19 Ağustos 2007

Dondurmalı Pasta ve Kahve Eşliğinde Kitap-Dergi Keyfi


Merhaba, isteğim dışında yine buluşmamız gecikti değil mi? Nedeni bilgisayarım her zamanki gibi! Bir adım ileri, iki adım geri atarak sahibini çıldırtmayı başarıyor!
Kaç zamandır aldığım kitapları ve dergileri paylaşmaya niyetleniyordum ya işte bugün bilgisayarım buna fırsat vermişken değerlendireyim dedim!
Bir de kitaplarımızın eşlikçisi olarak Dondurmalı Pasta yaptım. Tarif Sofra Özel Dondurmalı Tatlılar Dergisi'nden (hafta sonu Sabah'ın verdiği eklerden). Cuma günü misafirimiz vardı, Ayşenur abla gelmişti, ona özel hazırlandı, sizlerle de paylaşıyorum, dileyen bir porsiyon alabilir, afiyet olsun şimdiden!
Kitaplara göz atarken serinlememiz için tarife geçiyorum!

Mado Dondurmalı Pasta (6 kişilik)

Malzemeler:

1 adet hazır pandispanya keki
(ben pandispanyayı kendim yaptım, yemekbiz grubundan Sivel karakuş adlı arkadaşım Melek Keki tarifi sorduğumda bu tarifi vermişti. Bu pandispanya tarifini Angel Cake'ye benzediğini yani yağsız olduğunu belirtmişti. Nasıl yapıldığına gelince 1 yumurta, 1 kahve fincanı un, bir kahve fincanı toz şeker.
Ölçüler istenildiği gibi katlanabiliyor.
Yumurtanın sarısı ve beyazı ayrı ayrı çırpılıp karıştırılıyor. Kekunla yapılınca harika sonuç alınıyormuş, ben normal un kullandım, ölçüleri iki kat arttırdım. Sonuçtan çok memnun kaldım, bu tarifi verdiği için Sibel Karakuş'a buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum).

250 gr krem şanti

250 gr istenilen çeşitte Mado dondurma (ben Dr. Oetker'in vanilyalı dondurmasının kullandım, içine de meyve şekerlemesi koydum)

150 gr istediğiniz çeşitte Mado dondurma sosu (ben kullanmadım)
Şerbet için:

100 gr su,

100 gr toz şeker

Yapılışı:

Öncelikle şerbet için su ve şekeri karıştırıp kaynatın. Kaynamaya başladıktan sonra 10 dk. daha ocakta tutun. Şerbeti soğumaya bırakın. Pansispanya kekini, taban ıayrılabilir bir kek kalıbına uygun olarak ortadan ikiye kesin. İkiye kestiğiniz pandispanyayı hazırladığınız şerbetle hafifçe ısaltın. Islatılan kekin ilk katına krem şanti sürün ve ikinci katı üstüne kapatın. İkinci kat pandispanyanın üzerini de krem şanti ile kaplayın. Kerem şanti ile süsleyip istediğiniz Mado dondurma sosunu gezdirin.
Bütün bu işlemler tamamlandıktan sonra pastanın en üst katını istenilen çeşitte Mado dondurma ile kaplayın.

Ben, tek kişilik yapmak istediğim için çember kalıplar kullandım. Pandispanyayı çember kalıp yardımıyla altıya böldüm. Her birini çember kalıba yerleştirdim. Pandispanyayı şerbetle ıslattım. Krem şanti sürdüm, şerbetle ıslatılmış diğer pandispanyayı üzerine koydum, krem şanti kullandım yine! Üç porsiyonluk pastam oldu bu şekilde. Buzlukta dinlendirdim.
Sonra çember kalıplardan çıkartıp hepsinin kenarlarına krem şanti sürdüm, sıvadım. Sonra da daha önceden hazırlamış olduğum, dondurduğum dondurmayla üstlerini kapladım. Servise hazır hazır geldiler!

Aşçının Notu: Krem şantiye, şerbete hiç gerek yok aslında! Yani dileyen bu şekilde hazırlayabilir tabii! Ama pandispanya şerbet yerine soğuk süt ya da ılık, az şekerli ya da şekersiz nescafeli suyla ıslatılabilir. Pastada yalnızca dondurma kullanılabilir. Örneğin çikolatalı, karamelli, fıstıklı, tutti fruttili! Ya da dövme sakızlı dondurma ile müthişşş olur! Dilediğiniz şekilde, dilediğiniz çeşitle deneyebilirsiniz!

Afiyet Olsun!

Evet efendim, serinletici pastamızı da yapıp kahve eşliğinde yerken artık kitap-dergi keyfimizi de beraberinde yapabiliriz değil mi?

Maeve Binchy'nin kitaplarını biz kadınlar hepimiz biliriz değil mi? Aşk, macera, çekilen acılar, yaşanılan hüzünler, sevinçler! Ama ne olursa olsun kahramanlar ümitlerini yitirmezler, coşkularını korurlar, ayakta kalmaya çalışırlar! Giderek güçlenirler! Konu ne olursa olsun fark etmez! Mücadelecilik, iyimserlik kahramanların yanlarından ayırmadıkları iksir gibidir (bu ifadeyi ben buldum, ben buldum, çok tuttum)!
Maece Binchy'nin kitaplarının koleksiyonerliğini yaptığımdan da yapacağımdan da emin olabilirsiniz! İnsanda bir müptelalık oluşuyor adeta!

Her Zaman ve Daima'da Maeve Binchy kitapları tadında, sıcacık bir roman! Üç arkadaşın birbirinden hayallerine ulaşmak isterken yaşadıkları anlatılıyor. Hiç bir şey planladıkları gibi gitmiyor. Bu bana daha önce bir yerde okuduğum çok güzel bir özlü sözü anımsattı:
"Hayat, siz başka planlar yaparken başınıza gelenlerdir (yaşadığınız şeylerdir şeklinde bir ifadeyle geçen haftalarda okumuştum).
Tüm kalpleriyle istedikleri şeyler riske giriyor. Kitapta çok güzel, etkileyici bir mesaj da veriliyor: "Uzak hayaller peşinde koşanlar önce ellerindekinin değerini bilmeli."

Gülünün Solduğu Akşam'ı 12-13 yıl önce okumuştum, yeniden okuyacaklarım listesinde! Çok hüzünlü bir konusu var. Dar ağacına asılan, ülkelerini seven üç fidandan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, yaşadıkları anlatılıyor.
İlk fırsatta da Nihat Behram'ın Darağacında Üç Fidan kitabını alıp okuyacağım. İnsanlar geçmişi, yapılan yanlışları pırıl pırıl, yurdunu seven insanları unutmamalı.
Malum Hatırla Sevgili dizisi bize etkili bir biçimde geçmişimizi anımsatıyor. Hatırla Sevgili dizisi'nden konu açılmışken Adnan Menderes'in yaşadıklarını anlatan Şevket Süreyya Aydemir'in "Menderes'in Dramı" adlı kitap ta okunacaklar arasında!

Osman Aysu kitapları daha önce hiç almamıştım, okumamıştım. Geçen sene Murat Birsel Ntv'deki Tv Programı'na Osman Aysu'yu davet etmiş, kendisiyle keyifli bir söyleşi yapmıştı.
Müthiş bir insan, dolu dolu! Derya gibi ifadesi vardır ya, boşuna denmiyor!
Yazarın kurguları müthiş, çok zekice. Uzun Gece de sizi gerilim ve korku dolu satler bekliyor!

Mutfaklarımızın vazgeçilmez eşlikçisidir yemek dergileri değil mi? Bu özelliklerini de hiç bir zaman yitirecekmiş gibi görünmüyorlar doğrusu! Donduırmalı tarifler, müthiş sunumlar, erikli şeftalili yapılası tariflerle yine mutfak dolaplarımızın, raflarımızın baş köşesinde yer alacaklar!

Miss Çilek'in Sofra'daki sunumlarına, paylaştığı tariflere, sayfa tasarımına, dekoratif önerilerine bayılmamak mümkün değil! Çilek'in müptelasıyım! İnsanın böyle bir komşusu olduğu için gurur duymaması mümkün değil! Verdiği dekoratif öneriler çok çok pratik!


Geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında beni Kağıt Vs. dergisiylebu tür konulara ilgi duyan bir velim tanıştırmıştı. Bire kaç etkinli uyguladık. Sevgili annler, 5-6 yaş çocuklarınızla bu etkinlikleri uygulayabilirsiniz ama büyük ihtimalle yardımınıza gereksinim duyacaklardır! Çocuklarınızı sıkılmasından iyidir. Birlikte ortaya güzel ürünler çıkarmak ona değer verdiğinizi anlatmaya yardımcı olur. Daha büyük yaş grubu yardımsız çalışabilir. Derginin en güzel yanlarından biri de her sayısında şablon eki vermesi,resimleri, figürleri kaç kez büyütmek gerektiği de yazıyor.
Yetişkinlere de fikirler veriyor. Kısacası bu konulara ilgi dduyan her yaştaki insanı fena halde cezbediyor. Şiddetle öneririm! Bütün büyük kitapçılarda bulabilirsiniz, iki ayda bir çıkıyor, şimdi
Temmuz sayısı bayilerde, 15 Eylül'de yeni sayısı çıkacak. Geresinim duyacağınız malzemeleri de derginin internet sitesinden sipariş etmek mümkün! İsterseniz dergiyi almadan önce siteyi ziyaret edip fikir edinebilirsiniz. Çok dolu dolu bir dergi. Asla parayı sokağa attığınızı düşünmezsiniz, pişman olmazsınız. Abone olmak ta mümkün. Abone olunduğu takdirde bir sayıya ücretsiz sahip ouyorsunuz. http//www.kagitvs.com


İşte benim vazgeçemediğim dekorasyomn dergilerim. Asla onlarsız yapamam. O kadar güzel fikirler veriyorlar, yol gösteriyorlar ki. Onlara bakmak terapi gibi geliyor insana. Yeni fikirler edinmek müthiş. İnsan kendi evime sahip olup dilediği gibi döşemek istiyor.




İnsanın kitaba, dergiye verdiği paraya acıması mümkün mü? Biliyorum sizler için de bu mümkün değil!

Evim, Ev-Bahçe dergileri çok uygun fiyatta, her bütçeye uygun dekorasyon önerileri var. Çok pratik fikirler yer alıyor. Soframızı süslemek için aklımıza gelmeyen, kolaylıkla uygulayabileceğimiz yapıyoruz ya da yapmayı öğreniyoruz.
Ev-Bahçe dergisiyle, bugüne dek tanımadığım çiçekleri tanıyorum, bakımlarını öğreniyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Güzel bahçeleri görüp içimin açıldığını duyumsuyorum.

Kitaptan, dergiden vazgeçilemeyen bir evin kedisinin de bundan etkilenmemesi düşünülemez.
Ben, yıllar Pedagojik Formasyon Serttifikası almak için kursa giderken Cimcime sırf benim yanımda olabilmek için çalıştığım program kağıtlarının üzerinde yatardı, uyuya kalırdı yavrum benim. Hala gazetenin (buna izin vermiyoruz) kağıdın, derginin üzerinde yatmayı çok sever.
Eveeet, söz verdiğim gibi kiatplarımı-dergilerimi sizlerle paylaştım. Hem de bir aksilik olmadı. Bugünkü buluşmamızı Özdemir Asaf'tan Bildiğim adlı şiirle noktalayalım mı?
Yarın ki 25. yemek etkinliğinde Kahvaltılık yiyeceklerde buluşmak üzere hoşçakalın! Etkinlik hepimize hayırlı olsun!

Bildiğim

Sana bakmaktan
Onu göremiyorum.
Bilmiyorum bunda ne var..

Bunu ben anlamam,
Bir o var,
O anlar.

Özdemir Asaf














































































10 Ağustos 2007

Domatesli Bulgur Köftesi-Patlıcan Paçası-Chasee Cake ve Tiramisu

Selam Arkadaşlar!
Aslında bu yaptıklarımızı geçen hafta yayımlayacaktım ama hafta sonu dostlarımız gelince, Sevincimin doğum günü kutlaması söz konusu olunca bu yazı ertelendi!
Miraç Kandili'niz mübarek olsun!
Dün çok keyifli bir kaç saat geçirdim çünküü Hanife ile görüştük! Sabah buluştuk! Canım arkadaşım benim,
benimle buluşmak için kahvaltı etmeden sokağa çıkmış. Hanife, kahvaltısını ben de ona kahveyle eşlik ettim. Ne güzel sohbet ettik, zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Birlikte kitapçıları dolaştık, kitap baktık. Arkadaşım kitap aldı, ben kendi payıma aradığımı bulamadım, arıyorum hala, bulacağım inşallah! Tanıştığımıza, görüştüğümüze çok çok sevindim. Kendi payıma çok mutlu oldum. Arkadaşım, sayılı günlerine, onca yoğunluğuna rağmen bana vakit ayırdı.
Sizi daha fazla bekletmeden tariflere geçiyorum! Söz veriyorum bir daha ki yazımda aldığım dergileri ve kitapları paylaşacağım sizlerle!
Domatesli Bulgur Köftesi ve Limonlu Baked Chasee Cake tarifleri Chef's Dergisi Ağustos sayısından.Ben, bu dergiyi yeni keşfettim ve geç te olsa keşfetmiş olmama çok sevindim.İki ayda bir çıkıyor yalnızca 1 Ytl. Çok çok güzel bir dergi, yalnızca tariflere değil yemek kültürüne de yer veriyor!


Domatesli Bulgur Köftesi

Malzemeler:

1 su bardağı ince köftelik bulgur

½ su bardağı ılık su

200 gr yağsız dana kıyması (biz hindi eti kullandık her zamanki gibi)

1 yumurta

1 tatlı kaşığı kimyon

Tuz, karabiber

Sos İçin:

4-5 domates

6-7 diş sarımsak

1 kahve fincanı zeytinyağı

1/2 demet maydanoz

Tuz

Yapılışı:

1- Bulgur derince bir kaba alınıp yarım su bardağı su ile ıslatılır. Kıyma, yumurta, tuz, karabiber ve kimyon bulgura eklenip yoğrulur. Üzeri örtülüp 15 dk. dinlendirilir.

2- Domatesler soyulup küçük küçük doğranır. Sarımsaklar incecik kıyılır. Karışım bir sos tavasına alınır. Zeytinyağı ve tuz ilave edilip sos kıvamını alana dek orta ateşte pişirilir. Arada bir karıştırılır. Maydanozlar kıyılır.

3- Bir tencerede bol miktarda su kaynatılır, 1 tatlı kaşığı tuz eklenir. Köfte harcı bir kez daha yoğrulup minik parçalar kopartılır ve misket iriliğinde köfteler yapılır. Her birinin ortası parmağımızın ucuyla hafifçe bastırılarak çukurlaştırılır. Köfteler kaynar suya birkaç parti halinde atılarak haşlanır. Köfteler pişince süzerek alınır, domates sosuna eklenir. Kıyılmış maydanoz da eklenerek hepsi karıştırılır. Sıcak olarak servis yapılır.


(Biz ertesi gün çay saatinde annemle soğuk olarak yedik, bu şekilde yemekten de çok zevk aldık)

Afiyetle Yenir!


Patlıcan Paçası (Bu tarif te rahmetli Tuğrul Şavkay'ın Hürriyet Pazar yazılarından)

1- 1,5 kg küçük patlıcan sapı kalmak koşuluyla tamamen soyulur. Ortasından dörde bölünüp limonlu ve unlu suya atılarak bir müddet bekletilir. Daha sonra sıkılır ve tepsiye dizilir.

2- Yarım limon tuza batırılarak tepside dizili bulunan patlıcanlara masaj yapılır. Böylece patlıcanların kararması önlenir.

3- Zeytinyağı, domates, suyu, tuz, toz şeker ve su ilave edilerek tepsinin üzeri ışık almayacak şekilde yağlı kağıt ile kapatılır. Su ilave dilerek 50 dk. kadar pişirilir. Diğer tarafta 2 baş sarımsak havanda dövülür, 2 fincan sirke ile karıştırıldıktan sonra patlıcanlar üzerinde gezdirilerek dökülür.

Tepside bulunan patlıcanların her biri için iki adet kesme şeker atılarak yağlı kağıt tekrar kapatılır ve 15 dk. kadar pişirilmeye devam edilir.

Soğuduktan sonra servis tabağına konularak buzdolabına yerleştirilir.

Afiyetle Yenir!

Limonlu Baked Chaseecake

Taban hamuru (Crumble) İçin:Malzemeler

75 gr tereyağı ya da margarin,

75 gr toz şeker,100 gr un,

50 gr toz badem,

Dolgu Malzemesi:

250-300 gr labne peyniri (ben, yengemin getirdiği son kutu Maskarpone’yi kullandım)

100 gr toz şeker

100 gr süt kreması (krema yerine süzme yoğurt kullandım hem hafif oldu hem de lezzetinden hiç bir şey yitirmedi bize göre. Yalnızca biraz sert bir kıvamı var, karar verdim bir daha ki sefere krema ile deneyeceğim)

2 yumurta

1 çorba kaşığı nişasta

2 çorba kaşığı un

1 paket vanilya

1 limonun rendelenmiş kabuğu

2 yumurtanın beyazı

50 gr toz şeker

Tarifte dilersek soğuduktan sonra üzerini bir kat limonlu jöle ya da limonlu krema ile kaplayabileceğimiz belirtiliyor. (Ben 1 limonun suyu ve suyla tart jölesini kullandım. Sonuçtan memnun kaldık).

Ayrıca chaseecake’imizi buzdolabında muhafaza etmemiz öneriliyor. Ben, uzun süreli saklamak için derin dondurucuda tutuyorum. Bu durumda servisten en az 1 saat kadar önce oda sıcaklığına çıkarmak gerekiyor.

Yapılışı:

1- Taban hamurunu hazırlamak için oda sıcaklığında yumuşatılmış tereyağı, toz şeker, un ve toz badem elimizle bir kapta karıştırılır. Karışım ufalanmış hamur kırıntıları halini alınca 22-24 cm çapında ve 6-7 cm yüksekliğinde kelepçeli kalıbın ya da çemberin tabanına bastırılarak yayılır.

2- Labne peyniri, toz şeker ve krema bir kapta mikser ile çırpılır. Yumurtalar ilave edilip karıştırarak yedirilir. Nişasta, un, vanilya ve limon kabuğu rendesi peynirli karışma eklenir, çırparak yedirilir.

İki yumurta beyazı ile 50 gr toz şeker bir kaba alınıp mikserle kar haline gelene dek çırpılır. Yavaşça hazırlanan karşıma eklenir ve bir spatul ya da tahta kaşıkla

karıştırarak yedirilir.

3- Hazırlanan peynirli karışım taban hamurunun üzerine boşaltılır. Önceden 100 C’ye ayarlanıp ısıtılmış fırında 120 dk (2 saat kadar) pişirilir. Soğuyana dek oda sıcaklığında bekletilir sonra buzdolabına konur.

Afiyetle Yenir!

Tiramisu (Sofra Dergisi'nin önceki aylardaki birinde yer alan tariften esinlenilerek uyarlanmıştır)

½ paket savoyer bisküvisi,

1 paket labne peyniri,

2- 3 çorba kaşığı toz şeker,

½ fincan sıcak su ile hazırlanmış nescafe,

15-20 adet vişne,

Toz çikolata ya da kakao,

Yapılışı:

1- Savoyer bisküvileri kadehe konmadan önce ikiye bölünür, nescafeli karışım ile ıslatılır.

2- Rondoda çırpılan labne peyniri, şeker karışımının yarısı bisküvilerin üzerine dökülür.

3- çekirdekleri çıkarılan vişnelerin bir kısmı kremanın üzerine konur. Yeniden ıslatılmış bisküvi, krema konur.

4- Üzerine toz çikolata ya da kakao serpilir. Geri kalan vişneler sapları ile birlikte kadehin en üstüne konur. Tiramisumuz buzdolabında soğutulur.

En sonunda da afiyetle yenir!

Burçak ta ciddi ciddi sitesinin adını Tiramisulu- Chaseecake’li mutfaklar olarak koymayı düşünür!

En kısa zamanda görüşmek üzere hoşçakalın!

































6 Ağustos 2007

Bir Dilim Pissaladiere Lütfen!

Selam Arkadaşlar!
Cumartesi günü Sevincim, Ceylanım ve Meralim bizdelerdi! Ceylanım, iş çıkışı bize katıldı, çaya yetişti. Kahve, çay sofrası eşliğinde ettiğimiz sohbet çok keyif vericiydi. Sevincimin, doğum gününü de kutladık, ablacıma pasta yaptım. Sevindi. Tarifine daha sonraki yazımda yer vereceğim. Bir kaç gün önce de deneme olarak yapmıştım, acemilik giderdim, tarifle birlikte onun resmine de yer vereceğim. Bu kez yaptığım Chasee cake'nin resmi hiç güzel çıkmadı, içime sinmedi. Bu yüzden resmine yer vermedim.

Bir de çok özel konuklarım için yeni öğrendiğim, pratik bulduğum bir tarif denedim. İşte bu tarifi paylaşmak istiyorum sizlerle! Gerçekten de çok pratik ve lezzetli. Deneyin pişman olmayacaksınız, hamuru da çok güzel, yumuşacık. Hani yarım saat önceden misafir geleceğini haber alırsınız da ne yapacağınıza karar veremediğiniz Pizza ile kiş arası bir tarif bu! Tarif Maison Française Dergisi'nin Ağustos sayısında verdiği Yaz Sofraları ve Menüleri ekinden.


Pissaladiere (6 kişilik)

Provence mutfağının domates, ançüez gibi malzemelerle hazırlanan tuzlu lezzetiymiş, ben domates kullanarak yaptım.

Malzemeler:

300 gr un

50 gr tereyağı

50 gr zeytinyağı

6 ançüez

1 yumurta

Biraz süt

1 paket maya

1 kg beyaz soğan

15 siyah zeytin

tuz

Ya da ançüez yerine domates kullanabilirsiniz, o zaman soğan miktarını azaltırsınız.

Yapılışı:

Mayayı ılık suda sulandırın (ben Dr. Oetker maya kullandığım için ayrıca suda mayalandırmadım).

Bir çanakta un, tuz, yumurta, tereyağı, zeytinyağı ve mayayı karıştırın.

İyice yumuşak bir hamur elde etmek için biraz süt ilave edin. Hamuru bir bezle sarıp ılık bir ortamda bekletin. Bu arada küp halinde doğranmış soğanları zeytinyağıyla bir tavada orta ateşte kırk beş dakika süreyle pişirin ve soğumaya bırakın. (Ben 3 büyük boy soğanı halka halka kestim, tavada biraz yağ ile öldürdüm, üzerine yine halka halka doğradığım domatesleri ilave ettim, domatesler de suyunu çekince ocaktan aldım, soğumaya bıraktım).

Ançüezleri ekleyin, hamurun üzerini hazırladığınız karışımla donatın. Üstüne siyah zeytinleri ve biraz daha ançüez ilave edin. (Ben, domates ve soğan karışımının üzerine siyah zeytin koydum, karabiber serptim ve fırına koydum).

Fırında 220 C'de 1 saat süreyle pişirin.

Bu tarif için yaratıcılığımızı konuşturup değişik malzemeler de kullanabiliriz.

Afiyet Olsun!

Ben, bu aralar ne yapıyorum, kitap okuyorum, son aldığım dergileri büyük bir keyifle gözden geçiriyorum, içim açılıyor, iştahım kabarıyor. Cimcime'ye zaman ayırıyorum, bol bol oyun oynuyoruz. Vee, Hatırla Sevgili'nin tekrar bölümlerini annem birlikte büyük bir keyifle, hüzünle, seyrediyoruz. Seyrettiğimiz diğer diziyle çakıştıkları için kaçırdığımız sahneler oluyordu. Şimdi her şey yerli yerine oturuyor! Allah, herkese Rüya gibi bir evlat versin! Bayılıyorum konuşmalarına!
Okuduğum kitapları, aldığım dergileri ilk fırsatta sizlerle paylaşacağım! Söz veriyorum ve izninizi istiyorum!
En kısa zamanda buluşmak dileğiyle hoşçakalın! Sağlıkla, sevgiyle, keyifle kalın!

1 Ağustos 2007

Susuz Günler!


Merhaba Sevgili Arkadaşlar
hepimizi eninde sonunda ciddi bir susuzluk problemi bekliyor! Hem de hiç ama hiç hak etmediğimiz halde! Bizler bilinçli su kullanırken kimileri arabasını, suyunu yıkamaktan çekinmiyor! Dikkatrli davrana bizler de cezalandırılıyoruz! Bahçelerin, ağaçların, çiçeklerin, çimlerin sulanması lazım, anlıyorum ama saatlerce şakır şakır sular akarken içim acıyor!
Tarımda damlatma tekniğiyle suşlamaya geçildi, bahçesi olan apartmanda yaşayan arkadaşlar,
apartmanda yaşayanlar yöneticinize baskı yapın, imza toplayın pahalı da olsa bu sisteme sahip olun! Sonuçta biz kazançlı çıkacağız! Birilerine de sivil olarak bizim yaptırım uygulamamız, suyu bilinçsizce kullananları bildirmemiz gerekli!
Ankaralı arkadaşlar, susuz günlerinizin en kısa zamanda sona ermesi dileğiyle! Hiç olmazsa su kesintisi en aza indirgenir umarım! Şimdiden bizim için de aynı temennilerde bulunuyorum! Bizi de aynı son bekliyor çünkü!
Umarım altı ya da sekiz saatten fazla bir su kesintisi olmaz!


24 Temmuz 2007

Zeytinyağlı Soya Fasulyesi- Kıymalı Çoban Payı ve Nazım Hikmet'ten Bir Rubai

Arkadaşlar merhaba!
Sorumlu birer vatandaş olarak oyumuzu kullandık, seçim sonuçlandı! Vatana milllete hayırlı olsun diyelim!
Bu aralar hiç keyfim yok, tatsızlık olmasın diye konuşulmaması gerekn konuların kapatılmasını istiyorsun, biliyorsun ki sevdiğin, saygı duyduğun kişi bir yere varamayacak, bir gecede bir tarla sürülemez! Ama, seni yasnlış anlıyor ve kalbini paramparça ediyor, sen kırılıp sofrayı terk ettiğin zaman da onu haksız duruma düşürdüğünü düşünüp sana tepki duyuyor. Kızmakta haklı olduğunu düşünüyor, kalp kırmak değil haklı olmak! Onun için önemli olan bu! Ve bunu da en iyi anlaştığın, tartışsan da bir yere varabildiğine en çok inandığın yapıyor! Yani şu aralar hiç bir yere varamıyoruz! Neyse eninde sonunda iletişim kurulacak ama zaman alacak! Sizleri biraz sıktım, değil mi? Özür dilerim!
Şimdiii, sizlerle paylaşmak üzere iki tane yeni tarifim var!
İlk tarif, Milliyet Gazetesi’nin verdiği “Sahrap Soysal’la Yaza Özel Düşük kalorili Sofralar” ekinden.

Zeytinyağlı Soya Fasulyesi

Malzemeler:

2 su bardağı soya fasulyesi,

5 çorba kaşığı zeytinyağı,

2 adet orta boy kuru soğan,

3-4 diş sarımsak,

3 orta boy domates,

4-5 adet sivri biber, 1 adet kırmızı biber,

3 adet kesme şeker,

2 çay kaşığı tuz, karabiber,

8 su bardağı sıcak su,

1 demet dereotu ya da bizim kullandığımız üzere maydanoz.

Yapılışı:

Biz zeytinyağlı yemek gibi hepsini çiğden koyarak pişirdik. Sahrap Soysal, sıcak yemek gibi yapmış. Yani soğanı kavurarak pişirmiş yemeği. Ayrıca domates, biber, sarımsak yok gerçek tarifte. Güzel ve değişik bir tarif, görünce esilendik, uyarladık ve de pişirdik. Nasıl olmuş?

Afiyetle yiyin efendim!

Ve gelelim ikinci tarifimize. Bu tarif te Sofra Dergisi’nin hediyesi, Dünya Mutfağı’ndan Sağlıklı Tarifler serisinin Pratik Tarifler kitapçığından. Çalışan bir kadının kolaylıkla, zaman yitirmeden yapabileceği hakikaten çok pratik bir tarif.

Kıymalı Çoban Payı

Malzemeler:

400 gr dana kıyması (hindi eti kullandım),

2 çorba kaşığı tereyağı (ben sıvı yağ kullandım),

4 adet soğan,

Bir de ben renk ve lezzet katsın diye 1 tatlı kaşığı Antep salçası kullandım.

Ben, kıymalı harca birazcık tuz ve karabiber ilave ettim.

Patates Püresi İçin:

6 adet orta boy patates,

4 çorba kaşığı kaşar rendesi,

2 çorba kaşığı tereyağ (burada Becel margarin kullandım),

1 su bardağı süt,

2 adet yumurta sarısı (ben bir tane sarı kullandım),

Tuz, ben biraz karabiber de ekledim.

Yapılışı:

1-Soğanları piyaz şeklinde doğrayın. Tereyağını (ya da sıvıyağı) bir tavaya koyarak kıymayı ve soğanları ilave edin. İyice kavurun ve tuz ekleyin.

2-Patatesleri soyup iri iri parçalayın, iyice haşlayın. Suyunu süzüp kaynar süt ile tereyağı ilave ederek telle püre haline getirin. Bu arada tuz ile lezzetlendirip yumurta sarısını ekleyin.

3-Kıymayı fırın tepsisine döküp üzerini spatula ile düzeltip patates püresi ile kaplayın. Spatula ile düzeltin. Rendelediğiniz kaşar peynirini malzemenin üzerine serpin (ben, fırına attıktan 15 dk. sonra peyniri ekledim).

Önceden ısıtılmış 180 C (siz, kendi fırın ayarınıza göre pişirin) fırında üzeri pembe renk alana kadar pişirin.

Afiyetle yiyin!

Biz ev işleriyle, temizlikle uğraşırken böyle pozlar veriyor, işimi gücümü bırakıp resmini çekmekten kendimi alıkoyamıyorum! Sonra yine işe koyuluyorum, resmini çekiyorum diye iyice bacaklarını açtı serseri! Hınzır kız! Bir de gözden kaybolup başka bir odaya geçersek, banyonun kapısını kapatma gafletinde bulunursak kıyamet kopuyor! Kapalı kapılara karşı alerjimiz var!
Hiç te şımarık değiliz!!!

Nazım Hikmet'in Rubailer' inden seçtiğimim bir dörtlük eşliğinde vedalaşalım mı?

İnsan
ya hayrandır sana, ya düşman.
Ya hiç yokmuşsun gibi unutulursun
ya bir dakka bile çıkmazsın akıldan...

Rubailer'den

Yeniden görüşünceye dek sevgiyle, sağlıkla, hoşça kalın!







































22 Temmuz 2007

ATAM DAİMA İZİNDEYİZ!


GENÇLİĞE HİTABE

Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK

20 Ekim 1927





20 Temmuz 2007

En Kuvvetli Duygular


Rüzgar, Güneş'e der ki:

"Ben senden daha kudretliyim. Bak, şu ihtiyarın ceketini sırtından fırlatıvereceğim..."

Rüzgar, esmeye başlar, fırtınaya dönüşür ama ihtiyar ceketine daha çok sarılır.

Güneş "Beceremedin" der. "Ben, daha kudretliyim. İhtiyara ceketini şimdi çıkarttıracağım."

Saklandığı bulutun arkasından çıkan Güneş bir gülümsemeyle ortalığı ısıtıverir. İhtiyar, ceketini çıkarır, neşe içinde yürür.

Güneş, rüzgara döner:

"Nezaket ve dostluk sertlikten kuvvetlidir"