24 Nisan 2013

İthaka



İthaka'ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
Ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon'dan.
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.

Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Durup Fenike'nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.

Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonundakocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.

Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.

(Çeviren: Cevat Çapan)
Konstantin Kavafis

Sevgili dostlarım, Kavafis'in İthaka şiirini çok beğendim, sizlerle paylaşmak istedim!  Sevgiyle kalın!

21 Nisan 2013

Annişimin Doğum Günü

Bugün annişimin doğum günü, bu önemli günde ilk kez ayrı kaldık! Anneciğim, doğum günün kutlu olsun!

Son Ada

Annemin önerisiyle kütüphaneden aldığı  kitabı elime aldım, bir solukta bitirdim! Kişisel hırsların doğanın dengesini nasıl bozduğuna, ilişkilerin nasıl bozulduğuna ilişkin çok çok güzel bir kitap.Zülfü Livaneli'nin eline, emeğine sağlık!
Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

18 Nisan 2013

Pratik Meyveli Pasta

 Merhaba sevgili dostlarım, uzunca sayılabilecek bir süre yine tarif yayımlamadım, değil mi? Bugün, çok basit, çok ta pratik bir pasta tarifi vereceğim sizlere!

 
 Tarife geçelim mi?

Malzemeler: 
1 kutu krem şanti
2 su bardağı süt
1 hazır pasta tabanı
mevsim meyveleri
1 çorba kaşığı nescafe
1/2 bardak su
1/2 bardak süt

Yapılışı:
Pasta keki, 1 çorba kaşığı nescafe, yarım ölçü su, yarım ölçü süt karışımıyla (yaklaşık yarım su bardağı) ıslatılır. Bir kutu (iki poşet) krem şanti  iki bardak süt ile çırpılarak hazırlanır. Krem şanti, pasta kekinin arasına sürülür. Araya dilediğiniz meyvelerden koyabilirsiniz. İkinci pasta keki üste konur, krem şanti sürülür, dilediğiniz meyvelerle süsleme yapılır. Veee buzdolabında dinlendirilerek dilerseniz çayın dilerseniz kahvenin yanında afiyetle yeniiir! :)))
İlk fırsatta görüşmek dileğiyle sevgiyle kalın!






15 Nisan 2013

Ruhunu Dinle...

  
 "Tek Şişman Beyniniz" kitabının yazarından

Diyeti bırak, ruhunu hafiflet!

Yasemin Soysal Ruhunu Dinle, Bedenini Doyur kitabıyla diyet ve kilo meselesine yepyeni, ezber bozan bir yaklaşım getiriyor.
Bu kitabı okurken "farkındalıkla yeme sanatı"nı öğrenecek, bu arada kilolarınızın uçup gittiğinin farkına varamayacaksınız.
Şaşırmaya hazır olun!

Demek zayıflamak istiyorsun?

Denemediğin diyet reçetesi kalmadı belki de… Mucize formüllerin hepsini ezberledin. Peki, neden işe yaramadı dersin?
Diyetisyenlerden önce bedenine, ruhunun isteklerine kulak vermen gerektiğini
unuttuğun için olmasın sakın!Beden-kitle indeksini hesaplamadan önce karnındaki gurultuyu doğru okuyamadığın için olmasın!

Hadi bir yolculuğa çıkalım birlikte...
Her şeye en başından başlayalım...
Sanki kendinden öç alır gibi yemek yiyor, spor salonundan inadına kaçıyor, motive olmak yerine kendine sürekli acıyorsan, işte bu kitap tam sana göre!
Bu kitabı okurken ruhsallığın zayıflama süreciyle ne kadar alakalı olduğunu fark edeceksin. Sana ceza gibi görünen kiloların aslında bir ÖDÜL -evet, evet şaka değil, bir ödül- olduğunu göreceksin...

Yöntemler ne olursa olsun sorunu çözecek olan sadece sensin! Çünkü ruhunu dinlemezsen bedenini doyuramazsın!


14 Nisan 2013

Annelik...


Baktığın kadını ANNE diyerek geçme, tanı!

Nasıl her yiğidin bir yoğurt yiyişi varsa, her annenin de bir çocuk yetiştirme tarzı var. Parmak izi nasıl insandan insana farklılık gösteriyorsa, çocuk büyütmek de anneden anneye farklılık gösteriyor.

Bununla birlikte annelikle ilgili bazı temel gerçekler var ki, dünyanın neresine giderseniz gidin değişmiyor.
Anne olan bir kadının hayatı ikiye ayrılıyor: Çocuktan Önce ve Çocuktan Sonra.

Elif Doğan, çocuğunun doğumuyla birlikte çalışma hayatına ara veren ve kendini anneliğe adayan kadınlardan. Ama bu ara ona başka bir iş olarak dönüyor. Annelik deneyimlerini, keyfini, sıkıntılarını başka annelerle paylaşabileceği bir blog yazmaya başlıyor. Artık onu herkes Blogcu Anne olarak tanıyor. Çocuktan Önceki hayatında varlığının farkında bile olmadığı kavramlar, Çocuktan Sonraki hayatında başköşeye oturmuş her kadın gibi yeni hayatında acı tatlı birçok anı biriktiriyor ve onları diğer annelerle paylaşıyor blogunda. Bu kitap da o blogdaki yazılardan ve bir nevi “Blogcu Anne Özlü Sözleri” tadında paylaşımlardan oluşuyor işte. Sonuçta her şeyin başlangıcı annelik.
Annelik Her Zaman Tozpembe Değil, bebeğinizin uyku sorunlarına çözüm önermiyor. Yemek yeme problemi olan çocukları iştahlı yumurcaklara çevirmiyor. Disiplin konusundaki sorularınıza yanıt olmuyor.
Ama “yalnız değilim” dedirtiyor. “Benimle aynı kaderi paylaşanlar var.”