29 Haziran 2008

HAYAT OLDUKÇA...


"Hayat oldukça ümit vardır."
Portekiz Atasözü


Geçtiğimiz günlerde bir yazıda okudum bu yazıyı. çok çok beğendim, dostlarımla ve arkadaşlarımla paylaşmak istedim. Hepimizin kendimizi çaresiz, kötümser, keyifsiz duyumsadığı
günler vardır.

Oysa her yaşanan olayın da bir çözümü vardır. Bazıları daha çabuk çözüme kavuşur bazıları da daha uzun sürede.


Ama yaşam, doğa sürprizlerle dolu! Doğa, kendisine hoyratça davranıldığı halde bize cömertçegüzellikleri sunmaya, yüreğimize neşe, coşku vermeye, bizi hafifletmeye devam ediyor!
Çok sevdiğim, daha önceden yayımladığım bir şiiri yeniden okuyup anımsayalım mı? Çünkü başka hiç bir şiir bunun yerini tutmuyor!


Güneşin Olsun Gönlünde

Güneşin olsun gönlünde

Kar bile yağsa, ya da fırtına olsa

Gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa

Güneşin olsun gönlünde

O zaman gelsin ne gelirse

Doldurur ışıklarla en karanlık gününü

Bir şarkın olsun dudaklarında

Sevinçli ezgilerle

Seni günlük tasalar bunalıma boğsa bile

Bir şarkın olsun dudaklarında

O zaman gelsin ne gelirse

Yardım eder savuşturmaya en yalnız gününü.

Başkaları için de bir diyeceğin olsun

Tasada ve bunalımda

Ve kendi ruhunu şenlendirecek her şeyi

Söyle onlara da, bir şarkın olsun dudaklarında.

Yitirme sakın yürekliliğini

Güneşin olsun gönlünde

Ve her şey iyi olacak.

Cesar Flaischlen





















PASKALYA ÇÖREKLİ HAFTA SONU!

Merhaba Arkadaşlar! Bir aydır hiç yazı yazmıyorum. İçimden gelmiyor! Nedenini biliyorsunuz, değil mi? 15 Mayıs'ta "Kahve, Kitap ve Çikolata Keyfi" etkinliği yazımı yazıp yayımlamam gerekiyordu.
Ancak henüz hediyesi eline geçmemiş arkadaşlar vardı. Sonra okulların tatil olmasını bekledim. Şimdi yalnızca birinin hediyesi eline ulaşmadı hatırladığım kadarıyla ama bu durum beni çok üzdü. Daha önceki iki etkinlikte de herkes hediyesine kavuşmamış olsa da söz verdiğimiz gibi gününde yayımlıyorduk, yayımlıyordum. Şimdi elim kolum kalkmıyor sanki. Zaten uzunca bir süre etkinlik düzenlemem herhalde!
Bu hafta fırsat bulur bulmaz etkinlik yazısını yayımlayacağım!
Bu arada boş durmuyorum, hafta sonları kekler yapıyorum. Ekmek makinesinde yaptığım için yayımlamamayı tercih ediyorum. Belki görünümüne çarpılıp birini yayımlarım.

Dün akşam da Paskalya Çöreği yaptım. Dr. Oetker tariflerinden. Ama benim okuduğum tarifte mahlep yoktu, ben de unuttum doğrusu. Annem sorunca aklım başıma geldi.
Biraz daha şeker koymalıyım bence. Ama ekmek makinesinde hamurumu yoğurdum, şekillendirdim, fırına attım. Kıvamı yumuşacık. Tadı da çok iiyi, çok yakın bir lezzet oldu.
Evvelki yıl yaptığım hiç ne tadı ne kıvamı yönünden yakınından yamacından geçmiyordu.
Bu kez cesaret kazandım yaptım, kendimi başarılı buldum arkadaşlar.
Bir daha ki sefere biraz daha şeker ve mahlep ilavesiyle % 100'lük bir başarı elde edeceğiz!

Tarife geçelim mi?

Paskalya Çöreği

Malzemeler (Hamur için)

500 gr un ( 4.5, 5 su bardağı) un (benim ölçü bardağıma göre dört bardak)

1 poşet Dr. Oetker instant maya

125 gr yumuşak margarin

1/2 çay bardağı toz şeker (bir çay bardağının tamamı ya da tamamına yakın koymakta yarar var, şekeri biraz az gibi )

1 yumurta

200 ml ılık süt (bir su bardağı ya da iki çay bardağı)

Üzeri İçin:

1 yumurta sarısı

Hazırlanışı:

Unu eleyip maya ile karıştırın. Üzerine margarin ,toz şeker, yumurta ve ılık sütü ekleyip yaklaşık 5-10 dk. yoğurun. Üzerini kapatıp oda sıcaklığında hamur hacmi iki katına çıkıncaya kadar (yaklaşık 40-50 dk.) bekletin. Süre sonunda hamuru 21 eşit parçaya bölün, her birini 15 cm boyunda uzatın. Bu hamurları üçerli olarak saç örgüsü biçiminde gevşek olarak örün. Fırın tepsisine aralıklı olarak sıralayın. Üzerini kapatıp 30 dk. bekletin. Üzerlerine yumurta sarısı sürün, ısısı 180 C'ye getirilmiş fırında 20-30 dk. pişirin. Fırından çıkarınca üzerini kapatın. Sıcak ya da soğuk olarak servis yapın.


Ustanın Sözü: Annem, hamura bir tatlı kaşığı mahlep koymanın yeterli olacağını söyledi.
Ben, ekmek makinesinin haznesine malzemeleri ekmek yapma sırasına göre koydum, hamurumu makinem yoğurdu. Ben de bir tane büyük saç örgüsü yaptım, hamurun kalanını yuvarlak olarak biçimlendirdim.
Hamurun üzerine süreceğim yumurta sarısının içerisine file fındık koydum, karıştırdım. Böylece fındıklar dökülmedi. Tarifte fındık ta yoktu.
Fırından çıktığında biçiminin pek saç örgüsüne benzemediğini gördüm. Pişirdim. Onların ömrü resme yetmedi. Tarafımızdan tadına bakılarak büyük bir afiyetle bitirildi.

Bir daha dünyaya gelirsem kendi kedim olarak gelmek istiyorum. Annemin arkadaşı Zerrin teyze hep böyle söylerdi. Hak veriyorum, ben de aynı biçimde düşünüyorum.

Hiç ev cadısının yemek bulma, çalışma, para getirme gibi dertleri var mı Allah aşkına?
Tek derdi keyif, ilgi görmek, şımartılma, uyuma! Yemeği mutfağa getiriliyor, hep birlikte yemek yeniyor. Cadı kızım, kendisini de mamasının başına götürmemi bekliyor! İyi değil mi?

Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın! İyi Pazarlar, iyi haftalar!



































YE #35 ÇİKOLATA

Biricik arkadaşım
  • Sevda
  • 'm, yine enfes bir etkinlik düzenlemiş. Katılmamak olmaz! Hepimizin kalbini fethedecek muhteşem bir etkinlik! Ne kadar güzel tarifler öğreneceğiz, ne kadar güzel sunumlarla karşılaşacağız, neler neler öğreneceğiz sayende! Canım arkadaşım, ellerine, yüreğine sağlık!
    Ben, daha önce yayımladığım bir tarifle katılacağım! Çünkü çikolataya yenik düşmek istemiyorum. Sonrasında krize girip her gün yiyorum. Yiyemediğimde baş ağrıları çekiyorum.
    Şimdi çikolata ile aramızda bir mesafe var, arada sırada canım çok çekince azıcık yemeye çalışıyorum. Yaparsam da yiyeceğim, karşı konulamaz bir lezzeti var çünkü!

    Gelelim
  • pastaci
  • Burcu'nun tarifi Truff tarifine! Gerçi benimkiler boyut olarak çikolataya benzedi ama hiç te fena görünmüyor değil mi?

    Truff Tarifi
    (Burcu, pasta yapımında kullanmış truffları)

    Malzemeler:

    200 ml süt kreması (1 küçük kutu)

    500 gr Bitter kuvertür

    Bir de üzeri için kakao ya da toz çikolata

    Yapılışı:


    Süt kremasını ocağa koyun, kaynama noktasına gelince ocaktan alıp içine doğranmış bitter çikolatayı ekleyip karıştırarak eritin ve katılaşana dek buzdolabında bekletin.

    Katılaşınca dolaptan çıkarın. Küçük parçalar koparıp avuç içinde yuvarlayın ve top top yapıp kakaoya bulayın.

    Benim notum: Serin bir yerde muhafaza edin, buzdolabında çok sertleşiyor.

    Yeniden buluşuncaya dek sevgiyle kalın! İyi Pazarlar hepinize!

    28 Mayıs 2008

    ANNEMİN YEMEKLERİ!

    Sevgili komşum
  • Lama
  • çok çok güzel çok çok anlamlı bir etkinlik düzenlemiş. Sevgili komşumun eline, yüreğine sağlık! Yeni annemiz ne bebeği Zeynep'i ne de bizleri ihmal ediyor! Zeynepçiğim, sen çok şanslı bir bebeksin!

    Biz, etkinliğe annemin Yayla Çorbası ile katılıyoruz. Bu çorbanın bizim ailede önemi çok büyük çünkü ne zaman hastalansak, yatağa düşsek annem bu çorbayı yapar! Bize de en kısa zamanda iyileşmek düşer.


    İş yoğunluğunda hastalığı ayakta atlatmaya çalışırken annemin hastalık zamanı yaptığı çorbayı ararım. İçemezsem moralim bozulur, bağışıklık sistemim iyice çöker.
    Annem ve ben çalışırken bazı istekler anında karşılanamazdı. Şimdi annem emekli olduğu için her an yanımda. Dolayısıyla hastalandığımda şanslı hastalardan oluveriyorum, moralim yerinde oluyor. Sanki annemin yaptıkları benim için manevi koruma, zırh oluşturuyor.
    Bir ara "Tavuk Suyuna Çorba" kitapları vardı ya annemin çorbası da aynı etkiyi, sıcaklığı, huzuru veriyor.
    Tarife geçelim mi?

    Malzemeler

    2 çorba kaşığı tepeleme un

    1 çorba kaşığı nane

    3 çorba kaşığı Becel margarin

    250 gr yoğurt

    1 kahve fincanı pirinç

    Yeteri kadar tuz, karabiber

    4 su bardağı su

    Yapılışı:

    Un, yağda, kokusu gidene kadar kavrulur. İçine nane eklenir. Bir iki karıştırıldıktan sonra bir kapta yoğurtla karıştırılan su ve pirinç eklenir. Kaynamaya bırakılır. Pirinçler yumuşayınca tuzu, karabiberi eklenir. Altı söndürülür.

    Not: Bildiğimiz gib aslında çorbaya limon ve yumurta sarısı karıştılarak konur, terbiye edilir. Bu da hafif ekşi bir lezzet verir.
    Ama annem daha hafif, kolesterolsüz olması açısından yoğurdu fazla koyuyor dolayısıyla terbiye ye gerek kalmıyor. Lezzetinden hiç bir şey eksilmiyor!

    Ben de bu çorbayı bir kaç kez annemin verdiği tarifle yaptım, lezzetli de oldu, annem beğendi. Ama sanki annemin eli değmeyince sihir bozuluyor, aynı tarif olsa bile o tadı alamıyorsun.

    Allah, annemi, annelerimizi başımızdan eksik etmesin. Onların manevi desteği her yaşta önemli. İnsanı sakinleştirebilen tek mucize annelerimiz! Onların üstüne yok!







    26 Mayıs 2008

    YE#34 BULGUR ETKİNLİĞİ

    Sevgili komşum,

  • Derya
  • 'nın hazırlamış olduğu Bulgur Ye Etkinliği'ne çok severek katılıyoruz. Çünkü annem ve ben bulguru çok çok seviyoruz, kolesterol yok, kan şekerini yükseltmiyor. Bu nedenle bulguru pirinçten daha sık tüketiyoruz özellikle de esmer bulguru. Sebzeli pilav, kısır, mercimekli köfte, patates köftesi, sarımsaklı köfte nadiren de olsa içli köfte severek yaptığımız yediğimiz yiyecekler. Hatta anniş, Meral'imden etsiz çiğ köfte yapmanın sırrını öğrendi, parmaklarımızı ısırarak yerken! Biz, etkinliğe yıllar önce ablamın Urfalı komşusunda tanıştığımız, yapmayıkafama koyduğum "Yumurtalı Köfte" tarifi ile katılıyoruz! Köfteyi, etkinlik için Cuma günü annişim yaptı! Resimleri çekmek, yazıyı yazmak, yayımlamak ta bana düştü! Tarif aylar önce aldığım "Bulgur Yemekleri" adlı kitaptan! Bulgurseverlerin ellerinden düşüremeyecekleri çok çok güzel bir kitap! Elinizin altında bulunmasında yarar var!

    Malzemeler:

    1 tatlı kaşığı pul biber

    1 1/2 su bardağı sıcak su(yaklaşık)

    1 büyük boy soğan

    3 orta boy yeşil soğan

    4 diş sarımsak

    3/4 demet maydanoz

    2 su bardağı köftelik bulgur

    1 tatlı kaşığı tuz (tarifte 2 tatlı kaşığı tuz kullanışmış ama acı biber salçasının da tuz oranını düşünürsek miktarı yarıya indirmekte yarar var)

    1 tatlı kaşığı karabiber

    1 yemek kaşığı salça

    1 yemek kaşığı acı biber salçası

    1/2 su bardağı sıvıyağ (tarifte tereyağı kullanılmış ama biz sıvıyağ kullanmayı tercih ediyoruz)

    4 adet yumurta

    Yapılışı:

    Pul biber, bir yemek kaşığı ılık su ile 5 dk. ıslatılır. Kuru ve yeşil soğanlar, sarımsaklar soyulur ve yıkanır. Maydanoz yıkanır ve ayıklanır. Kuru soğan, yeşil soğan ve maydanozlar ince kıyılır, sarımsaklar ise dövülür. Bir tepside bulgur, kuru soğan, sarımsak, tuz, karabiber, pul biber, domates ve biber salçası zaman zaman ele su alarak bulgur yumuşayıncaya kadar iyice yoğrulur.
    Tavaya sıvıyağ konulur, yumurtalar kırılır, ak ve sarıları sertleşince ateşten alınır ve yağı köftelik karışıma süzülerek yoğrulur. Kıyılmış yeşil soğan ve maydanoz ilave edilir. Fazla yoğurmadan karıştırılır. En son pişirilmiş yumurtalar eklenir. Yumurtalar fazla parçalanmadan karıştırılır. Birer avuç ya da bir kaseye konarak servis tabağına ters çevrilir.

    Şuraya bakın, kediler, keyif yapmak için dünyaya gelmişler adeta! Ev geçindirme, iş, yemek kaygısı yok! Yediği önünde yemediği arkasında! Bazen kıskandırıyor beni, işe gitmesem de kızımla keyif yapsam diye düşünüyorum! En sevdiğim iş, kızımın çeşit çeşit resimlerini çekmek gördüğünüz gibi! Kızımsız yazı olmaz!
    Tarifi de söz verdiğim gib yayımladığıma göre yeniden buluşuncaya dek hoşçakalın!





    25 Mayıs 2008

    DOĞA VE DOSTLARLA BAŞBAŞA!

    Soldan sağa, Sevincim, Ceylanım, annişim!

    Annem, Sevincim ve Ceylanımla birlikte ne kadar zamandır niyetlendiğimiz hafta sonu programımızı nihayet geçen hafta gerçekleştirebildik.
    Cumartesi sabahtan annişimle, Sevincime gitmek üzere yola çıktık. Öğleye doğru Sevinci'min evine ulaştık, kahve, Sevincimin piknik için hazırladığı önce göz doyuran nefis mi nefis muffin (o kadar kocaman ki ancak yarısını yiyebilirsiniz) eşliğinde biraz keyif yapıp dinlendikten sonra hep birlikte Emirgan'a gittik.
    Pembe Köşk'ün yakınındaki masalardan birinde oturduk,Sevincimin, piknik için hazırladığı enfes yiyeceklerimizi çıkardık. afiyetle yedik.

    Sevincimin hazırladığı nefisss yemekler!


    Bir ara Ceylan'ın ağabeyi Evren de arkadaşıyla birlikte aramıza katıldı! Soldan sağa Evren, Ceylan ve Nurullah!


    İki kafadar!

    Sevincimle, eski Türk Filmleri'nden çıkıp gelmiş gibiyiz!

    Ceylanım, Sevincim ve bendeniz!

    Yürüyüşe çıktık, bol bol sohbet ettik, Ceylanım, sincap resimlerini yaklaşarak büyük bir başarıyla çekti.

    Biz kendimizi çok güzel eğlendirdik, Ceylanım, ipod'unu hoparlörü ile birlikte yanına almıştı, kulaklarımız da güzel bir ziyafet çekti. Ama çimlerin sık olmayışı canımızı sıkmadı değil doğrusu!
    Daha sonra oradan ayrıldık, Emirgan Çınaraltı'nda rahatlatıcı bir esinti eşliğinde çaylarımızı yudumladık, evimize döndük.
    Annemi,gece boyu öksürmekten, horlamaktan dolayı uyutmamışım, faranjitim yine nüksetti.Ama sabah, toparlamış olarak kalkınca Anadolu Hisarı tehlikeye girmekten kurtuldu.

    Sevincimin,hazırladığı eşsiz kahvaltı ve kahve keyfinin ardından Evren'im, bizi Bebek'e indirdi, oradan vapura bindik.Kandilli'de indik.

    Adı gibi zarif kardeşim benim!

    Keşif amaçlı uzun süreli turun ardından Anadolu Hisarı'na gittik, Güverte Balıkçısı'nı keşfettik, balıklarımızı ısmarladık.

    Salata enfesti! Kekikli, pulbiberli, zeytinyağı eşliğinde zeytin, balık lezzetliydi ama deniz börülcesini öyle fazla haşlamışlar ki pörsümüş! Tek kusurları bu! Hatta burada sabah kahvaltısı bile veriliyormuş, biz yemek yerken kahvaltı edenler vardı! Anadolu Hisarı İskelesi'nin hemen karşısında!Bir sürü merdiven var ama değer, manzarası müthiş, şiddetle öneririm, biz bundan sonra sık sık oraya gitmeye karar verdik.


    Çaylarımızı da keyifle yudumladıktan sonra ayaklarımız geri gittiği halde vapurumuza bindik, tatlı sohbetimizi sürdürdük. Evimize döndük! Evimizde çayımızı demledik.
    "Benim Annem Bir Melek" dizisini sohbet eşliğinde izledik!Hepimiz bayılıyoruz o diziye! Bütün oyuncular çok güzel oynuyor! Oya Başar bitirim! Çok gülüyoruz! Geçici bir süre de olsa insana her şeyi unutturuyorlar, insanın kafası dağılıyor! Pazartesi sendromunu yok eder!


    Anadolu Hisarı kedisi



    Bu kadar güzel geçen iki gün için başta Sevincime, anneme ve Ceylan'ıma çok çok minnettarım!
    Dönüş zamanı geldi, annişle evimizin yolunu tuttuk, bir de baktık ki Cimiş bana küsmüş, zor barıştı. Sen misin iki koca gün kızını yalnız bırakan?

    En kısa zamanda etkinlik yazısıyla buluşmak dileğiyle! İyi haftalar sizlere!