22 Mart 2016

Her İşin Başı Sağlık


Merhaba dostlarım nasılsınız? Dilerim çok  iyisinizdir. Ben mi? Ben de iyiyim. Geçen hafta annem yanımdaydı. sağlık konrolleri için Balıkesir'e gitti. Bende birkaç gün kaldı, Pazar günü döndü.
Ben de bugün doktora gittim. Kan verdim, röntgenim çekildi, ekg yapıldı. Bu Cuma kolonoskopi yapılacaktı. Anestezi doktoru yokmuş. Cerrah canlı canlı yapabileceğini, fazla acımayacağını söyledi. Annemi aradım, Güldal ablamı aradım, fikir sordum. Kolonoskopi önümüzdeki hafta Cuma gününe ertelendi. Ben de okula döndüm. Operasyon ertelenince annemin gelişi de ertelendi. Ama anestezi almadan işlem yapılmasına cesaret edemedim, ne yapabilirim? Zaten ablam da, annem de böyle bir şeyin mümkün olmayacağını söylediler. Güldal ablama da geçen yıl kolonoskopi ve gastroskopi yapıldı, biliyor. Annem ablamın da yanına gitmişti. O da biliyor. İşte böyle dostlarım, bizde durum bu. Umarım bir sorun çıkmaz. İçimde negatif duygular yok. Benden şimdilik bu kadar, yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!

Çikolatam Olur musun?


"Genelde küçük adımlar atan kadınımın bana koşarak gelmelerini sevdim ben."

Adel, hayatın yükünü taşıyamadığına karar verdiği bir günde, kendini bir uçurumun ucunda geride kalan her anısıyla vedalaşırken buldu. Gözleri daha fazla gözyaşlarını taşıyamazken kollarını iki yana açtı. Bir adım ilerledi ve rüzgâr saçlarını savurdu. Her şeyin bittiğini düşündü. Ona karşı sevgisini hiç gösterememiş annesinin tavırlarının, babasının yabancılığının, her gece başını yastığa yalnız koyuşlarının, soğuk odasının o kasvetli havasının… Her şeyin. Rüzgâr tekrar bedenine saldırırken bu sefer savrulan tek şey saçları olmadı, dengesini kaybederken kendini boşluğa bıraktı… Ve tam son anda beline dolanan ellerinin sahibiyle hayatı hiç olmadığı kadar değişti. O adam, ölüme meyilli bir kızı onu yaşatacak kadar çok sevdi. 

Yıkık bir ailenin, prenses ve kurbağa masalının, her an varlığını sonlandırmak isteyen bir kadınla onun için her şeyi göze alabilecek adamın gri hayatlarının deniz kokan hikâyesi…
(Tanıtım Bülteninden)

Kış Masalı


Birçok kişinin hayallerinde bile sahip olamadığı hayata sahip olan Kerem, hayatındaki en büyük savaşını Hande´yi gördüğünde verir. Bu savaş, onun son savaşı olmayacaktır. Hande, hayatın koşturmacası içerisinde, her şeyden habersiz, Kerem Sarper´le yaptığı röportaj sonrasında gelişen olaylarla şaşkındır. Artık sahip olunanları yeniden kazanmaya çalışmanın, inanmanın, güvenmenin, aşkın ve masalların zamanıdır. Herkes doğduğu mevsimi severmiş, bu yüzden sevmeler de mevsim mevsimmiş.
(Tanıtım Bülteninden)

8 Mart 2016

Bizim Günümüz


Sevgili dostlarım "Dünya Kadınlar Günü'müz kutlu olsun, şiddetten, ön yargıdan uzak, huzurlu, nice mutlu yıllar geçiririz dilerim!

Hafta Sonu Kaçamağı


Sevgili dostlarım merhaba, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Biz de iyiyiz. Ben, annem, Misi üçümüz de iyiyiz.
Hafta sonu Akçay'da idim. Cuma günü okul çıkışı gittim, Pazar akşamı döndüm. Çok güzel geçti. Aslında Edremit'e sinemaya gidecektik. Ama canım istemedi. Hava çok güzeldi, annişimle iki gün deniz kenarına gittik, güneş bizi ısıttı, kedi olduk, ruhumuzu şımarttık. Bu kez eve dönerken burukluk yaşamadım. Çünkü önümüzdeki hafta annem gelecek. Bizde durum bu, yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

23 Şubat 2016

Frambuaz Reçeli



Merhaba dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok  iyisinizdir. Ben iyiyim, Misi hanım da iyi. Bu hafta sonu Bigadiç'teyim çünkü Misicik küsüyor. Yılbaşı öncesi ve yılbaşı haftası Akçay'a gittim, kızım darıldı bana. Ben de onu üzmekten kaçınıyorum doğrusu. Onun için bir hafta Akçay'a gidiyorsam sonraki hafta sonunu kızımla geçiriyorum.
Bugün arşivden bir tarifle karşınızdayım. Frambuaz reçeli pişirilmeden yapılıyor ve çok lezzetli oluyor, cheseecake yapıp üstüne meyve sos olarak Frambuaz reçelini koyabilirsiniz. Tarife gelelim.
 700 gr frambuaz için 700 gr toz şeker kullandık. Buzdolabında cam kapta sakladık ve üç gün boyunca yarım saat kadar tahta kaşıkla karıştırdık. Dördüncü gün reçelimiz hazırdı, kavanozlara boşaltıp yine buzdolabına koyduk.
Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın dostlarım!

18 Şubat 2016

Akçay'da Hafta Sonu


Merhaba dostlarım, nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Ben mi? Ben ve Misi iyiyiz. Bu hafta başı annemle işlerimiz vardı. Pazartesi günü akşamleyin annem geldi, İşimizi hallettik. Ve annem Salı sabahı Akçay'a dönmek durumunda kaldı çünkü Çarşamba sabahı panjurcular gelip annemin yatak odasındaki balkona panjur takacaklardı. Biz hasret gideremedik. Çarşamba sabahı annemi arıyorlar, bir aksilik olduğunu bu nedenle Cuma günü geleceklerini bildirmişler. Annemin canı sıkıldı tabii ki çünkü işlerini ona göre ayarlamıştı. Neyse annem beni çağırdı. Bu hafta sonu annemle hasret gideririz artık. Misi'nin keyfi yerinde ama ben yokken nasıl olur hiç bilemiyorum. Evi kameralarla donatıp Misi'yi izlemek isterdim doğrusu.  Uzun bir süredir tarif yayımlayamıyorum, ilk fırsatta artık. Olmadı yine arşivden yardım alırım. Mutlu, keyifli, sağlıklı bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!