Atam kalbimizdesin. Başöğretmenimiz, ülkemizi düşmanlardan kurtardığın, Türklüğü yeniden kurduğun, gerçekleştirdiğin devrimlerin ve öğrettiklerin için sana minettarız!
Sevgili dostlarım merhabalar, dilerim çok iyisinizdir. Misi geçen hafta iki kez kusunca doktorunu aradım, konuştuk. Misi'de böbrek yetmezliği başlangıcı mı var diye sordum. Evet yanıtını alınca çok üzüldüm. Yaşının ileri olduğunu söyledi. Mamasını yiyor, ilacını içiyor. Kustuktan sonra mama yemesi çok iyiymiş. Eğer mama yemezse bu ürenin kana karıştığı anlamına gelirmiş. Neyse ki şu an'da korkacak bir şey yok. Kızım inşallah çok daha iyi olacak. İlaç bitince ne olacak bilmiyorum, kötüye gider mi diye korkuyorum. İlaç bitmeden önce doktorumuzu arayacağım. Şimdilik durum bu. Sevgili dostlarım yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın. Bu arada paylaşılacak tarifler de birikiyor. Dostça kalın.
Profesyonel Rehber, Tarihçi-Yazar Saffet Emre Tonguç ve İletişim Danışmanı-Yazar Zeynep Şahin Tutuk’un birlikte kaleme aldığı, Drone Pilotu Halit Bilen’in fotoğraflarıyla onlara eşlik ettiği bir İstanbul masalı başlıyor. Alfa Yayınları markasıyla okuyucuyla buluşacak Kanatlarımda İstanbul kitabı, eşsiz şehrimizin 80 farklı noktasını hem tarihi hem bugünüyle anlatıyor. Daha önce hiç görmediğiniz açılarla ve aynı karede hiç buluşmamış yapılarla; 8500 yıllık tarihe uçuracak bir İstanbul seyri ve bir zenginliği sunuyoruz.
Biz bir İstanbul masalı anlatmak istedik. İstanbul, masalların en görkemlisini verdi bize. Bir İstanbul tablosu çizmekti niyetimiz. İstanbul gökkuşağının tüm renklerini saçtı önümüze. Coşkuyla! Sürprizlerle! Cömertçe...
İstanbul’u anlatmak için önce anlamak, anlamak için de önce hissetmek gerekti. Hislerin peşine düştük. 8500 yıllık tarihe de döndük yüzümüzü, 21. yüzyılın metropolüne de… Kalıplara sığmayan, her zaman şaşırtan, keşfetmeye doyulamayan, şahsına münhasırlığın şımarıklığını yaşayan ve yaşatan bir kenti anlatmak elbette kolay değildi. Kolay olsun diye değil, adı İstanbul olsun diye yazdık, anlattık, fotoğrafladık.
Daha önce hiç görmediğiniz açılardan bir İstanbul seyri, daha önce aynı karede hiç buluşmamış yapılarla bir İstanbul zenginliği sunduk.
Biz bir İstanbul anlattık. Çok kültürlü, çok renkli, eskiyi ve yeniyi harmanlayan, farklılıkları koynunda yan yana saklayan, güzelliği küsleri barıştıran, tarihi kendine hayran bırakan bir İstanbul. Bir martı kanadına takılıp dünyanın en güzel şehrini dolaştık; kanatta size de yer açtık. Takılın peşine, seyreyleyin İstanbul’u. Söyleyecek çok şeyi var…
(Tanıtım Bülteninden)
Çok keyifli bir İstanbul kitabı daha, Saffet Emre Tonguç'u tebrik ediyorum.
Merhaba sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Biz iyiyiz de Misicik bir süredir kusuyor. Veteriner hekimimiz, aile dostumuz Bülent abisi önce şurup verdi. Aldık, çok zor içirebildik. Strese giriyor. Bülent abisi mamasını değiştirdi. Kusmaya devam edince başka bir ilaca geçtik. Onzyd çok etkili bir ilaçmış. İlacı verdik, çok zor oldu. Yine kustu. Onu Bülent abisinin önerisiyle yaş mamanın içine koyduk. Mamanın bir kısmını yedi bıraktı. Sulandırıp verdik. Allah razı olsun Bülent abisinden, telefonda konuşuyoruz, beni yönlendiriyor. Çünkü doktorumuz İstanbul'da, biz Ayvalık'tayız. Ve doktorumuz boşuna para harcanmasını istemiyor. Şöyleki genç bir kedi olsa çeşitli tahliller yapmak gerekirmiş. Misi, 14 yaşına girdi. Sindirim sistemi 80 yaşında bir insan gibiymiş. Gastrointestinal mama yemeye başladık, ilaç tedavisine başladık, doktorumuz 5-6 gün vermemizi söyledi. Sulandırarak zar zor verdik. Misi’yi dün sabah yine kusunca veterinere götürdüm. Kapsamlı tahliller yapıldı, röntgen çekildi. Bülent bey sonuçları göndermemi, beni yönlendireceğini söyledi. Gönderdim. Biraz üre kreatin yükselmiş dedi. Mamamız değişti, böbrekler için renal mama aldım (on günde ikinci farklı mama). Bir de veteriner kızımız bir telaşla konuştu, hemen tedaviye başlamak istedi. Yani sağlıklı düşünemeden hemen karar vermemi istiyor. Bir de zaten telaşlıyım, üzgünüm. Kız damardan giriyor. Sanki ben kızımı düşünmüyorum, iyileşsin diye çabalamıyorum. Ben, telaşla Bülent beyi arayınca acele edecek, korkacak bir şey olmadığını söyledi, sonuçta mamaya başladık. Misi’ye şurubu zorla içirdiğimiz için damla adı vereceğini, arayacağını söyledi. Beni o kadar çok rahatlatıyor ki anlatamam. Dün akşam whapsapp'ta almamız gereken ilacın fotoğrafını gönderdi, onu almamı eğer ilaç yoksa getirtmemi yazmış. Bu sabah veteriner kliniğini arayıp ilacın olup olmadığını sordum. Varmış, aldım, kapsülmüş. Renal vet. Kırıyorsun, ilaç jel kıvamında.Akşamüstü doktorumuzu aradım, ilacı aldığımı söyledim, aferin dedi. Dozunu sordum, günde iki defa verecekmişim. Gelişmeleri bildirirsin dedi. Bülent beyin dediği gibi ilacı yaş mamanın içine koyduk. Aslında o, kuru mamanın üzerine diyor ama onu hiç yemez. İlaçlı yaş mamayı kokladı, yemedi. Daha sonra iki tatlı kaşığı kayısılı activia'nın içine koyduk, yine yemedi. Enjektöre çektim, yoğurt koyu olduğu için birazını aldı. Zorla ağzına verdik. Yemek istemedi ama bizi de öyle üzmedi, kalbi hızla atmadı. Anlaşılan ilacı direkt enjektöre çekip vereceğiz, yine zorla olacak. Yine biraz strese girecek ama her gün kliniğe gidip serum almaktan iyidir. İlaç içmezse sonu serum almak olacak. Umarım o aşamaya gelmeyiz. Bizde şimdilik durum bu. İnşallah güzel haberler alıp siz dostlarımla paylaşırım. Sevgili dostlarım yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!
Profesyonel Rehber, Tarihçi-Yazar Saffet Emre Tonguç ve İletişim Danışmanı-Yazar Zeynep Şahin Tutuk’un birlikte kaleme aldığı, Drone Pilotu Halit Bilen’in fotoğraflarıyla onlara eşlik ettiği bir İstanbul masalı başlıyor. Alfa Yayınları markasıyla okuyucuyla buluşacak Kanatlarımda İstanbul kitabı, eşsiz şehrimizin 80 farklı noktasını hem tarihi hem bugünüyle anlatıyor. Daha önce hiç görmediğiniz açılarla ve aynı karede hiç buluşmamış yapılarla; 8500 yıllık tarihe uçuracak bir İstanbul seyri ve bir zenginliği sunuyoruz.
3 imparatorluğa başkentlik yapmış, iki kıta üzerine kurulmuş ve içinden deniz geçen tek kent olan istanbul bir hazine.
O hazinedeki sayısız mücevherden seçilen 100 yer, bu kitapta buluştu. Görülmemiş açılardan 200’e yakın fotoğraf eşliğinde dün ve bugün arasında bir yolculuğa davetlisiniz.
Heyecanlandıran, mutlu eden, ilham veren bir şehir İstanbul. Ve her zaman merak edilen…
Kaldırılan her taşın altından yeni bir hikâyenin çıktığı, her sokağın farklı bir yüzle selam verdiği, söyleyecek sözü hiç bitmeyen bir şehir İstanbul. Ve anlattıklarıyla her zaman şaşırtmayı başaran…
Onu keşfetmek isteyenleri binlerce yılın renkli, coşkulu, acı-tatlı izleri üzerinde yükselen bir köprüden geçiren; her adımda Roma’dan Cumhuriyet’e, Bizans’tan Osmanlı’ya selam verdiren bir şehir…
O köprünün avuçlarınızın içine sığan hali, işte bu kitap.
Müzelerden camilere, parklardan saraylara, okullardan adalara, kiliselerden hanlara
İstanbul’u 100 farklı yerden göreceksiniz. İmparatorlar, şairler, mimarlar, valide sultanlar,
paşalar, sanatçılar ve daha sayısız isim, sayfalar arasında gezinirken size eşlik edecek.
Kitabın içine çok renk, çok duygu, çok bilgi, çok fikir ve çok fotoğraf sığdı. Ama en çok, tarifsiz bir İstanbul sevgisi sığdı. Ona yaptıklarımızla çok yorulmuş olmasına rağmen inatla dünyanın en güzel şehri olmayı başaran İstanbul’u sevmekten vazgeçmeyenlere armağan olsun!
(Tanıtım Bülteninden)
Çok güzel bir kitap, alıp okumanızı öneririm, fotoğraflar da müthiş. Bu arada Ayrıcalıklı Rotalar'ı izledikçe, Saffet Emre Tonguç hakkında yazılanları okudukça çok yönlülüğüne, yeteneklerine hayran kalıyorum. Ayşe Arman'ın da çok sevdiği bir arkadaşı. İkisini de instagram'dan takip ediyorum. Siz de takip edin pişman olmayacaksınız. Buyrun size Saffet Emre Tonguç ile ilgili yazı, fikir sahibi olursunuz.
1966 yılında Çorlu'da doğdu. 1983 yılında Şişli Terakki Lisesi'ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nin Turizm ve Otel Yöneticiliği, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler ile Osmanlı Sosyal Tarihi bölümlerinden mezun oldu. Yüksek lisans tezini Yahudiler ve Osmanlı Toplum Yapısı üzerine verdi. Viyana Ekonomi Üniversitesi'nde (Wirtschafts Universitat) iki yıl doktora çalışması yaptı (1990-92).
1987 yılında Turizm bölümü öğrencisiyken profesyonel rehberliğe adım attı. Fotoğraf çalışmaları, 1990 yılından itibaren Amerika ve Avustralya başta olmak üzere, çeşitli ülkelerdeki dergi ve internet sitelerinde yayınlandı. Turizm Bakanlığı'nın açtığı yarışmalarda bazı fotoğrafları bakanlık tarafından satın alındı. Tasarımını yaptığı çeşitli ev ve bahçeler Maison Française, House Beautiful, Home Art, Elele gibi dergilerde yer aldı.
Türkiye'nin tanıtımı için çeşitli panel ve seminerlere katıldı. CNN International'ın Earth Matters isimli Türkiye ile ilgili bir programında misafir konuşmacı olarak bulundu. ABC Televizyonu'nun Good Morning America programında sunuculuk yaptı.
2005 ve 2009 yıllarında Rotary Kulübü tarafından 'Meslek Üstün Hizmet Ödülü'ne layık görüldü. Gerek meslekî, gerek şahsî ilgisinden dolayı 112 ülkeye seyahat etti. Türkiye Turist Rehberleri Birliği tarafından 2005'de 'Türkiye'nin En Çok Seyahat Eden Rehberi' seçildi. 2006 yılında ise 'Yılın Gezi Yazarı' olarak ödüllendirildi. 2007 yılında Beyaz Kristal yarışmasında 'Turizm Yazarlığı' ödülü aldı. SKAL Kulübü tarafından 'Türkiye'nin En İyi Profesyonel Rehberi' seçildi. Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman'ın yaptığı röportajda "Dünyanın en tuhaf yerlerine giden adam" olarak tanıtıldı. Hürriyet gazetesinin Seyahat ekinde ve Voyager dergisinde devamlı yazıları çıkan Saffet Emre Tonguç'un yazdıkları ve yaptıkları yurtdışında, Conde Nast Traveler, Travel and Leisure, National Geographic ve Lonely Planet gibi yayınlarda yer aldı. Satış rekorları kıran Türkiye'de Görülmesi Gereken 101 Yer kitabının yazarlarından olan Tonguç, 'Yılın En İyi Kitabı' ödülü alan Avrupa'da Görülecek 101 Yer ile dördüncü kitabına imza attı. Mayıs 2010'da İstanbul Hakkında Her Şey ve İstanbul the Ultimate Guide adlı kitapları yayınlandı. ..
Merhaba sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir, biz de iyiyiz. En son 1 Mayıs'ta görüşmüşüz, tebrik mesajı göndermişim bir daha da yazı yayımlamamışım. Bu hafta sonu Ayvalık çok rüzgarlı olduğu için plaja gidemedik. Ben de fırsat bu fırsat diye düşünüp mutfağa girdim ve bu enfess tarifi uyguladım. Yalnız milföyün kenarlarını da deldiğim için kenarları kabarmadı. Üzerine pudra şekerinin ardından fındık koydum ama bu fotoğrafı annemle birlikte daha çok beğendik. Böylece şeytanın bacağını kırdım ve siz dostlarımla paylaşmak için tarif yayımlama kararı aldım. Ben tart yaptım annem muammara yaptı, Güldal ablamla İloş'umu çaya davet ettik. Tartım beğenildi ve ikişer tane yenildi. İşte böyle, tarifi Tijen Aktay'ın instagram hesabında buldum ve uyguladım, çok pratik ve lezzetli tarifler paylaşıyor. https://www.lezzetibol.com/. Ziyaret edin pişman olmayacaksınız. Tarife geçiyorum.
VİŞNELİ PRATİK MİLFÖY TART
Malzemeler
6-7 adet kare milföy
200 g labne peyniri
2 yemek kaşığı toz şeker
1 adet yumurta sarısı
1 paket vanilin
Vişneli sos için
1 su bardağı vişne
1 çay bardağı su
2 tatlı kaşığı nişasta (mısır veya buğday)
2 yemek kaşığı toz şeker
Üzeri için
1 yemek kaşığı pudra şekeri
1 yemek kaşığı file Antep fıstığı
Yapılışı
Mini tavaya vişne, su, toz şeker ve nişasta ekleyip karıştırın. Orta ateşte koyulaşana kadar pişirin. Ocaktan alıp soğutun. Ayrı bir kaseye labne peyniri, yumurta sarısı, toz şeker ve vanilin ilave edip karıştırın. Milföyleri derin dondurucudan çıkarıp fırın tepsisine dizin. Çözüldükten sonra kenarlarından biraz mesafe kalacak şekilde ortasına çatal ile mini delikler yapın. Ortasına labneli kremayı koyun. Üzerine vişneli sosu ekleyip önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında milföyler renk alana kadar pişirin. Tepsiyi fırından alıp soğutun. Üzerine pudra şekeri ve file Antep fıstığı serpip servise sunun.
Sevgili dostlarım şimdilik benden bu kadar. En kısa zamanda yeniden buluşuncaya dek dostça kalın.