Selam arkadaşlar, bugün söz verdiğim gibi annişimden lezzetlere yer veriyorum. Tabii ki şiirsiz olmaz hele ki Atilla İlhan’sız hiç olmaz, çok beğendiğim Rüzgar Gülü şiirini sizlerle paylaşacağım! Elinize keyif kahvenizi ya da çayınızı aldınız değil mi her zaman ki gibi?
Dün, Sibelimle görüştük, akşam da bugün Tüyap Kitap Fuarı’na gitmek üzere sözleştik. Bugün kaçta buluşacağımızı kararlaştırdık, ne güzel bir buluşma, kitap keyfi paylaşımı olacaktı ama ben rsoğuk algınlığına yakalandığım ve halsizliğimi yoğun bir biçimde hissetmeye başladığım içini Sibelimden beni affetmesini rica ederek Tüyap Programı’ndan çekilmek durumunda kaldım. Tüyap’ın tadını benim için de çıkarmasını, benim için de kitap ayracı almasını rica ettim! Oysa ki arkadaşımla buluşmayı, kitap zevkimizi paylaşmayı, çok sevdiğim, taptığım, her Pazar Küçük Şeyler Programı’nı iple çektiğim değerli hocam Prof. Dr. Üstün Dökmen’i görmeyi ,kitap imzalatmayı çok istiyordum, olamadı, çok üzüldüm! Ne yapalım başka baharlara! Bu arada Üstün Hoca Küçük Şeyler 2 kitabını çıkarmış, çağımızın Nasreddin Hocası kendisi, çok muhteşem bir insan! Halk adamı, esprili, anlaşılır bir dille bize çok şeyi anlatıyor, güldürürken düşündürüyor, kısa oyunlarla daha iyi kavramamızı, kendimizi, yaptığımız hataları sorgulamamızı sağlıyor! İyi ki Üstün Hoca var, değil mi ama?
İyi ki yemek, kültür, kitap keyfimizi paylaştığım Sibel gibi bir arkadaşım var!
Eveeet, annişimin lezzetlerine gelelim, birincisi resmine daha önce yer verdiğim aşure tarifi. Annemin ve Güldalımın aşuresinden başkasını pek yediğim görülmemiştir arkadaşlar, o kadar seçiciyim yani. Eh Güldalımdan annesinden tarifini aldığına göre ve biz de kardeş olduğumuza göre….
Şimdi gelelim annemin lezzetli aşuresinin tarifine;
Malzemeler:
2 su bardağı nohut,
2 su bardağı kuru fasulye,
3 su bardağı buğday,
1 su bardağı pirinç,
1 kg toz şeker,
3 çorba kaşığı gül suyu,
25 adet kuru kayısı,
10 adet kuru incir,
½ su bardağı kuru üzüm,
1 ayva,
1 portakalın kabuğu,
Üzerini Süslemek İçin:
2 nar,
1 su bardağı ceviz veya fındık,
1 su bardağı badem
Yapılışı:
1- Akşamleyin ayrı ayrı tencerelerde nohut, fasulye ve buğday ıslatılır.
Malzemeler:
2 su bardağı nohut,
2 su bardağı kuru fasulye,
3 su bardağı buğday,
1 su bardağı pirinç,
1 kg toz şeker,
3 çorba kaşığı gül suyu,
25 adet kuru kayısı,
10 adet kuru incir,
½ su bardağı kuru üzüm,
1 ayva,
1 portakalın kabuğu,
Üzerini Süslemek İçin:
2 nar,
1 su bardağı ceviz veya fındık,
1 su bardağı badem
Yapılışı:
1- Akşamleyin ayrı ayrı tencerelerde nohut, fasulye ve buğday ıslatılır.
2-Sabah, nohutun, fasulyenin ve buğdayın ıslatma suları dökülür, yeterince su konularak ayrı ayrı haşlanır.
3-Yaklaşık bir buçuk saat sonra nohut, fasulye ve buğday suları ile birlikte aşure tenceresine konur,
kaynamaya bırakılır. Üçü birden kaynamaya başlayınca suyuna bakılır, gerekirse bir bardak kadar sıcak su konulur. Pirinç ilave edilir.
4-Kuru üzüm konur. Sayılı olarak, kesmeden incir ve kayısı konur, arada sırada karıştırılır, kaynamaya bırakılır. Yaklaşık 20 dk. sonra tane ile konulan kayısı ve incirler delikli kepçe ile çıkartılır. Bir tabağa alınır.
5- Küçük küp biçiminde doğranmış portakal kabuğu ve kabuğu soyulmuş, küçük küp doğranmış ayva aşure tenceresine eklenir. 20-25 dk. daha kaynamaya bırakılır.
Dibinin tutmaması için arada karıştırma işlemini unutulmaması gerekir.
Not: Nohutlar iyice yumuşayınca aşurenin pişmiş olduğunu anlayabiliriz.
6- Suyu, gözle görülür biçimde helmelenmiş ise toz şeker ve gül suyu ilave edilir. İyice karıştırılır, 5 dk. sonra altı kapatılır ve aşure kaselere bölüştürülür.
7- Kaselere boşaltılan aşuremiz ılındıktan sonra üzeri ceviz, badem, nar, ince ince kıydığımız incir ve kayısı ile süslenir.
Not: Bütün olarak aşurenin içine konulan, çıkarılan kayısı ve incirler aşurenin renginin kararmasını önler.
Afiyet Olsun!
Şimdi sıra annemin denediği, tarifini yazmaya söz verdiğim ikinci nefis lezzetine, mercimekli kereviz dolmasına! Değişik, hoş, nefis bir tadı var, ilginç bir tarif, denemenizi şiddetle öneririm. Annem dergilerimden birinde görmüş, uyarlama yaptığını hatırlıyor, son aldığım dergilere baktım, bulamadım, özür dilerim!
Vejetaryen mutfağına uygun bir tarif!
Mercimekli Kereviz Dolması
Malzemeler:
2 adet orta boy kereviz
1 su bardağı yeşil mercimek,
1 demet dereotu,
2 büyük baş soğan,
1 limonun suyu,
1 çay bardağı sıvıyağ,
Arzuya göre yarım havuç ta konulabilir.
Yapılışı:
1- Kerevizler ayıklanır, ortadan ikiye bölünür, göbekleri hafifçe oyulur, limonlu suda haşlanır.
2- Diğer taraftan 1 su bardağı yeşil mercimek haşlanır. Daha sonra kuru soğan ile hafifçe kavrulur.
3-Hafif haşlanmış kerevizler yayvan bir tencereye yerleştirilir. Mercimekli harç dört tane haşlanmış kerevizin ortasına pay edilir. Kalan boşluklara da harç konur. 1 su bardağı su ilave edilir.
4-30 dk. kısık ateşte pişirilir.
5-Servis tabağına yerleştirilir.
6- Servis tabağına yerleştirilir. İnce kıyılmış dereotu ile süslenir. Arzu edilirse havuç ta konulabilir.
Afiyet Olsun!
Arkadaşlar, dün aldığım Kasım ayı Lezzet Dergisi’nde gördüğüm, çok çok beğendiğim Elmalı Flan tarifini bugün uyguladım, çok hafif bir tarif, yağ yok, resimde gevrek bir hamur var, benimki öyle olmadı ne yazık ki!
Benim hatam şu oldu, bütün malzemeleri aynı anda koydum oysa ki yumurta iyice çırpılıp kar haline getiriliyor sonra ilave ediliyor.
Tuhaf gelen şu 1,5 su bardağı süte 1 su bardağı un konuluyor, sizce de bu un miktarı bu süt miktarına göre çok çok az değil mi, ben 3 bardak un kullanmak durumunda kaldım, diğer malzemeler yarım su bardağı şeker, bir tutam tuz konuyor, 3-4 tane elma. Elmalar soyuluyor, ortaları temizleniyor, dilimleniyor, yağlanmış tepsiye diziliyor, üzerine hamur konuluyor, önceden ısıtılmış 170 C’ye ayarlı fırında pişiriliyor. Sonra üzerine pudra şekeri serpiliyor.
Bir daha bu tarifi uygularsam rondo kullanmayı tercih edeceğim çünkü bu tarif rondoluk bir tarif! Beş dakikada Beşiktaş!
Bu tarifi diğer tariflerimden farklı düzende yazdım değil mi çünkü tarif ilginçti, sizlerle bunu paylaşmak istediğim için yukarıdakilerden farklı bir yazma düzeni oldu!
Ramazan Pidesi yaptım, çok beğenildi, Ben bugün dışarı çıkmadım, annem tadına bakması için Güldalıma hem elmalı flanı hem de pideyi götürdü. Tadına bakmış, beni aradı, beğenisini dile getirdi, tarifini sordu, aldı.
Ben bu tarifi ikinci kez uyguluyorum, Beyaz Unsuz Şekersiz Tarifler Kitabı’ndan aldım bu tarifi! Esasında Esmer ramazan Pidesi olarak geçiyor, arkadaşım Emoş’un annesinin getirdiği köy unu ile yaptım bu tarifleri!
Esmer Ramazan Pidesi
4 su bardağı tam buğday unu,
2 su bardağı ılık süt,
1 yemek kaşığı zeytinyağı,
1 yemek kaşığı bal,
bir çay kaşığı deniz tuzu,
Yarım paket (21 gr) yaş ya da yarım yemek kaşığı kuru maya,
1 tatlı kaşığı yoğurt,
1’er yemek kaşığı susam ve çörekotu,
Yapılışı:
1-Unu geniş bir kabın içine koyup ortasını havuz biçiminde açın. Diğer malzemeleri havuz biçiminde açın. Diğer malzemeleri havuza koyup yavaş yavaş parmak uçlarınızla (ya da mikserin karıştırma ucuyla) karıştırmaya başlayın. Tüm malzeme karıştıktan sonra 6-7 dk. kadar kuvvetlice yoğurun.
Ilık bir yerde iki katı kabarana kadar 1 saat dinlendirin.
2- 35 cm çapında geniş bir tepsiye bolca buğday kepeği veya mısır unu (ben buğday unu kullanıyorum) serpiştirin. Fırınınızı 230 (turbo 210) derecede ısıtın.
3- Hamuru, tepsiye yerleştirip ıslak ellerinizle tepsi büyüklüğü boyunca yayın. Yoğurdu 1 yemek kaşığı su ile sulandırıp üzerine sürün. Susam ve çörekotunu serpiştirin. Ilık bir yerde 15 dk. dinlendirdikten sonra sıcak fırının orta rafında 20-30 dk. fırınlayın. Üzeri hafifçe renk almış olacak.
Afiyet Olsun!
Arkadaşlar, bugünlük benden bu kadar, yeniden görüşmek üzere sağlıkla, keyifle, neşeyle, mutlulukla kalın! Hoşça kalın!
Rüzgar Gülü
Önümden çekilirsen istanbul görünecek,
Nerede olduğumu bileceğim
Sisler utanacak eğilecek,
Ağzının ucundan öpeceğim
Saçına kalbimi takacağım
Avcunda bir şiir büyüyecek
Nerede olduğumu bileceğim,
Bu çıplak geceler yok mu
Bu plak böyle ağlamıyor mu
Camları kırmak işten değil
Delirecek miyim neyim
Kirpiklerimden mısra dökülüyor
Kenya'da simsiyah yalnızım
Yoksul bir şilepte gemiciyim
Malezya'da yük bekliyorum
Önümden çekilirsen İstanbul görünecek
Nerede olduğumu bileceğim
Gözlerini söndürme muhtacım
Ben senin aydınlığına muhtacım
Yepyeni bir ilkbahar harcayıp
Bir yaz boğup bir sonbahar harcayıp
Rüzgar gülünü arayacağım
Oran'da Pernanbouc'ta Tombuktu'da
Vinçler yine aksamları indirecekler
Yine karanlığa bulaşacağım
Gözlerin rüzgarda savrulacak
İkimiz iki sap buğday olsak
Sen benim olsan, ben senin olsam
Bir gece vakti aklına gelsem
Uykunu tutsam bırakmasam
Seni kucaklasam, kucaklasam
Birbirimizin kalbini dinlesek
Dünyanın kalbini dinlesek
Büyük ateşler yaksalar
İki güvercin uçursalar
Nerede olduğumuzu bilsek
.
Attila İlhan
6 yorum:
Burçakcığım,
Annenin de senin de ellerine sağlık. Aşureyi hiç bir tatlıya değişmem. Öyle bir tat görülmemiş. özellikle de üzerindeki narın verdiği tat ve görüntü güzelliği nefis. Atilla İlhan ise özel bir insan...
Sevgiler
Sevdacığım güzel yorumun için çok çok teşekkür ederim! Sevgiyle Kal!
elinize sa�l�
elinize sağlık...
Teşekkür ederim Tansel!
Teşekkür ederim Tansel! Son yazımı okudun mu Tansel, özellikle bu yazıyı çok beğenmiş olmalısın!
En çok aşureyi mi beğendin pideyi mi yoksa her ikisini de mi?
Dostça Kal!
Yorum Gönder