15 Haziran 2013

Farkında mısınız

















Mallarımız arttı, keyfimiz azaldı.
Daha büyük evlerde, ama daha küçük ailelerle
yaşıyoruz.
Konforumuz arttı, ama zamanımız daraldı.
Diplomamız bol, ama sağduyumuz az.
Uzmanlar arttı, ama sorunlar çoğaldı. İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı.
Çok para harcıyoruz, ama az gülüyoruz.
Para kazanmayı öğrendik, ama yuva kurmayı
beceremedik.
Acele etmeyi öğrendik, ama sabırlı olmayı asla.
Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı. Tanıdıklar çoğaldı, ama dostlar eksildi.
Çabalar arttı, ama mutluluklar azaldı.
Varlığımızı arttırdık, ama değerlerimizi yitirdik. Ve nihayet hayata yıllar ekledik, ama yıllara hayat
katamadık!

George Carlin


* Bu yazıyı ve resmi  facebook'ta gördüm, sizlerle paylaşmadan edemedim! Dostça kalın!

13 Haziran 2013

Mezuniyet Töreni

Bugün çocuklarımın mezuniyet törenleri vardı, konfeti eşliğinde keplerini havaya attılar, çok çok duygulandım! Mezun oldular, katılım belgelerini aldılar, süslü püslü karneler yarın verilecek ama ben sabırsızlık ettim! Bunca yıldır öğretmenlik yapıyorum, üç yıldır küçük yaş grubuyla ilgileniyordum, daha öncesinde de kep töreni yapmıyorduk doğrusu! Bu yüzden sanırım çok etkilendim, heyecanlandım!Sonra da arkadaşla, Kız Meslek Lisesi'ne gittik, stajyerlerimizin mezuniyet törenine katıldık!Şimdilik benden bu kadar, yeniden görüşmek üzere!




 


12 Haziran 2013

İyi ki Geldin


Libby Morganın yıllardır tek bir hayali vardır: Büyük iş yükü altında çalıştığı hukuk firmasına ortak olmak. Kariyeri için arkadaşları, evliliği ve aile kurma şansı da dahil olmak üzere her şeyden feragat etmiştir. Patronu onu ofisine çağırdığında, Libby en sonunda güzel haberi alacağını zanneder, fakat sarsıcı gerçek onu beklemektedir: İşten çıkarılmıştır ve tüm hayatını yeni baştan kurmak zorundadır… hem de hiç vakit kaybetmeden.

Bütün uğraşlarına rağmen iş bulamayınca Libby eski arkadaşlarıyla tekrar bağlantı kurar ve öğleden sonralarını da sıcacık bir yüncü dükkânı olan Bir Yumak Mutlulukta geçirmeye başlar. Burada dükkânın iyi huylu sahibi Lydia, Lydianın çocukluktan yeni çıkmış olan enerjik kızı Casey ve Caseyin en iyi arkadaşı olan Avayla yakın bir ilişki kurar. Utangaç ama sıkıntılı bir kız olan Ava, Libbynin geleceğini şaşırtıcı ve köklü bir şekilde yeniden biçimlendirecektir.


Bir Yumak Mutlulukun ikinci yuvası -buradaki kadınların da ikinci ailesi- olmasıyla birlikte, Libby sahip olduğu bu yeni hayattan büyük bir zevk almaya başlar. Hatta, onun için mükemmel bir seçenek olarak görünen etkileyici ve yakışıklı bir doktorla romantizm yaşamak için gereken zamanı bile bulur. Ama olaylar gelişirken, Libby çok sevdiği yeni yaşamını sonsuza kadar değiştirebilecek bir tercih yapmak zorunda kalır.


Sımsıcak bir anlatımı ve zengin dokunmuş bir kumaşı olan İyi ki Geldin, yeni başlangıçların vaadi ve dostluğun ve aşkın sonsuz keyifleriyle dolu bir roman.

10 Haziran 2013

Blogum 7 Yaşında


Sevgili dostlarım merhaba! Evettt, bugün blogum dolu dolu 7 yaşında ve ben büyük bir heyecan içerisindeyim! Siz dostlarımla nice yıllara, nice paylaşımlara!

4 Haziran 2013

Krem Karamel


Sevgili dostlarım, yeniden merhaba! Hafta sonu gelişim raporlarını e-okul'a girme işini yetiştirmeye çalıştım. Yetiştirmeyi başardım da ama strese girdim doğrusu!
Anniş, krem karameli geçen hafta Salı günü yaptı, tarifi ben ancak bugün verebiliyorum!

Malzemeler:
Krem için:
  • 6 adet yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 paket vanilya
  • 1 litre süt
Karamel için:
  • 1 su bardağı şeker
  • 6-7 yemek kaşığı su
Yapılışı:
  1. Öncelikle küçük bir teflon tavaya karamel için şeker ve su konur.
  2. Tava ocağın büyük gözüne yerleştirilir ve yüksek ateşte şeker suyunu çekip rengi koyulaşana kadar pişirilir.
  3. Dikkat edilmesi gereken karamelin rengi çok koyulaşmadan ocaktan almaktır, çünkü siz farketmeden karamel yanabilir.
  4. Ocaktan alınan akışkan karamel hiç vakit kaybetmeden kaplara eşit olarak dağıtılır. (Soğurutsanız karamel kristalleşir ve akmaz)
  5. Derin ve geniş bir kapta oda sıcaklığında yumurtalar ve şeker yoğunlaşana ve köpürene kadar çırpılır.
  6. İçine 1 paket vanilya ilave edilir ve 2 dk. daha çırpmaya devam edilir.
  7. Yumurtalı karışıma süt eklenerek ve yüksek devirde çırpma işlemine 3-4 dk. devam edilir.
  8. Mikser kullandığınız için yumurtalar aşırı şekilde kabaracak (Aman bu ne biçim tarif 50 kişilik krem karamel çıkar bundan demeyin :) ) Üzerinde biriken köpükleri sıvı karışım görünene ve köpük tamamen temizlenene kadar kepçe ile alın.
  9. Karamel koyduğunuz kaplara bölüştürün.
  10. Fırını 175 dereceye ayarlayın ve ısıtın, ocakta su kaynatın.
  11. Borcam yada başka bir fırın kabına karamel kaplarını yerleştirin.
  12. Sıcak suyu borcama kapların yarısına gelecek şekilde dökün ve fırına verin.
  13. Üzerileri kızarana kadar pişirin.
  14. Kaplarından çıkartarak ılınmasını bekleyin ve buzdolabına alın.
  15. Yaklaşık 12 saat dinlendirdikten sonra servis yapın.

Yeniden buluşuncaya dek dostça kalın!

28 Mayıs 2013

İnci ve İstiridye


"Gece yatarken rüya kapını açık bırak, geleceğim" derdi. Ben de öyle yapıyordum ama ne yazık ki bilinçaltım rüyada bile buluşmamıza izin vermiyordu. Tam buluşacakken o fırtına sesi kulaklarımı çınlatıyor ve onu kollarımdan çekip alıyordu. Zaman her şeyin ilacıdır derler ya, aslında yok öyle bir şey. Sevdiği birini kaybettiğinde insanın gönlünde kırk mum yanarmış, sonra her gün bir mum sönermiş.

Otuz dokuz tanesi sönünce, kırkıncının da sönmesini beklermiş insan ama o kırkıncı mum bir ömür yanarmış. Zaman geçtikçe acının gerçekliğini fark ettim. İnsanlar, "Artık toparlanmalısın, hayata kaldığın yerden devam etmelisin" diyorlardı ama kaldığım yer onun kollarıydı. Benim için devamı yoktu. Yine ara sıra onu rüyamda görüyorum ama artık yüzünü seçemiyorum. Gittikçe bulanıklaşıyor. Sanırım bu bir işaret. Önemli olan işareti nasıl yorumlayacağım. Bu, "Unut ve yoluna devam et" mi demek yoksa "Artık yanıma gel aşkım" mı demek?

26 Mayıs 2013

Kırk 7


40lı yaşlardaki kadınlar... Baş döndürücü, baştan çıkarıcı, baştan çıkarılıcı... Ama vaatkâr, davetkâr!

"Ve Allah kadını yarattı." 1960lı yıllardı. Allah kadını, BrigitteBardotun bedeninde yaratmıştı. Yaratılan kadın 20li yaşlarındaydı. Aradan 50 yıl geçti. Ve kadın yeniden yaratıldı. Bu defa 40lı yaşlarındaydı. Yirmi birinci yüzyılın ilk büyük keşfi 40 yaş kadını oldu. Ama keşfedilen şey, bir kadının hayatındaki en önemli 10 yıl değildi. Otuzlu yıllarla başlayıp, 50li yılların sonuna kadar devam eden 30 yıllık bir süreydi keşfedilen. Ve bu kadını, kadın yarattı. Birincisi naifti. Farkında değildi. Erkeğe amadeydi. İkincisi bilinçli. Farkında ve erkek ona amade. Juliette Binoche 40lı yaşlarında yaşadığı hayatı anlatırken şunu söylüyor: "Bu bir çölü baştan sona geçmek gibi bir şey. Önemli olan, kendi kendini yargılamamak ve suçluluk duygusundan arınmaktır." Ve devam ediyor: "En uçtakini yaşamaya hazır değilsen, insani bir şeyle irtibat kurmaya hazır değilsin demektir." Bu yüzyıl bir baştan çıkarma ve çıkarılma yüzyılı. Şımartma ve şımartılma yüzyılı. Baştan çıkarmaya ve çıkarılmaya ihtiyacımız var. Kendimizi keşfetmek, sınırlarımızın farkına varmak... Ve yaşamak. Üzerine gitmekten sakınmayan, adını koymaktan korkmayan, günah işlemekten çekinmeyen kışkırtıcı bir kitap... Yargılama ve suçluluk duygusuna savaş açmış bir kitap!