14 Aralık 2006

Yaptıklarımız-Paylaştıklarımız

(Arkadaşlar, özür dilerek elimde kalan son kandil simidi ve keki yazıma ekliyorum, bir daha ki sefere tepsiyle resimlerini çekeceğim, söz)

Merhaba Arkadaşlar biliyor musunuz, her yazdığım yazıdan sonra en kısa zamanda yeniden buluşmayı diliyorum ama mutlaka araya bir şeyler giriyor, kameramdı, yazıcımdı, programları yeniden yüklemekti, site ayarlarımı (sayfama yeni linkler eklerken ayarları bozuldu)yeniden yüklemekti derken zaman geçiyor, sizlerle buluşmak erteleniyor, üzülüyorum ben de tabii ki!Ama şimdi keyfim yerinde terslikler giderildi de sizlerle buluşabildik!11 Kasım’dan beri yazacağım her yazıya eklemeyi kafama koyuyorum ama her seferinde de unutuyorum, o gün ne oldu, ablamlar, bize yemeğe geldiler, benim büyük çılgın bediş yeğenim mutfak sayfam olduğunu biliyor ya bana takıldı,“sizin sitede fotoğrafınızı eklemek zorunlu oluyormuş, dört ayda bir de resmi güncellemek zorunda kalıyormuşsunuz, sen de siten için yaptıklarından dolayı zayıfken kilo almaya başlıyormuşsun, yavaş yavaş şişiyormuşsun, önceden yüzün görünürken zamanla sadece burnun, burun deliklerin görünüyormuş" deyince ben başta olmak üzere masadaki herkes koptu tabii ki!Düşünebiliyor musunuz sitem için yaptıklarım yüzünden ileride fil gibi olduğumu, Allah korusun!Ama şu var ki Mart ayında yaptığım 8 günlük detoks nedeniyle -ki vücudumu, cildimi toksinlerden arındırmak için yapmıştım- verdiğim kiloları geri aldım, çok dikkatli olmak zorundayım, Yılbaşı, Kurban Bayramı derken bayağı kilo alacak gibi görünüyorum, şimdiden 10 günlük bir sebze kürü şart oldu! Çünkü Bayram nedeniyle baklava yapma kararı aldım, ilk ve son olarak iki yıl önce yapmıştım! Bir de Kurban Bayramı'ndan sonra işi sıkı tutmam lazım ama kendi tatlımdan başkasını yemem ben de değil mi ama tabii benim yaptığım da kilo aldırmaya yeter ama ben bir şekilde dengelerim artık ne yapalım!Eveeeeet, yukarıda gördüğünüz kandil simidini ve keki ben yaptım, tarifini hemen veriyorum yalnız şöyle bir aksilik oldu, fotoğraf makinem bilgisayarcıdaydı, cep telefonumla çektim bu sefer de öğe çok büyük olduğu için gönderemedim msn adresime, bir sürü simitten mahrum kaldık, siz şimdilik bir tane kek ve simit ile yetinirseniz kısa bir süre sonra yeniden yapar resmini kameramda çeker, yazıya eklerim, söz!Aslında Brownie ama ben kek olarak yaptım, tarifi Bosch ev aletleri'nden, bir daha ki sefere sosunu da yaparım.
Çikolata Soslu Brownie

Malzemeler:

100 gr ceviz,
3 adet yumurta,

100 gr un,

150 gr toz şeker (isteğe göre biraz daha az koyabilirsiniz),

30 gr kakao,

120 gr tereyağı ya da margarin(ben Becel zeytinyağlı kullandım),

100 gr bitter çikolata,

100 ml krema,

1 paket şekerli vanilin (ben bu kez görünce merak edip aldığım Dr. Oetker Premium'u aldım, kullandım, beni ve annişimi iten bir kokusu ve tadı var, Brownie'min bütün tadı değişti, sonuç hayal kırıklığı, yenmez değil ama bizim damak tadımıza uygun değildi),

1 paket kabartma tozu,

Yapılışı:

:) Fırınınızı 200 C'de ısıtın (her zaman belitttiğim gibi ısı ayarını siz kendi fırınınıza göre yapacaksınız).

:) Karıştırma kabına yumurta ve toz şekeri koyun.Beyazlaşana dek çırpın.

:)Ardından 100 gr yağı eritin, ve un, kakao, şekerli vanilin ve kabartma tozu ile yumurtlara ekleyip karıştırarak yumuşak kıvamlı bir hamur elde edin.

:) Kalan yağ ile kek kalıbınızı yağlayın, karışımı boşaltın, 40-45 dk. pişirin.

:) Çikolatayı benmaride eritin, kremayı ilave edin (ben bunları kullanmıyorum, daha hafif olması için Dr. OetkerÇikolata Sosu kullanıyorum, ama bir daha ki sefere bu tarife sadık kalacağım).

:) Ilınan brownie'nin üzerine dökün, cevizle süsleyip servis yapın.

Afiyet Olsun!

Kandil Simidi tarifi de Ülfet ve Arzu Aygen'in Beyaz Unsuz ve Şekersiz Tarifler adlı kitabından, ben ard arda bir kaç kez oradaki tariflere yer verdiğim için bir süreliğine kitaptaki tariflere yer vermemem gerektiğini düşünüyorum, affınıza sığınarak tarifi oradan bulmanızı öneriyorum!



Anniş, Aytülüm ve ben mantar ızgarayı çok çok seviyoruz, çok hafif ve lezzetli ve pratik bu arada mantarların üzeri yanmadı, görünümünde pul biberin etkisi var! Yapılışına gelince:
Mantar Izgara

Malzemeler:

500 gr iri mantar,

Tuz,

Karabiber,

İsteğe bağlı olarak pul biber,

100 gr kadar küçük kesilmiş kaşar peyniri,

İsteğe göre küçük küçük kesilmiş kırmızı biber.

Yapılışı:

1- Mantarların kabukları soyulur, yarım saat kadar limonlu suda bekletilir (1/2 limonun suyu kullanılarak su hazırlanır),

2- Mantarların sapları kesilir, şapka kısmı alta gelecek biçimde fırın tepsisine dizilir.

3- İnce ince kesilmiş oaln sap kısımları ve isteğe bağlı olarak kırmızı biberler mantarların göbek kısmına yerleştirilir, tuz konur, kaşar peyiniri eklenir, karabiber ve pul biber de serpildikten sonra ısısı orta dereceye ayarlanmış fırının ızgara kısmında 15-20 dk. pişirilir. Kaşar peyinir iiyice eridikten sonra fırından çıkarılır, sıcak olarak servis edilir. İyi bir garnitürdür ama biz ana yemekmiş gibi yemeyi çok severiz!

Afiyetle Yenir!

Pazar akşamı annişim, pide yaptı, canımız uzun süredir çekiyordu ama her zaman yapmamaya özen gösteriyoruz. Ben temel ekmek yapımına uygun olarak hamur hazırladım, yarısını ekmek için ayırdım. Burçiş, çiçek ekmek denemesi yaptı, başarılı da oldu! Bundan aldığım cesaretle dün de 1 bardak yulaf unu kullanarak yine çiçek ekmek yaptım, iki tane küçük çiçek ekmeğim oldu! Aklınızda bulunsun yulaf unu suyu diğer unlardan daha çok seviyor, iki bardağa yakın su kullanıyorum! Aninişin pidesinin yapılışına gelince:

Annemin Muhteşem Pidesi

Malzemeler:
1 ekmek hamuru,
Yeniden yoğurmak için un,
Kaşar peyniri,
Sucuk,
1-2 domates,
İsteğe bağlı olarak sivri biber,
Üzerine sürmek için tereyağ ya da margarin,
İsteğe göre karabiber.

Yapılışı:

1-Hamuru kendiniz hazırladıysanız dinlenme süresi sona erdikten sonra (satın aldıysanız hemen) hamuru un ile yeniden yoğurun.

2- 10-15 dk. beklettikten sonra merdane ya da oklava ile açın, sucuğu, sivri biberi, domatesi, en üste de kaşar peynirini koyun, hamuru kenarlardan kıvırarak şeklini verdikten sonra yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine yerleştirin.

3- Önceden ısıtılmış (ısı ayarı kendi fırınınza göre ayarlanmış olmalı)orta derecedeki fırında 20-25 dk. pişirin. Fırından çıkardığınız pidenin üzerine tereyağı ya da margarin sürün, sıcak olarak servis yapın!

Afiyetle yiyin!

Ekmeğim de pide için hazırladığım hamurun yarısından yapıldı (pidenin de resmini eklemiştim ama rengi çok soluk geldiği için içime sinmedi, resmi silmek isterken sayfa ayarları değişti, 07.12.06 tarighinde yazdığım yazıyı silip yeniden yazdım, düzenledim!


Arkadaşlar, hiç içinizde izleyen oldu mu bilemiyorum ama TRT 1'de Ademler ve Havvalar adlı bir program var, Ayşenur Yazıcıoğlu hazırlıyor, sunuyor, çok güzel bir program, geliştirici, bilgilendirici, ben her zaman seyretmiyoum, arada sırada açıyorum, dün son yarım saatini yakaladım, bugünkü konunu da empati olduğunu öğrenince televizyon saat 13.30'da açıldı, program izlendi. Konuk psikolog hemen her programda olması gerekenleri belirtiyor, bugün Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan'da konuktu, ne kadar güzel, ne kadar dolu dolu bir insan,suçlululara bile empatiyle yaklaşıyor, 2 tane kitap yazmış, işin en güzel yanı kitapları ücretsiz olarak internette okuyabiliyorsunuz! Esprili bir dille yazmış, yapmanız gereken tek şey google'den Feyzullah Arslan'ı bulmanız ya da Antalya Emniyet Müdürlüğü'nün sitesini tıklamanız. Şiddetle öneriririm! Keyif kahvesi ya da çay eşliğinde okumak daha da güzel olur! Gelelim diğer kitap önerilerimize!

Büyü Dükkanı'nı ilk olarak 4 yıl önce çalıştığım okulun kütüphanesinden almıştım, çok sürükleyici ve çok çok güzel bir kitap, dayanamayıp satın aldım, kim okuduysa çok beğendi, neyse sadede gelelim. Kitpata yaşlı bir eskici var, dağ tepesinde, nefis manzarası olan bir klübede yaşıyor, oraya gelen müşterilerle sıkı pazarlık yapıyor, satın almak yok. Bir kişi gidiyor, mutluluğunu satın almak istiyor, bir diğeri gençliğini ,bir diğeri zenginliği, bir diğeri de şansı diyelim. Pazarlık yapılıyor, sen mutlu olmak için, istediklerini elde etmek için nelerden vazgeçersin, neleri göze alırsın? İnsanın kendisini, yaşadıklarını sorgulamasına yardımcı olan çok nefiss bir kitap!Yazar Yeşim Türköz, çok büyüleyici ,etkileyici ,masal gibi bir kitap yazmış, keşke Büyü Dükkanı 2,3,4 olsaymış dedik annişle! Psikodrama öyküleri bu kadar mı güzel kaleme alınır? Ellerine sağlık Yeşim Türköz'ün! Kaçırmayın alın, okuyun, okumazsanız eksiklik olur!


Evet, ikinci kitabımız da gördüğünüz gibi aynı yazarın, bu kitap ta çok çok güzel! Bu kitapta duygulara kişilik kazandırılmış, özelliklerine göre bedenlenmişler, giysilere bürünmüşler, gergin geçen günlerden sonra rahatlamak için bir haftalığına tatile çıkmışlar, tatili organize eden de akıl, her duygu kendine yakışan biçimde hareket ediyor.Kendilerini ifade etmek, karşılarındakilerin duygularını ,ddüşüncelerini öğrenmek için çeşitli oyunlara başvuruyorlar, kendilerini, yaşadıklarını sorguluyorlar, birbirleriyle hesaplaşıyorlar ve tanıdığımız güzel bir oyunu Büyü Dükkanı'ndaki pazarlık oyununu oynuyorlar. Kendi yaşadıklarınızı sorgularken buluyorsunuz kendinizi! Çok güzel bir kitap, alırsanız pişman olmazsınız ama Büyü Dükkanı bambaşka güzel, büyüleyici, etkileyici ve sürükleyici! Okuduysanız düşüncelerinizi,duygularınızı benimle paylaşın, almadıysanız da hemen alın, okuyun, düşüncelerinizi yine benimle paylaşın, mutlu olurum o zaman! Bu ay dayanamayıp Sofra ve Maison Française dergilerini aldım, ikisi de müthiş, özel hazırlanmışlar bu ay! Sofra Dergisi bu ay, Boyut Yayınları'nın hazırlamış olduğu Dünya Mutfakları'ndan Sağlıklı Yemek Yemek Tarfileri kitapçığı vermiş iki tane, bir de klasörleri var ki çok çok güzel, 4 ayda tamamlanacak bir set!

Maison Française Dergisi'ni de kaçırmayın derim, o da çok güzel, bir de geçen sene bir aksilik nedeniyle veremediklerini düşündüğüm çok şık ajandalarını da armaağn etmişler, ajandanın içinde bilmemiz gerekenler, yemek tarifleri, yer önerileri, kültür, sanat, doğa her şey var!

Sıra şiir paylaşımımıza geldi, bugün şair Metin Köse'den Ay Tutuldu adlı şiiri okuyacağız! Yeniden görüşenceye dek sevgiyle,sağlıkla, keyifle kalın, hoşçakalın!

Ay tutuldu

Bu gece ay tutuldu,
Kime tutuldu bilmiyorum,
Ben tutulmuştum ya,
İşte öyle tutuldu,
Ben gördüm,
Şahitim ay tutuldu,
Ben tutuldum,
Kimse görmedi,
Ay kime tutuldu bilmiyorum,
Ben sana tutuldum,
Sonra ay kurtuldu,
Ben kurtulamadım.

Metin Köse















1 Aralık 2006

ANNİŞİMİN SAĞLIKLI MUTFAĞI-PAYLAŞILAN KEYİFLER


Yemek kitapları ve dergileri mutfakta olmalı, öyle değil mi?
Mutfağımızdan severek kullandığımız iki köşe

Merhaba Sevgili Arkadaşlar, uzun bir süredir görüşemiyoruz değil mi, son görüşmemizin ardından 10 gün geçmiş, inanamadım.
Çok yoğundum, bilgisayarımım ayarları bozuldu, dijital fotoğraf makinem lie henüz anlaşamadık, resim çekebiliyorum, bilgisayarımda görebiliyorum ama kaydettiğim zaman açamıyorum, bir dosya gerekiyormuş, o da bende yok şimdilik (nihayet sorunu bir şekilde çözebildim). Offf her an bir terslik çıkıyor inanın, yazıcım da arızalı, şimdi bilgisayarcıda. Şimdi neden uzun bir süredir yazamadığımı anladınız değil mi dostlarım! Bu arada isimsiz bir okuyucun Gözyaşı Çetesi ve Hırsız Polis dizileri ile ilgili yazı yazılması gerektiğini belirttti, yazmak farz oldu, geçen hafta Hırsız Polis dizisi yayınlandı mı? Dizi yayından kaldırıldı mı bilmiyorum. Eğer öyleyse yazık! Gözyaşı Çetesi de çok çok güzeldi, müdavimi olmuştuk, düzeyli bir diziydi, izlenmiyor diye yayından kaldırdılar, çok yazık ettiler, hiç izleyiciyi düşünmüyorlar umarım yeniden yayınlanır her iki dizi de! Bir diziyi yayınlamaya başlamadan önce iyice bir düşünmeleri lazım tutar mı tutmaz mı diye, ya sonuna kadar götürün işi ya da hiç yayınlamayın bile değil mi ama? Bir de şöyle bir şey oluyor, diziler tutunca iki yıldır yayınlananlar üçüncü yılda da yayınlanıyorlar, ilk yıl tutan diziler de ikinci yıl yeniden yayınlanıyorlar ama gereksiz uzatmalar yapılarak, ne gerek var, tadında bırakın ama değil mi? Ne gerek var Gümüş'ün 3. yılına, Kırık Kanatlar'ın 2. yılına ki ben de ikinci yıl yayınlanmasını çok arzu etmiştim, Yüzbaşı Cemal geçen sezon vurulduğunda ölseydi, Nazlı'nın ölüm biçimi de saçmaydı, hadi diyelim şoka girdi! Yine de saçma oldu! Bitişi en anlamlı olan, bir sezon yayınlanan Çemberimde Gül Oya dizisiydi! Gülbeyaz da sevimli, sıcak bir diziydi, şimdi İki Aile dizisi yayınlanıyor, İclal Aydın ile Emre Kınay ne kadar güzel oynuyorlar, değil mi ama? Eda'nın arkadaşı Oya da çok iyi bir arkadaş, Allah herkese öyle düşünceli bir arkadaş versin! Dizi filmler hakkındaki düşüncelerim işmidilik bu kadar, sizler de düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum! Size, son yazımda Brownie tarifi vereceğime dair söz vermiştim ama resmini beğenmediğim için yer vermedim,bu yüzden başka bir zaman tarifini resmiyle birlikte sizlerle paylaşacağım!
Annişimin nefis Hamsi Buğulaması’nı fotoğraf makinemde çektim, sorun yaşadım ama bugün yüklemeyi başarabildim! Ayrıca nefis lezzette Hamsi Salatası ve Lahana Dolması tariflerini de bulacaksınız!
Annişimin sağlıklı mutfağına hoş geldiniz!

Hamsi Buğulama

Malzemeler:

1 kg kılçıkları ayıklanmış, yıkanmış, kevgirde süzülmüş hamsi,

4 büyük boy kuru soğan,

1 limon,

1 limonun suyu,

1 demet maydanoz,

2 domates,

4-5 diş sarımsak,

1 çay bardağı sıvı yağ,

1 çay bardağı su,

Tuz, karabiber.

Yapılışı:

1-Soğanlar halka biçiminde ince ince doğranır.

2- Tepsiye bir sıra soğan, bir sıra balık dizilir. Balıklar bitene dek aynı işlem sürdürülür. Araya limon dilimleri ve domates konur.

3- En üste ince doğranmış sarımsak, ince kıyılmış maydanoz, tuz, karabiber, kalan limon ve domatesler konur. Son olarak sıvıyağ ve su da konur.

4- Kısık ateşte 20 dk. pişirilir. 20 dk. sonra limon suyu eklenir. 15-20 dk. daha pişirilir.
Afiyetle Yenir!
Annişin Hamsi Salatası nasıl görünüyor ama?

Hamsi Salatası

Malzemeler:

1 kg kılçıkları ayıklanmış, yıkanmış, kevgirde süzülmüş hamsi,

Tuz,

1 çay bardağı sirke,

2 limonun suyu,

1 çay bardağı zeytinyağı.

Yapılışı:

1-Hamsiler, bir borcama iç kısımları üste gelecek biçimde düzgün olarak dizilir, bolca tuzlanır. İkinci sıra balık dizilir, tuzlanır. Balıklar bitene dek işlem sürdürülür.

2- Üstüne 1 çay bardağı sirke konur, 3-4 saat bekletilir.

3- Bekletme süresinin ardından balıklar az açılmış musluğun altında tek tek yıkanır. Sonra yeniden borcama dizilir.

4- 2 Limonun suyu, 1 çay bardağı zeytinyağı dökülür.

5- 1 saat bekletildikten sonra yenilebilir kıvama gelir. Üzerine arzuya göre karabiber, dereotu, maydanoz ya da ince halkalar biçiminde kesilmiş kırmızı biber konularak servis edilebilir.
Afiyetle Yenir!


Cimişimin Hamsi Salatası Keyfi

Annişimin Nefiss Lahana Dolması

Malzemeler:

1 Orta büyüklükte sarmalık lahana,

1 su bardağı pirinç,

300 gr hindi kıyması,

1 çay bardağı sıvı yağ,

1 su bardağı su,

1 çorba kaşığı domates salçası, 1 çorba kaşığı biber salçası,

2 orta boy ince kıyılmış kuru soğan,

1 tatlı kaşığı tuz, 1 çay kaşığı karabiber.

Yapılışı:

1- Lahanalar sarmaya hazır hale getirilir.

2- Soğan, domates ve biber salçası , tuz, karabiber, sıvıyağ, hindi kıyması, pirinç bir kapta karıştırılır.

3- Dolma sarılır. Yayvan bir tencereye dizilir, 1 su bardağı su konur, üzerine tabak yerleştirilir, 15-20 dk. orta ateşte pişirilir.

4- 15-20 dk. sonra 4-5 diş dövülmüş sarımsak, sumak, 1 çay kaşığı limon tuzu eklenir, kısık ateşte 45 dk. daha pişirilir, altı kapatılır, 15-20 dk. dinlenmeye bırakılır.
Afiyetle Yenir!

Arkadaşlar, Söke Un, yeni bir ürün çıkarmış, Yulaf Unlu Ekmek Harcı, Çarşamba günü annişleCarrefour'a gittik,
orada gördük, ilgimizi çekti ,aldık, ertesi günü yaptım, hamur yoğurmak istedim, o zaman insanda stres diye bir şey kalmıyor. çok güzel oldu da yulaf unu biraz daha fazla su istiyor, 2 bardağa yakın su kullanılıyor, ben önce 1,5 su bardağı su kullandım sonra su ilave ettim yine de çok güzel oldu. Ekmeklerim tam somun kıvamında oldu.
Burçiş te mutlu oldu!
Arkadaşlar, şimdi sıra çok beğenerek aldığım kitaplarımdan bazılarını paylaşmaya geldi!


“Çocuğumuz ve Biz- Çocuklar Hakkında En Çok Sorulan Sorular” adlı kitapta anne-babaların çocuk yetiştirirken en çok gereksinim duydukları bilgileri ele almış, çocuğuma sağlıklı uyku alışkanlığını nasıl kazandırabilirim, çocuğum için güvenli ortamı nasıl oluşturabilirim, çocuğumla birlikte daha iyi zaman geçirmek istiyorum, neler yapabiliriz, çocuğum nasıl sağlıklı arkadaşlık ilişkileri kurabilir, çocuğumuzu sosyal hayata nasıl hazırlamalıyız, sık sık seyahat eden anne-babayız, suçluluk duyuyoruz, çocuğuma harçlık vermeli miyim, bebekken severek yıkana çocuk şimdi suya girmek istemiyor, ne yapmalıyım, çocuğumla alışverişe gitmeyi kabus olmaktan nasıl çıkarabilirim, çevre, doğa ve çocuk. Çok çok güzel ve etkili bir rehber, şiddetle öneririm!

Bir Aile Olmak- Anne- Baba Olmanın Altın Kuralları


Ancak tutarlı, istikrarlı davranışlar sergileyerek çocuklarımıza sevgimizi ifade edebiliriz, iyi bir eğitim verebiliriz, bu yolla dengeli bireyler olmalarını sağlayabiliriz! Bunun yolları kitapta çok güzel bir biçimde anlatılmış.
İçinde yer alan konuların başlıcaları şunlar:
Bir şey karşılığında vaat etmeyin, çocuğunuza karşı dürüst olun, çocuğa karşı sözleriniz ve davranışlarınız tutarlı olsun, çocuğunuza otoriter tutum sergilemeyin, çocuğunuza reddedici tutum sergilemeyin, çocuğunuzu kendi işini yapabilecek düzeyde bilinçlendirin, çocuğunuza karşı aşırı hoşgörülü tutum sergilemeyin, çocuğunuza demokratik tutum sergileyin, sonunda evet diyeceğiniz hayırlar söylemeyin, çocuğunuza hayır demek yerine seçenekler sunun, haftalık iş bölümü yapın, çocuğunuz işe yaradığını hissetsin, çocuğunuz özel eşyasına ve odasına saygı gösterin,… daha bir çok konuda çok güzel bilgiler verilmiş, bu kitabı da şiddetle öneriyorum.


Karamela Sepeti ise çok güzel ve değişik çocuk şarkılarını içeriyor, kitap ve cd bir arada, kitapta yapılabilecek etkinliklere de yer verilmiş.
Bugün sizlerle Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun çok beğenerek okuduğum “Pulsuz Dilekçe” adlı çocukların anne-babalarına yönelik beklentilerini ifade eden çok çok güzel yazısını paylaşmak istedim, elinize bir keyif kahvesi ya da çayı almadıysanız hemen şimdi hazırlayın yazımızı birlikte okuyalım!
Yeniden buluşana dek sevgiyle, keyifle, sağlıkla kalın! Mutlu ve keyifli bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!

Sevgili Anneciğim, Babacığım;
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
:)Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum. Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.
:)Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutmayınca sizlere güvenim azalıyor.
:)Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum.
:) Öğütlerinizden çok, davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
:) Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. ” Ben senin yaşında iken………” diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım…
:)…Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin. Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
:) Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabamı övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
:) Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana süre tanıyın. :) Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın; yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların önünde güç durumlara düşürebilirim. :)Bana haksızlık ettiğinizi anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz; tersine, beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha iyi ve daha değerli görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın. Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
:) …Sizin çocuğunuz olarak doğmak elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak istemezdim.
Sevgiler, Çocuğunuz. . Prof. Dr.Atalay Yörükoğlu

Annişimle kahve keyfimiz (ilginçtir, hiç bir evde bu kadar çok fincan seti hediye edilmedi bize, anniş duruma şöyle bir açıklama getiriyor, "bu evimiz çok keyifli onun için bu evde bu kadar çok fincan hediye ediliyor!"

Cumbamızda kahve keyfi bir başka güzel hele de lapa lapa kar yağıyorsa! Kar manzaramız çok güzeldir, bazen İsviçre'de olduğumu zannediyorum, çam ağaçalrı çok güzel oluyor bembeyaz giysilere bürününce! Burada kar yağmaması mümkün değil, sizlerle kar manzaramızı da paylaşacağım yağdığı ve tuttuğu zaman!











21 Kasım 2006

Doğum Günümden ve Doğum Günü Haftamdan Detaylar, Yaptıklarımız,Okuduklarımız, İzlediklerimiz, Paylaştıklarımız!

"Sevgiyle beceri birlikte olduğu zaman bir şaheser bekleyebilirsiniz." John Ruskin
Bu özdeyişi okuduğum zaman annemin ve bizim mutfak anlayışımız, yemek yapmayı seven değerli komşularım, arkadaşlarım sizler aklıma geldiniz. Bu güzel özdeyişi mutfağını, tariflerini cömertçe paylaşan, sevgisini katarak yemek yapan herkese ithaf ediyorum!

Merhaba, 8 günlük bir aradan sonra nihayet buluşabildik! 15 Kasım, benim doğum günümdü, yeni bir yaş daha kazandım, dolu dolu 35 yaşındayım artık! Yeni bir yıl yeni umutlar, doğum günümü kutlayan arkadaşlarıma çok çok teşekkür ederim!
Doğum günü pastamı Güldalım Cansu ile İlayda (Çılgın Bediş kıvamındaki yeğenlerim) getirdiler. Biz de afiyetle kesip yedik!Cansucum, o akşam kapıyı çaldı, açtım bir de ne göreyim,üşenmemiş, pastayı kutusundan çıkarmış, mumları yakmış, gece 21.30 gibi zili çaldı, kapıyı açtığımda bir de ne göreyim, otomatik ışığın da sönmesinibeklemiş. "İyi ki doğdun Burçak" şarkısıyla içeri girdiler, çok güzel bir sürprizdi, çok çok güzel bir jestti!Bunu akıl eden Cansudur çünkü kızımın çok ince zevkleri vardır, bu konularda çok hassas ve zariftir!
Aslında ben bir önceki Pazar günü kutlamaya karar vermiştim, Aytülüm de gelecekti ama çok keyifisiz olduğu için o gelemedi, bizim Tiramisu, Bitez Salatası afiyetle yendi, bitti. Dolayısıyla Çarşamba günü yeniden pastaya gerek duymadık, annişim de http://www.portakalagaci.com/oburcuk/tatllar/index.html 'dan Hatice'nin tarifi Karamelli Pudingi yaptı! Bu üçüncü yapışı oldu. Anniş, işin pratiğini buldu, şekeri bir kaç tatlı kaşığı limon ilavesi ile karamelize etti, aksi takdirde şeker toplanıyor çünkü!Sonra karamelin üzerine başka bir kapta karıştırdığı bütün malzemeyi bir anda döktü ve pişirdi, çikolata koymadı ama aynı Krem Karamel tadında oluyor, hem de yumurtası az olduğu için daha da sağlıklı oluyor, bana da afiyetle yemek kalıyor! Bu tarifi Hatice, okuyucuları ile paylaştığı ve Sibelim de (http://sibelinkahvesi.blogspot.com/) bize önerdiği için ikisine de buradan teşekkür ederim!

Linzer Turtayı ise ilk olarak 8 ay önce Aytülümün evinde Tv izlerken Home Tv'de yabancı bir gurmenin programında gördük, adam çok güzel yaptı, ortalığı da hiç dağıtmadı, ama o üste gelen kafesi önceden pişirip sonra üzerine reçel sürülen taban hamuru ile birlikte fırına sürüyordu, canımız çekti ,ben de yapmayı kafama koydum. http://caysaati.blogspot.com/2006/02/linzer-torte.html (Hülya'dan) ve http://www.teatime-blog.com/turkce/?p=31 (Mine'den) aldım, ikisinin tarifini de uyarlayarak yaptım, bir yumurta kullandım, bir yumurtanın beyazını da turtanın üzerine sürdüm.220 gr. un, 125 gr margarin zeytinyağlı Becel) kullandım! (Bu arada link eklemeyi bilemiyorum, umarım istemeden büyük bir yanlış yapmamışımdır, umarım sizlere bilmeden ayıp etmemişimdir, şimdiden özür dilerim, bilemiyor oluşuma verin, olur mu) Ben daha hiç Linzer Turta'yı ağzıma almadığım için tarifi tutturup tutturamadığımı bilemiyordum tabii ki, annişim de 36 yıl önce İsviçre'den döndüğü için tadını hatırlamıyor artık. Aytülüm, geçtiğimiz Pazar geldiğinde ikram ettim, tadına bakmasını sabırsızlıkla bekledim, daha önce yiyip yemediğini sordum, yemiş ve aynı yediği gibi olmuş benim yaptığım Linzer Turta'da, uçtum tabii! Aytülüm, yıllardır iş nedeniyle yurt dışına çıktığı için bilir, çok sıkı bir eleştirmendir, annişim gibi, Güldalım daha insaflıdır! Aferin almak zordur bizimkilerden ama aferin alıyorsanız emin olun ki bu işi başarmışsınızdır, mutlulukten uçmak, başarınızla gururlanmak kalır size! Bu arada unutmadan Mine'ye ve Hülya'ya da Linzer Turta tariflerini bizlerle paylaştıkları için çok çok teşekkür ederim!
Lor Peynirli Tartım da aynı pide gibi görünüyor değil mi, tart mı pide mi belli değil, ekmek hamuru ile yapılıyor, hamuru da ben mayaladım, yıllardır bu tarifi uygulamıyorum, ilk zamanlar hazır ekmek hamuru ile yapıyordum dolayısıyla bu kadar kabarmıyor, tart görünümünde oluyordu, ben sonuçtan memnun kaldım, sizlerle paylaşmak istedim, Aytülüm bu tarifimi de çok beğendi! Ben bu tarifi yıllar önce Elele Dergisi'nin "Doğum Günü'nden İş Yemeğine, Sevgililer Günü'nden Brunch'a... Hangi Güne Hangi Menü Hazırlanmalı?" adlı kitapçığından bulmuştum. Gelelim yapılışına;
Lor Peynirli Tart

Malzemeler:
1 ekmek hamuru,
30 gr margarin,
200 gr lor peyniri,
yarım demet maydanoz,
1 yumurta,
1 kahve fincanı süt.
Yapılışı:
1- Ekmek hamurunu margarinle yoğurun. Üzerine nemli bez örtüp kabarması için 10 dk. bekletin.
2- Hamuru unlanmış zemine alıp merdane ile kullanacağınız kalıbın büyüklüğünde yuvarlak açın, yağlanmış tart kalıbına yayın (Ben hamuru aynı pide yapımında olduğu gibi bolca unlanmış fırın tepsisine yayarak yerleştirdim,şekillendirmesi de kolay oldu, tepsiden de kolay çıkmış oldu).
3- Maydanozları temizleyip kıyın.
4- Maydanozu, lor peyinirini, yumurta ve sütü bir kapta karıştırın. Hamurun üzerine yayın.
5- Önceden ısıtılmış 180 C'ye ayarlı fırında 20 dk. pişirin siz yine de kendi fırınınızın ayarına göre pişirin, arada sırada tartınızı kontrol edin).Üçgen şeklinde dilimleyip servis edin (ben yaptıklarımı servis edilmiş haliyle sergilemeye fırsat bulamadan bitriverdik).
Afiyetle Yiyin!
Bu hafta ne yaptım, annişimle Salı günü Avcılar'a gittik, bir Avcılar kaçamağı yaptık, çok iyi oldu! Öğrencilerime kendi ellerimle kavram oyuncakalrı hazırlamak istediğim için yapışkanlı asatat (dicifix) aldım, takı tasarımı için temel malzemelerden aldım, iki tane çok güzel renkte tüy aldım, tasarımlarımı yapınca sizlerle paylaşırım. Sevgili arkadaşım Sibelin (http://sibelinkahvesi.blogspot.com/)yazı yazdığı Git Dergisi'nin yeni sayısını aldım, arkadaşım döktürmüş yine, çok çok güzel yazmış her zamanki gibi! Zeytin üzerine detaylı bir yazı yazmış, insanın Ege'ye gidip alıp yiyesi geliyor!

Şimdi gelelim anasınıfındaki çocuklarımın beğendikleri kitaplara ve filmlere.
Öğrencilerime, kendileri için okula bir sürü öykü kitabı alındığını söyleyip gösterdiğimde çok mutlu oldular, havalara uçtular. Okuduğum öyküleri de ilgiyle, beğenerek dinliyorlar. Morpa Yayınları çok güzel bir öykü seti çıkarmış, adı "Öykü Yağmuru", her konuya göre en azından bir öykü bulmak mümkün, içinde 50 tane öykü, 6 tane cd, konulara göre etkinlik dosyası, pastel boya ve kalem kutusu var (anasınıfları ve anaokulları için ideal bir set, 250 YTL ama inanın değer)
Biz, şimdiye kadar şu öyküleri okuduk;
Bu kitapta, bir sokakta bulunan sokak lambası, çöp kutusu, bank, apartman gibi cansız varlıklar çocukların ve yetişkinlerin yaptıkları yanlış davranışları birbirlerine anlatıyorlar, neler yapılması gerektiğini belirtiyorlar. Nelere dikkat edilmesi gerektiği anlatılıyor.
Yine çok güzel olan kitaplardan biri, Atatürk sevgisi, Atatürk'ün çocuk sevgisi, okumaya verdiği önemi vurguluyor.

Elimizdekileri sevdklerimizle paylaşamanın önemi ve yolları çok güzel bir biçimde vurgulanmış.
Boşanmaya karar vermiş bir anne-babanın uygun bir dille bunu çocuklarına aktarmaları, çocuğun önce üzülmesi ama sonra evler ayrıldığı halde yetişkinlerin arkadaşaça görüşmeieri, çocuklarına zaman ayırmaları anlatımış. Anne-babaının boşanması, ayrı evlerde oturmayı tercih etmesi ama bunun çocuğun hayatını değiştirmemesi gerektiği vurgulanmış. Yapılacak tartışmalarla birbilerini incitmekten, çocuğu yıpratmaktansa ayrılmanın daha iyi bir çözüm olacağı belirtilmiş. Bu kitapta da sevimli sincaplar yardımıyla sonbahar mevsiminde kış için ne gibi hazırlıklar yapıldığını öğreniyoruz. Öğrencilerim en çok bu öykü kitabını beğendiler, ilgiyle ve eğlenerek dinlediler. Kurbağa Hanımın Lokantası yardımıyla çocuklar, sağlıklı yiyecekler hazırlanmasının önemini, yiyeceklerin hazırlanma koşullarını, servis edilirken nelere dikkat edilmesi gerektiğini (temizlik) kavradılar. Yıldönümünü (öyküde ayrıca Kurbağa Hanım'ın lokantasının açılış yıldönümü kutlandı) öğrendiler. Sonra da Kurbağa Hanım'ın Lokantasi ile ilgili serbest resim çalışması yapıldı, bütün öğrencilerin etkilendikleri bölümler farklıydı, kimi yıldönümü kutlamasından etkilenmiş, kimi havai fişek gösterisini çizmiş, kimi de yemek masalarına yer vermiş.

Boyut Yayınları'nın çocuklar için hazırladığı Kukla Animasyonlar ile Dünya Çocuk Klasikleri adlı vcd seti 13 tane eserden oluşuyor, çok çok güzel bir set. Öğrencilerime ilk olarak Kırmızı Başlıklı Kız vcd'sini açtım, seyrettiler, çok beğendiler, minderlere uzanıp büyük bir keyifle izlediler. Ertesi gün de Kırmızı Başlıklı Kız Öyküsü'nün resmini boyadılar, kitap haline getirdiler, çok güzel bir çalışma çıktı ortaya.


Çocuklar, bu vcd'yi izlediler, güzel bir film aslında ama çocukların ilgisi çok çekemedi ,bir tek yeni gelen öğrencim Oben, sonuna kadar ilgiyle izledi.



Arkadaşlar, bir daha ki buluşmamızda annişimin nefis hamsi buğulamasını, enfes etli, lahana sarmasını sizlerle paylaşacağım. Bir de Cimoşumun bayılarak yediği tuzlamasını. Bugün, Aytülüm, işerinin yoğunluğundan fırsat bulup hazır Beylikdüzü'ne gelmişken bize kaçtı. Meralcim'i de aldı gelirken, çok keyifli bir kaç ssat geçirdik, dertleştik, konuştuk, dedikodu yaptık, güldük. Onlar gelir de ben gönüllü olarak mutfağa girmez miyim, hemen çok pratik olan bir tarifimi uyguladım, yeni aldığım muffin kalıbımda browni yaptım,sos yapacaktım, oy birliğiyle hafif olsun diye sos yapmamama karar verildi, beğenilerek yenildi. Onlar yemek yerken ben hazırladım, yarım ssat olmadan pişti. İnsanın elinin altında pratik tarifler olması ne kadar güzel bir duygu değil mi, insan kendini güvende hissediyor. İşte bir daha ki yazımda o çok beğenilerek yenilen Browni tarifimi de sizlerle paylaşacağım. Şimdii, her zamanki gibi sizlerle çok beğendiğim şiiri paylaşma zamanı geldi, elinize keyif yapmak için kahvenizi ya da çayınızı aldıysanız hadi o zaman şirimizi okuyalım. Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle, keyifle, sağlıkla, mutlulukla kalalım! Şirimiz Melih Cevdet Anday'dan, Sevincin Yarısı
Kuşlar yağmur yağdırır da, Yağmur güneşe vururdu ya, Ben sana gelirdim.
Sevincin yarısı ağzımda, Zambağa birikir sabahlar, Ovalar atlara binerdi.
Kulesine koşuşunca deniz, Cebimde geceden yıldızlar, Arılarla ballarla kanımda.
Yüreğim avuç olurdu da, Sonra çeşme de olurdu ya, Mutsuz dönüşler ayında,
Ben sana gelirdim.
Melih Cevdet Anday

14 Kasım 2006

Sibelim, Ailem ve Minnoşumla Hafta Sonu Keyfi ve Lezzetleri

Selam arkadaşlar, keyifli bir hafta sonu geçirmiş olmanızı diliyorum! Ben kendi adıma biraz burukluk yaşamış olsam da kimi zaman genelde keyifli bir hafta sonu geçirdim!
Cumartesi biricik arkadaşım Sibelim bize geldi, çok keyifli saatler geçirdik, konuştuk, dertleştik!
Bu nefis sofra resimlerini Sibelim çekti yine! Benim fotoğraf makinem var ama şu anda kullanamıyorum arkadaşlar, Sibelim'e sordum, pili bitmiş, bir kaç gün sonra şarj makineli pil alacağım, maaşımı almayı bekliyorum!
Diğer fotoğrafları da cep telefonumla ben çektim! Ama Sibelimin yakaladığı detaylar çok çok güzel değil mi, katkısı büyük! Sağolsun benim canım arkadaşım!
Cuma günü msn’de yazışırken Sibelime takıldım, bana ne yapacağını sordum, Sibelim de ne istediğimi sordu zaten bir şey yapıp getirecekmiş. Arkadaşım bana resmini arkada gördüğünüz kepekli-pekmezli-sağlıklı kendi elleriyle yaptığı nefis kurabiyelerden getirdi, çok beğendik annişimle!
Tarifini bugün verdi, Sibelim, hemen yazıyorum!

Pekmezli Kepekli Kurabiye

Malzemeler:
150 g tereyağı (eritilmiş),

1 Türk kahvesi fincanı dolusu pekmez (sanırım bütün pekmez çeşitleri kullanılabilir),

1 Türk kahvesi fincanı esmer şeker (beyaz da kullanabilirsin),

1 yumurta

1 Türk kahvesi fincanı dövülmüş ceviz,

1 paket kabartma tozu,

a çay kaşığı dolusu tarçın,

7-8 kahve fincanı un (ben 5 fincan kepekli, kalanında beyaz un kullandım).

Yapılışı:

1-Tüm malzemeyi karıştırıp avucunda yuvarlak yapıyorsun.

2- Hafifçe bastırıp yağlanmış fırın tepsisine (yağlı kağıdın üstüne de olabilir) oradan da 180 C ısıtlımış fırına yerleştiriyorsun.

3- 10 dk kadar pişiyor turbo fırında . Elektrikli olursa sanırım 20 dk gerekir. Fırından çıkardığımız ilik dakikalarda çok yumuşak oluyor, hemen dokunmamakta fayda var. Soğuuyunca sertleşiyor tabii:)
Afiyet Olsun!
Bu yazıyı yazarken de nefis kurabiyelerden yedim!
Sibelim de annemin yaptığı Sarımsaklı Köfte’ye bayıldı, onun tarifini vereceğim!
Tiramisu tarifini de Sibelimin sitesinde bulabilirsiniz!

Tiramisu'nun kalan son dilimi!
Benim üzüldüğüm şu oldu, arkadaşıma çok severek yaptığım Bitez Salatası’ndan yediremedim, ertesi günü ablamlar yemeğe gelecekleri için onu yapmayı Pazar gününe bıraktım. Ama söz verdim, her ne kadar kendisi tarfi alıp yaparsa da ben arkadaşımla görüştüğümde ona kendi ellerimle Bitez Salatası yapacağım çünkü onunu yiyebileceği Vejetaryen bir lezzet!
Şimdi önce Sarımsaklı Köfte’nin tarifini paylaşalım, bu tarif te aslında Meralcim’den, Selanik Gevreği tarifini aldığım manevi ablamdan!

Sarımsaklı Köfte

Malzemeler:

500 gr çiğ köftelik esmer köy bulguru,

2 küçük çay bardağı irmik,

½ çay bardağı un,

1 çay bardağı sıvıyağ,

1 demet maydanoz,

1 çorba kaşığı salça,

4-5 diş sarımsak,

1 tatlı kaşığı tuz,

1 tatlı kaşığı pulbiber,

1 çay kaşığı karabiber,
Yapılışı:

1- Bulgur sıcak suyla yıkanır (esmer köy bulguru olduğu için sıcak suda bekletmeye gerek yok, yalnızca ılık su ile yıkanır).

2- Bulgura tuz, karabiber, irmik ve un eklenir.

3- Eller sık sık ıslatılarak minik minik köfteler yapılır (ekşili köfte boyutlarında).

4- Köfteler kaynayan suyun içine atılır. Köfteler yüzeye çıktığı an haşlanmış demektir, delikli kepçe ile servis tabağına alınır.

5- Diğer taraftan başka bir kapta, rendelenen sarımsak sıvıyağ ile hafifçe karıştırılır, üzerine salça ilave edilir. 1 Tutam tuz, ve 1 tatlı kaşığı pulbiber
konulur, karıştırılır.

6- Hazırlanan sos köftelerin üzerine dökülür, karıştırılarak yedirilir.

7- Son olarak ince ince kıyılmış maydanozlar köftelerin üzerine serpiştirilir.
Servis edilir.
Afiyetle Yenir!

Bitez Salatası (Tarif yıllar önce aldığım Ziyafet Dergisi'nden)

Malzemeler:

200 gr buğday,

Yarım demet tere ( tere yerine roka kullandım),

Yarım demet dereotu (ben dereotu ve kuru nane yerine taze nane kullandım, dereotunu bu salatada bağdaştıramadım doğrusu, ikidir bu şekilde yapıyorum),

4-5 tane ceviz,

8-10 tane siyah üzüm,

1 kahve fincanı tulum peyniri,

1 elma (yeşil ve ekşi olanı tercih etmenizi öneririm),

½ çay bardağı zeytinyağı,

Tuz, nane, karabiber, kırmızı biber, sumak (sumak yerine bir miktar nar ekşisi de kullanılabilir)

Yapılışı:

1- Buğdayı akşamdan ıslatılır ve haşlanır.

2- Elmayı soyulur ve rendelenir.

3- Tere ya da roka iri iri, dereotu ya da taze nane ince ince kıyılır.

4- Cevizler orta büyüklükte parçalanır ya da kırılır.

5- Tulum peyniri çatalla ezilir.

6- Malzemelerin hepsi buğday ile karıştırılır.

7- Hazırlanan karışıma zeytinyağını eklenir.

8- Tuz, karabiber, kırmızı biber ve sumak serpip servis yapılır.

Afiyetle Yenir!
Salatama yakından bir bakış!
Arkadaşlar, daha önce Arzu ve Ülfet Aygen’in Beyaz Unsuz ve Şekersiz Hamur İşleri Tarifi Kitabı’ndan tarifini aldığım Esmer Ramazan Pidesi’nin tarifini sizlerle paylaşmıştım ama hatırlamanız için yeniden yer veriyorum, Sibelim de annem de Güldalım da çok beğendiler! Ben de beğendim çünkü fırından aldığımız Ramazan Pidesi tadında oldu. Ben tamamen beyaz un kullanarak yaptım. Geçen sefer ben 1 paket maya kullanmıştım, bu kez ½ paket kullandım,
Bütün olarak resini çekmeye fırsat bulamadım!

Esmer Ramazan Pidesi4 su bardağı tam buğday unu,2 su bardağı ılık süt,1 yemek kaşığı zeytinyağı,1 yemek kaşığı bal,bir çay kaşığı deniz tuzu,Yarım paket (21 gr) yaş ya da yarım yemek kaşığı kuru maya,1 tatlı kaşığı yoğurt,1’er yemek kaşığı susam ve çörekotu,Yapılışı:1-Unu geniş bir kabın içine koyup ortasını havuz biçiminde açın. Diğer malzemeleri havuz biçiminde açın. Diğer malzemeleri havuza koyup yavaş yavaş parmak uçlarınızla (ya da mikserin karıştırma ucuyla) karıştırmaya başlayın. Tüm malzeme karıştıktan sonra 6-7 dk. kadar kuvvetlice yoğurun.Ilık bir yerde iki katı kabarana kadar 1 saat dinlendirin.2- 35 cm çapında geniş bir tepsiye bolca buğday kepeği veya mısır unu (ben buğday unu kullanıyorum) serpiştirin. Fırınınızı 230 (turbo 210) derecede ısıtın.3- Hamuru, tepsiye yerleştirip ıslak ellerinizle tepsi büyüklüğü boyunca yayın. Yoğurdu 1 yemek kaşığı su ile sulandırıp üzerine sürün. Susam ve çörekotunu serpiştirin. Ilık bir yerde 15 dk. dinlendirdikten sonra sıcak fırının orta rafında 20-30 dk. fırınlayın. Üzeri hafifçe renk almış olacak.
Afiyet Olsun!
Resmini gördüğünüz İrmikli Ekmek tarifi Binnur'un Ekmek Kokusu'ndan alındı, nefis bir tarif, ekmek güzel kabardı, yalnızca biraz kuru ve sert oldu, suyu biraz az geldi bana! Doğa'nın Mate ve Nar Sherbet'i nefis bir lezzete sahip, alışkanlık yapıyor mu bilmiyorum ama, hep içmek istedim, içecek olma düşüncesi bile keyfimi yerine getirdi! Minnoşum iyi keyif yapıyor, değil mi?
Artist kız, eee bebekliğinde resmi çok çekilince böyle poz verir tabii ki de!
Arkadaşlar, ben Piraye kitabını çok çok beğenerek okuyorum, sizlerin de beğeninizi benimle paylaşmanız çok hoşuma gitti! Kitap önerilerinizi de beklerim!
Şimdiye dek elinize yorgunluk ya da keyif kahvenizi, çayınızı almadıysanız hazırlayın ve şiir keyfimizi yapalım, ne dersiniz! Bugün sizinle Ahmet Muhip Dranas’ın nefis iki şiirini paylaşalım, Balad ve Serenat!

BALAD…

Yağmurlar dindiği zaman
Geleceksin
Ki karanlık ölümdür.
Işığım söndüğü zaman
Güleceksin
Ki karanlık ölümdür.

Karanlığımda dişlerin
Parıldar ki
Yine görüneceksin
Kuraklığımda düşlerin
Işıldar ki
Yine arınacaksın.

Bekleyeceğim elbette
Gelişini
Yaşamak başka nedir;
İsterse ta kıyamete
İlle seni
Ki bu aşk başka nedir.

Bütün ömrümüz onunla
Böyle geçti;

Toprakla gök arası,
Varla yok arası öyle;
Derken uçtu.
Dranas yalvarası:
Tanrım merhamet et kula.
SERENAD…
Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana.
Tozlu yollardan geçtiğim uzak
iklimden şarkılar getirdim sana.

Şeffaf damlalarla titreyen ağır
Goncanın altında bükülmüş her sak;
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin yasemin, karanfil, zambak...

Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açar nergisler,
Düşen bin öpüştür yanaklarından
Mor akasyalarla ürperen seher.

Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıklarla dolacak kalbimin içi..
Geçiyorum mevsim gibi kapından,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

Ahmet Muhip Dranas








9 Kasım 2006

Ekmek Makinem, Ekmek Çeşitlemelerim, Piraye ve Nazım Hikmet


(Arçelik Ekmek Makinem)

Merhaba Arkadaşlar, bugün ekmek makinemi ve ekmek denemelerimi paylaşacağız! Önce Söke Un ile başladım ekmek yapımına zaman zaman kendim yoğurdum, fırın da pişirdim, son zamanlarda arada sırada Sinangil Çavdar ve Çok Tahıllı Ekmeği’ni denedik, çok beğendik! Söke Un kadar güzel o da! En çok Çavdar Ekmeği’ni ve 7 Tahıllı Ekmeği’ni aldık. Onların resimleri yok ama! Ben en son Söke Köy Unu’nu merak ettiğim için aldım, çok beğendik.
Ekmeğimizin kabuğunu sert sevdiğimiz için her zamanki gibi çok pişirmede pişiriyorum yalnız son zamanlarda ekmeklerimin yan kısımları hafif yanmış gibi oluyor, lezzeti yerinde, bundan sonra orta pişirme ayarında yapacağım!
Her evin bir ekmek makinesi olması dileğiyle diyorum.


(Sinangil Çavdar Ekmeği)

(Sinangil Çok Tahıllı Ekmek) (Söke Un Köy Ekmeği)

Cumartesi günü 6’lı muffin kalıbı aldım, geçen gün ise Boyut Yayınları’nın Dünya Mutfaklarından Tatlılar kitabını dayanamayıp aldım, fırsat buldukça Dünya Mutfaklarından serisinin diğer kitaplarından da alacağım! Çok güzel tarifler ve fotoğraflar var. Tarifleri uyguladıkça paylaşacağım sizlerle! Bu hafta sonu daha önceden yapmayı planladığım tariflerimi uygulayacağım. Sizlerle paylaşacağım!

(Dünya Mutfaklarından Tatlılar)

Kahvelerinizi ya da çayınızı elinize aldıysanız çok beğendiğim bir kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum, Nazım şiirleri de en güzel yanı.
Kitabı Aytülüm almış, hafta sonu görüştük, bana hediye olarak aldığı dijital fotoğraf makinemi ve mp4’ümü verdi, çok mutlu olduğumu tahmin edersiniz, bir de bu kitabı bir solukta okumuş, çok beğenmiş, şiddetle önerdi, biz de kayıtsız kalamadık, ben o gün dönüş yolunda hemen başladım kitaba!

Kitabımızın Adı: Piraye

Konusu: Babasının hayranlık duyduğu Nazım Hikmet’in karısının adını kendisine verdiğini öğrenen genç kız şaşkınlık geçirir!
Şiirlerden, edebiyattan ve tiyatrodan çok etkilenen bir kadının biyografisi bu kitap ve çok etkileyici bir dille yazılmış, bu kez detaylı bir özet vermiyorum, kitapçınıza koşup almanızı, bir solukta okumanızı ve düşüncenizi benimle paylaşmanızı bekliyorum sabırsızlıkla! Çok mutlu olurum kitap keyfinizi benimle paylaşırsanız!


İşte, kitaptan insanı çarpan Nazım Hikmet şiirlerinden:

Karıcığım,
Hasretliğin on ikinci yılı bu,
On ikinci yılı.

Gönül ağzına kadar dolu,
Sen diyorum İstanbul geliyor aklıma,
İstanbul diyorum sen.

Sen şehrim kadar güzelsin,
Şehrim senin kadar acılı.


Bahardı sevgilim bahardı
ve bahtiyar olmak için
toprakta, havada, suda her şey vardı sevgilim,
her şey hazırdı, her şey vardı.


Kimbilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi
Uzaktan seyretmeseydik ruhunu birbirimizin
Kimbilir felek ayırmasaydı bizi birbirimizden
Belki bu kadar yakın olamazdık birbirimize

Ve etkileyici bir ayrıntı, Piraye on iki yıl boyunca beklemiş nazım Hikmet’i!

Bu günlük bu kadar, şimdilik hoşçakalın, en kısa zamanda görüşmek dileğiyle!