20 Mart 2010

Yeniden Kitap,Kahve ve Çikolata Keyfi

kahve etk

Arkadaşlar, yeniden bir kitap, kahve ve çikolata etkinliği başlatıyoruz!
Şartımız değitirme kartlı olması ve hediyelerin Anneler Günü'nde sahiplerine ulaşmış olması!
23 Nisan'da etkinliğe katılım sona erecek, ben de sizlere bir ertesi gün çekiliş sonuçlarını bildireceğim! Sonra da size hediyelerinizi alıp size çıkan kişiye göndermek olacak!
Hediyelerimizi yayımlama tarihi ise 19 Mayıs Çarşamba günü! Etkinlik banneri ve başlığı ile birlikte yayımlıyoruz!
Keyifli bir etkinlik olması dileğiyle!EKime hediye alacağımı merak ediyorum şimdiden!
Sevgili dostlarım yoğunluğum nedeniyle sizleri her zaman ziyaret edemiyorum!
Özür dilerim!
Yeni yeni kitap-kahve etkinliklerinde buluşmak dileğiyle! Dostça kalın!

Not: Sevda'mın bu banner'ını da çok sevip benimsediğim için yeniden kullanmak istedim!

19 Mart 2010

Sizin Misyonunuz Hangisi?


Bu dünyada çeşit çeşit insan var, biliyoruz!
Bir de iki tip insan var:
1-insanlığa hizmet için göreve gelenler
2-İnsanları kendi amaçlarına ulaşmak amacıyla kullananlar yani insanları kendi çıkarlarına ulaşmak için hizmete koşanlar. Bu amaçla göreve gelenler!

Birinci gruptaki insanların tek derdi görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışmak! Her şeyin en iyisini yapmaya çalışmak. Kendileriyle yarışırlar böyleleri, insancıldırlar, komplekssizdirler! İnsanlarla alıp veremedikleri yoktur.Diğerlerine tepeden bakmazlar! Ezmeyi değil yardımlaşmayı benimsemişlerdir. Ezilmenin ne anlama geldiğini bilirler!
Başkarının onurlarını da en az kendi onurları kadar önemserler! Yaşayan bütün canlılara karşı aaygılıdırlar!

İkinci tip insan türü tehlikelidir,komplekslidir. Ezilmiştir. Bu yüzden ezmeyi seçer!
Bir zamanlar kim canını yaktıysa o aynı gruptan herkese bunu yaşatır! Onurunu kırmış olsun olmasın fark etmez! Belli gruptan kişileri aynı kefeye koyar!
Çıkarlarına ulaşmak ister, ayrımcılıktan yanadır. Kendisine farklı yaklaşılmasını ister!
Yolda görür, Allah'ın selamını kabul etmez! Çünkü ünvanı ile hitap etmeyi unutmuşsunuzdur! İnsan olduğunu unutmuştur! Yalnızca ünvanı ile vardır!
Adeta dünyaya daha doğrusu bir zamanlar muhtemelen aşağılanmış olduğu meslek grubuna zulmetmek, kan kusturmak için dünyaya gelmiştir!
Herkesi soytarı yapmaya çalışırlar ama aslında kendileri soytarıdır!
Bu tip insanları Allah'a havale ediyorum!Allah, ıslah etsin diyorum!
Böyle bir yazıya konu olabilmek te büyük meziyettir doğrusu, tebrikler (!)
Sahi sizin misyonunuz hangisi?

7 Mart 2010

Kargalar Bize Ne Öğretir



İnsanlar kargaları sevmemiştir.

İnsanlara dik dik bakan, siyah renkli türleriyle çevrede dolaşan kuşlar sevilmemiştir.

Hep büyücülere, falcılara, kuşku uyandıran kişilerin yanına yakıştırılmıştır.

Oysa insanlar kuşların çoğunu sever.

Küçük serçeler cıvıldaşırken ekmek kırıntıları verirler.

Güvercinler uğurlu sayılır.

Barışın simgesi de güvercindir.

Kumrular aşk konusunda örnek gösterilir.

Kartal gücün simgesi olmuştur.

Martılar deniz kıyılarının süsüdür.

Ama kargalar? Hayır. Bizden uzak olsunlar.

Ama kargalar da işte bu tutuma aldırmamışlardır

Kentlerin her yanına yayılmışlardır.

Onları kimse beslemez, kimse yanına yaklaştırmaz.

Ama kargalar kendi başlarının çaresine bakarlar.

Bize verdikleri ilk ders de budur:

DAYANIKLILIK.

Hiç kimseden bir şey beklemeden hayatta kalma sanatı.

Kargalar bu sanatın ustalarıdır.

Sevilmedikleri halde, beslenmedikleri halde, korunmadıkları halde yaşamlarını sürdürürler.

İyi de bunu nasıl başarırlar?

Zekâları ile.

En zeki hayvanlardandır.

Aptal karga imgesi yanlıştır.

Kargalar dörde kadar saymayı öğrenen bir kuştur.

Zekâları ile bir, dikkatleri ile iki.

Yediklerini yerler, yemediklerini gömer, biriktirirler.

İkinci ders de budur:

YARININI DA DÜŞÜNECEKSİN.

Birbirleri ile güçlü bir dayanışmaları vardır.

Birisine bir şey olsa hepsi çevresine üşüşüp yardım etmeye çalışır:

TÜRDEŞLERİNE DESTEK OLACAKSIN.

Kendilerine yapılan kötülüğü de, iyiliği de unutmazlar.

Bir kargaya kötü davranan birisi bütün kargaların saldırısına uğrar.

Bu da onların çok yaşanan özelliğidir.

Bize de ondan bir ders çıkar:

SANA YAPILAN İYİLİĞİ DE, KÖTÜLÜĞÜ DE UNUTMAYACAKSIN.

Kargalar böyle diyor, ama biz de bu dersi daha insanca okuyalım:

İyiliği unutmayalım, kötülüğü -eğer kalıcı değilse- unutmayı yeğleyelim.

Ama KARGALAR bize neler öğretiyor?

Kulak verelim ve ÖĞRENELİM...

ERDAL ATABEK

6 Mart 2010

Enfesss İncir Reçeli'nin Tarifi



Merhaba, nihayet okulumuzun da bilgisayar işleriyle ilgilenen, güvenilir, dürüst, beyefendi Hüseyin'in dünyalar tatlısı annesi Saliha teyze'den enfess incir reçelinin tarifini alıp yayımlayabildim. Biraz fazlaca gecikme oldu çünkü görüşemedik. Ben, İstanbul'a geldim.İşlerimizin yoğunluğu derken tarifi alıp yayımlamaya ancak fırsat bulabildim.
Bu seneki yoğunluğu başka hiçbir çalıştığım okulda görmedim ben! Yoğun bir tempoda çalışıyoruz! Zevkli, eğlenceli, müdürümüz de çok destekleyici!
Siz sevgili dostlarımın sitelerini, bloglarını ziysret edemiyorum son aylarda! Çok istiyorum ama benim çok kıskanç bir kedim var! Gösterilen ilgiyle yetinmeyi bilemiyor ne yazık ki! Ben de bilgisayar başında daha uzun zaman geçirmeyi ondan açılnmış zaman oalrak düşünüp suçluluk duyuyorum açıkçası!
Reçel tarifimize gelelim mi? İncirler, kendi bahçelerinden! Tarifi buna göre verdi!



İnir Reçeli Tarifi

100 tane incir(incirler küçükse 120 tane)kopartılır, yıkanır, süzülür.

Tencereye bütün olarak konur. 5 kilo şeker kullanılır.

1 limon küçük küçük doğranır. Reçel kaynatılır. Kaşığa alınıp kontrol edilir.

Kaynamaya başlayınca kısılır. Reçel istenilen koyuluğa ulaşınca altı kapatılır.

Afiyet olsun!

Sevgili dostlarım, ilk fırsatta yeniden buluşmak üzere dostça kalın! Keyfli bir hatasonu geçirmeniz dileğiyle!

27 Şubat 2010

ANNİŞİMİN REÇELİ


Merhaba, doktor kontrolleri için İstanbul'a geldim.Rutin kontrollerden arta kalan zamanda annişimle keyif yapıyoruz! Sohbet ediyoruz! Annişimin enfes yemeklerinden yeme ayrıcalığına sahibim kısacası! Tatil ve kontrol birarada gibi oldu!


Annişim de onun reçellerini çok sevdiğimi bildiği için bana bu kez enfes bir portakal reçeli yapmış! İki gündür yemeye doyamıyorum!
Tarifini veriyorum.

Portakal Reçeli

Malzemeler:


1 kg portakal kabuğu

600 gr şeker

1 bardak su


1/2 limon suyu

Yapılışı:

Portakal kabukları ince küp şeklinde doğranır. Bir miktar su ile 2-3 dk. kaynatılır. Delikli kepçe yardımıyla soğuk suyun içine atılır. Sonra yeniden kaynar suyun içine atılır.
Aynı işlem 4-5 kez yinelenir.

Sonra 600 gr şeker ve bir bardak suyla kaynattığımız şerbetin içine koyar ve yaklaşık 20-25 dk. pişiririz.
Ocaktan almadan önce 1/2 limon suyu sıkarız! Ocaktan aılp soğumaya bırakırız!

Afiyet olsun!


Resimleri daha sonra düzenleyip yeniden yayımlayacağım! Picasa'nın damarı tutmuş durumda!
Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın! Mutlu, keyifli ve neşeli bir haftasonu tatili dileğiyle!

19 Şubat 2010

Bir Musibet...


"Bir musibet bin nasihatten yeğdir!"

Annelerimiz bizi, bir bir konuda sürekli olarak uyardıklarında, hayır deyip te rest çektiklerinde engellendiğimizi düşünüp karşı koyuyoruz!
Ve kendi kararlarımızla yola devam etmek istiyoruz ki bunun bedellerini de ödüyoruz!
Bu bedeller bazen çok çok ağır olabilir. Uykusuz geceler geçirebiliriz! Sıkıntılar yaşayabiliriz!
Ama maalesef yaşantılar, kendi kararlarımzla yaptıklarımız kimi zaman çok daha öğretici olur! Ucunda bedel ödemek olduğu için! Ucunda büyük ve ağır dersler olduğu için!
Ama her şeye raqğmen annelerimizle buzları erittiğimiz, onların sağlıklı olduklarını, bizi desteklediklerini bildiğimiz için yüreğimiz hafifler!
Sıkıntılar katlanılmaz olmaktan uzaklaşır! ;))

14 Şubat 2010

ENFESS BİR İNCİR REÇELİ


Merhabalarr, marketlerden alınma reçeli bir yana bırakalım. İlk olarak Sevincimin incir reçeline bayıldım, parmaklarımı yiyecek hale geldim. Ardından annişim, hatırımı kırmadı ve bana koca bir kavanoz incir reçeli yaptı. Fotoğrafını çekmeye ömrü vefa etmedi. Hem çok kısa bir sürede bitti hem de fotoğraf makinemin bozuk olduğu zamana denk geldi! Maalesef! :(((


Yoksa ben, annişimin, sırf Burçiş'i için yaptığı güzelim reçelin resmini çekmez miydim hiç?
Reçel bitince ben de yas sürecine girdim. Annemden yeniden reçel yapmasını istedim. O sırada bayramdı, atamamdı, annemin, uygun inciri bulamaması derken yeniden reçel yapma projesi de rafa kalktı.


Neredenn nereye, Misi, benim bilgisayarımın üzerinde yatıp uyuyup ayarlarını bozacak ta biz de İpsala'da bilgisayarcıdan yardım isteyeceğiz!
Ve annemle bilgisayarcımızın annesi dostluk kuracak. Sonra o güzelim mavi gözlü, temiz pak yüzlü anne, bahçesindeki meyve ağaçlarından, yaptığı reçellerden söz edecek. Benim annem, kızının incir reçeli için ölüp bittiğini söyleyecek te o tatlı teyze, benim için iki kavanoz reçel getirecek, verecek!
İşte incir reçelinin öyküsü bu! En kısa zamanda bu güzelim reçelin tarifini isteyip sizlerle paylaşmak farz oldu!


Mutluluk,mutfakta mı gizli,nerede gizli bilemiyorum, dört ay tarif marif yayımlamamışımm. İnanılmaz bir durum bu! Keyif te paylaşamammışım pek! Siz
dostlarımla mutsuzluğumu paylaşmışım. Beşinci ayda şeytanın bacağını kırıp erikli bomba tarifine yer verebilmişim! Nihayettt!
İncir reçeli yapan teyzeme bir kez daha teşekkür etmenin zamanı geldi.
İki kavanozun bir kısmını sömestr'da eve götürdüm. Anneme yani! Orada yedim. Az biraz da Bahar'ıma verdim! İkinci kavanozu biraz önce reçel kabına boşalttım.
Canım arkadaşım Bahar'ım, yarın göreve başlayacağı, ona kavuşacağım için çok mutluyum! Onu çoook özledim!
Hamiş: Enfess incir reçelinin eşlikçisi Dr. Oetker "Kaymak Tadında" krem şanti. Gerçekten de kaymak tadında, çok lezzetli! Reçelle de çok güzel uyum sağladı!
Dilerseniz, çırptıktan sonra streç filme sarıp buzluğa koyabiliyor, gerektiği kadarını kesip kullanabiliyorsunuz!

En kısa zamanda incir reçeli tarifi ile aranızda olacağım! İyi hattalar! Kucak dolusu sevgilerrr!