23 Haziran 2014

Uçuşta


Ketum kabin memuru Bianca, milyarder otel sahibi James Cavendish'i gördüğünde zor kazanmış olduğu bütün soğukkanlılığını kaybeder. İlk karşılaşmalarından sonra 7 cm topuklu ayakkabıyla on bin metre yükseklikte bir tepsi şampanyayı rahatça taşıyabilen bir kız için şaşırtıcı bir şekilde dizlerinin bağının çözülmüş olduğunu fark eder. Genelde sakin olan Bianca, onun turkuaz gözlerine bakmaktan kendini alamaz. O gözlerde direnmenin imkânsız olduğu bir meydan okuma, bir vaat var. Oysa o, "hayır" demeye ve bunu gerçekten kastetmeye alışık bir kız.

Bianca, birinci sınıfta görevli bir kabin memuru olarak süper modeller ve film yıldızlarıyla ilgilenmeye alışık ama James Cavendish yakışıklılığıyla hepsini gölgede bırakıyor. Bu dehşet verici adam hakkında karşı konulamaz bulduğu tek şey görünüşü olsaydı, Bianca onu görmezden gelebilirdi. Ama onun hiç olmadığı kadar aklını başından alan şey, tanıştıkları andan itibaren Bianca'nın üzerinde kurduğu hâkimiyet ve onun gözlerinden okuduğu zevk ile acı vaadi. 

Hiç yorum yok: