19 Eylül 2008

Aytülcüm, İyi ki Doğdun İyi ki Varsın


Bugün, Aytül'ümün doğum günü!
Canım, iyi ki doğdun, iyi ki varsın iyi ki yaşamımdasın!
Nice mutlu yıllara!

18 Eylül 2008

Yaşamak Güzel Şey


Yaşamdan, yaşadıklarımızdan, yaptıklarımızdan,işimizden keyif almak çok güzel, çok mutluluk verici! İnsanın mutlu olmaması, yaşamdan zevk almaması mümkün değil bu durumda!
Elbette en iyi ortamda bile tersliklerle, canımızı sıkan ukalalıklarla, kendini bilmezliklerle karşılaşıyoruz,canımız sıkılıyor. Ama her şey hangi kefenin ağır bastığı ile ilşkili! Eğer ki artılar ağır basıyorsa sıkıntı çabuk dağılıyor! Eksiler ağır basıyorsa sizin için neyin önemli olduğunu düşünüp karar vermekte yarar var!
Ben, kendi adıma, hayat güzel, hava güzel, yaşamak güzel diyorum ve herkesin, yaşamdan keyif almasını, mutlu olmasını, sevinçten yerinde duramamasını diliyorum!

Yaşamak Güzel Şey

Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
Iyi günler bekliyorsan hele
Iyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel sey
Çok güzel şey dogrusu.

Melih Cevdet ANDAY


Mutluluk İçinizde

Bulutlar ardındaki güneşin
sabaha doğması gibi...
mutluluk içimizde.
kuşların kanat çırpıp
gökyüzüne uzanması gibi...
mutluluk içimizde.
taze gülün dalında durması
bülbülün güle konması gibi...
mutluluk içimizde.
martıların denize uçması
denizin dalgalanması gibi...
mutluluk içimizde.
bizim ruhumuzun derinliklerinde
sevgi ile mutluluğu hisedip
yaşatabilmemiz gibi...
mutluluk içimizde.
yeni doğmuş bir bebeğin
ilk adım atışı gibi...
mahsum saflığı
tatlı bir tebbesümü
bir gülümsemesi gibi...
mutluluk içimizde.
hayatı gökkuşağı
rekleriyle boyamak gibi...
mutluluk içimizde
çocukluğumuzda
oynayamadığımız
oyunları her yaşta
oynaya bilmek gibi...
mutluluk içimizde.
küçücük sevinçleri
sevgiyle dağıtmak gibi...
mutluluk içimizde.
dökülen tek damla
göz yaşı için yağmurları
feda ediyorum.
acıları suya gömün
ben size mutluluğu
armağan ediyorum.
mutluluğun adresi içinizde...
mutluluk elinizde.
mutluluk içinizde...
Derya Avşar

17 Eylül 2008

Can Yücel ile Bağlanmadan Yaşamak Üzerine


BAĞLANMAYACAKSIN
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

CAN YUCEL





13 Eylül 2008

Enerji [D]evrimi'nde 7. ve Üzücü Adım


Sevgili Dostlarım, arkadaşlarım, Enerji [D]evrimi'nde 7. ve Üzücü Adım'a gelmiş bulunuyoruz.Güldalım ve biricik yeğenim İlayda, Greenpeace'nin bağış istediğini söylemişlerdi, inanmamıştım, inanmak istememiştim. Bir yanlışlık olduğunu düşünmüştüm ama doğruymuş. Ben de bu yüzden bu adım ile ilgili iletiyi sizlerle paylaşmayı erteledim. Bağış, kişinin isteğine kalmıştır. İsteyen istediği yere dilediği miktarda bağış yapabilir ya da yapmamayı tercih edebilir.
Ya da Güldalımın belirttiği gibi yerli sivil toplum kuruluşlarına da katkıda bulunabilir.
Ben, son adım konusunda hem sizi bilgilendirmek hem de bu konudaki düş kırıklığımı ve üzüntümü bildirmek istedim. Doğa ile ilgili paylaşımlarımız elbette devam edecek!

Adım 7: Yaptığınız küçük ama önemli değişikliklerden sonra şimdi sıra bizimle birlikte daha büyük değişimlere katkıda bulunmanızda.

Merhaba Burçak Tosunlar!

Bizimle beraber kampanya yapmaya başlayalı tam 6 hafta oldu. Bu süre boyunca israf ampullerinizi enerji tasarruflu ampullerle değiştirdiniz. Arkadaşlarınızdan, ailenizden ve ofisinizdeki insanlardan da aynı şeyi yapmalarını istediniz. Ardından belki de semtinizdeki okullara, iş yerlerine el attınız. Yani çevrenizde mutlaka bir değişiklik yaptınız: Perakendecilerle konuşanlarınız, üreticilere baskı yapanlarınız oldu. Bunlardan her biri altı haftalık kampanyacılık serüveninizin birer ayağını oluşturuyordu. Ve gezegenimiz için çok önemliydi.

Değişim için çabaladığınız ve bu konuda önderlik ettiğiniz için teşekkür ederiz. Greenpeace olarak bizim yaptığımız şey de işte bu. Yarattığınız değişimler, bizi iklim değişikliğinin korkutucu sonuçlarından koruyacak bir enerji devriminin küçük birer örneği niteliğindeydi.

Sevgili Burçak Tosunlar, kampanyamız tüm hızıyla devam edecek. Şu ana kadar yaptığın katkılara, yarattığın basit değişimlere günlük sadece 33 yeni kuruşa denk gelen aylik 10 YTL bağışla iklim kampanyamıza yaptığınız katkıya devam edebilirsin.
Şimdiden teşekkür ederiz!


Bu güzelliklerin daha uzun yıllar yaşayabilmesi dileğiyle! Bu da bizim çabalarımıza bağlı, öyle değil mi?
Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!

12 Eylül 2008

Shantel ve Disco Partizani Fırtınası



Muhteşem, mutlaka dinleyin! Çok neşeli,kıpır kıpır, yerinizde duramıyorsunuz!

6 Eylül 2008

The Godfather'in Unutulmaz Müzikleri

İlgili aramalar: müzik - the godfather -  the -  godfaher


Unutulmaz The Godfather (Baba) Filmi'nin müziğini bir kez daha anımsayalım istedim. Bugün, bu moddayım galiba!




29 Ağustos 2008

Ustalara Veda İlhan Berk ve Orhan Günşiray


Uyuyamaz bir halde internette dolaşırken çok büyük ve değerli şairimiz İlhan Berk'i kaybettiğimiz öğrendim. Çok çok üzüldüm.
Aynı gün değerli oyuncumuz, emektar Orhan Günşiray'ı da yitirmiş bulunuyoruz! Üzüntüm bir kat daha arttı! Aslında onları yitirmedik yalnızca bir başka boyutta bir yolculuğa çıkıyor oluşlarına tanıklık ediyoruz ve üzülüyoruz! Allah'tan rahmet diliyorum!Henüz ayakta olan sağlam çınarların da yıkılmamasını diliyorum!


Aşk
sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk
mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu
sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
nicedir bir pencereden deniz güzel değil
nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden
sen gel bizi yeni vakitlere çıkar


Ben Senin Krallığın Ülkene Yetiştim


Ben senin krallığın ülkene yetiştim
Kaldım gölge tanımayan güzelliğinle.
Her sabah büyüten denizimizi böyle
Gülüşlerindi o ülkede bilmez miyim.
Sen o çıktığım sularsın, zencim benim
Denize bakan evler gibiydim seninle.
Dur, geliyorum ellerin ne güzel öyle
Beni şey et gülüşlerini bekleyeyim.
Sen gittiğim o ülkesin varılmıyorsun
Vurmuş sonrasız nasıl en güzel sulara
Güzelliğin balıkları gibi İstanbul'un.
Şimdi her yerde ne güzeldiniz o kalmış
Yankımış denizlere öbür kadınlara
Dünyada sizinle İstanbul olmak varmış.

Son Yerine

Zulmün her türlüsü
Kötü kardeşler
Hiçbiri
İnsana göre değil
Ağaç dikmek sabahları uyanmak iyi
İyi hayvanlara bakmak çiçekleri sulamak
Rahatsalar uyuyan insanların soluğunu dinlemek iyi
İyi hürlüğü düşünmek
Yaşamak onun için
Bütün gün çalışmak onun için iyi
Bütün çocukların uyuyuşu uyanışı iyi
Zulmün her türlüsü kötü.

Ne Böyle Sevdalar Gördüm, Ne Ayrılıklar

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları

Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım

Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğun üstümde duydum.
Eskitiyorum, eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.

İlhan Berk