15 Kasım 2007

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM!



BİRİNCİ ŞİMDİ
Çocuklukta büyüktüm, oyunlara girmedim..
O bahçelerde kaldı oynanmamış oyunlar.
Ben şimdi anlıyorum oyunda çocukları;
Ne zaman,nerde, baksam, beni de oynuyorlar.
Özdemir ASAF

Merhaba Sevgili Arkadaşlar,Dostlar!
Bugün benim doğum günüm! Pasta, benden, süslemeler annişten!Bir de Hesna'nın bir tarifini uyguladımn, onu da daha sonra paylaşırım!Güzel bir gün geçirdim, öğrencilerimle, okuldaki çalışma arkadaşlarımla doğum günümü kutladım! Sürpriz telefonlar aldım!
Hele Seblam, ne yapmış, anımsamış, doğum günüm için bana e-kart yollamış, facebook'ta da kutlamasını gördüm, çok mutlu oldum!
Çok teşekkür ederim
  • Sebla
  • cığım, doğum günümü anımsdaman çok büyük bir incelikti!
    Bir yaş daha kazandım, sağlıkla, keyifle, hep birlikte nice yaşlara!

    ÖĞÜT
    Okulda, anladıkça başaracaksın.
    Yaşamda başardıkça anlayacaksın.
    Gelecek mutlu-mutsuz, inanmasan da;
    Gözlerin yaşardıkça anlayacaksın.

    YAKI

    Özleyince anlarımdan çalmaktayım,
    Düşlerime çalmaktayım anılarımdan...
    Onlardan bir yakınan yok da,
    Hırsızlar yakınıyor çaldıklarımdan.

    Özdemir ASAF

    10 Kasım 2007

    Ulu Önder Atatürk'ün Milletine Verdiği Armağanlar!



    Dün, yayımladığım yazıda, Atatürk'ün özdeyişlerine,Atatürk ile ilgili yazılan şiirlere yer vermem yetmedi!
    Bir de Ulu Önder Atatürk'ümüzün çok çok sevdiği milletine, Türk halkına verdiği armağanları yazarak hatırlamak gerektiğini düşündüm!



    İşte, Atatürk'ün, Türk Ulusuna verdiği armağanlar, kazandırdıklarından bazıları:

    *Ulusal Egemenlik anlaşına dayalı,modern,laik Türkiye Cumhuriyeti

    *Ulusal bağımsızlık

    *Türk bayrağı

    *İstiklal Marşı

    * Devrimler (Öğretimin birleştirilmesi,dilin Türkçeleştirilmesi,Şapka Kanunu, Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı,....)

    * Akılcılık, bilimcilik,

    *Devletçilik, halkçılık

    *İş Bankası, Atatürk'ün ve 37 kişinin yok paralarından kazandıkları parayı sermaye olarak ortaya koymalarıyla kuruldu.

    *Atatürk Orman Çiftliği

    *Yazmış olduğu bilimsel kitaplar

    Evet, benim şu anda anımsadıklarım bunlar!
    Yalnız şunu da belirtmek gerekir ki, Atatürk, hastalığı sırasında tedavi ücretini, yurt dışından getirttiği ilaçların parasını bile kendi cebinden ödemiştir.
    Bir önderin, bir liderin, mirasını bütünüyle milletine bırakması dünyada, çok ender
    rastlanan bir durumdur!
    Bir önderin, çocukları sevmesi, gençlerden korkmayıp onlara güvenmesi, kurduğu devleti, Cumhuriyeti gençlere emanet etmesi çok rastlanan bir durum değildir!
    Bir önderin, çocukları, gençleri, milletini gerçekten çok sevmesi, onlara Ululsal Egemenlik ve Çocuk Bayramı,Gençlik ve Spor Bayramı, Cumhuriyet Bayramı armağan etmesi,Cumhuriyet Baloları düzenlemesi, halkıyla birlikte Bayram coşkusunu yaşaması
    hiç te öyle sık rastlanan bir durum değildir!
    Bütün bunları bize armağan eden Atatürk'e bir kez daha teşekkür ediyorum!
    Ata'm, seni içimde yaşatıyorum, biliyorum sen ölmedin!
    Ama bazen ümütsizliğe kapılıyorum o zaman işte seni çok özlüyorum! Daha rahat, huzurlu olman dileğiyle!
    Ata'm, şartlar ne olursa olsun daha çok kazanmak için asla seni de kendimi de satmayacağım! Az kazanıp onurlu,senin izinde bir yaşam sürmeye devam edeceğim!
    Ve, küçük öğrencilerime Atatürk sevgisi aşılamayı ömrüm boyunca sürdüreceğim!
    Ne mutlu Türk'üm diyene!


    Bu fotoğraf, Atatürk'ün Kur'an Kültürü kitabı ve anılarında yer verdikleri onun ne kadar inançlı bir insan olduğunu yeterince ortaya koymuyor mu?
    Atatürk, arkadaşları ile namaz kılmaya gidiyor ama diğerlerinin yanında adı geçmiyor! Çünkü adını çeşitli yöntemlerle karalamaya çalışanlar var!
    Gördüğümüz fotoğrafta da hocanın yanında ellerini açmış dua ediyor, ne kadar gösterişten uzakta!

    Tıklayın lütfen,

    Atatürk'ün, İslama bakış açısı:

    http://deepataturk.blogcu.com/178654

    http://www.türkbilim.net/ataturk/ataislam/dindarligabakisi.htm

    http://www.aa.com.tr/images/stories/ataturk/ataturk.html (125. doğum yılında Atatürk resimleri)

    Bir kez daha Atatürk'ün, Türk Gençliği'ne Hitabesi'ni hep birlikte anımsayalım, derin anlamını düşünelim milletçe!

    Gençliğe Hitabe

    Ey Türk gençliği!
    Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

    Ey Türk İstikbalinin evladı!
    İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır!
    Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

    20 Ekim 1927


    Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun günümüz Türkçe’sine uyarladığı Gençliğe Hitabe

    "Ey Türk Gençliği!
    Birinci ödevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır.

    Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli (güven) kaynağındır. Gelecek de, yurt içinde ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek isteyecek kötüler bulunacaktır.
    Bir gün, bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için içinde bulunacağın ortamın olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin!
    Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz olabilir.
    Bağımsızlığına ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir yenginin temsilcisi olabilirler.
    Zorla ya da aldatıcı düzenlerle, sevgili yurdunun bütün kaleleri alınmış, bütün gemi yapım yerleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine eylemli olarak girilmiş olabilir.
    Bütün bu durumlardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, aymazlık ve sapkınlık ve üstelik hainlik içinde bulunabilirler.
    Dahası, yönetim başında bulunan böyleleri, kişisel çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan (dış) düşmanların siyasal amaçlarıyla birleştirebilirler.
    Ulus, yoksulluk ve darlık içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir.

    Ey Türk geleceğinin genç kuşakları!
    İşte bu ortam ve koşullarda bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve cumhuriyetini kurtarmaktır.
    Gereksindiğin güç, damarlarındaki soylu kanda vardır."

    20 Ekim 1927

    9 Kasım 2007

    Her Yıl Ata'mızı Bir Kaç Kat Daha Hüzünle Anıyoruz, Özlüyoruz!



    "Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur."

    "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar."

    "Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar."

    (Bir banka reklamında Atatürk'ü canlandıran Haluk Bilginer'i seyrettiniz mi? Ben, biraz önce gözyaşları eşliğinde seyrettim, büyük sanatçıyı da, reklamı yapan bankayı da yürekten kutluyorum)



    "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir."

    "Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir."



    Doktorname ATA Takvim


    "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

    "Bu millete çok şey öğretebildim ama onlara uşak olmayı bir türlü öğretemedim."

    Tıklayın lütfen!

    Sarı Zeybek (Can Dündar'ın duyarlı, eşsiz anlatımıyla)

    "http://www.youtube.com/watch?v=NtsW0dj94gM"

    BENİ SEVMEK DEMEK

    Yaşatıyor musun devrimlerimi,
    Götürebiliyor musun yeni çağlara?
    Yazıyı, kılığı, hür düşünceyi
    Örnek ediyor musun uluslara?
    Atabiliyor musun zihinlerden
    Softalık, gerilik, tüm karanlığı?
    Adın var mı en yeni buluşlarda?
    Köye sokabildin mi aydınlığı?
    Sevebiliyor musun düşmanını?
    Bolluk mu bir uçtan bir uca vatan?
    Derim ki yolumda yürüyorsunuz,
    Büyüğünden küçüğüne o zaman...
    Halim YAĞCIOĞLU

    BÜYÜK TAARRUZ

    Dağlarda tek tek
    ateşler yanıyordu.
    Ve yıldızlar öyle ışıltılı öyle ferahtılar ki
    şayak kalpaklı adam
    nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
    güzel, rahat günlere inanıyordu
    ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
    birden bire beş adım sağında onu gördü.
    Paşalar onun arkasındaydılar.
    O, saati sordu.
    Paşalar `üç' dediler.
    Sarışın bir kurda benziyordu.
    Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
    Yürüdü uçurumun kenarına kadar,
    eğildi durdu.
    Bıraksalar
    ince uzun bacakları üstünde yaylanarak
    ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
    Kocatepe'den Afyon Ovası’na atlayacaktı...

    Nazım Hikmet RAN

    MUSTAFA KEMAL'LER TÜKENMEZ


    Tükenir elbet
    Gökte yıldızlar denizde kum tükenir
    Bu vatan bu topraklar cömert
    Kutsal bir ateşim ki ben sönmez
    İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez ..

    Ben de etten kemiktendim elbet
    Ben de bir gün göçecektim elbet
    İki Mustafa Kemal var iyi bilin
    Ben işte o ikincisi sonsuzlukta
    Ruh gibi bir şey görünmez
    İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez ..

    Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda
    Bilimin yapıcılığın aydınlığında
    Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben
    Evrensel yepyeni buluşlarda
    Geriliği kovmuşum ben dönmez
    İnanın Mustafa Kemal'ler tükenmez ..

    Başın mı dertte beni hatırla
    Duy beni en sıkıldığın an
    Baştan sona her şeyiyle bu vatan
    Sakın ağlamasın kasımlarda
    Fatihler, Kanuniler ölmez
    İnanın Mustafa Kemaller tükenmez ...

    Halim YAĞCIOĞLU

    8 Kasım 2007

    Dikkat Dikkat: Kahve Ve Kitap Keyfi'nin Dayanılmaz Hafifliği Etkinliği ile İlgili!



    "Kahve Ve Kitap Keyfi'nin Dayanılmaz Hafifliği Etkinliği'ne katılan canım dostlarım benim merhaba!
    Etkinliğe katıldığınız için bir kez daha teşekükr ederim!
    Kimi arkadaşlar, aldıkları hediyelerin coşkusuyla hemen bilgisayarın başına geçip hediyelerini yayımlamışlar! Hele bir de yakın, kafaca uyuştukları arkadaşlarından gelen hediyeler daha mutlu ediyor!
    Ben de, birinde fark ettim, sevincini, coşkusunu anlıyorum hatta sevincine ortak oldum, çok duygulandım, yorum bıraktım.
    Yaseminim, çok duyarlı davrandı, bana, etkinlik tarihini yanlış bilip bilmediğini sordu! Yasemin, tarihleri doğru biliyor! Yaseminciğim, sana buradan bir kez daha teşekükr ederim tatlım!
    Sevgili Dostlarım, hediyeler, 20 Kasım'a sahiplerine ulaştırılmış olmalı. Yani hediye ler en geç 20 Kasım'da sahiplerini bulmuş olmalı!
    Hediyelerimiz,hangi yakın arkadaşımızdan gelmiş olursa olsun sabırlı davranıp 10 Aralık'ta yayımlıyoruz!Yani 10 Aralık'tan önce hediyeleri sitelerde yayımlamak, oyun bozancılık etmek yok!
    Birazcık sabır!Anlaştık değil mi? Anlayışınız için teşekkürler!
    Sevgiyle Kalın!

    7 Kasım 2007

    Kahve Ve Kitap Keyfi Yeniden!



    Merhaba Sevgili Arkadaşlar, söz verdiğim gibi sizlerle kitap ve kahve keyfi yapmak için buluştuk!
    Kurabiye tarifi Canım arkadaşım
  • Sevda
  • 'dan, Kakaolu Kurabiye. Sevdam, yardımıma yetişti, ben Sevgili arkadaşım
  • Yasemin
  • 'in "Gönül Dostları Etkinliği'nde hediye etmiş olduğu kurabiye kalıplarını kullanmak için gönlüme göre bir kurabiye tarifi bulamazken sitesinde verdiği tarifle imdadıma yetişti(burada Sevdamın güzel etkinliğini yeniden anımsıyorum nutlulukla, keyifle).


    Şimdi kitaplarımıza geçelim mi?




    "Sevdalım Hayat" Zülfü Livaneli'nin çocukluk yıllarından başlayarak ele aldığı bu yapıt önce yazarının sonra da herkesin yaşayışının, yaşanılan olayların anlatısı da denilebilir. Elime aldığımda bırakmak zor oluyor, öyle içten öyle yalın öyle gülerken düşündüren bir kitap ki işte yine bir Zülfü Livaneli kitabı diyor insan! Hüzünleniyorsun kimi yerde gülümsüyorsun!



    Hümeyra, Naşide Gökbudak'ın şiirsel bir dille yazdığı son kitabı. Yazarı, özellikle "Asıl Adı Atiye" adlı kitabından tanıyoruz.
    Hümeyra, asırlık bir ailenin birbirinden farklı kadınlarını ve onların yaşantılarını anlatıyor. Ayvalık'ın o güzelim sahillerinden İstanbul'a uzanan, zaman içerisinde filizlenen bir aşk hikayesi! "Aşk, iki kişiliktir.
    İkiden fazla kişi ile aşk hiç olmaz. Üçüncü kişiler aşkın üzerinde kara birer gölgedir ve aşkın kimyasını, mayasını ve kalitesini bozarlar. Her yerde, her zaman olduğu gibi aşk ta da kalite çok önemlidir".



    Kolay Aslında, Sedef İybar ile Zeynep Bilgin'in hazırlamış olduğu gerçekten çok pratik ve lezzetli tariflerden oluşan bir kitap. Şiddetle öneririm! Hemen hepsi 45 dk. içerisinde hazırlanan tarifler var! Kitabın arka yüzünde şu satır yer alıyor: "İşinden aşını pişirmeye yeterli vakit bulamayanlara".



    Arkadaşlar, yeni aldığım kitapları sizlerle paylaştım.Bir önce aldığım kitapalrı da daha sonra paylaşırım.
    Yeniden buluşncaya dek sevgiyle, sağlıkla, keyifle hoşça kalın!

    2 Kasım 2007

    Linzer Turta


    Merhaba arkadaşlar!
    Dün Linzer turta yaptım, bir kısmı gitti bile! Resmide gördüğünüz turtadan arta kalanlar!
    Tarif Tea Time'dan, Sevgili
  • Mine
  • 'nin tariflerine de daha yapmadan güvenirim zaten! Hamurun kıvamı da çok güzel oldu zaten.




    Aslında geçtiğimiz hafta beni ziyaret eden
  • Sevdam
  • 'a yapmak, ikram etmek isterdim, olmadı maalesef! Sevda'ya yaptıklarımın da şekillerini beğenmediğim için resimlerini yayımlayamadım, üzüldüm!
    Sevdacım, yazarken yansıtıığn gibi çok samimi, dürüst, çok çok şeker! Kaşılıklı oturup konuşmadan güven duyduğum bir kaç kişiden biridir Sevda! Nasıl yani? Düşünün ki ben tanıdığım insanlara bile çok zor güvenirim! İnsanlar, kendilerini bir şekilde ortaya koyuyorlar! Güveniveriyorsun! Ben de şaşırdım bu işe ama haklı çıktım. Haklı çıkacağımı da biliyordum zatennn :)))
    Sevda'yı zaten çok sevmiştim, sevgim, saygım kaç kat arttı inanın bilmiyorum, çok neşeli bir insan! Neşesi bulaşıcı, evimizi şenlendirdi! Cimcime'yi bile!!!
    İyi ki geldin, iyi ki evimizi şenlendirdin canım arkadaşım! Bir daha ki buluşmamızda söz, kendi ellerimle Linzer Turta yapacağım sana!
    Bir daha ki sefere kitap keyfi yapalım sizlerle, olur mu? Keyifli, mutlu,sağlıklı, neşeli bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!



    (Sevda'm, Cimcime'yi çok şımarttığımı söyledi, bu resmi görseydi ne derdi, bilemiyorum artık! Hani pamuklara sarıp sarmalayıp büyüttüm misali. Benim kızım cibinlik severmiş!

    28 Ekim 2007

    Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!


    Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!

    Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir.

    BEN MUSTAFA KEMAL'İM
    Ben Mustafa Kemal'im,
    Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim,
    Hala en hakiki mürşit değilse ilim,
    Kurusun damağım dilim,
    Özür dilerim,

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi..

    Özgürlük hala
    En yüce değer
    Değilse eğer,
    Pırangalı kalsın diyorsanız köleler,

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi..

    Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı,
    Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı,
    Baş tacı edebiliyorsanız
    Sanatın içine tüküren adamı,

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi..

    Yetmediyse acısı şiddetin, savaşın,
    Anlamı kalmadıysa
    Yurtta sulh dünyada barışın,
    Eğer varsa ödülü
    Silahlanmayla yarışın,

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi..

    Özlediyseniz fesi peçeyi,
    Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi,
    Hala medet umuyorsanız
    Şıhtan, şeyhten, dervişten,
    Şifa buluyorsanız
    Muskadan, üfürükçüden

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi..

    Eşit olmasın diyorsanız
    Kadınla erkek,
    Kara çarşafa girsin diyorsanız
    Yobazın gazabından ürkerek,
    Diyorsanız ki okumasın
    Kadınımız kızımız
    Budur bizim alın yazımız,

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi..

    Fazla geldiyse size
    Hürriyet, Cumhuriyet,
    Özlemini çekiyorsanız
    Saltanatın, sultanın,
    Hala önemini anlamadıysanız
    Millet olmanın,
    Kul olun ümmet kalın,
    Fetvasını bekleyin şeyhülislamın.

    Unutun tüm dediklerimi
    Yıkın diktiğiniz heykellerimi...

    Süleyman APAYDIN

    Tıklayın lütfen!
    http://www.youtube.com/watch?v=Fvh6CISJ5ck