19 Eylül 2015
Frambuaz Reçeli
Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız, dilerim çok iyisinizdir. Annem, Misi ve ben de iyiyiz. Akçay'a geleli bir hafta oldu, önümüzdeki Cumartesi de Bigadiç'e geri dönüyoruz. Ve 28 Eylül'de okullar açılıyor. Düşündükçe heyecan duyuyorum. Bir de müdürümüz yok, müdür yetkili öğretmen arkadaş var. Bu yüzden okulda yazın durulmuyor. Kayıtlar okullar açılınca yapılacak.
Geçtiğimiz Salı Edremit'te işlerimiz vardı, dönüşte benim isteğimle frambuaz aldık, eve döndük.
Ve ertesi gün annem reçeli hazırladı. 700 gr frambuaz için 700 gr toz şeker kullandık. Buzdolabında cam kapta sakladık ve üç gün boyunca yarım saat kadar tahta kaşıkla karıştırdık. Dördüncü gün reçelimiz hazırdı, kavanozlara boşaltıp yine buzdolabına koyduk.Evet bu reçel pişirilmeden yapılıyor ve çok lezzetli oluyor. İlk olarak Güldal ablamın bir arkadaşı bu reçeli yapmış, ablamlar lezzetini çok beğenince tarifini vermiş. Ablam da yapmıştı, çok güzel olmuştu, biz de yaptık çok lezzetli oldu. Labne peynirle çok yakışıyor. Bir de krep, pankek yapınca frambuaz reçelini sürünce tadından yenmez. İşte böyle dostlarım, bizden şimdilik bu kadar.
Yeniden görüşünceye dek sevgiyle, dostça kalın!
Küçük Mutluluklar Pastanesi
Hayat her an, ufacık bir hamleyle yönünüzü değiştirebilir. Bu çok bilinen bir sözdür ancak daima doğrudur. İnsanlar hayatınıza girer, çıkar... Daima bir şeyler olur...
Daisy'nin hayatı bir telaş içerisinde ilerliyordu. İşinden ayrılmasıyla birlikte ailesinin yanına, büyük bir karmaşanın içine dönmesi gerekti. Evlat edinilmiş bir çocuk olan Daisy için ailesinin pastane işlerini yürütmek o kadar da kolay olmayacaktı. Geçmişiyle her an, her dakika yüzleşmek zorunda kalan Daisy kendini çözülmesi gereken bir sırrın içinde buldu. Gerçek ailesi kimdi, neredeydi?
(Tanıtım Bülteninden)
10 Eylül 2015
Başıma Gelenler
Sevgili dostlarım merhaba, nasılsınız? Ben iyiyim. İstanbul'a gittik, Güldal ablamlarda kaldık, Aytül ablamın düğününe katıldık. Gelin de çok güzeldi düğün de. Tamam tamam damadımız da çok yakışıklıydı. ;)) Ertesi akşamüstü uçağımıza binmek üzere ablamlarla vedalaştık. Akçay'a vardık.
Bir hafta Akçay'da kaldık, Salı günü Bigadiç'e gideceğiz. Son gün denizle vedalaşmak istedim, yüzdüm yüzdüm. Asuman abla ile de sohbet ettik. Eve dönüş yolunda bir düştüm, burnum, ellerim, dizim mahvoldu. Burnumun üstüne düştüm, Allahtan kırılmadı. Dizimin ağrısı dayanılmazdı, ilaç sürdüm ama bana mısın demedi. Ertesi gün o halde Bigadiç'e geldik, arabalara binmek inmek eziyet.
İşlerimizi yarıladıktan sonra Aile Sağlığı Merkezi'ne gittik. Doktor ilaç yazdı, iğne yaptırdı, kendime geldim. Koşturmaya bile başladım. Neyse elektriği, suyu üzerime aldım, tesisatçı geldi, ev sahibim de çok yardımcı oldu. Hatta sağlık ocağına gidip iğne yaptırmayı teklif eden de o oldu, bizi arabasıyla taşıdı, Allah razı olsun. Günlerimiz koşturmacayla geçti, evime yerleştim artık.
İşte Pazar günü annemi yolcu ettim, ertesi gün internet ve telefon nakil işlemlerini yaptırdım. Seminerler başladı. İnternetim bugün oldu, 20 gündür internetsizim. Bol bol kitap okudum, Aşkın Celladı bitiyor, 10 sayfası kaldı. Bugün temizlik yaptım, yerleri silme işim bitmişti ki cep telefonum çaldı, koşturdum tam salona geldim, zemin ıslak kalmış, aynı dizimin üstüne düştüm, dayanılmaz ağrı. Hemen ağrı kesici içtim, ilaç sürdüm, şimdi daha iyiyim ama ayağım iyice şişti. Neyse internetim oldu ya benden mutlusu yok. Yarın seminerin son günü, bir son dakika golü atılmazsa Akçay yolcusuyum. Yola çıkılacağını Misi hanımın anlamaması gerek yoksa saklanır benim cadı kızım.
Aaa bu arada Ayvalık'ta tanıştığımız Fatoş ablanın oğlu Ömer de Bigadiç'te görev yapıyor, banka müdürü. Tanıştık, çok efendi, tatlı, kibar. Allah ailesine bağışlasın. Bizde durum bundan ibaret. Yeniden görüşünceye dek sevgiyle, dostça kalın!
10 Ağustos 2015
Kaderin Rengi
Önceden çizilmiş bir yol muydu kader? Yoksa kalbimizin seçimleriyle yaptığımız bir yolculuk mu?
Kate Worthington'ın hayatı, genç yaşta hamile kalmasıyla tamamen değişir. Önünde iki seçenek vardır. Ya hayallerinden, önünde uzanan parlak gelecekten ya da bebeğinden ve gerçek aşkı, ruh eşi olduğuna inandığı adamdan vazgeçmek. Kate, her şeye rağmen aşkına ve bebeğine sahip çıkmayı seçse de kaderin onun için bambaşka planları vardır. Hayat çarkı ondan ve kalbinden bağımsız bir şekilde dönerek, Kate'i asla ummadığı bir yola saptıracaktır.
Ve yıllar sonra yolu, o güne dek varlığından bile haberdar olmadığı Ryan'la kesiştiğinde, çok önemli bir gerçeği hatırlayacaktır. Ne kadar çok yara alırsak alalım, her karanlık günün ardından daha parlak doğan güneş gibi kalbimiz de iyileşmeye ve zaman, sabrımızın hediyesini bize sunmaya her zaman hazırdır.
Seçimlerimizi, gerçek aşkın varlığını ve tesadüflerin büyülü gücünü konu alan Kaderin Rengi, E.V. Mitchell'ın usta kalemiyle adeta yüreklere dokunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Arşivden Çok Hafif Bir Karnıyarık
Merhabalar sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok çok iyisinizdir. Ben ve Misi iyiyiz ama annem sıcaklardan dolayı hasta gibi, tansiyonu düşüyor, başı dönüyor. Migreni de tuttu. Dışarı çıkamıyor. Dilerim sizin sıcakla aranız kötü değildir. Biz bu Perşembe günü İstanbul'a gidiyoruz. Hafta sonu Aytül ablamın düğünü var. Sonra da Pazar akşamı dönüyoruz. Bizde durum bu. Döndükten bir hafta sonra da Bigadiç'e eşyaları yerleştirmeye gidiyoruz. Elektriği ve suyu üzerime alacağım, tesisatçı gelecek falan filan. Yoğun günler bizi bekliyor. Ben bugün arşivden nefis bir karnıyarık tarifini sizlerle yeniden paylaşacağım, fotoğraf yeni.
Malzemeler:
1 kg orta boy patlıcan
1,2 kg kıyma
1 demet maydanoz
4-5 diş sarımsak
1/2 tatlı kaşığı tuz
1/2 tatlı kaşığı karabiber
3 orta boy soğan
1 çorba kaşığı salça
1 domates
patlıcanların sayısı kadar sivri biber
Yapılışı: Patlıcanlar alacalı soyulur, 1 saat kadar tuzlu suda bekletilir. Sudan çıkartılarak kağıt havluyla kurulanır.
1 kaseye 1/2 çay bardağı sıvı yağ konur. Yumurta fırçasıyla patlıcanların her yerine yağ sürülür. Yağlı kağıt konmuş fırın tepsisine patlıcanlar dizilir, orta ısılı fırında yaklaşık 45 dk. kızarması sağlanır.
Diğer yandan bir tencerede soğanlar kavrulur. Sarımsak ve kıyma eklenir, kavrulur, baharat, tuz, salça eklenir. Altı kapatılınca ince kıyılmış maydanoz eklenir. Patlıcanların içi doldurulur, patlıcanlar borcama dizilir. Patlıcanların üzerine birer biber, birer dilim domates konur. 1 su bard. su eklenir. Orta ısılı fırında 40-45 dk. pişirilir.
Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!
29 Temmuz 2015
Börülce Salatası
Merhaba dostlarım nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Annem, ben ve Misi iyiyiz. Sıcaklardan kaçıyoruz. Arka odalar ve mutfak çok iyi. Tarife geçiyorum.
Malzemeler
1/2 kg börülce
2 çorba kaşığı sıvıyağ
2 çorba kaşığı sızma yağ
4 iri diş sarımsak
1 çorba kaşığı sirke
1 çorba kaşığı nar ekşisi
tuz
1 büyük boy domates
Yapılışı: ayıklanıp yıkanmış olan börülce yumuşayıncaya dek haşlanır. Sonra süzülür. Sıcakken tuz, sıvıyağ, sızma yağ, sirke, nar ekşisi ve sarımsak eklenir, karıştırılır. Soğumaya bırakılır. Servis etmeden önce domates kesilip eklenir. Servise hazır hale gelir.
Afiyetle yenir.
Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın dostlarım!
Günübirlik Hayatlar
Gerçek Psikoterapi Öyküleri
Roma İmparatoru ve filozof Marcus Aurelius, "Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok," diye yazmış. İşte ünlü psikiyatr Irvin Yalom da bu sonsuz varoluşun küçük bir parçasını işgal eden günübirlik hayatları, yani bizi yazıyor…
Yalom yıllarca üzerinde çalıştığı bu kısa hikâyelerde hastalarının mücadelelerini konu ettiği kadar kendi sarsıntılarını da anlatıyor ve iki önemli sorunun üzerine gidiyor: Kısa da olsa nasıl anlamlı bir yaşam sürüp her günün tadına varabiliriz? Ve kaçınılmaz son olan ölüm gerçekten ne ifade ediyor?
Öfke sorunu yaşayan bir kadın, her istediğine sahip ancak bir türlü mutlu olmayı bilmeyen bir iş adamı, insanın bu dünyadaki konumu üzerine düşünen ve bir yandan da kendi acısıyla başa çıkmaya çalışan yeni mezun bir psikolog… Irvin Yalom'un gerçek psikoterapi seanslarından derlediği bu hikâyeler, zorlukları ve tatlı anlarıyla yaşamı bir bütün olarak kabullenmeyi öğretirken aynı sayfaya her baktığınızda farklı şeyler görebileceğiniz bir başucu kitabı olduğunu kanıtlıyor.
"Hepimiz bu hayatta bizi anlayacak birilerine ihtiyaç duyuyoruz, ancak öncesinde farkına varmamız gereken birçok şey var. Günübirlik Hayatlar kendimizi, insanları ve dünyayı anlamamız için bize lekesiz bir ayna tutuyor."
-George Vaillant, Harvard Üniversitesi Psikiyatri Profesörü-
"Bu kitabı okumak, kendi zihninizi önünüze koyup sayfalarını çevirmek gibi… En derinlerde sakladığımız soruları öyle delici bir güçle bulup çıkarıyor ki!"
-Steven Pinker, Psikolog ve Yazar-
"İnsan olmanın ne anlama geldiği sorusuna ışık tutan, maddi ve manevi güçlüklerle dolu bu yolda bize ihtiyaç duyduğumuz yardım elini uzatan hikâyeler…"
-Daniel Menaker, Yazar-
"Bilge bir terapistin kaleminden çıkan dokunaklı ve hepimizi ilgilendiren gerçek deneyimler… Irvin Yalom'dan öğrenecek çok şey var."
- Abraham Verghese, Tıp Doktoru-
"Irvin Yalom'a hayran olmamak elde değil. İnsanlığın kederini ve neşesini usta bir romancı gibi işlerken hayatlarımızdaki küçük detayların önemini fark etmemizi sağlıyor."
-Jay Parini, Yazar ve Akademisyen-
(Tanıtım Bülteninden)
*İrvin Yalom'un yeni kitabı çıkacak ta ben de almayacağım. Öğrenir öğrenmez aldım. Elimdeki kitabı bitirmeyi bekliyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)