24 Şubat 2013

Dönüş Yolculuğu


Maeve Binchy'den insanın kalbine işleyen öyküler...

Maeve Binchy, her zamanki gibi bazen dokunaklı, bazen ironik üslubuyla bizi hayatın unutulmaz anlarını keşfe çıkarıyor.

Dönüş Yolculuğunda kaçamaklar, gizli sevgililer, her şeyi altüst eden yabancılar, anneler ve kızları, çocuklar, aile bağları, yıkılan hayaller, yeni başlangıçlar var. Terk etmeler, bırakıp gidememeler, beklenenler, gelmeyenler, dönülemeyen yolculuklar ve her zamanki gibi insanı derinden sarsan öyküler...

"Maeve Binchy insanı ağlatıyor, güldürüyor ve içini sevgiyle dolduruyor. Karakterleri hayat dolu."
San Francisco Chronicle

"Maeve Binchy İrlandanın sağlam hikâye anlatma geleneğinin en büyük temsilcilerinden, kalbinin derinliklerinden yazıyor."
The Plain Dealer (Cleveland)

* Bu arada dostlarım, Maeve Binchy'yi geçtiğimiz Temmuz ayında kaybettiğimizi üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım!  
Sevgiyle, sağlıkla kalın!

19 Şubat 2013

Arşivden Üzümlü Bademli Kek





Dostlarım, yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın!

Hayatımın Filmi


 Her Hollywood senaristi gibi David Armitage de zengin ve ünlü olmak istemektedir. Geçen on bir sene boyunca elde edebildiği yegâne şey ise başarısızlıktır. Ancak bir gün şansı döner ve senaryosu bir televizyon kanalı tarafından satın alınır.
Hızla ünlü olarak Hollywood'un en ünlü yaratıcı isimlerinden biri haline gelir. Gelen bu büyük şöhretle birlikte kendini de hızla yeniler; karısını ve kızını, seksi ve hırslı genç bir yönetici uğruna terk eder.
David'in yolu, bir sinema delisi olan milyarder Philip Fleck ile kesiştiğinde hızlı yükselişi bambaşka bir ivme kazanır. Fakat David'in bilinçsizce yaptığı bir hata sonucu hayatı, baş kahramanının başına her türlü felaketin geldiği bir Hollywood filminden beter hale gelecektir.
Kennedy'nin yeni romanı çok sürükleyici.
Publishers Weekly
Kennedy'nin kitapları çok heyecanlı, alışkın olduğunuz başucu kitaplarınızdan daha zekice yazılmış ve daha başarılı; hiç durmayın, hemen alın.
Library Journal

13 Şubat 2013

Ben Sana Mecburum

 
Ben sana mecburum bilemezsin 
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum 
Büyüdükçe büyüyor gözlerin 
Ben sana mecburum bilemezsin 
İçimi seninle ısıtıyorum. 

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor 
Bu şehir o eski İstanbul mudur 
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor 
Sokak lambaları birden yanıyor 
Kaldırımlarda yağmur kokusu 
Ben sana mecburum sen yoksun. 

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur 
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur 
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan 
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu 
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından 
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman 
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu 

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor 
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor 
Durup köşe başında deliksiz dinlesem 
Sana kullanılmamış bir gök getirsem 
Haftalar ellerimde ufalanıyor 
Ne yapsam  ne tutsam nereye gitsem 
Ben sana mecburum sen yoksun. 

Belki haziran  da mavi benekli çocuksun 
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor 
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden 
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun 
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor 
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin 
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor 

Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Bu kurtlar sofrasında belki zor 
Ayıpsız   fakat ellerimizi kirletmeden 
Ne vakit bir yaşamak düşünsem 
Sus deyip adınla başlıyorum 
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin 
Hayır başka türlü olmayacak 
Ben sana mecburum bilemezsin. 
 
Atilla İLHAN 

Ben, bu şiiri yıllar önce yine yayımlamıştım, Sevgililer Günü'nün anlam ve önemi açısından yeniden
yayımlıyorum. Tüm sevgililerin "Sevgililer Günü" kutlu olsun!Yeniden görüşünceye dek sevgiyle kalın dostlarım!

  

10 Şubat 2013

Yepyeni Debbie Macomber Kitapları

Sonlar,
insanı hayata bağlayan
yepyeni başlangıçlardır...

Kimi zaman hayatın karmaşasından başımızı kaldırmak, dertlerimizi geride bırakmak ya da bize zarar veren alışkanlıklarımızdan kurtulmak için bir yol bulmaya çalışırız. Ve bu arayışta en büyük yardımcımız dostlarımız olur; sadece iyi değil kötü günde de yanı başımızda duran ve her sonun bir başlangıca vesile olduğunu hatırlatan can dostlarımız…

Sihirli bir dokunuşa ihtiyaç duyan insanların yaşadıklarını sımsıcak bir dille anlatan bu roman, bizleri umut aşılayan bir dünyanın içine çekiyor.


"İşin ucunda unutulmaz karakterler yaratmak varsa, bunu Debbie Macomberdan daha iyi kimse yapamaz."
BookPage



Shirley, Goodness ve Mercy, meleklerin işlerinin asla bitmeyeceğini bilirler; hele yılın en güzel dönemi olan Noelde. Yardımcı melekleri Willi de kanatlarının altına alırlar ve New Yorkta Times Meydanındaki eğlenceleri izlemek için yola koyulurlar. Will, gece yarısı kalabalığın arasında tek başlarına duran iki yabancıyı fark ettiğinde, bunun yardım eli uzatmak için en uygun zaman olduğuna karar verir.

Lucie Ferrara ve Aren Fairchild, yılbaşı gecesi Times Meydanında kazara olmuş gibi görünen çarpışmalarının ardından tanışırlar. Birbirlerinden hemen hoşlanırlar ve pek çok ortak yönlerinin olduğunu fark ederler. Ama kaderin cilvesi onları bir araya gelmeleri kadar hızlı bir şekilde ayırır. Lucie ve Arenin birbirleriyle iletişime geçmeleri mümkün görünmemektedir artık.

Tabii eğer bir mucize gerçekleşmezse...

Eğlenceli ve romantik bu romanda Debbie Macomber uzun zamandır özlemini çektiğiniz bir aşka tanıklık etmenizi sağlayacak.


"Macomberın karakterlerine hayran olmamak olanaksız. Söz konusu özel bir mekan ve asla unutulmayacak karakterler yaratmak olduğunda, kimse Macomber ile boy ölçüşemez."
Bookpage







6 Şubat 2013

Fava

 
 Merhaba dostlarım, günler geçti, tatil sona erdi. Cumartesi günü yola çıkıyoruz. İstanbul'uma, sevdiklerime kavuşabilmek için tatili iple çekmiştim.Şimdi yaza kadar küçük kaçamaklarla teselli bulacağım artık! Bu arada bu tarif yazdan kalma, fotoğrafları  istanbul'da kaldığı için yayımlayamadım.

Malzemeler:

Yarım kilo bakla
Yarım su bardağı zeytinyağı
1 adet limon suyu
1 adet kesme şeker
1 adet soğan
1 tatlı kaşığı tuz
4 su bardağı su

Hazırlanışı:
Baklaları üzerini geçecek kadar su ile 1 gece önceden bekletin. Ertesi gün suyunu süzdürüp, baklaları tencereye aktarın. Üzerine zeytinyağı, limon suyu, şeker, tuz, 4 su bardağı su ve doğranmış soğanı ilave edip, tencereyi ocağa alın. 1 saat orta ateşte, baklalar iyice yumuşayana kadar pişirin. Ocaktan alıp biraz soğutun. Baklaları rondodan geçirin. Bir kalıba dökerek soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra servis tabağına ters çevirerek çıkarıp üzerini dereotu ile ve dilerseniz kiraz domates ile süsleyin ve servise sunun.




Yeniden görüşünceye dek dostça, sevgiyle kalın!

3 Şubat 2013

Aşk iki Kişiliktir


Değişir yönü rüzgarın
Solar ansızın yapraklar.
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini,
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten.
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar.
Boşanır keder zincirlerinden
Sular, tersin tersin akar.
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar.
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.


Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken.
Çünkü, hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını.
Severken hiçbir böcek,
Hiç bir kuş yalnız değildir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.


Ataol Behramoğlu