10 Ağustos 2015

Kaderin Rengi


Önceden çizilmiş bir yol muydu kader? Yoksa kalbimizin seçimleriyle yaptığımız bir yolculuk mu?

Kate Worthington'ın hayatı, genç yaşta hamile kalmasıyla tamamen değişir. Önünde iki seçenek vardır. Ya hayallerinden, önünde uzanan parlak gelecekten ya da bebeğinden ve gerçek aşkı, ruh eşi olduğuna inandığı adamdan vazgeçmek. Kate, her şeye rağmen aşkına ve bebeğine sahip çıkmayı seçse de kaderin onun için bambaşka planları vardır. Hayat çarkı ondan ve kalbinden bağımsız bir şekilde dönerek, Kate'i asla ummadığı bir yola saptıracaktır.

Ve yıllar sonra yolu, o güne dek varlığından bile haberdar olmadığı Ryan'la kesiştiğinde, çok önemli bir gerçeği hatırlayacaktır. Ne kadar çok yara alırsak alalım, her karanlık günün ardından daha parlak doğan güneş gibi kalbimiz de iyileşmeye ve zaman, sabrımızın hediyesini bize sunmaya her zaman hazırdır.

Seçimlerimizi, gerçek aşkın varlığını ve tesadüflerin büyülü gücünü konu alan Kaderin Rengi, E.V. Mitchell'ın usta kalemiyle adeta yüreklere dokunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)

Arşivden Çok Hafif Bir Karnıyarık



Merhabalar sevgili dostlarım nasılsınız? Dilerim çok çok iyisinizdir. Ben ve Misi iyiyiz ama annem sıcaklardan dolayı hasta gibi, tansiyonu düşüyor, başı dönüyor. Migreni de tuttu. Dışarı çıkamıyor. Dilerim sizin sıcakla aranız kötü değildir. Biz bu Perşembe günü İstanbul'a gidiyoruz. Hafta sonu Aytül ablamın düğünü var.  Sonra da Pazar akşamı dönüyoruz. Bizde durum bu. Döndükten bir hafta sonra da Bigadiç'e eşyaları yerleştirmeye gidiyoruz. Elektriği ve suyu üzerime alacağım, tesisatçı gelecek falan filan. Yoğun günler bizi bekliyor. Ben bugün arşivden nefis bir karnıyarık tarifini sizlerle yeniden paylaşacağım, fotoğraf yeni.

Malzemeler:
1 kg orta boy patlıcan
1,2 kg kıyma
1 demet maydanoz
4-5 diş sarımsak
1/2 tatlı kaşığı tuz
1/2 tatlı kaşığı karabiber
3 orta boy soğan
1 çorba kaşığı salça
1 domates
patlıcanların sayısı kadar sivri biber

Yapılışı: Patlıcanlar alacalı soyulur, 1 saat kadar tuzlu suda bekletilir. Sudan çıkartılarak kağıt havluyla kurulanır.
1 kaseye 1/2 çay bardağı sıvı yağ konur. Yumurta fırçasıyla patlıcanların her yerine yağ sürülür. Yağlı kağıt konmuş fırın tepsisine patlıcanlar dizilir, orta ısılı fırında yaklaşık 45 dk. kızarması sağlanır.
Diğer yandan bir tencerede soğanlar kavrulur.  Sarımsak ve kıyma eklenir, kavrulur, baharat, tuz, salça eklenir. Altı kapatılınca ince kıyılmış maydanoz eklenir. Patlıcanların içi doldurulur, patlıcanlar borcama dizilir. Patlıcanların üzerine birer biber, birer dilim domates konur. 1 su bard. su eklenir. Orta ısılı fırında 40-45 dk. pişirilir.
Yeniden görüşünceye dek dostça kalın!

29 Temmuz 2015

Börülce Salatası



Merhaba dostlarım nasılsınız? Dilerim iyisinizdir. Annem, ben ve Misi iyiyiz. Sıcaklardan kaçıyoruz. Arka odalar ve mutfak çok iyi. Tarife geçiyorum.
Malzemeler
1/2 kg börülce
2 çorba kaşığı sıvıyağ
2 çorba kaşığı sızma yağ
4 iri diş sarımsak
1 çorba kaşığı sirke
1 çorba kaşığı nar ekşisi
tuz
1 büyük boy domates

Yapılışı: ayıklanıp yıkanmış olan börülce yumuşayıncaya dek haşlanır. Sonra süzülür. Sıcakken tuz, sıvıyağ, sızma yağ, sirke, nar ekşisi ve sarımsak eklenir, karıştırılır. Soğumaya bırakılır. Servis etmeden önce domates kesilip eklenir. Servise hazır hale gelir.
Afiyetle yenir.

Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın dostlarım!

Günübirlik Hayatlar



Gerçek Psikoterapi Öyküleri 

Roma İmparatoru ve filozof Marcus Aurelius, "Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok," diye yazmış. İşte ünlü psikiyatr Irvin Yalom da bu sonsuz varoluşun küçük bir parçasını işgal eden günübirlik hayatları, yani bizi yazıyor…

Yalom yıllarca üzerinde çalıştığı bu kısa hikâyelerde hastalarının mücadelelerini konu ettiği kadar kendi sarsıntılarını da anlatıyor ve iki önemli sorunun üzerine gidiyor: Kısa da olsa nasıl anlamlı bir yaşam sürüp her günün tadına varabiliriz? Ve kaçınılmaz son olan ölüm gerçekten ne ifade ediyor? 

Öfke sorunu yaşayan bir kadın, her istediğine sahip ancak bir türlü mutlu olmayı bilmeyen bir iş adamı, insanın bu dünyadaki konumu üzerine düşünen ve bir yandan da kendi acısıyla başa çıkmaya çalışan yeni mezun bir psikolog… Irvin Yalom'un gerçek psikoterapi seanslarından derlediği bu hikâyeler, zorlukları ve tatlı anlarıyla yaşamı bir bütün olarak kabullenmeyi öğretirken aynı sayfaya her baktığınızda farklı şeyler görebileceğiniz bir başucu kitabı olduğunu kanıtlıyor.

"Hepimiz bu hayatta bizi anlayacak birilerine ihtiyaç duyuyoruz, ancak öncesinde farkına varmamız gereken birçok şey var. Günübirlik Hayatlar kendimizi, insanları ve dünyayı anlamamız için bize lekesiz bir ayna tutuyor."
-George Vaillant, Harvard Üniversitesi Psikiyatri Profesörü-

"Bu kitabı okumak, kendi zihninizi önünüze koyup sayfalarını çevirmek gibi… En derinlerde sakladığımız soruları öyle delici bir güçle bulup çıkarıyor ki!" 
-Steven Pinker, Psikolog ve Yazar-

"İnsan olmanın ne anlama geldiği sorusuna ışık tutan, maddi ve manevi güçlüklerle dolu bu yolda bize ihtiyaç duyduğumuz yardım elini uzatan hikâyeler…" 
-Daniel Menaker, Yazar-

"Bilge bir terapistin kaleminden çıkan dokunaklı ve hepimizi ilgilendiren gerçek deneyimler… Irvin Yalom'dan öğrenecek çok şey var."
- Abraham Verghese, Tıp Doktoru-

"Irvin Yalom'a hayran olmamak elde değil. İnsanlığın kederini ve neşesini usta bir romancı gibi işlerken hayatlarımızdaki küçük detayların önemini fark etmemizi sağlıyor."
-Jay Parini, Yazar ve Akademisyen-
(Tanıtım Bülteninden)

*İrvin Yalom'un yeni kitabı çıkacak ta ben de almayacağım. Öğrenir öğrenmez aldım. Elimdeki kitabı bitirmeyi bekliyorum. 

25 Temmuz 2015

Kendime Yeni Bir Ben Lazım



'Bir günde hayatınızdaki her şeyi kaybetseydiniz, ne yapardınız?'

Kendime Yeni Bir Ben Lazım 
-Miranda Dickinson-

Nell Sullivan, otuz üç yaşında, başarılı, iş odaklı yaşayan, bir barışıp bir ayrıldığı sevgilisiyle aynı işyerinde çalışan kontrol manyağı bir kadındır. Fakat bir gün içinde kendisini hem evsiz hem işsiz hem de sevgilisinden ayrılmış olarak bulur. Hayatındaki her şey kontrolünden çıkmıştır. 

Nell Sullivan bu durumla baş etmek için bir çılgınlık yapmaya karar verir: San Francisco'da yaşayan kuzeni Lizzie'yi ziyaret etmek. Nell'in tamamen kontrolü dışında gerçekleşen bu gezi sayesinde Nell, daha önceleri hayal bile edemeyeceği tamamen başka bir dünyanın kapılarını aralar. 

Kendime Yeni Bir Ben Lazım, kimi zaman güldüren kimi zaman da duygulandıran hikâyesiyle bazen "her şey bitti" dediğimiz anlarda bile aslında hayatın sürprizlerle dolu olduğunu gösteriyor okura. 


"İyimser, samimi ve eğlenceli bir hikâye... sanki benimle konuşuluyormuş gibi hissettim."
-Hanna Insyirah-

"Uzun süredir okuduğum en iyi kitap. Gerçek bir romans."
-Joy Jones-

"Zekice, zekice, zekice! İhtiyacım olan her şey bu kitaptaydı."
-Jayne Simmons-

"Fantastik. Heyecan verici, romantik ve yenileyici."
-Liz Stead-
(Tanıtım Bülteninden)

Kuru Meyveli Kek


Merhaba sevgili dostlarım, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben de iyiyim, tatile devam. Denize giriyorum, kitap okuyorum. Anneme işlerde yardımcı oluyorum. Misi hanımın keyfi de yerinde annemin keyfi de.  Sizinle tarif paylaşacağım için benden mutlusu yok. Blogum uzun zamandır yalnızca kitap blogu haline gelmişti doğrusu. Tabii ki kitap paylaşımında da bulunacağım.
Canım kaç gündür kuru meyveli kek çekiyordu. En sonunda A101'de buldum kuru meyve kokteylini.
Aldım. Sonra Bim'e baktım. Meğerse orada da varmış. Marka farklı, ürün adeta aynı.
Her neyse geçen gün mutfağa girdim ve kekimi yaptım. Tarifini  de sizlerle paylaşmak istedim.

Malzemeler:
3 yumurta
1 bardak süt
1/2 bardak toz şeker
Vanilya
Kabartma tozu
1 bardak sıvıyağ
3 su bardağı un
1/2 paket kuru meyve kokteyli

Yapılışı: Yumurtalar iyice çırpılır. Süt, sıvıyağ, şeker, vanilya eklenir, çırpılır. Un ve kabartma tozu eklenir. Çırpılır. Bir yanda kuru meyveler 2 çorba kaşığı kadar unla karıştırılır. Bütün malzemeler çırpılır. Kek fırına konur. 180C 'de 45 dk. kadar pişirilir.
Afiyetle yenir.
Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!


21 Temmuz 2015

Lavanta Odası


Hayatı yaşamaya değer kılan şey, özünde var olan güzelliktir ve acılar da bunun ayrılmaz bir parçasıdır…

Parisli kitapçı Jean Perdu hangi kitabın hangi acıyı çeken ruha iyi geleceğini anlama yeteneğine sahiptir. Bu nedenle "Edebiyat Eczanesi" adını verdiği kitap gemisinden ziyaretçileri hiç eksik olmaz. Ancak ne yazık ki kendi yaralarını kitaplarla saramamaktadır. Aradan yirmi bir yıl geçmiş olmasına rağmen, bir gece yarısı arkasında yalnızca bir mektup bırakarak ortadan kaybolan güzel sevgilisi Manon'u hâlâ özlemektedir. Fakat Perdu o mektubu okumaya hiçbir zaman cesaret edememiştir.

Beklenmedik bir şekilde hayatına giren bir yabancı, Perdu'nün yirmi yıllık uykusundan uyanarak gemisinin halatlarını çözmesine ve Fransa'nın güneyine, lavanta kokulu Provence'a doğru yola çıkmasına neden olur. Bu yolculukta ona son anda katılan genç bir yazar ve aşk acısı çeken Napolili bir aşçı eşlik edecektir. Perdu, Provence'a varınca kayıp aşkının hikâyesinin peşine düşerek geçmişinin gölgeleriyle savaşmaya başlayacak, mateme ve acılarına veda edip yeni bir aşka yelken açabilmesi için tırmanması gereken basamakları keşfedecektir. Hikâyelerin insanların hayatını değiştirebileceğine inanan herkes bu kitabı okumalı…

"Kumsalda okumak için muhteşem bir kitap… Son sayfaya geldiğimde yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. Keşke kapakta şöyle bir uyarı olsaydı diye düşündüm: 'Dikkat: Gözyaşlarınızı tutamayabilirsiniz.' Yine de iyi ki uyarı yapılmamış çünkü o zaman bu kitabı okumayabilirdim. Onu görmezden gelip harika bir hikâyeyi kaçırmış olabilirdim. Hayatı yaşamaya değer kılan şey, özünde var olan güzelliktir ve acılar da bunun ayrılmaz bir parçasıdır." Frauen-coaching.de

"Son derece sürükleyici ve çekici! Bütün duyularınızı baştan çıkaracak. Lavanta Odası'nı okuduktan sonra siz de gökyüzünde kendi yıldızınızı aramaya başlayacaksınız." Literaturmarkt.info

"Hayata ve aşkın gücüne dair muhteşem bir roman."
-Lebe-liebe-lache-

"Kalplere iyi gelen bir hikâye…"
-Grazia-

"Hayata, aşka, umutsuzluğa ama hepsinden çok da umuda dair, büyüleyici bir hikâye!"
-Who Weekly-

"Nina George'un anlatım tarzı bütün duyuları harekete geçiriyor. Sonuç: Şiir etkisi yaratan büyüleyici bir aşk hikâyesi."
-Schweriner Zeitung-

"İnsanın ruhuna işleyen bir kitap olduğu için acele etmeden okunmalı. Uzun zamandır bu kadar güzel bir sürprizle karşılaşmamıştım! Bu kitabı kesinlikle okumalısınız!"
-Blog Literatur-diskussion-
(Tanıtım Bülteninden)