27 Aralık 2014
Mutlu Yıllar
Sevgili dostlarım merhaba, nasılsınız? Dilerim çok iyisinizdir. Ben de çok çok iyiyim. Çünkü yeni yılda İstanbul'da olacağım, ailece birarada olacağız. Bu yüzden benden mutlusu yok.
Dün okulda yeni yıl partimiz vardı. Çok güzel ve yoğun bir gün geçirdik.
Ben, yeniden yazabilir miyim bilemiyorum. Bu nedenle siz sevgili dostlarımın yeni yılını şimdiden kutlamak istedim. Yeni yılınız kutlu olsun. Sağlık, mutluluk, umut, neşe peşinizi bırakmasın, her şey gönlünüzce olsun sevgili dostlarım. Hepinize kucak dolusu sevgiler!
Profesör ve Hizmetçi
Japonya'nın en çok övgü toplayan yazarlarından Yoko Ogawa'dan içleri ısıtan, duygusal bir roman… Zeki bir matematikçi olan Profesör, yıllar önce ciddi bir trafik kazası geçirir. Bu yüzden kısa süreli belleği sadece son seksen dakikayı kaydedebilir. Profesör, ona bakmakla yükümlü genç bir bakıcı ve küçük oğlundan başka hiç kimseyle iletişim kuramamaktadır. Seksen dakikadan öncesini hatırlayamayan Profesör her sabah bakıcısıyla yeniden tanışır ve her seferinde aralarında naif bir ilişki filizlenir.
Profesör kahvaltıda ne yediğini hatırlamıyor olsa da söz konusu matematiksel denklemler olduğunda beyni mucizevî bir şekilde çalışmaktadır. Bu denklemler Profesör'ün Kök ismini verdiği, bakıcının on yaşındaki oğlu ile kadına şiirsel ve korunaklı bir dünyanın kapılarını açmaktadır. Bu sıra dışı evde, üç kayıp ruh arasında soyut sayılardan daha da gizemli bir duygusal bağ kurulur.Sayıların sihirli dünyasının karakterlerin trajedileriyle kesiştiği bu roman, farklı bir tat sunmakla kalmayıp bizlere büyük yalnızlıkların büyük umutlara gebe dünyasından güzel ve dokunaklı bir parça sunuyor.
"Son derece özgün. Çok sevimli. Bir o kadar da dokunaklı."
-Paul Auster-
"Yoko Ogawa insan psikolojisinin en ince noktalarını, zarif ve dokunaklı anlatımıyla ifade ediyor."
-Kenzabur? ?e-
"Profesör ve Hizmetçi başından sonuna mükemmel bir roman… Kazuo Ishiguro ve Kenzabur? ?e'nin romanlarındaki sıcaklığı ve bağı, Haruki Murakami'nin mizahını bu kitapta bulabilirsiniz. Üç hayat, bir üçgenin köşeleri gibi birbirine bağlanıyor. "
-Susan Salter Reynolds-
"Ogawa'nın kurgusu, sizi olduğunuzdan daha eğlenceli gösteren bir ayna gibi… Alışılagelmiş cevapları eğip büküyor, sonra yan yana diziyor. Haruki Murakami gibi, bir kültürün hikâyesini hedef alıyor ve sonra bunu sizin zihninize kancalıyor. Halüsinasyon gibi, iğneli ve merak uyandıran anlatımı aklınıza takılıp kalacak. "
- The Washington Post Book World -
"Bu tatlı, melankolik roman mükemmel olmayanın özündeki güzelliği çekip çıkaran Japon estetiğini yansıtıyor…"
-Amanda Heller-
(Tanıtım Bülteninden)
Hayallerin Kadar Yakın
Yüreğindeki ışığı kaybetmeyenlerin hikâyesi...
1950'lerin Tennessee'si... Kasaba halkı tarafından kız kurusu olarak görülen Ivorie Walker, anne ve babasının ölümlerinin ardından büyük bir yalnızlığa gömülür. Her ne kadar bağımsız görünmeye çalışsa da hayatı boyunca tek başına kalmaktan korkmaktadır.
Bir gün bahçesini mahveden kirli suratlı, sıska bir çocukla karşılaşır ve bu çocuğu bir türlü aklından çıkaramaz. Onu, başkasının bahçesinden bir şeyler çalıp yemeye itecek çaresizliğin nedenini, yaşadığı tepelerde neler çektiğini merak eder.
Bu çocuk kimdir? Tepelerde ne işi vardır? Nereden gelmiştir?
Ve en önemlisi, Ivorie onu kurtaracak bir şey yapabilecek midir? Sorularına cevap bulmak için her şeyi göze alan Ivorie, sırların gömülü kalmasını tercih edenlerle dolu kasabasında büyük bir fırtınaya yol açmak üzeredir. Ivorie ve küçük çocuk acaba bu fırtınaya rağmen ayakta kalabilecekler midir?
"Bir kadının yaralı küçük bir çocuğu kurtarmak için duyduğu sevginin, adanmışlığın ve gösterdiği cesaretin hikâyesi… Donna VanLiere 1950'lerin güneyini, zamanın masumiyeti ve kötülüğü içinde inandırıcı bir şekilde yeniden yaratmış. Çok güzel bir hikâye…"
-Kathleen Kent-
"Hayallerin Kadar Yakın, hiç alışılmadık bir şekilde birbirlerini kurtaran insanların muhteşem öyküsü. Bu kitapkalbinizi fethedecek."
-Jenna Blum-
"Hem iç acıtıcı hem de kurtarıcı, Hayallerin Kadar Yakın, sevgi gibi böylesine büyük bir gücün bir yaşamı nasıl değiştirdiğini gösteriyor."
-Katherine Howe-
(Tanıtım Bülteninden)
* Ön Sipariş Tarihi: 06/01/2015
Yıldızlar Sönünceye Dek
Öldüğümüzde, gökyüzündeki yıldızlardan biri oluruz ve ölmeden gerçek aşkı bulmuşsak eğer, o aşk için tekrar yeryüzüne ineriz; aşkımız sonuza dek sürsün diye...
New York'taki prestijli aile şirketinde genç bir avukat olan Bill, bütün eğitimini ve ailesinin beklentilerini bir kenara bırakıp hayallerinin peşinden gider. Karısı Jenny ise varını yoğunu modaya adamış bir stilisttir. Eşi Bill'le beraber olmak için eski yaşamını terk eder. Birbirlerini çok seven Bill ve Jenny, her ne olursa olsun aşklarının yaşayacağına inanır.
Kırk yıl sonra...
Yayıncı olan Robert, büyük ses getirecek o eşsiz romanı aramaktadır. Gelen dosyalar arasında Lillibet'in dosyası dikkatini çeker. Fakat kitabı yayımlaması düşündüğü kadar kolay olmayacaktır. Diğer taraftan Lillibet de onu tanıyormuş gibi görünen bu adama karşı engelleyemediği bir çekim hisseder.
Danielle Steel, Yıldızlar Sönünceye Dek'te gerçek aşkın sonsuza dek sürdüğünü ve eğer gerçekten seviyorsanız, asla o aşktan vazgeçmeyeceğinizi anlatıyor. İki ayrı zamanda yaşayan farklı iki çift üzerinden etkileyici, hatta zaman zaman sarsıcı bir üslupla ölümsüz aşkın öyküsünü dillendiriyor .
"İki farklı aşk hikâyesi reenkarnatif bir yolculukta bir araya gelerek okurları 'ebediyen' sözcüğüne inandıracak çarpıcı, tutkulu, zamansız tek bir aşk hikâyesine dönüşüyor."
-Publishers Weekly-
"Çetrefilli engelleri aşan ve yıllara yayılan bu romantik hikâye spiritüel bir cazibeye sahip."
-Kirkus-
"Steel'in reenkarnasyon ve ölümsüz aşk hakkındaki iki bölümlük hikâyesi tam da romans severlerin beğenisine hitap ediyor."
-Booklist-
(Tanıtım Bülteninden)
* Ön Sipariş Tarihi: 07/01/2015
Mutlu Sonlar Bahçesi
Hiçbir kış sonsuza dek su?rmez; hiçbir bahar sırasını savmaz… Du?nyanın tu?m renkleri solup kayboldu, gözlerin olmayınca. Kahkahanın eşlik etmediği bir mu?ziğe katlanamıyorum. Kokunu taşımayan havayı zar zor soluyabiliyorum. Parlak gu?n ışığını yalanlayan sert ru?zgârlar esiyor şimdi bahçemde… Neredesin? Yaşadığı trajedinin ardından Elsa Montgomery bir inanç krizine girer. Doğduğu kasabaya geri dönen Elsa, bir aşevinde gönu?llu? olarak çalışmaya başlar. Muhtaç insanlar için yemekler hazırlarken yu?reği anlam arayışını su?rdu?ru?r. Elsa'nın mu?tevazılığına tezat oluşturan kız kardeşi Tamsin ise kocası yu?zu?nden sahip olduğu her şeyi kaybeder; umudu dışında… Hayata tutunmaya çalışan iki kız kardeşle birlikte, arkadaşlığın ve dayanışmanın kol gezdiği, umutların filizlendiği yemyeşil bir bahçede dolaşmaya; aşkı yeniden tatmaya; bereketli toprağın, gu?n ışığının yenileyici gu?cu?yle tanışmaya hazır olun… Barbara O'Neil, en önemli malzemeleri umut, aşk ve inanç olan mutlu sonlar tarifiyle hem damağınıza hem de yu?reğinize hitap edecek, içinizi ısıtacak.
"Bu kitap sizi gu?lu?msetecek, ağlatacak, eski bir aşkın ya da sadece fırından yeni çıkmış taptaze bir parça ekmeğin hasretini çektirecek. Lezzet dolu her bir lokmasını sevdim."
-Jennie Shortridge, When She Flew kitabının yazarı
"Su?ru?kleyici… O'Neal'ın kararlı kadınlar, sevgiyle kurgulanmış karakterler ve gerçek duygularla yu?klu? romanı standart kadın romanlarından bir gömlek u?stu?n."
-Publishers Weekly
(Tanıtım Bülteninden)
Mevlana ve Şems'ten...
"Ne zaman bu şehre gelecek olsam, içimde bir heyecan duyarım.
Hz. Mevlânâ, düşünceleriyle benliğimi sarar. O çok büyük bir dahi, Müslümanlığı Türk ruhuna intibak ettiren ve çağları aşan büyük bir yenilikçidir."
-Mustafa Kemal Atatürk-
Bütün dünyada tanınan, okunan hayranlık duyulan; onun, "Bırakın beni güneş gibi dünyayı aydınlatayım," sözüne karşılık 'Doğudan doğan ikinci güneş' diye anılan Mevlânâ'nın ve onun yoldaşı, yareni Şems-i Tebrizî'nin eserlerinden özenle seçilmiş sözleri bu kitapta bulabilirsiniz.
(Tanıtım Bülteninden)
İmgenar Sokağı
"Mehtap Altan bu kez, başkalarını kendi öyküsel dili ve anlatımı içinden konuşturuyor. Özgün bir şair ve son derece yetkin bir konuşturucu olduğunu bilenler için bu şaşırtıcı değil. Çünkü şiirsel olanı tanıyan ve güzel söyleşen insanlar aynı zaman güzel söyler ve anlatırlar. İnsanoğlu kadar eski olan 'kıssa' (mesel/masal, hikaye, öykü…) dilinde Altan bize ne kadar incelikli, ne kadar içten ve ne güzel şeyler anlatıyor. Dili bir kanaviçe gibi, ince ince işlenmiş; dünyası saf, arı duru ve gizlice saran bir hüzünle gizemli…Eski(meyen) hayatın dedeleri, filmleri, sokakları, dervişsileri Altan'ın kaleminin dokuduğu kilimin nakışlarında nasıl da etkileyici biçimde beliriveriyor. Öykü dünyamız için bir kazanç olarak görmemizi gerektiren çok özelliği, güzelliği var Mehtap Altan'ın…
Fahri Tuna'nın 'imgeler kraliçesi' diye nitelediği, şiirle öykünün kesiştiği bir yerden konuşan bu şair-öykücünün kitabından çok tatlar alacağınızı, çok hüzünleneceğinizi, tanımadığınız, belki de tanıdığınızı sandığınız ama yakinen bilemediğiniz bir dünyaya seyahat edeceksiniz. İmgenar sokağı sizi bekliyor."
(Tanıtım Bülteninden)
* Ön Sipariş Tarihi: 05/01/2015
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)