24 Kasım 2009

Öğrendim ki....


Yıllar sonra öğrendim ki...

Öğrendim ki...

Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.

Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,

Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki...

Güveni geliştirmek yıllar alıyor,

Yıkmak bir dakika.


Öğrendim ki...

Olmak istediğim insan olabilmem

Çok vakit alıyor.


Öğrendim ki...

Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın

Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.


Öğrendim ki...

Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor. (Ruhat Cengiz)

22 Kasım 2009

Sevginin Mevsimi



Eli öpülecek kadınsınsınız siz Suna Tanaltay! Yüreğime su serptiniz!
Üyesi olduğum gruba gönderilen yazıyı siz dostlarımla paylaşmak istedim!
Mutlu haftalar!

21 Kasım 2009

Eczanelerimiz Kapatılmasın


Hastanelerden, doktorlardan önce ulaşabildiğimiz, bizden desteklerini esirgemeyen,güler yüzle aydınlatan, yardımcı olan, dostlarımızdan, sırdaşlarımızdan olmak istemiyoruz. Sağlığın can damarı olan eczanelerimizin kapatılmasını istemiyoruz!

Destek Vermek İçin Tıklayınız.

  • teb
  • 20 Kasım 2009

    Avucundaki Kelebek...


    Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış, nasıl akıllılarmış anlatamam.
    Etrafındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş.
    Bir gün anneleri onları dağdaki bilge bir adama götürmeye karar vermiş.
    Kızlar, bilge adamla bir süre çok mutlu olmuşlar ama sonra sıkılmaya başlamışlar,
    "Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım" diye düşünmüşler...
    .........Kızlardan biri "Buldum!" diye sevinmiş.
    İki elimin arasında bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım:
    "Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?
    'Ölü' derse, kelebeği bırakacağım. 'Canlı' derse, avucumu hafifçe bastıracağım.
    Her ne derse desin cevabı bilemeyecek."
    Kızlardan birisi kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış.
    (Şimdi lütfen siz de yapın. Avuçlarınız birbirine bakacak şekilde
    ellerinizi birleştirin ve uzatın. Ben açın deyinceye kadar da açmayın).
    Ve sormuş:
    "Avucumun içinde bir kelebek var: canlı mı, ölü mü?"
    Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış, bakmış ve cevaplamış:
    "Senin elinde kızım. Senin elinde... canlı kalması da senin elinde ölü olması da!"

    Şimdi bakın hayatınıza ve mutluluğunuza.
    Nerede mi?

    Açın avucunuzu...
    Sizin ellerinizde: Tam avucunuzun içinde...

    Bir Portekiz atasözü der ki:
    “Yaşadıkça yaşlanmazsınız, yaşamadıkça yaşlanırsınız.”

    10 Kasım 2009

    Ata'mızı Anarken


    Bugün, okulda Ata'mızı anma töreni vardı, saygı duruşunda bulunduk, İstiklal Marşı dinledik, Onuncu Yıl Marşı eşliğinde fotoğraflarına baktık. Çocuklarımız, şiirler okudular,birlikte şarkılar söyledik!
    Ve bir kez daha çok çok etkilendim, tüylerim ürperdi. Ata'mızı bir kez daha özlemle andık!Özlem duygusunun ne kadar büyük olduğunu da anlamış olduk!
    Ne tuhaf bir durum değil mi? Hem içimizde yaşadığını ifade ediyoruz hem de özlemimimizin büyüdüğünü duyumsuyoruz!
    Yukardaki resmi okulda da gördüm, eridim bittim! Delip geçen ama bir o kadar da hüzünlü bakışlar! Ata'mız ne kadar yakışıklı, karizmatik ve etkileyici!
    Evet özlemle anıyoruz, kalbimizde yaşatıyoruz ama bir yandan da izinde gitmeye, onurlu bir biçimde yaşamaya, doğru bildiğimizden şaşmamaya çalışıyoruz!
    Atam, seni çok seviyoruz! Sevgimiz, saygımız her geçen gün içimizde büyüyor!
    Ve biz öğretmenler, seni, öğrencilerimize doğru olarak anlatmaya, minik kalplere, Atatürk sevgisi aşılamaya yemin etmiş olarak yolumuza devam ediyoruz!

    25 Ekim 2009

    Üçüncü Şahsın Şiiri


    İnsan, yüreğinde neyi yaşarsa onu yansıtıyor değil mi?

    Gözlerin gözlerime degince
    felaketim olurdu,ağlardım
    beni sevmiyordum, bilirdim
    bir sevdigin vardı,duyardım
    çöp gibi bir oğlan,ipince
    hayırsızın biriydi fikrimce
    ne vakit karşımda görsem
    öldürecemden korkardım
    feleketim olurdu aglardım
    ne vakit maçka'dan geçsem
    limanda hep gemiler olurdu
    ağaçlarkuş gibi gülerdi
    sesizice bir cigara yakardım
    parmaklarım ucunu yakardım
    kirpiklerini eğerdin,bakardın
    üşürüm,içim ürperirdi
    felaketim olurdu, ağlardım
    akşamlarbir roman gibi biterdi
    jezabelkan içinde yatardı
    limandan bir gemi giderdi
    sen kalkıp ona giderdin
    benzin mum gibi giderdin
    sabaha kadar kalırdın
    hayırsızın biriydi fikrimce
    güldü mü cenazeye benzerdi
    hele seni kollarına aldı mı
    felaketim olurdu,ağlardım

    ATİLLA İLHAN

    Kadınlar İçin Sone


    Ben güzel gözlü kadınları severim
    Bir de küçük ayaklıları, uzun boyluları
    Hem nasıl severim, öyle severim işte
    Terler avuçları, kesilir solukları.

    Ben mahzun kadınları severim,
    Yavru ceylanca kadınları, ürkekçe,
    Hem nasıl severim, öyle severim işte.

    Bilemezsin ne güzeldirler öpüştükçe,
    Ben akıllı kadınları severim,
    Düşünen, az konuşan, çok bilen,
    Her yerde her zaman nazı çekilen,
    Hem nasıl severim, öyle severim işte.

    İçimde büyük, sonsuz ateşler yanmalı
    Ölümüm bile o kadın yüzünden olmalı.

    Ümit Yaşar Oğuzcan