hayat yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olduğunu zannetse de bir gün ondan her şeyi arkasında bırakıp kendisiyle gelmesini isteyen bir adama âşık olur. Hayatında ilk defa tutkuyu hisseden Jenniferın önünde iki seçenek vardır: Ailesine ihanet etmek ya da aşkının peşinden gitmek...
2003. Gazetecilik kariyerinde zirveye yükselmek isteyen Ellie Haworth ünlü ve karizmatik bir yazarla ilişki yaşamaktadır. Aslında çok mutlu olması gerekirken sevdiği adamın başka bir kadına ait olması Ellienin hayatını ve tercihlerini gözden geçirmesine yol açar. Bundan böyle ya eksik bir sevgiye razı gelecek ya da kendini korkusuzca gerçek aşkın kollarına bırakacaktır...
Bir gün Ellie, gazete binasının tozlu arşivinde 1960lardan kalma aşk mektuplarına rastladığında iki kadının hayatı beklenmedik bir biçimde kesişir. Acı bir aşk hikâyesinin eksik parçaları bir araya gelirken Jennifer ve Ellienin hayatı geçmiş, gelecek ve günümüzle tekrar şekillenir.
"Size aşk cümleleri yazdıracak bir roman..."
-Glamour-
"Modern ancak tüm zamanları aşan bir kitap. Ölümsüz bir aşka sımsıkı tutunanların hikâyesi..."
-Leila Meacham-
"Tutku denizinde yüzmek istiyorsanız Sevgilimden Son Mektup kendinize vereceğiniz en güzel hediye olacak."
-Sunday Herald-
(Tanıtım Bülteninden)
26 Kasım 2013
Perşembeleri Parkta
Âşık olmak için asla geç değildir.
Bir anda evliliği sonbahar yaprakları gibi sararıp solmaya başlayınca ilkbahara olan inancını kaybeden bir kadın...
Ve onun kalbinde yeniden çiçekler açtıran bir adam...
Ve her sonbaharın ardından gelen ilkbahar
Otuz yıllık kocası birdenbire yataklarını ayırmaya karar verdiğinde Jeanie, sabırla her şeyin düzelip kocasının eski haline gelmesini bekler. Ancak on yıl geçmesine rağmen ne bir şey düzelmiş ne de Jeanie kocasından bir açıklama alabilmiştir. Hayatının renkli geçen tek kısmı, torunu Ellieyi parka götürdüğü perşembe günleridir.
Bir gün orada Ray isminde bir adamla tanışır ve arkadaşlıkları zamanla aşka dönüşür. Jeanie çok geç yakaladığı bu aşk için herkesi karşısına alıp yeni bir hayata başlamak ile aşırı kontrolcü kocasıyla huzursuz ama güvenli evliliğine devam etmek arasında bir karar vermek zorunda kalacaktır.
"Hilary Boyd tükenmiş bir evliliğin ve çiftleri birbirine bağlayan bağların dokunaklı bir portresini çiziyor."
-Chicklit Club-
"Çok hassas ve ilgi çekici bir aşk hikâyesi... Boyd aile yaşamını gözlemlemekte çok başarılı ve oldukça esprili bir dili var. Ancak ailelerin birbirlerine karşı inşa ettikleri iskeleti nasıl yıktıklarını anlatırken yeteneğinin zirvesine ulaşıyor."
-The Daily Mail-
"İnsana dünyadaki her şeyi bir kenara bırakıp gerçek arzularının peşinden gitmeyi öğreten Jeanienin hikâyesi, hem bekâr hem de evli kadınları cezbedecek."
-Bestchicklit-
(Tanıtım Bülteninden)
25 Kasım 2013
Aşure Zamanı
Sevgili dostlarım merhaba, nasılsınız? Umarım iyisinizdir umarım keyfiniz yerindedir. Ben iyiyim, dün Öğretmenler Günü'm sevdiklerim tarafından kutlandı. Annem dün aşure yaptı. Aşure denince akla gelen ilk isim annemdir! O derece mütevaziyim yani ;))
Tarife geçelim mi dostlarım?
Malzemeler:
2 su bardağı nohut,
2 su bardağı kuru fasulye,
3 su bardağı buğday,
1 su bardağı pirinç,
1 kg toz şeker,
3 çorba kaşığı gül suyu,
25 adet kuru kayısı,
10 adet kuru incir,
½ su bardağı kuru üzüm,
1 ayva,
1 portakalın kabuğu,
Üzerini Süslemek İçin:
2 nar,
1 su bardağı ceviz veya fındık,
1 su bardağı badem
1 çorba kaşığı bal (Annemle "Mucize Lezzetler" programında izledik, Refika, aşure yaparken bal kullandı. Bal, 41 çeşit eklemek anlamına gelirmiş. Arılar çiçekten çiçeğe konuyor malum)
Yapılışı:
1- Akşamleyin ayrı ayrı tencerelerde nohut, fasulye ve buğday ıslatılır.
2-Sabah, nohutun, fasulyenin ve buğdayın ıslatma suları dökülür, yeterince su konularak ayrı ayrı haşlanır.
3-Yaklaşık bir buçuk saat sonra nohut, fasulye ve buğday suları ile birlikte aşure tenceresine konur,
kaynamaya bırakılır. Üçü birden kaynamaya başlayınca suyuna bakılır, gerekirse bir bardak kadar sıcak su konulur. Pirinç ilave edilir.
4-Kuru üzüm konur. Sayılı olarak, kesmeden incir ve kayısı konur, arada sırada karıştırılır, kaynamaya bırakılır. Yaklaşık 20 dk. sonra tane ile konulan kayısı ve incirler delikli kepçe ile çıkartılır. Bir tabağa alınır.
5- Küçük küp biçiminde doğranmış portakal kabuğu ve kabuğu soyulmuş, küçük küp doğranmış ayva aşure tenceresine eklenir. 20-25 dk. daha kaynamaya bırakılır.
Dibinin tutmaması için arada karıştırma işlemini unutulmaması gerekir.
Not: Nohutlar iyice yumuşayınca aşurenin pişmiş olduğunu anlayabiliriz.
6- Suyu, gözle görülür biçimde helmelenmiş ise toz şeker ve gül suyu ilave edilir. İyice karıştırılır, 5 dk. sonra altı kapatılır ve aşure kaselere bölüştürülür.
7- Kaselere boşaltılan aşuremiz ılındıktan sonra üzeri ceviz ya da fındık, badem, nar, ince ince kıydığımız incir ve kayısı ile süslenir.
Not: Bütün olarak aşurenin içine konulan, çıkarılan kayısı ve incirler aşurenin renginin kararmasını önler.
Afiyet Olsun!
Yeniden görüşünceye dek dostça, sevgiyle kalın!
24 Kasım 2013
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)