25 Mayıs 2008

DOĞA VE DOSTLARLA BAŞBAŞA!

Soldan sağa, Sevincim, Ceylanım, annişim!

Annem, Sevincim ve Ceylanımla birlikte ne kadar zamandır niyetlendiğimiz hafta sonu programımızı nihayet geçen hafta gerçekleştirebildik.
Cumartesi sabahtan annişimle, Sevincime gitmek üzere yola çıktık. Öğleye doğru Sevinci'min evine ulaştık, kahve, Sevincimin piknik için hazırladığı önce göz doyuran nefis mi nefis muffin (o kadar kocaman ki ancak yarısını yiyebilirsiniz) eşliğinde biraz keyif yapıp dinlendikten sonra hep birlikte Emirgan'a gittik.
Pembe Köşk'ün yakınındaki masalardan birinde oturduk,Sevincimin, piknik için hazırladığı enfes yiyeceklerimizi çıkardık. afiyetle yedik.

Sevincimin hazırladığı nefisss yemekler!


Bir ara Ceylan'ın ağabeyi Evren de arkadaşıyla birlikte aramıza katıldı! Soldan sağa Evren, Ceylan ve Nurullah!


İki kafadar!

Sevincimle, eski Türk Filmleri'nden çıkıp gelmiş gibiyiz!

Ceylanım, Sevincim ve bendeniz!

Yürüyüşe çıktık, bol bol sohbet ettik, Ceylanım, sincap resimlerini yaklaşarak büyük bir başarıyla çekti.

Biz kendimizi çok güzel eğlendirdik, Ceylanım, ipod'unu hoparlörü ile birlikte yanına almıştı, kulaklarımız da güzel bir ziyafet çekti. Ama çimlerin sık olmayışı canımızı sıkmadı değil doğrusu!
Daha sonra oradan ayrıldık, Emirgan Çınaraltı'nda rahatlatıcı bir esinti eşliğinde çaylarımızı yudumladık, evimize döndük.
Annemi,gece boyu öksürmekten, horlamaktan dolayı uyutmamışım, faranjitim yine nüksetti.Ama sabah, toparlamış olarak kalkınca Anadolu Hisarı tehlikeye girmekten kurtuldu.

Sevincimin,hazırladığı eşsiz kahvaltı ve kahve keyfinin ardından Evren'im, bizi Bebek'e indirdi, oradan vapura bindik.Kandilli'de indik.

Adı gibi zarif kardeşim benim!

Keşif amaçlı uzun süreli turun ardından Anadolu Hisarı'na gittik, Güverte Balıkçısı'nı keşfettik, balıklarımızı ısmarladık.

Salata enfesti! Kekikli, pulbiberli, zeytinyağı eşliğinde zeytin, balık lezzetliydi ama deniz börülcesini öyle fazla haşlamışlar ki pörsümüş! Tek kusurları bu! Hatta burada sabah kahvaltısı bile veriliyormuş, biz yemek yerken kahvaltı edenler vardı! Anadolu Hisarı İskelesi'nin hemen karşısında!Bir sürü merdiven var ama değer, manzarası müthiş, şiddetle öneririm, biz bundan sonra sık sık oraya gitmeye karar verdik.


Çaylarımızı da keyifle yudumladıktan sonra ayaklarımız geri gittiği halde vapurumuza bindik, tatlı sohbetimizi sürdürdük. Evimize döndük! Evimizde çayımızı demledik.
"Benim Annem Bir Melek" dizisini sohbet eşliğinde izledik!Hepimiz bayılıyoruz o diziye! Bütün oyuncular çok güzel oynuyor! Oya Başar bitirim! Çok gülüyoruz! Geçici bir süre de olsa insana her şeyi unutturuyorlar, insanın kafası dağılıyor! Pazartesi sendromunu yok eder!


Anadolu Hisarı kedisi



Bu kadar güzel geçen iki gün için başta Sevincime, anneme ve Ceylan'ıma çok çok minnettarım!
Dönüş zamanı geldi, annişle evimizin yolunu tuttuk, bir de baktık ki Cimiş bana küsmüş, zor barıştı. Sen misin iki koca gün kızını yalnız bırakan?

En kısa zamanda etkinlik yazısıyla buluşmak dileğiyle! İyi haftalar sizlere!































23 Mayıs 2008

SENİ UNUTMAYACAĞIZ!

Karadeniz'in, ülkemizin unutulmaz sesi,seni asla unutmayacağız!Sen, yüreğimizde yaşıyorsun!



İlgili aramalar: müzik - kazım koyuncu dido -  kazım -   koyuncu -  dido -  









İlgili aramalar: müzik - kazım koyuncu ben seni sevduğumu -  klip -  konser -  kazim -  koyuncu -  komik -  muzik -  2007




21 Mayıs 2008

BAŞARMIŞ OLMAK!



Sık ve çok gülmek
Zeki insanların saygısını, çocukların sevgi ve şefkatini kazanmak,
Dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak,
Yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek,
Güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki “en iyiyi bulabilmek,
Sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da
Daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durumda bu dünyayı
Olduğundan biraz daha iyi bırakarak terk etmek,
Bir tek yaşamın bile sırf siz yaşadınız diye daha rahat soluk almış olduğunu bilmek…
İşte “başarmış olmak” budur!
Ralph Waldo Emerson


Not:Henüz hediyeleri ellerine geçmemiş olan arkadaşlar var, sürprizi bozmamak için etkinlik yazısını biraz daha erteliyorum! Yazıyı yayımlamak ay sonunu bulacak gibi!

Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın!

15 Mayıs 2008

KİTAP OYUNU!

Sevgili arkadaşım, komşum, kitap dostu
  • Ezgi
  • cim beni çok güzel bir oyuna davet etmiş! "Kitap Oyunu", adını okumak kitap kurtları için yeterli bile değil mi? Ben de bu oyuna katılmadan edemedim!


    Okuduğum kitaplar, Elif Şafak'ın Siyah Süt ve Mümin Sekman'ın "Ya Bir Yol Bul Ya Bir Yol Aç Ya da Yoldan çekil" adlı kitapları.
    Elif Şafak, kitabında, çocuk sahibi olmanın zorluklarını, karanlık yönlerini anlatmış! Samimiyetle yaşadığı loğusalık desperesyonuna değinmiş!


    Mümin Sekman, kişisel gelişimimize katkıda bulunuyor, kaderimi elimize alabileceğimizi belirtiyor, engelleri kaldırmanın mümkün olabileceğini belirtiyor!
    İkisi de mutlaka okunması gereken kitaplar!

    Şu anda okumakta olduğum kitap ise Sevgili İlkay'ımın, büyük bir jest yaparak bana gönderdiği hediye kutusundan çıkan Murathan Mungan'ın "Kadından Kentler" adlı kitabı!
    Yalın, gösterişten uzak, samimi bir dille yazılmış, insanı okurken kesinlikle yormuyor!Dil ustalıkla kullanılmış! Çeşitli kenlerdeki kadın öyküleri yer alıyor kitapta! Yazar, Murathan Mungan olunca fazla söze gerek yok aslında! Okunmaması büyük eksiklik bence!

    "Küresel Isınma" kitabını, herkesin okuması gerekli! Çünkü önlem almak bireyden başlar, topluma oradan da evrene ulaşır!

    Büyük kurtarıcımızı, Ulu önder'imizi daha yakından tanımak, ülkenin,milletin yaşadığı sorunları daha iyi anlayabilmek için hepimiz tarihimizi öğrenmeliyiz!Bu vatanın ne zor koşullarda kurtarıldığını bir kez daha hatırlamalıyız, hatırlatmalıyız!

    Okumaya niyetlendiğim kitaplar aslında epeyce fazla, ben, oyun için bir kaç kitaba yer verdim! Zaman zaman kitap paylaşımlarımız olacak! O zaman yer vereceğim diğer kitaplara!

    Bu kitapları okudukça paylaşacağım sizlerle!
    Zaman zaman göz atmaktan hoşlandığım, son zamanlarda gözdem olan iki yemek kitabını sizlerle paylaşıyorum!


    İkisi de çok çok zevkli ve çok güzel bilgiler yer alıyor!
    Şiddetle okumanızı öneririm! Tarifler uyguladıkça paylaşacağım sizlerle!
    Ben de "Kitap Oyunu'muza Sevgili arkadaşlarım, dostlarım
  • İlkay
  • 'ımı,
  • Sevda
  • 'mı,
  • Yeşim
  • 'imi,
  • Hanife
  • 'mi
  • Fadime'mi

  • ve
  • Sebla'mı
  • davet ediyorum!
    Şimdi ayrılmak için izninizi istiyorum ve yeniden buluşmak üzere sevgiyle kalın diyorum!

    Yeniden Kitap-Kahve ve Çikolata Etkinliği ile ilgili!


    Merhaba Arkadaşlar, bugün, etkinlik ile ilgili yazı yazacak,etkinlikte kimin kime çıktığını, hediye aldığını duyuracaktım! Evdeki hesap çarşıya uymadı! Etkinliğe katılan çoğu dostun, arkadaşın hediyeleri ellerine ulaştı!Bazıları da hediyelerinin yollarını gözlüyor!
    Ben de sürprizi bozmamak için etkinlik yazısını erteleme kararı aldım!
    Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın!

    11 Mayıs 2008

    ANNELER GÜNÜ'NÜZ KUTLU OLSUN!


    Sevgili anneler, hepinizin "Anneler Günü" kutlu olsun!Annelerimiz yaşamımıza bir melek gibi dokunur, güzellikler getirirler! Yşamımızın her döneminde onların manevi desteklerine, kollarına, dizlerine gereksinim duyarız!
    Allah, canımız annelerimizi bizden esirgemesin!



    Sevgili Anneler, bu şiir hepinize!Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın!

    Anne

    Anne diye ağlarım,her insan gibi,
    Canımı acıttığında yaşamın bütün halleri.
    Ben ağlarken yanar seninde yüreğin bilirim,
    Derdime derman olamadığın için üzülür,
    Ezilirsin kendi dünyanda ve benim içidir
    Dilerinden akıttığın sevgi dolu sözleri….

    Her rüzgar esişinde saçlarımı okşar sanki ellerin,
    Umut sözcükleri döker bana,sımsıcacık dillerin
    Sanki bir dünya saklamaktadır içerisinde gözlerin
    Seni hep bu halinle hayal eder,özlerim,
    Ben gurbette çaresizce yatarken,
    Yorganımı üstüme örtersin değil mi anne.

    Sen çok uzaklardasın belki şu anda anne,
    Zira hayalin yüreğimde yanımda içimde anne.
    Omzuna yaslamışım başımı,okşuyorsun saçlarımı,
    Gönül bağın var burada,sunuyorsun ilaçlarımı,
    Başucumdasın almışsın ellerinin içine avuçlarımı,
    Okşuyorsun beni sen,hayal olsan da anne…..

    Her zaman en güzel anne benim annem oldu,
    Hayallerimde de olsa.
    Sen hayallerde bile bir gerçeksin anne,
    Senin sevgin daima olmuştur yüreğimde,
    Resmin duvarımda, sevgin yüreğimde,ellerin ellerimde,
    Yeter ki sen sağlıklı bu bana yeter be anne…..

    Ne yaptığın börekler,pastalar kekler,
    Yetiştirdiğin bin bir türlü meyve, üzüm, çilekler,
    Yoktan var eyleyip giydirdiğin giysiler,
    Elinle pişirerek soframıza koyduğun taze çörekler,
    Önemli değil,bana sen gereksin anne,
    Senin için sağlıklı gelecekler…..
    Anne diye seslenip nefesini dinlediğim geceler,
    Hayallerimde değil,hep yanımda olmanı istediğim
    Ellerinle,dillerinle,nefesinle dolu gerçek seneler……….

    Selahattin Ölmez

    30 Nisan 2008

    "GÜNAYDIN! MERHABA! ÖZÜR DİLEME! GÜLÜMSEME !" KAMPANYASI - İLKAY VE YONCA TOKBAŞ



    Sevgili arkadaşım, biricik komşum,içindeki güzellikleri gördükçe hayran olduğum, sevgisi içimde giderek büyüyen
  • İlkay
  • ım,çok güzel, çok anlamlı, çok insancıl bir etkinlik başlatmış! Hürriyet Yazarlarından, Sevgili Yonca TOKBAŞ'ın bugünkü yazısını okumuş ve bu müthiş yazısından çok çok etkilenmiş! Ondan sonra da işte bu güzel etkinliği başlatmış!Ben de etkinliğe dahil olmak istedim.
    İlkayım, ben de sana katılıyorum! Gerçekten de insanlara selam vermek cesaret istiyor! Ama biz bu cesareti gösterip gülümseyip karşılaştıklarımızı selamlayacağız,günaydın ya da merhaba diyeceğiz! Onlar da bize ve başka insanlara gülümseyecekler! Dilerim hepimiz bu etkinliğin içerisinde yer alırız!
    Ben de bu resimleri sevgili arkadaşım İlkay'a ve aşağıdaki anlamlı, düşündürücü yazıyı yazan Yonca'ya ve etkinliğe katılacak dostlarıma armağan ediyorum! Dilerim hepiniz beğenirsiniz!İlkayım, ben ve annem papatyaları çok seviyoruz, tüm mütevaziliğiyle bize yaşama coşkusu veriyor! O da bize doğanın selamı, gülümseyişi sanki! Ruhumuzu aydınlatıyor,neşe veriyor! Öyle ki papatyasız bir ev selam almamış, umutsuz kalan bir insana benziyor bana göre!
    Sevgili Yonca, yazısında belirttiği üzere de yazısını kullanmamıza izin veriyor.:)))İŞTE SEVGİLİ YONCA'NIN YAZISI:Özür dilerimBen bir hata yaptım.
    Hani ağzımdan kaçtı derler ya…
    Farkında bile değildim üstelik.
    Bana; insanı öfkeyle dolduruşa getiren bir yazı yazdığımı düşündüğü için eleştirisini yollayarak güzelce kulağımı çeken bir okurum; “Lütfen yazılarınızda “balgam” gibi bir kelime kullanmayın” dediğinde farkına vardım.
    Ben de öfkeme yeniliyorum.
    Yanlış bu işte.
    Bunu fark ettiğimde başka bir şeyi daha fark ettim.
    Bizim için, sevinç ve takdir dile getirmek zor.
    Sövmek ve yermek çok kolay.
    Yüreklendirme yok.
    Özür dilemeyi bilmiyoruz.
    “Merhaba dersen borçlu çıkarsın!” şeklinde yaşıyoruz.
    Maç galibiyetleri dışında sevinçten sokaklara döküldüğümüz var mı? Onda da silahlar patlıyor zaten...
    Peki ya hiç olumlu eylem yapmışlığımız?
    Yani demek istediğim, bugüne kadar beğenmediğimiz bir şey olduğunda ya hep bağıra çağıra tepiştik ya da ışık söndürerek, siyah kurdele takarak kızgınlığımızı dile getirdik.
    Aydınlık Türkiye için kendimizi karanlığa mahkum ettik. Ha diyeceksiniz tasarruf ettik... O ayrı da...
    Ben başka bir şeyden bahsediyorum.
    Neden “Merhaba Deme Eylemi” yapmıyoruz?
    Kimseden korkmadan, inadına, herkese gülümseyerek “Merhaba!” desek mesela...
    Bunu bir eylemle başlatıp kendimize iyi bir alışkanlık edindirsek ya.
    Ya da ne bileyim...
    Öfkeye inat “Gülümseme Eylemi!” yapsak.
    Siyah kurdeleler yerine, GÖKKUŞAĞI renklerinde kurdeleler taksak arabalarımızın antenlerine.
    Radyolarımız insanlara “Günaydın!” deme çağrısında bulunsa...
    Nezaket adına “Bayanlara Kapı Açma Eylemi” başlatsak mesela.
    Küfür edenin ağzına pul biber sürmek yerine, “Al sana şeker! Ye de ağzın tatlansın eylemi” yapsak...
    İyi bir başlangıç olmaz mı?
    Radyolardan, büyük yazarlardan, blogculardan bu konuda destek istesem, alabilir miyim?
    Bu önerimi elden ele dolaştırsak, destek çıkar mı birileri sizce?
    Yoksa ben hayal aleminde uçmaya başladım da,
    Kanatlarım kırılıp düşecek miyim yere?
    Yonca
    “umutekeriyilikbiçer”

    Sevgiyle kalın!